LUTFİ FİKRİ

(1872-1934)

Hukukçu ve siyaset adamı.

İstanbul’da doğdu. Tam adı Ömer Lutfi Fikri olup devrin valilerinden Hüseyin Fikri Paşa’nın oğludur. Üç yıllık Mülkiye İdâdîsi’nden sonra iki yıllık yüksek kısmını tamamlayıp ağabeyi Mehmed Münci ile birlikte Temmuz 1890’da Mekteb-i Mülkiye’den mezun oldu. Ardından Paris Hukuk Fakültesi ve Ecole Libre des Sciences Politiques’in Section Diplomatique kısmında eğitimini sürdürdü, Nisan 1894’te İstanbul’a döndü. Kısa bir süre sonra Mizancı Murad’la haberleştiği iddiasıyla tutuklanarak on altı ay hapis yattı. Nisan 1897 başlarında hapisten çıkınca kaçmaması için gereken tedbirler alınarak bir memuriyetle taşraya gönderilmesine karar verildi ve 21 Temmuz’da Hamîdâbâd (Isparta) sancağı tahrirat müdürlüğüne tayin edildi. 29 Nisan 1898’de Niğde sancağı tahrirat müdürlüğüne nakledildiyse de Vali Galip Paşa ile anlaşamadığından bu görevden ayrılmak zorunda kaldı (9 Mayıs 1899). Avlonyalı Ferid Paşa’nın desteğiyle son memuriyeti olan Tortum kaymakamlığına getirildi. Bu görevinde iki yılı tamamlamadan kaçarak Rusya’ya sığındı (1901) ve oradan Avrupa’ya geçti. Daha sonra Mısır’a yerleşti, zaman zaman Avrupa ülkelerine seyahat etti. Bir ara yurda dönmek için hükümete başvurdu; ancak kendisini Avlonyalı Ferid Paşa’nın adamı kabul eden Dahiliye Nâzırı Memduh Paşa bu isteği geri çevirdi.

Lutfi Fikri, İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne ilk girenlerden biri olduğunu söylerse de bu harekete katıldığına dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. II. Meşrutiyet’in ilânı üzerine Mısır’dan İstanbul’a geldi ve Dersim mebusu olarak ilk Meclis-i Meb‘ûsan’a girdi. Kısa bir müddet sonra İttihat ve Terakkî’ye muhalefet etmeye başladı. Bu arada 1909’da Mülkiye Mektebi’nde ceza hukuku dersleri verdi. Mutedil Hürriyetperverân Fırkası’nın kurucuları arasında yer aldı ve bu hareketin gerçek önderi oldu. Birçok gazete çıkardı. Hürriyet ve İtilâf Fırkası’nın da kurucularından biri ve partinin matbuattaki en gür sesiydi. 1915’te gittiği Avrupa’dan Mütareke’den sonra döndü. Bir yandan avukatlık, bir yandan da Sabah gazetesinde başmuharrirlik yaptı.

İstanbul ve Ankara hükümetleri arasında bir diyalog kurup aralarını bulmak amacıyla Müsâlemet İttifakı adıyla bir dernek kurdu; ancak bu teşebbüsten bir sonuç çıkmadı. Saltanatın ve hilâfetin kaldırılmasına karşıydı. 10 Kasım 1923 tarihli Tanin’de yayımlanan bir yazısında halifeye istifa etmemesini telkin ettiği ve hilâfeti savunduğu için İstiklâl mahkemesinde yargılanarak beş yıl hapis cezasına çarptırıldı; fakat kendi başvurusu ile çıkan özel bir kanunla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından affedildi. Muhalif tutumunu sürdürmesi üzerine Temmuz 1925’te ikinci defa İstiklâl Mahkemesi’ne çıkarıldıysa da bu defa beraat etti. 1920-1928 yılları arasında İstanbul Barosu başkanlığında bulundu; hayatının geri kalan kısmını avukatlık yaparak geçirdi. 7 Ekim 1934’te tedavi için gittiği Paris’te öldü ve Père-Lachaise Mezarlığı’na defnedildi. Kemikleri on sekiz yıl sonra İstanbul’a getirilerek Edirnekapı Mezarlığı’nda kendi yaptırdığı kabrine annesiyle babasının yanına gömüldü.

II. Meşrutiyet’in mücadeleci ve muhalif simalarından ve meclisin en iyi hatiplerinden biri olan Lutfi Fikri siyasî hayatında her zaman idealist bir tavır ortaya koydu, kanaatlerini dile getirmekten çekinmedi. Arapça, Fransızca ve Almanca biliyordu. Lutfi Fikri’nin kitaplarından başka çıkardığı Tanzimat gazetesiyle diğer gazete ve dergilerde birçok yazısı bulunmaktadır. Bilinen ilk yazıları Paris’ten döndükten sonra Maârif’te çıkmış (20 Temmuz / 9 Teşrînisâni 1311, s. 192-204), ilgi çeken bu yazılar muhtemelen hapse girdiği için kesilmiştir.

