MUHAMMED b. HABÎB

(محمّد بن حبيب)

Ebû Ca‘fer Muhammed b. Habîb b. Ümeyye b. Amr el-Hâşimî (ö. 245/860)

Ensâb âlimi, râvi ve edip.

Annesi Habîb’e izâfetle Muhammed b. Habîb olarak tanınır. Kaynakların çoğunda “veled-i mülâane” olduğu ve babasının bilinmediği belirtilmekle birlikte isim zincirini yukarıdaki şekilde kaydeden bazı tarihçilere göre Habîb babasının adıdır. Bir rivayete göre büyük babasının ismi Muhabber’e (Fîrûzâbâdî, s. 192) veya en meşhur eseri olan el-Muĥabber’e (Sem‘ânî, s. 510) nisbetle Muhabberî, tarihe ve en-sâba dair yazdığı eserleri sebebiyle Ahbârî nisbeleriyle anılır. Hâşimî nisbesini, Abbâsî Devleti’nin kurucusu Ebü’l-Abbas es-Seffâh’ın kardeşlerinden Ebü’l-Fazl Abbas b. Muhammed el-Hâşimî’nin kölesi olduğu için almıştır. Bazı yeni kaynaklarda (Ziriklî, VI, 307; Kehhâle, IX, 174-175) Bağdat’ta doğduğu belirtiliyorsa da bunun ihtiyatla karşılanması gerekir. Çünkü köleleri arasında İbn Habîb’in annesinin de bulunduğu Abbas b. Muhammed ve kardeşlerinin 132’de (749) Kûfe’ye göç ederek burada yerleşmeleri ve Bağdat’ın Ebû Ca‘fer el-Mansûr’un hilâfet yıllarında (754-775) kurulmuş olması İbn Habîb’in de Kûfe’de doğmuş olabileceği ihtimalini düşündürmektedir. Bununla beraber hocaları göz önüne alındığında küçük yaşta Bağdat’a gelerek eğitimini burada tamamladığı anlaşılmaktadır.

Ebû Ubeyde et-Teymî, Kutrub, İbnü’l-Kelbî, Ebû Abdullah İbnü’l-A‘râbî ve Ebü’l-Yakzân Âmir b. Hafs gibi şahsiyetlerden okuyan Muhammed b. Habîb ensâb, eyyâm ve ahbâra dair bilgilerle Arap dili ve edebiyatı, lugat ve şiir gibi konularda kendini gösterdi. Ancak onun şöhret bulduğu alan ensâbdır.

Muhammed b. Habîb’in sakin ve münzevi bir hayat tarzını benimsediği anlaşılmaktadır. Genellikle kendi imkânlarıyla geçinmeye çalıştı, devlet görevine tâlip olmadı, halka açık cami vb. yerlerde ders vermekten kaçındı. Evinin bir bölümünü okul haline dönüştürerek başta Muhammed b. Abbas el-Hâşimî’nin çocukları olmak üzere bazı devlet adamları ile diğer kişilerin çocuklarının eğitimiyle meşgul oldu. Bu sebeple “müeddip” ve “muallim” lakaplarıyla da anılır. Fakat geçim sıkıntısı çektiğini bir beytinde dile getirmektedir (Yâkūt, IV, 2480; İbnü’l-Kıftî, III, 121). İbn Habîb’in öğrencileri arasında, başta el-Muĥabber ve el-Münemmaķ adlı eserlerini rivayet eden Ebû Saîd es-Sükkerî olmak üzere Muhammed b. Ahmed b. Arâbe el-Kûfî, (İbn) Ebû Ru‘be ve babasıyla yakın dost olan şair İbnü’r-Rûmî’nin ismi zikredilir. İbn Habîb 23 Zilhicce 245’te (19 Mart 860) Sâmerrâ’da vefat etti.

