LALA MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ

Konya’nın Ilgın ilçesinde XVI. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen külliye.

Şehir merkezinde çarşı içinde Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan külliye cami, sıbyan mektebi, imaret, fırın, tabhâne odaları, han, arasta ve sebilden oluşmaktadır. Cami kapısı üzerindeki


kitâbeye göre 984 (1576) yılında inşa edilen külliyenin bütün yapıları mevcut olup her biri vakfiyede tek tek belirtilmiştir.

Kesme taş malzeme ile inşa edilen tek kubbeli cami, önünde üç birimli bir son cemaat yerine sahiptir. Harim yaklaşık 16 × 17,30 m. ölçüsünde kareye yakın planlı olup üzeri pandantiflerle geçişi sağlanan kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Kurşun kaplı kubbe, köşelere ikişer tane gelecek şekilde yerleştirilen payanda kemerleriyle desteklenmiştir. Cepheler, ikinci sıra pencereler üstünde yer alan yatay silmelerle ikiye bölünmüştür. İç mekân, kıble yönü hariç diğer üç yönde derin sivri kemerlerle yanlara doğru genişletilmiştir. Kuzeyde taçkapıyı düzenleyen iki, doğu ve batı yönlerinde ortaya denk gelen birer ayakla ikişer sivri kemerli birim oluşturulmuştur. 1,35 m. derinliğe sahip bu kemerli birimlerin üstüne mekânı üç yönde çevreleyen mahfiller yerleştirilmiştir. Kuzeydeki mahfil kapı üstünde taş konsolların desteğiyle biraz öne çıkarılmıştır. Mekân kuzeyde ve diğer iki yönde dört sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Doğu ve batı yönünde ilk iki sıra pencereler sivri kemerli alınlıklı ve dikdörtgen açıklıklıdır. Aynı özellikte pencereler güney ve kuzey yönlerinde yalnızca alt sırada uygulanmıştır. Üst sırada yer alan diğer pencereler ise sivri kemerli açıklıklara sahiptir. Kubbenin göbeğinde, mihrabın, kapının ve pencerelerin üzerinde barok kalem işleri bulunmaktadır.

İki yanda yivli birer sütunçe ile sınırlanan mihrap mukarnaslı olup beş kenarlı bir nişe sahiptir. Nişin köşeleri zikzaklı süslemeli, zarif sütunçelidir. Mukarnasın altında her yüzeyde birer rozet işlenmiştir. Daha aşağıda taş üzerine kalem işi olarak yapılan zarif bitkisel süsleme yatay bir biçimde nişi dolanır. Dışta silmelerle çevrelenen mihrabın bordürlerinde de yer yer kalem işinden izler vardır. Mihrabın taç kısmı üçgen olarak düzenlenmiş, kıvrık dallı ve rûmîli bir kompozisyonla süslenmiştir.

Ahşap minber, korkulukları ve yan aynalarının ajurlu geometrik kompozisyonlu oluşu ile dikkat çeker. Bursa kemerli olarak düzenlenen köşk kısmı yüksek kasnaklı ve külâhlıdır. Ahşap vaaz kürsüsü armudî formda olup ajurlu korkuluğa sahiptir. Kuzeybatı köşesinde yer alan müezzin mahfili de ahşaptır. Bursa kemerli açıklıklı ahşap direkler üzerine oturan mahfile kuzey yönünde yer alan merdivenle çıkılır. Ahşap konsollarla hafif dışa taşan mahfilin tavanı kasetlidir. Eskiden kalem işi süslemeli olduğu konsollarda kısmen farkedilen izlerden anlaşılmaktadır.

Son cemaat yeri köşelerde ikisi baklavalı, ortada ikisi mukarnas başlıklı dört sütuna oturan sivri kemerli açıklıklara sahiptir. Yalnızca mihrap eksenindeki kemer iki renkli taş örgülüdür. Birimlerin üzeri pandantiflerle geçişleri sağlanan kubbelerle örtülmüştür. İki yandaki kubbeler sekizgen kasnaklıdır. Sade silmelerle dikdörtgen çerçeve içine alınan taç kapı kilit taşı rozet süslemeli, sivri kemerli bir düzenlemeye sahiptir. Alttaki kapı açıklığı basık kemerlidir. Kemer örgüsünde geçmeli olarak renkli iki taş kullanılmıştır. Üstte iki satırlık inşa kitâbesi, alınlıkta siyah zemin üzerine rûmîli ve bitkisel süslemeli bir kompozisyon vardır. Kapının iki yanı mukarnaslı birer nişle hareketlendirilmiştir. Yanlarda sivri kemerli, alınlıklı ve dikdörtgen açıklıklı birer pencere ile basık kemerli açıklıklı birer kapı bulunmaktadır. Köşelere yakın yerleştirilen bu kapılardan sağdaki minareye, soldaki mahfile geçişi sağlar. Köşede yer alan minare beden duvarları üstüne oturmaktadır. Pabuç kısmı üzerinde yükselen onaltıgen gövdenin ortasında süslemeli bir kuşak bulunmaktadır. Mukarnaslı şerefenin korkulukları geometrik kompozisyonludur. Petek kısmında da çokgen olarak devam eden minare kurşun kaplı bir külâha sahiptir.

Cami avlusunda bugün yenilenmiş bir şadırvan vardır. Eskiden sekizgen planlı ve üzeri kurşun kaplı külâhla örtülü bir şadırvanın varlığı bilinmektedir. Günümüze ulaşmayan bu şadırvanın onikigen su haznesi çok harap olmuştur. Haznenin bir yüzünde ortada tek daldan çıkan çiçeğin rozetlerle süslenmiş olduğu, iki yanında da birer ibrik motifinin işlendiği görülmektedir.