Lutfi Fikri’nin çoğu risâle hacminde olan başlıca eserleri şunlardır: Şimdiki İzdivaçlar (Kahire 1905 [piyes]); Tecrübe-i İntikad: Duhter-i Hindû (Kahire 1905); Erkekler Arasında (Kahire 1907 [piyes]); Essai de critique les désenbantées de Mr. Pierre Loti (Kahire 1907); Hukūk-ı Ceza (İstanbul 1325); Selânik’te Bir Konferans (İstanbul 1326); Yemen Vilâyetinin Sûret-i İdâresi Hakkında Dersim Mebusu Lutfi Fikri Bey’in Teklîf-i Kānun Lâyihası


(İstanbul 1326); Mebâdî-i İlm-i Hukuk (İstanbul 1327); Osmanlı Târîh-i Siyâsîsi (İstanbul 1329); Hükümdarlık Karşısında Milliyet ve Mesuliyet ve Tefrîk-i Kuvâ Mesâili (İstanbul 1338); Meşrutiyet ve Cumhuriyet (İstanbul 1339); Hakk-ı Müdâfaa (İstanbul 1933); Lütfi Fikri Bey’in Günlüğü (haz. Y. Demirel, İstanbul 1991).

BİBLİYOGRAFYA:

BA, Sicill-i Ahvâl Defteri, c. 76, s. 463; Lütfi Fikri, “Hüseyin Kâzım”, Hüseyin Kâzım Bey (haz. Şevki), İstanbul 1935, s. 48-53; Gövsa, Türk Meşhurları, s. 230; Taha Toros, Türk Hatipleri, Ankara 1950, s. 37-39; Hilmi Ziya Ülken, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, İstanbul 1979, s. 346, 348-350; Tarık Zafer Tunaya, İnsan Derisiyle Kaplı Anayasa, İstanbul 1979, s. 183-190; a.mlf., Türkiye’de Siyasal Partiler, İstanbul 1984-89, I-III, tür.yer.; Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması (1923-1931), İstanbul 1989, s. 48-49, 80-83,170, 172; Ali Birinci, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, İstanbul 1990, tür.yer.; Murat Çulcu, Hilâfetin Kaldırılması Sürecinde Cumhuriyetin İlânı ve Lütfi Fikri Davası, İstanbul 1992, I-II, tür.yer.; E. J. Zürcher, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (trc. Gül Çağalı Güven), İstanbul 1992, s. 51, 54-55, 91; Ahmet Ali Gazel, Dersim Mebusu Lütfi Fikri Bey’in Siyasî Hayatı: 1908-1912 (yüksek lisans tezi, 1996), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Suat Güven, Lütfi Fikri Bey’in Siyasî Görüşleri ve İki Risalesi (yüksek lisans tezi, 1998), MÜ Ortadoğu ve İslâm Ülkeleri Enstitüsü; Murat Kurt, İkinci Meşrutiyet’in Önemli Siyasî Partileri ve Lütfi Fikri Bey’in Siyasî Mücadelesi (yüksek lisans tezi, 2000), Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ali Haydar [Özkent], “Lütfi Fikri Bey’in Ölümü”, İstanbul Baro Mecmuası, VIII/7-8, İstanbul 1934, s. 148-156; Mün’im Mustafa, “Lütfi Fikri’nin Vasiyetnamesi”, a.e., VIII/9-10 (1934), s. 185-191; Münir Süleyman [Çapanoğlu], “İttihatçıların Zorlu Düşmanı Lütfi Fikri Nasıl Adamdı?”, Hafta, sy. 31, İstanbul 1934, s. 5; a.mlf., “Lütfi Fikri Kimdi, Neler Yaptı?”, a.e., sy. 159 (1952), s. 27, 29; Hüseyin C. Yalçın, “Lütfi Fikri”, Yedigün, sy. 175, İstanbul 1936, s. 9, 31; Uygur Kocabaşoğlu, “Bu Bir Rekor Mudur?”, TT, XI/64 (1989), s. 21-23; Nevin Yurdsever Ateş, “Lütfi Fikri Bey İstiklal Mahkemesinde”, Toplumsal Tarih, IX/52 (1998), s. 54-55; a.mlf., “Lütfi Fikri Bey’in Affı”, a.e., IX/53 (1998), s. 31-32.

Ali Birinci