Güvenilir bir râvi kabul edilen İbn Habîb, hocası İbnü’l-Kelbî’nin Cemhere’sini rivayet ettiği gibi eserlerinde bundan


bol miktarda iktibasta bulunmuştur. Hocalarından yaptığı alıntıları bir nevi intihal olarak değerlendiren Merzübânî onu hocalarının eserlerine kendi adını koymakla itham etmiş, Kitâbü Men luķķıbe mine’ş-şuǾarâǿ bi-beytin ķālehû adlı eserinin gerçek yazarının İsmâil b. Ebû Ubeydullah olduğunu ileri sürmüştür (Yâkūt, VI, 2481). Ancak bu ithamların kıskançlıktan ileri geldiği anlaşılmaktadır. Çünkü Ebü’l-Ferec el-İsfahânî’nin el-Eġānî’sinde İbn Habîb’in rivayetlerine geniş yer vermesi, Cerîr, Ferezdak, İbn Kays er-Rukayyât ve Ru‘be gibi birçok şairin divanlarının İbn Habîb rivayetiyle intikal eden nüshalarının rağbet görmesi, onun kasıtlı olarak bu gibi intihallere tevessül edecek bir kişiliğe sahip olmadığını göstermektedir. Bununla birlikte çağdaşlarının isnad zincirine özen gösterdiği bir dönemde İbn Habîb’in, nakillerinde “kitap ehlinden biri, bir yahudi, karşılaştığım bir kişi ...” gibi belirsiz ifadelere yer vermesi eleştirilmiştir.

Eserleri. 1. el-Muĥabber. Bir nevi peygamberler ve halifeler tarihi niteliğindeki eserde hadiseler ve şahsiyetler ayrıntılarına girilmeden listeler halinde verilmiştir. Soy kütüklerinde anne şeceresine geniş yer ayrılması, İslâm öncesi ve ilk İslâmî döneme ait orijinal rivayetler ve anekdotlar ihtiva etmesi kitabın başlıca özelliklerindendi (nşr. Ilse Lichtenstädter, Haydarâbâd-Dekken 1361/1942). 2. el-Münemmaķ fî aħbâri Ķureyş. Hz. Âdem’den Resûl-i Ekrem’e kadar geçen bütün peygamberlerle Kureyş kabilesinin en-sâb ve ahbârına dairdi (nşr. Hurşîd Ahmed Fârık, Dehli 1384/1964; Beyrut 1985). 3. Muħtelefü’l-ķabâǿil ve müǿtelefuhâ (el-Müǿtelif ve’l-muħtelif fi’n-neseb, Risâle Ǿan ittifâķı ve iftirâķı esmâǿi’l-ķabâǿili’l-ǾArabiyye) (nşr. Ferdinand Wüstenfeld, Göttingen 1850 → [baskı yeri yok], 1967 [Mektebetü’l-müsennâ]; nşr. Râne M. Nûrürrahmân İhsân İlâhî, Wiesbaden 1964; nşr. İbrâhim el-Ebyârî, Kahire, ts.; nşr. Hamed el-Câsir, Riyad 1400/1980). 4. Risâletü Esmâǿi’l-ķabâǿili(‘l-müteşâbihe ve ġayri’l-müteşâbihe) (nşr. Ferdinand Wüstenfeld, Göttingen 1850). 5. Esmâǿü’l-muġtâlîn mine’l-eşrâf fi’l-Câhiliyye ve’l-İslâm ve esmâǿü men ķutile mine’ş-şuǾarâǿ (nşr. Abdüsselâm Muhammed Hârûn, I-II, Kahire 1373/1954, 1955, 1393/1973). 6. Elķābü’ş-şuǾarâǿ ve men yuǾraf minhum bi-ümmihî (nşr. Abdüsselâm M. Hârûn, Kahire 1373/1954, 1955, 1393/1973). 7. Küna’ş-şuǾarâǿ ve men ġalebet künyetühû Ǿalâ ismih (nşr. Abdüsselâm M. Hârûn, Kahire 1373/1954, 1955, 1392/1972). 8. Kitâbü Ümmehâti’n-nebî (nşr. Hüseyin Ali Mahfûz, Bağdat 1372/1952). 9-10. el-Emŝâl (el-Emŝâl Ǿalâ efǾalü min / EfǾalü min fi’l-emŝâl) ve Mâ câǿe ismâni eĥadühümâ eşheru min śâĥibihî fesümmiye bihî (Muhammed Hamîdullah el-Emŝâl’in bir cüzünü neşretmiştir; MMİIr., IV [Bağdat 1375/1956], s. 35-45). 11. Kitâbü Men nüsibe ilâ ümmihî mine’ş-şuǾarâǿ (nşr. Abdüsselâm M. Hârûn, Kahire 1951, 1392/1972; nşr. Giorgio Levi Della Vida, JAOS, sy. 62 [1942], s. 156-177). İbn Cinnî kitaba bazı ilâveler yapmış ve açıklamalarda bulunmuştur (DİA, XIX, 399). 12. Ħalķu’l-insân fi’l-luġa (nşr. Halîl İbrâhim el-Atıyye, Kahire 1414/1994). 13. Kitâb fî aħbâri’ş-şuǾarâǿ ve ŧabaķātihim. 14. Kitâbü’ş-ŞuǾarâǿ ve ensâbihim (Ensâbü’ş-şuǾarâǿ) (son iki eserin yazma nüshaları için bk. Sezgin, II/1, s. 151). Kaynaklarda Muhammed b. Habîb’in daha başka eserleri de zikredilmektedir.

