MÂSERCEVEYH
(ماسرجويه)
Emevîler döneminde yaşamış hekim ve mütercim.
Adı bazı kaynaklarda Mâsercis olarak geçer (İbnü’n-Nedîm, s. 347) ve kelime Farsça’da Mâsercûye şeklinde telaffuz edilir. Mâserceveyh’in hayatına dair fazla bilgi yoktur. Yahudi kökenli bir İranlı olup Cündişâpûr Tıp Okulu’nda tahsil görmüş ve Basra’da yaşamıştır (İbnü’l-Kıftî, s. 213); İbn Cülcül ise onun Yahudiliği seçen bir Süryânî olduğunu söyler (Ŧabaķātü’l-eŧıbbâǿ, s. 61). Emevî halifelerinden Mervân b. Hakem döneminde (684-685) hayatta olduğu anlaşılan Mâserceveyh, İskenderiyeli rahip Ahron b. A‘yun’un daha önce Süryânîce’ye çevrilen Künnâş’ını Arapça’ya aktarmış, bu arada aslı otuz bölümden (makale) oluşan metne iki bölüm daha eklemiştir (a.g.e., s. 16). Rivayete göre Halife Ömer b. Abdülazîz bu eseri sarayın Hazâinü’l-kütüb’ünde bulmuş ve kırk gün istihâre yaptıktan sonra yararlı olduğuna kanaat getirerek halkın istifadesine sunulmasını emretmiştir
(a.g.e., a.y.). Bu durum, İslâm devletinin başlangıç döneminde bu adla anılan bir kütüphanenin bulunduğunu göstermektedir ki ilim ve medeniyet tarihi açısından dikkate değer bir husustur. İbnü’l-Kıftî, Mâserceveyh’in adı geçen eseri Ömer b. Abdülazîz’in isteği üzerine Arapça’ya çevirdiğini söylüyorsa da onun Mervân b. Hakem döneminde yaşadığı görüşü ağır basmaktadır. Ayrıca bazı klasik kaynaklar, Mâserceveyh ile Abbâsîler’in saray şairi Ebû Nüvâs (ö. 198/813) arasında geçen bir olaya yer vermektedir (İbnü’l-Kıftî, s. 213; İbn Ebû Usaybia, s. 233); ancak zaman bakımından bu da mümkün değildir. Öte yandan Albert Dietrich, Münteħabü Śıvâni’l-ĥikme’de sözü edilen (s. 20, 88) ve Hipokrat’ın talebeleri arasında sayılan Masergis’i Mâserceveyh ile aynı kişi sanarak haksız yere eserin müellifini eleştirmiştir (EI² [İng.], VI, 641). Halbuki ortada sadece bir isim benzerliği söz konusudur ve aslında bu hatanın eseri neşreden Douglas Morton Dunlop’tan kaynaklandığı anlaşılmaktadır ( Ebû Süleyman es-Sicistânî, s. 191).
Eserleri. 1. Kitâbü Ķuva’l-eŧǾime ve menâfiǾihâ ve mażârrihâ. 2. Kitâbü Ķuva’l-Ǿaķāķīr ve menâfiǾihâ ve mażârrihâ. İbnü’n-Nedîm ve İbnü’l-Kıftî’nin haber verdiği bu iki eser günümüze ulaşmamıştır. 3. Fî Ebdâli’l-edviye ve ma yeķūmü maķāme ġayrihî minhâ. Muadil ilâçlar hakkında yazılan bu küçük risâle günümüze kadar gelebilmiş ve İngilizce’ye tercüme edilmiştir (EI² [İng.], VI, 641). 4. Kitâb fi’l-Ǿayn. 5. Kitâb fi’l-ġaźâǿ. İbn Ebû Usaybia’nın zikrettiği bu iki eser zamanımıza ulaşmamıştır (ǾUyûnü’l-enbâǿ, s. 234). 6. Künnâş. Farmakolojiye dair olan bu eserin şimdiye kadar izine rastlanmamışsa da sonraki hekimlerin bundan büyük ölçüde yararlandığı anlaşılmaktadır. Ebû Bekir er-Râzî, el-Ĥâvî adlı eserinde “kāle’l-yahûdî” (yahudi der ki) ibaresiyle Mâserceveyh’e 171 yerde gönderme yapmıştır (Sezgin, III, 207).
BİBLİYOGRAFYA:
Ebû Süleyman es-Sicistânî, Münteħabü Śıvâni’l-ĥikme (nşr. D. M. Dunlop), Lahey 1979, s. 20, 88, 191; İbn Cülcül, Ŧabaķātü’l-eŧıbbâǿ (nşr. Fuâd Seyyid), Beyrut 1405/1985, s. 16, 61; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 347, 355; İbnü’l-Kıftî, İħbârü’l-Ǿulemâǿ, s. 213-214; İbn Ebû Usaybia, ǾUyûnü’l-enbâǿ, s. 232-234; Brockelmann, GAL Suppl., I, 417; Sezgin, GAS, III, 206-207; M. Ullmann, Die Medizin im Islam, Leiden 1970, s. 23; Kemâl es-Sâmerrâî, Muħtaśaru târîħi’ŧ-ŧıbbi’l-ǾArabî, Bağdad 1404/1984, I, 205-206; A. Dietrich, “Māsarғјawayh”, EI² (İng.), VI, 640-641.
Mahmut Kaya