MEVLEVÎ AHMEDULLAH ŞAH

(مولوي أحمد الله شاه)

(ö. 1858)

Büyük Hint ayaklanmasının en önemli lideri.

Asıl adı Ahmed Ali İlyas Ziyâeddin’dir. 1817’de Madras yakınındaki Chinapatan’da doğdu; varlıklı bir seyyid ailesine mensuptur. On altı yaşına kadar dinî ilimler ağırlıklı bir öğrenim gördükten sonra Haydarâbâd Nizamlığı’nın ordusuna girdi. Katıldığı savaşlardaki cesaretinden dolayı nizam ona Dilâver Ceng unvanını verdi ve kendisine yaver yaptı. Seyyid Ahmed’in bu hızlı yükselişi bazı devlet adamlarının onu kıskanmasına sebep olurken nizamın sarayında bulunan İngilizler’de takdir duyguları doğurdu. Politikalarında kendisinden yararlanmak isteyen İngilizler, Seyyid Ahmed’i bir süre için İngiltere’ye gitmeye ve geri geldiğinde İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’nin hizmetinde çalışmaya ikna ettiler. İngiltere’ye giden Seyyid Ahmed hac mevsimine rastlattığı dönüşünü Hicaz ve İran üzerinden yaptı. Bu arada yolculuğu sırasında gördüğü müslümanların büyük bir çöküntü ve kültürel yozlaşma içinde bulunduğuna şahit oldu. Böylece zihninde İslâm toplumlarının yeni bir canlılık ve reforma ihtiyaç duydukları yönünde fikir gelişmeye başladı ve sonuçta İngiliz politikalarının ülkede meydana getirdiği sosyal, siyasal ve ekonomik yıkımdan kurtulmak için cihadın gerekliliğine karar verdi. Onun bu kararı almasında, İslâmiyet’i kötüleyerek kendisini rencide eden hıristiyan misyonerlik faaliyetlerinin gittikçe yoğunlaşması da etkili oldu. Seyyid Ahmed önce Kuzey Hindistan’a yöneldi ve ulaşabildiği her yerde halkı harekete geçirmeye çalıştı. Bu sırada tasavvufa da ilgi duyarak Ecmîr yakınlarındaki Sambhar kasabasında Şeyh Seyyid Furkān Ali ile tanışıp ona intisap etti ve derviş hayatı yaşamaya başladı. Bu tarihten itibaren müslümanlar arasında şeyhinin kendisine verdiği Seyyid Ahmedullah Şah ismiyle tanındı; İngilizler ise ondan Mevlevî Ahmedullah veya kısaca Mevlevî diye bahsetmişlerdir.

Sambhar’dan Gevâliyâr’a giden Ahmedullah Şah burada karşılaştığı Kādirî şeyhi Mihrab Şah Kalemdar’ın özel ilgisine mazhar oldu. O sıralarda Bengal, Meysûr, Rohilhand ve Eved bölgelerinin tamamen İngiliz hâkimiyetine geçmesinin müslümanlar üzerindeki yıkıcı etkisini göz önüne alan Şeyh Mihrab Şah ona hilâfet verdi ve kendisini dindaşlarını İngiliz sultasından kurtarmakla görevlendirdi. Kalküta’dan Leknev’e ve Agra’ya kadar bütün bölgeyi dolaşan Ahmedullah Şah, bir taraftan cihad için halkı gayrete getirmeye çabalarken bir taraftan da İngilizler’in ordusunda bulunan Hintli askerleri harekete geçirmeye çalıştı. Özellikle hıristiyan misyonerlerin İngilizler’in himayesinde kendi inançlarını kötüleyen faaliyetlerinden rahatsız olan Hindu ve müslüman askerler Ahmedullah Şah’a büyük ilgi gösterdiler ve başlatılacak bir ayaklanmaya katılacakları işaretini verdiler. İngilizler durumu farkedince Ahmedullah Şah’ın faaliyetlerine sınırlama getirilerek denetim altına alındı; ardından Feyzâbâd’da yakalanıp hapse atıldı. Kişiliğinden etkilenen hapishane doktorunun ona mürid olması sebebiyle tutukluluğu sırasında iyi muamele gördü.

9 Haziran 1857 günü ayaklanmanın başlaması üzerine serbest kalan Ahmedullah Şah müridleriyle birlikte Leknev’e gitti. Çok geçmeden Chinnat denilen mevkide İngiliz birliklerinin saldırısı ile karşılaştı ve onları ağır bir yenilgiye uğratarak geri çekilmek zorunda bıraktı. Bu durum kendisine olan güvenin artmasına yol açtı; İngilizler’in bir yıl önce Eved’i ele geçirdiklerinde dağıttıkları ordunun eski askerleri ona katıldı. Ancak Leknev’de bulunan Şiîler Ahmedullah Şah’ın başlattığı isyanı onaylamadıkları gibi Eved Şiîleri de son sultan Vâcid Ali’nin on bir yaşındaki oğlu Bircis Kadr’i tahta geçirerek Ahmedullah Şah’tan uzak durdular. Bunların yanı sıra Ahmedullah Şah’ın tayin ettiği yerel görevlilerden bir kısmının ehil olmaması ve soygun, yolsuzluk, rüşvet alma gibi davranışlarının görülmesi onu sıkıntıya soktu. Bu esnada Eved geri alınırken