Müellifin rivayet edip bir kısmını şerhettiği divanlar da şunlardır: Dîvânü Cerîr b. ǾAŧıyye (şerh), Dîvânü RuǾbe b. ǾAccâc (şerh), Dîvânü Źürrumme (şerh), Dîvânü Lebîd b. RebîǾa (şerh), Dîvânü Cirân el-ǾÛd (şerh), Dîvânü Küseyyir (şerh), Dîvânü Ferezdaķ, Dîvânü Aħŧal, Dîvânü Efveh el-Evdî, Dîvânü İbn Ķays er-Ruķayyât, Neķāǿiżu Cerîr ve’l-Ferezdaķ, Neķāǿiżu Cerîr ve ǾÖmer b. Leceǿ, Dîvânü İbnü’d-Dümeyne, Dîvânü Muĥammed b. Beşîr el-Ħâricî, Dîvânü ǾUķayşir el-Esedî, Dîvânü Sürâķa el-Bâriķī, Dîvânü ǾUceyr es-Selûlî, Dîvânü AǾşâ et-Taġlibî, Dîvânü Züfer b. Hâriŝ, Dîvânü NuǾmân b. Beşîr, Dîvânü Ĥassân b. Ŝâbit, Dîvânü Ĥuŧayǿe, Dîvânü ǾAmr b. Şeǿs.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Habîb, el-Münemmaķ, neşredenin girişi, s. 3-17; Ebü’l-Kāsım ez-Zeccâcî, Mecâlisü’l-Ǿulemâǿ (nşr. Abdüsselâm M. Hârûn), Kahire 1403/1983, s. 75-76; Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, Merâtibü’n-naĥviyyîn (nşr. M. Ebü’l-Fazl İbrâhim), Kahire 1375/1955, s. 96-97; Ebû Bekir ez-Zübeydî, Ŧabaķātü’n-naĥviyyîn ve’l-luġaviyyîn (nşr. M. Ebü’l-Fazl İbrâhim), Kahire 1392/1973, s. 139-140; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (nşr. Nâhid Abbas Osman), Devha 1985, s. 210-212; İbn Mis‘ar et-Tenûhî, Târîħu’l-Ǿulemâǿi’n-naĥviyyîn (nşr. Abdülfettâh M. el-Hulv), Cîze 1412/1992, s. 204-205; Hatîb, Târîħu Baġdâd, II, 277-278; Sem‘ânî, el-Ensâb, Leiden 1912, s. 510-511; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, Beyrut 1993, VI, 2480-2483; İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, III, 119-121; Zehebî, Târîħu’l-İslâm: sene 241-250, s. 423; Safedî, el-Vâfî, II, 325; Fîrûzâbâdî, el-Bülġa fî terâcimi eǿimmeti’n-naĥv ve’l-luġa (nşr. Muhammed el-Mısrî), Küveyt 1407/1987, s. 192-193; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’n-nuĥât ve’l-luġaviyyîn (nşr. Muhsin Gayyâz), Necef 1974, s. 81-82; Brockelmann, GAL, I, 105; Suppl., I, 165-166; Ziriklî, el-AǾlâm, VI, 307; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, IX, 174-175; C. Zeydân, Âdâb, II, 197-198; Sezgin, GAS, II/1, s. 151; VIII, 90-92; Ömer Ferruh, Târîħu’l-edeb, II, 283-284; I. Lichtenstädter, “Muĥammed Ibn Ĥabîb and his Kitāb al-Muĥabbar”, JRAS (1939), s. 1-27; a.mlf., “Muĥammed b. Ĥabîb”, EI² (İng.), VII, 401-402; Mehmet Yavuz, “İbn Cinnî”, DİA, XIX, 399; Âzertâş Âzernûş, “İbn Ĥabîb”, DMBİ, III, 306-308.

Mehmet Sami Benli