MA‘BED el-HUZÂÎ

(معبد الخزاعي)

Ma‘bed b. Ebî Ma‘bed el-Eksem el-Huzâî

Sahâbî.

Babası Eksem b. Ebü’l-Cevn, annesi Ümmü Ma‘bed Âtike bint Hâlid ve Mekke’nin fethi sırasında şehid olan dayısı Hubeyş el-Eş‘ar diye tanınan Hubeyş b. Hâlid b. Sa‘d da sahâbîdir. Hz. Peygamber’in hicret sırasında yol üzerinde bulunan çadırlarına uğraması ve oradaki bazı gelişmelerle ilgili olarak babası ve annesinin bir kısmı mürsel olan rivayetleri bulunmaktadır (Taberânî, IV, 48-49; Hâkim, III, 9-12). Onun Basra (Nadra, Nasra) adında bir erkek ve Haldiyye adında bir kız kardeşinin olduğu kaydedilir (İbn Hacer, VI, 164).

Hicret esnasında Hz. Peygamber ve yanındakiler Kudeyd’deki çadırlarına yiyecek almak için uğradıklarında Ma‘bed yetişkin bir çocuktu. Annesi Ümmü Ma‘bed onlara verecek bir şeyleri bulunmadığını söyleyince Resûl-i Ekrem, orada duran yaşlı ve hasta bir koyunu (veya keçiyi) sağmak üzere Ma‘bed’den bir kap getirmesini istemiş, Ümmü Ma‘bed hayvanın sütünün bulunmadığını söylemesine rağmen süt kabı dolmuş, sağılan sütün bir kısmını Resûlullah, arkadaşları ve Ma‘bed içmiş, bir kısmı da ev halkına bırakılmıştı. Akşam çadıra gelen eşine Ümmü Ma‘bed, Hz. Peygamber’in şemâilini tasvir ederek gördüğü mûcizeyi anlatmış, bunun üzerine onun peygamber olduğuna karar vermişler ve İslâmiyet’i kabul ederek hicret etmişlerdir (Hamîdullah, I, 455).

Kaynaklarda Ma‘bed el-Huzâî’nin önemli bir davranışından daha söz edilmektedir. Buna göre Hz. Peygamber, Uhud Gazvesi’nden sonra Mekke’ye dönmekte olan düşmanın Medine’ye âni bir baskın düzenlemesi ihtimalini dikkate alarak ordusunu toplayıp düşmanı takip etti ve hatta Hamrâülesed’e kadar gitti (bk. HAMRÂÜLESED GAZVESİ). O sırada henüz müslüman olmamasına rağmen Resûl-i Ekrem’in müttefiki olan Huzâa kabilesine mensup olduğu için Hamrâülesed’e gelip uğradıkları musibetten dolayı Resûlullah’ı teselli eden Ma‘bed el-Huzâî oradan ayrıldıktan sonra Mekke’ye hareket etti. Yolda Kureyş ordusuyla karşılaşan Ma‘bed, onların tekrar Medine’ye dönüp sağ kalan müslümanları da öldürmeyi düşündüklerini öğrenince müslümanların büyük bir orduyla kendilerini takibe karar verdiklerini söyledi. Bunun üzerine Ebû Süfyân ordusunu acele toplayıp Mekke’ye doğru yola çıktı. Ma‘bed’in, Ebû Süfyân’ın kararını değiştirmesine sebep olan bu hadisenin Uhud Gazvesi’nin ardından yaşanan bu olayla ilgili olmayıp Bedir’e ikinci defa yapılan Sevîķ Gazvesi’yle ilgili olduğu ve Hz. Peygamber’in ordusunun Mekkeliler’le Bedir’de karşılaşmak için yola çıktığı haberini Ebû Süfyân’a Ma‘bed’in götürdüğü de kaydedilir (İbn Sa‘d, II, 60; Taberî, II, 87). Hicret sırasında yaşının küçük olduğuna bakılarak Ebû Süfyân ordusunu Medine’ye hücum etmekten vazgeçirenin Ma‘bed olamayacağı da ileri sürülmüştür (İbn Hacer, VI, 169). Ma‘bed el-Huzâî’nin Hz. Ebû Bekir devrinde Müsennâ b. Hârise kumandasındaki orduda bulunduğu belirtilmekte (a.g.e., VI, 169), fakat onun ne zaman ve nerede vefat ettiği hakkında bilgi verilmemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Hişâm, es-Sîre2, III, 108-109; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, II, 60; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), II, 87; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt (nşr. Seyyid Şerefüddin Ahmed), [baskı yeri yok] 1395/1975 (Dârü’l-fikr), I, 236; Taberânî, el-MuǾcemü’l-kebîr (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî), Beyrut 1405/1985, IV, 48-49; Hâkim, el-Müstedrek (Atâ), III, 9-12; Hatîb, Târîħu Baġdâd, VII, 306; İbn Abdülber, el-İstîǾâb (Bicâvî), Beyrut 1412, IV, 1759; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), V, 217-218; İbn Hacer, el-İśâbe (Bicâvî), I, 106-108, 319; II, 27; VI, 164, 169-170, 172-173; Hamîdullah, İslâm Peygamberi (Tuğ), I, 455, 487-488; Köksal, İslâm Tarihi (Mekke), VI, 171-176.

İbrahim Hatiboğlu