MU‘TAZID-BİLLÂH el-ABBÂDÎ

(المعتضد بالله العبّادي)

Ebû Amr Fahrü’d-devle el-Mu‘tazıd-Billâh Abbâd b. Ebi’l-Kāsım Muhammed b. Ebi’l-Velîd İsmâîl el-Lahmî (ö. 461/1069)

Abbâdî emîri (1042-1069).

27 Safer 407’de (5 Ağustos 1016) doğdu. İşbîliye’de (Sevilla) Abbâdîler hânedanını kuran babası Ebü’l-Kāsım İbn Abbâd tarafından, ağabeyi İsmâil’in Muharrem 431’de (Ekim 1039) Gırnata Zîrîler Hükümdarı Bâdîs b. Habbûs ile yaptığı savaşta öldürülmesi üzerine onun yerine hâcibliğe getirildi; babasının ölümüyle de 1 Cemâziyelâhir 433 (26 Ocak 1042) tarihinde el-Mu‘tazıd-Billâh lakabıyla hânedanın başına geçti. İktidara gelir gelmez hâkimiyet alanını genişletmek amacıyla Endülüs’te çok güçlenen Berberîler’e karşı cephe aldı ve ilk önce babasının Karmûne’nin (Carmona) Berberî Hükümdarı Muhammed b. Abdullah el-Birzâlî’ye karşı açtığı savaşa yoğunluk verdi. Arkasından Mirtûle (Mertola) hâkimi İbn Tayfûr ile Leble (Niebla) hâkimi Muhammed b. Yahyâ el-Yahsubî’yi mağlûp etti. Mu‘tazıd-Billâh’ın bu başarısı karşısında ondan çekinmeye başlayan Batalyevs, Cezîretülhadrâ, Gırnata ve Mâleka emîrleri kendi aralarında bir ittifak kurdular. Ancak Mu‘tazıd-Billâh 436’da (1044-45) Mirtûle’yi, 442’de (1050) Evrebe’yi, 443’te (1051) Şeltiş’i (Saltes), 444’te (1052) Kastâle, Velbe (Huelva), Şentemeriye (Santaver), Şilb (Silves) gibi Batı Endülüs şehirlerini ve 446’da (1054) Cezîretülhadrâ’yı ele geçirdi. Bundan sonra oğlu İsmâil’i Kurtuba üzerine yolladı. Fakat İsmâil bu fırsattan yararlanıp merkezi Cezîretülhadrâ olan yeni bir devlet kurmak istedi. Acımasızlığıyla tanınan Mu‘tazıd oğlunu bizzat öldürerek cezalandırdı. Bâdîs b. Habbûs’a karşı sevkettiği diğer oğlu Muhammed ise (Mu‘temid-Alellah) yenilerek geri döndü. 458 (1066) yılına kadar Batı Endülüs’ün büyük bir kısmını ele geçiren Mu‘tazıd o yıldan sonra doğuya yöneldi ve 459’da (1067) Karmûne’yi aldı; ancak asıl hedefi eski Emevî başşehri Kurtuba’ya hâkim olmak için denediği bütün planlar neticesiz kaldı.

Endülüs İslâm tarihinin en ünlü simalarından biri olan Mu‘tazıd-Billâh 2 Cemâziyelâhir 461’de (29 Mart 1069) vefat etti; bir rivayete göre ise zehirlenmek suretiyle öldürüldü. Zekâsı, hazırcevaplığı, şairliği, özellikle de idareciliği ve imar faaliyetlerindeki başarısıyla temayüz etmişti. Ancak onun asıl bilinen yönü zalimliği ve devlet idaresinde her hileyi meşrû sayması, bu uğurda zillete düşmeyi dahi normal karşılaması idi. Sarayının bahçesinde her gün idam infazı olduğu, önemli kişilerin başlarının bahçenin arkasındaki bir depoda saklandığı rivayet edilir. 445 (1053) yılında kendisine karşı direneceklerini tahmin ettiği Runde (Ronda), Mûrûn ve Erkûş (Arcos) emîrlerini maiyetleriyle birlikte sarayına davet etmiş, verdiği ziyafetten sonra hepsini hamama sokup kapı ve pencereleri ördürmek suretiyle ölüme terkederek topraklarını ele geçirmiştir. 455’te (1063) sınırlarına saldıran Kastilya-Leon Kralı I. Fernando’nun karargâhına bizzat giderek çok kıymetli hediyeler sunmuş ve çeşitli onur kırıcı şartlarla birlikte yıllık haraç ödemeyi kabul etmiştir.