İngiliz askerlerinden sağ kalanlar kendilerini savunmak için idarî merkezlerine çekildiler. Bircis Kadr’in askerleri burayı kuşatınca aralarının açık olmasına rağmen Ahmedullah Şah ona yardım etti. İngilizler 1857 sonuna kadar direndiler. Diğer taraftan Kanpûr’daki Hintliler yenildiğinden buradaki İngiliz ordusu Leknev’e yöneldi. Ahmedullah Şah, kuvvetlerine katılan yeni mücahidlerle birlikte onlara karşı bir saldırı hazırlığı içerisinde iken durumu öğrenen İngilizler gerekli tedbirleri aldılar ve 12 Ocak 1858’de vuku bulan taarruzu sonuçsuz bıraktılar. Dönüşte başka bir İngiliz konvoyuna karşı giriştiği harekâtta da başarı kazanamayan Ahmedullah Şah bunun üzerine gerilla savaşına başladı ve bu sıralarda ayaklanmanın en büyük lideri olarak tanındı. İngilizler’in Nepal’den getirdikleri Gurkalar’ı saldırılarıyla püskürten Ahmedullah Şah, bunun arkasından ağır silâhlarla donatılmış İngiliz birlikleriyle karşı karşıya kaldı ve önce Dergâh Şah Abbas mevkiine, ardından Lâlkot’a çekilmek zorunda bırakıldı. Ancak o günlerde Bircis Kadr ve Leknev’deki kuvvetlerin kumandanı Hazret Mahal’in de kendisine katılmasıyla tekrar güçlendi ve 21 Mart’ta İngilizler’e karşı genel bir saldırı başlattı. İngiliz ordusuna ağır kayıplar verdirmesine rağmen sonuç alamadı ve Leknev’in 45 km. kuzeybatısında bulunan Bari kasabasına çekildi; bunun üzerine Hazret Mahal ve Bircis Kadr ondan ayrıldılar. Ahmedullah Şah’tan kurtulmak isteyen İngilizler 13 Nisan’da Bari’ye saldırdılar. Ahmedullah Şah orayı terkederek Muhammedî’ye geçti; hemen arkasından da 1500 askeriyle Rohilhand’daki Şahcihanpûr şehrini ele geçirip bir süre oradaki İngiliz askerlerinin sığındığı kaleyi kuşatma altında tuttuktan sonra Muhammedî’ye döndü. 25 Mayıs’ta burayı kuşatan İngilizler, Ahmedullah Şah’ın Şahcihanpûr’a gitmesini engelleyemediler ve son çare olarak onu ölü veya diri getirene 50.000 rupi ödül verileceğini açıkladılar. Bunun üzerine Hindu liderlerinden Jagan Nath yardım vaadiyle Ahmedullah Şah’ı mâlikânesine davet etti ve onu öldürtüp başını İngilizler’e gönderdi. Mevlevî Ahmedullah Şah, müslümanlar arasında moral çöküntünün ve yılgınlığın had safhada bulunduğu bir sırada ümidini hiç kaybetmeden bağımsızlık mücadelesi veren bir lider olarak düşmanları tarafından dahi takdirle anılmıştır; asker, âlim, tebliğci ve mutasavvıf kişiliğiyle Hint-İslâm tarihinin en önemli simalarından biridir.

BİBLİYOGRAFYA:

M. R. Gubbins, An Account of Mutinies in Qudh and the Siege of Lucknow, London 1858, s. 188-189; J. Kaye - G. B. Malleson, History of the Indian Mutiny: 1857-58, London 1878-80, III, 284-286; IV, 379-381; V, 292; G. B. Malleson, The Indian Mutiny of 1857, London 1891, s. 17-18; Kemâleddin Haydar Hüseynî, Kayśarü’t-Tevârîħ, Leknev 1906, II, 227, 301; Freedom Struggle in Uttar Pradesh, Lucknow 1958-59, I, 381-383; II, 77, 84, 102, 139, 198; V, 148, 413, 417, 537-539; S. Moinul Haque, The Great Revolution of 1857, Karachi 1968, s. 46-79; Feth Muhammed Tâib, Tevârîħ-i Aĥmedî, Leknev, ts., s. 9, 28-29, 33-35, 49-53, 59-65, 104-105, 112, 120; Salahuddin Malik, “Ahmad Ullāh Shāh’s Nationalist Struggle Against British Colonialism in India”, IS, XXVI/1 (1987), s. 43-62.

Iqtıdar Husaın Sıddıquı