LEYLÂ el-AHYELİYYE

(ليلى الأخيليّة)

Leylâ bint Abdillâh (Huzeyfe) b. Rehhâl(e) b. Şeddâd b. Kâ‘b el-Ahyeliyye el-Âmiriyye (ö. 86/705’ten sonra)

Meşhur aşk hikâyelerinden birinin kahramanı olan, mersiyeleriyle tanınmış Arap şairi.

Âmir b. Sa‘saa kabilesinin kolu olan Benî Ukayl’e mensuptur. Dedelerinden Kâ‘b’ın lakabı olan Ahyel’den (şahin) dolayı Ahyeliyye nisbesiyle anılır. Kendisini platonik (uzrî) bir aşkla seven amcasının oğlu şair Tevbe b. Humeyyir el-Hafâcî beraber büyüdüğü Leylâ’yı babasından ister. Babası buna rızâ göstermeyerek onu Edlâ‘ oğullarından Sevvâr b. Avfâ el-Kuşeyrî ile evlendirir. Leylâ’nın Tevbe ile ilişkisinin devam etmesi üzerine kocası Sevvâr yörenin valisinden Tevbe’yi öldürmek için izin alır. Leylâ’nın yardımıyla kendisine kurulan ölüm tuzaklarından kurtulan Tevbe bir baskın sırasında Avf b. Ukayl oğulları tarafından öldürülür (75/694 veya 80/699). Leylâ onun ardından dokunaklı mersiyeler söyler ve ona olan aşkı ölünceye kadar devam eder.

Emevî halifelerinden Muâviye b. Ebû Süfyân ile Abdülmelik b. Mervân’ı ve Irak Valisi Haccâc’ı sık sık ziyaret edip onların ikramına mazhar olan Leylâ, hayatının son yıllarında anne tarafından akrabası ve Horasan valisi olan Kuteybe b. Müslim’in yanına gitmek ister. Leylâ’nın bu isteğini kabul eden Haccâc onu bir posta kervanıyla Horasan’a gönderir. Leylâ’nın Horasan’dan dönerken Sâve’de (veya Rey’de) öldüğü ve oraya defnedildiği (İbn Kuteybe, I, 449), bir başka rivayete göre ise ziyaret ettiği Tevbe’nin kabri başında ve devesinin üstünde onun bir şiirini yüksek sesle okurken ansızın beliriveren bir baykuşun ürküttüğü devesinden düşüp öldüğü ve Tevbe’nin kabri yanına gömüldüğü (Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, XI, 229) kaydedilmektedir. Leylâ muhtemelen, Kuteybe’nin Horasan valiliğine getirildiği 86 (705) ile Haccâc’ın öldüğü 95 (713) yılları arasında vefat etmiştir.

İslâmî dönemdeki kadın şairler arasında Hansâ’dan sonra ikinci sırada yer alan Leylâ’nın zamanımıza ulaşan şiirlerinin dörtte birini Tevbe hakkındaki mersiyeleri oluşturur. Bunlar İslâmî motifler içermeyen, Câhiliye mersiye geleneği çerçevesinde Tevbe’nin cengâverliği, iyilik severliği ve vefakârlığı gibi meziyetlerinden söz eden şiirlerdir. Hz. Osman’ın öldürülmesi üzerine söylediği bir mersiyesiyle Halife Abdülmelik b. Mervân ve Vali Haccâc için methiyeleri, Nâbiga el-Ca‘dî ile atıştığı yergi şiirleri yanında fahr ve hamâse temalarında bazı beyit ve kıtaları da vardır. V. (XI.) yüzyılda Endülüs’te bile tanındığı kaydedilen divanı zamanımıza ulaşmamıştır. Zübeyr b. Bekkâr’ın Aħbâru Tevbe ve Leylâ’sı da kayıptır.

Leylâ’nın günümüze ulaşan şiirleri kaynaklardan derlenerek Dîvânü’ş-şâǾirâti’ŝ-ŝelâŝ: el-Ħırnıķ uħti Ŧarafe ve ǾAmre binti’l-Ħansâǿ ve Leylâ el-Aħyeliyye (Beyrut 1897), Dîvânü’l-bâķıyeteyn:


el-Ħansâǿ ve Leylâ el-Aħyeliyye (nşr. Yûsuf Îd, Beyrut 1413/1992, s. 203-246) ve Dîvânü Leylâ el-Aħyeliyye (nşr. Halîl İbrâhim el-Atıyye - Celîl el-Atıyye, Bağdad 1967) adıyla neşredilmiştir. A. Wormhoudt son derlemede yer alan şiirleri İngilizce’ye çevirerek yayımlamıştır (Oskaloosa, Iowa 1974).

BİBLİYOGRAFYA:

Asmaî, Fuĥûletü’ş-şuǾarâǿ (nşr. C. C. Torrey), Beyrut 1389/1970, s. 17, 19; Cumahî, Fuĥûlü’ş-şuǾarâǿ (Beyrut), s. 53; İbn Kuteybe, eş-ŞiǾr ve’ş-şuǾarâǿ, I, 448-451; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, Beyrut 1962-64, XI, 194-234; ayrıca bk. İndeks; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 124; Ebû İshak el-Husrî, Zehrü’l-âdâb (nşr. Ali Muhammed el-Bicâvî), Kahire 1389/1969, I, 180; II, 928, 931-939; Ca‘fer b. Ahmed es-Serrâc, MeśâriǾu’l-Ǿuşşâķ, Beyrut, ts. (Dâru Sâdır), s. 283-287; İbn Hayr, Fehrese, Bağdad, ts. (Mektebetü’l-müsennâ), s. 397; Blachère, Târîħu’l-edeb, s. 323; Brockelmann, GAL, I, 58; Suppl., I, 93-94; Sezgin, GAS, II, 399-400; Kehhâle, AǾlâmü’n-nisâǿ, Beyrut 1397/1977, V, 321-334; İbrâhim el-Müsellem, eş-ŞâǾiretü’l-Ǿâşıķa Leylâ el-Aħyeliyye, Riyad 1407/1987; H. H. Bräu, “Leyle’l-Ahyeliyye”, İA, VII, 55-56; F. Gabrieli, “Layla al-Aқћyaliyya”, EI² (İng.), V, 710.

Mustafa Kılıçlı