İyi bir şair olan ve divanı iki defa yayımlanan Mu‘tazıd-Billâh (Rızâ es-Sûsî, Mecelletü Külliyyeti’t-terbiyye, IV [Trablus 1974], s. 137-230; Muhammed Mecid es-Saîd, Mecelletü’l-Mevridi’l-Baġdâdiyye, V/ 2 [Bağdat 1976], s. 105-117), israf ve eğlencenin had safhaya ulaştığı sarayını bir sanat merkezi haline getirmiş, bilhassa şairlerle mûsikişinasları himayesi altına almıştır. Şairler kendisini övmek için birbirleriyle âdeta yarışa girmişlerdir. Endülüs şiiri onun döneminde zirveye ulaşmıştır. Devrin meşhur edip ve şairlerinden bazıları şöylece sıralanabilir: Ebû Bekir Muhammed b. Melah, Ebü’l-Velîd İbnü’l-Muallim, A‘lem eş-Şentemerî, İbn Ammâr el-Endelüsî, Ebü’l-Velîd el-Bâcî. Onun zamanında telif faaliyetlerinde de büyük bir canlılık görülmektedir. İbn Mesleme el-Kurtubî Ĥadîķatü’l-irtiyaĥ fî vaśfi ĥaķīķati’r-râĥ, Habîb (Hubeyb) lakabıyla tanınan İsmâil b. Muhammed el-BedîǾ fî faśli’r-rebîǾ, Ebü’l-Velîd el-Bâcî Kitâbü’l-Münteķā adlı eserlerini bu dönemde yazmışlardır. İbnü’l-Kattân, Şerĥu’l-eşǾâr ve Şerĥu’l-Ĥamâse adlı eserlerini onun adına kaleme almıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IX, 285-288; X, 151-155; İbn Hallikân, Vefeyât, V, 22-39; ayrıca bk. İndeks; İbn İzârî, el-Beyânü’l-muġrib, bk. İndeks; İbnü’l-Hatîb, AǾmâlü’l-aǾlâm (nşr. E. Lévi-Provençal), Rabat 1934, bk. İndeks; İbn Haldûn, el-Ǿİber, IV, 156-159; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, bk. İndeks; Dozy, Spanish Islam, s. 628-661; A. C. Fierro, al-Motadhid rey de Sevilla, Sevilla 1930; Cebrâil Süleyman Cebbûr, el-Mülûkü’ş-şuǾarâǿ, Beyrut 1401/1981, s. 263-270; Muhammed b. Abbûd, et-Târîħu’s-siyâsî ve’l-ictimâǾî li-İşbîliyye, Tıtvân 1983, s. 55-63; a.mlf., “Devletü Benî ǾAbbâd: Taĥlîlü ķıyâmihâ ve süķūŧihâ”, el-Baĥŝü’l-Ǿilmî, sy. 32, Rabat 1401/1981, s. 54-58; D. Wasserstein, The Rise and Fall of the Party-Kings, Princeton 1985, s. 95, 155-156; M. Abdullah İnân, Devletü’l-İslâm fi’l-Endelüs: Düvelü’ŧ-ŧavâǿif, Kahire 1408/1988, s. 39-58, ayrıca bk. İndeks; E. Lévi-Provençal, “al-MuǾtađid Billāh”, EI² (İng.), VII, 760-761.

Câsim el-Ubûdî