Vakfiyede içinde kütüphanesi bulunan bir sıbyan mektebinden bahsedilmektedir. Caminin batı yönünde yer alan 7 × 13 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı mektebin avluya açılan bir kapısı ile yine aynı cephede avlu dışına açılan bir penceresi vardır. Güneyinde bir tepe penceresi olan yapının üzeri aynalı tonozla örtülmüştür.

Avlunun batısında kuzey-güney doğrultusunda yerleştirilmiş olan imaret yanyana üç kubbeli birimden oluşur. Bunlardan kuzeydeki 8 × 8 m. ölçüsünde kare planlı ve tek kubbeli birimin vakfiyede belirtilen mutfak olabileceği düşünülmektedir. Güneyde yer alan diğer mekân 8 × 17 m. ölçüsünde ve dikdörtgen planlı olup


aydınlık fenerli iki kubbe ile örtülmüştü. Her birimin avluya açılan birer kapısı ve penceresi vardır. Avlunun kuzeybatı köşesinde kemerli açıklıklı ve tonoz örtülü iki mekân arastaya bitişik olarak yerleştirilmiştir. Bunların vakfiyede odunluk olarak belirtilen yerler olduğu tahmin edilmektedir. Kuzeydoğu köşesinde yer alan ve kuzeyden arastaya, doğudan hana bitişik olan 5 × 15 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı bir yapı vardır. Avluya bir kapı ve pencere ile açılan mekânın üzeri aynalı tonozla örtülüdür. İçinde iki adet baca ve tonozunda da havalandırma delikleri olan bu mekânın vakfiyede adı geçen fırın olduğu kabul edilmektedir. Avlunun batısında hana bitişik olarak yerleştirilen kare planlı ve kubbeli odalar yer alır. İçlerinde birer ocak bulunan bu mekânlar vakfiyede belirtilen tabhâne odaları olmalıdır. Kuzeyde mevcut iki oda arasında aynalı tonozlu bir ön mekân vardır. Odaların kapıları bu ara mekâna, pencereleri ise avluya açılmaktadır. Güneydeki üç odanın kapı ve pencereleri batı yönündedir. Avlunun doğusunda han kapısının yanlarında biri aynalı tonozlu, diğeri kubbeli iki mekân daha görülür. Her iki mekân da han kapısının sahanlığına açılmaktadır. Vakfiyede belirtilen samanlığın tonozlu mekân, deponun da kubbeli mekân olabileceği belirtilmektedir.

Avlunun doğu yönünde yer alan han külliyenin büyük yapılarından biridir. Yaklaşık 36 × 50 m. ölçüsünde olan yapının inşa kitâbesi yoktur. Yalnızca orta mekânda yer alan bir ocağın taş konsolu üzerine kabartma olarak 992 (1584) tarihi işlenmiştir. Hanın muhtemelen bu tarihte tamamlandığı kabul edilmektedir. Kuzeyden arasta ile bitişen yapının üzeri doğu-batı yönünde beş adet beşik tonozla örtülmüştür. Ortada bir koridorla üçe bölünen yapı batıda cami avlusuna, doğuda dışa açılan iki kapıya sahiptir. Avlu yönündeki kapının önünde yer alan sahanlık çapraz tonozludur. Hanın kuzeyde yer alan mekânı daha büyük olup dört ayakla iki nefli, güneydeki ise üç ayakla iki nefli olarak düzenlenmiştir. İçte her üç mekânda da ocak nişleri mevcuttur. Ortadaki koridordan bir merdivenle çıkılan üst katta tonoz örtülü ve ocaklı üç oda vardır.

Külliyenin kuzeyinde boydan boya uzanan 11 × 87 m. ölçüsündeki arasta karşılıklı sıralanmış dükkânlardan oluşmaktadır. 70 metrelik kısmı kapalı, diğer kısmı üzeri açık olarak düzenlenen arasta sokağında kapalı bölümün iki ucunda ve iki yanında birer kapı vardır. Tonoz örtülü ve ocaklı toplam yirmi beş dükkânın bulunduğu kapalı bölümün bedesten gibi kullanılmış olduğu düşünülebilir. Güneyde cami avlusuna açılan kapının sağındaki dükkânın diğerlerine göre kalın tutulan duvarında bir sebil vardır. Vakfiyede belirtilen sebil bu olmalıdır. Üzeri açık bölüm ise tonoz örtülü yirmi dükkânlı olarak düzenlenmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Tülay Reyhanlı, Osmanlılarda Külliye Mimarisinin Gelişmesi (doktora tezi, 1974), İÜ Ed. Fak. Sanat Tarihi, s. 346-348; Metin Sözen v.dğr., Türk Mimarisinin Gelişmesi ve Mimar Sinan, İstanbul 1975, s. 200-201, 232; Mustafa Cezar, Tipik Yapılarıyla Osmanlı Şehirciliğinde Çarşı ve Klasik Dönem İmar Sistemi, İstanbul 1985, s. 197-198; Oktay Aslanapa, Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul 1986, s. 288-289; Aptullah Kuran, Mimar Sinan, İstanbul 1986, s. 284, 368; Tahsin Samur, Ilgın’da Türk Devri Yapıları, Konya 1992, s. 4-15.

Ahmet Vefa Çobanoğlu