KÜŞÂCİM

(كشاجم)

Ebü’l-Feth (Ebû Nasr) Mahmûd b. el-Hüseyn b. es-Sindî b. Şâhek (ö. 360/971 [?])

Şair ve edip.

Muhtemelen 290’da (903) Remle’de doğdu. Kendisinin uydurduğu ve “kâtip, şair, edip, cevad, müneccim” kelimelerinin ilk harflerinden oluşan “Küşâcim” (Keşâcim) lakabıyla tanınır. Tıpta, özellikle hayvan ve kuş hastalıklarının teşhis ve tedavisindeki başarısı sebebiyle Küşâcim’in başına “tabip” (veya tayr) kelimesinin ilk harfini ilâve ederek lakabını “Taküşâcim” şeklinde ananlar varsa da bu şekil pek kabul görmemiştir (İbnü’l-İmâd, III, 38). Küşâcim’in Sind-İran kökenli Şiî bir aileye mensup olduğu, babasının Afganistan’ın güneyindeki Sicistan bölgesine yerleştiği, burada Şâmistiyân adlı bir köyün mektebinde bir süre hocalık yaptığı rivayet edilmektedir.

Küşâcim ilk tahsiline Remle’de başladıktan sonra öğrenimine Dımaşk’ta devam etti. Ailesi burada oturduğu ve tahsilinin önemli bir kısmını bu bölgede tamamladığı için Se‘âlibî onu Dımaşk şairleri arasında zikreder (Yetîmetü’d-dehr, I, 358-360). Halep’te hadis ve fıkıh tahsili yaptı, ardından Mısır’a geçerek uzun süre orada kaldı. Gençlik döneminde Musul’a gidip Hamdânî Emîri Ebü’l-Heycâ Abdullah b. Hamdân’ın hizmetine giren Küşâcim devrin tanınmış bazı şairleriyle tanışma fırsatı buldu. Daha sonra maiyeti arasına girdiği Halep Emîri Seyfüddevle el-Hamdânî’nin sarayında Mütenebbî, Ebû Firâs el-Hamdânî, Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, İbn Hâleveyh, İbn Nübâte el-Hatîb ve Sanavberî gibi önemli şair ve ediplerle görüştü. Âlim, şair ve ediplerin hâmisi Seyfüddevle’ye bir süre nedimlik yapmasının yanında yemeklerinin hazırlanması ve kütüphanesinin düzenlenmesiyle de ilgilendi. Bazı şiirlerinde geçen yemek tarif ve tasvirleri o günlerin bir anısı olarak divanında yer almaktadır (Dîvân, s. 39, 290). Küşâcim’in ölüm tarihi hakkında kaynaklarda 330 (942) ile 360 (971) yılları arasında değişen farklı tarihler verilmektedir. Ancak İbnü’l-İmâd’ın onu 360 (971) yılında vefat edenler arasında anması, daha sonraki müelliflerin ihtiyatlı davranarak 350 (961) ve daha çok 360 şeklinde iki farklı tarih vermelerine sebep olmuştur.

Methiye, hicviye ve mersiye gibi klasik şiir konularının yanı sıra bahçe, çiçek, ağaç ve yemiş tasvirleriyle dikkat çeken şair, Arap edebiyatında tabiat tasviri konusunda en başarılı sanatkârlardan biri sayılır. Küşâcim, dedesi Sindî vasıtasıyla aileye intikal eden Şîa-İmâmiyye akîdesini benimsemiş, kasidelerinde Ehl-i beyt’e duyduğu sevgiyi ve Hz. Hüseyin ile taraftarlarının Kerbelâ’da şehid edilmesini duygulu bir üslûpla işlemiştir (Dîvân, s. 3-5, 97-101). Mes‘ûdî ondan övgüyle söz etmiş ve şiirlerine oldukça geniş yer vermiştir (Mürûcü’ź-źeheb, VIII, 318, 319, 394, 396, 399, 404, 406). İbnü’l-İmâd da zamanının “reyhânetü’l-edeb”i diye tanımladığı şairin üstün ilim ve sanat gücü sebebiyle “Küşâcim ilmi” şeklinde darbımesellere konu olduğunu söyler (Şeźerât, III, 37). Küşâcim’in eserleri, başta Serî er-Reffâ olmak üzere kendisinden sonra gelen şair ve ediplere örnek olmuştur.

Astronomi, tıp, mantık, mûsiki, şiir, inşâ, kitâbet ve hitabet sahalarında kendini kabul ettiren Küşâcim konuları ele alırken gösterdiği titizlikle tanınmıştır. Ayrıca iyi bir hattat olup bir kasidesindeki ifadesinden çeşitli kıraat farklarını içeren bir mushaf istinsah ettiği anlaşılmaktadır (Tâhir el-Cezâirî, s. 218). Küşâcim avcılıkla da uğraşmış, bu alandaki ustalığını el-Meśâyid ve’l-maŧârid adlı eserinde ortaya koymuştur.

Eserleri. 1. Dîvân. Küşâcim’in şiirleri ilk defa çağdaşlarından Serî er-Reffâ tarafından derlenmiştir. Ancak Serî bu nüshaya kendilerini sirkatle suçlamak için Hâlidiyyân’ın bazı şiirlerini de katmıştır. Divanın günümüze kadar gelen nüshaları, Ebû Bekir Muhammed b. Abdullah el-Hamdûnî’nin konularına göre tertip ettiği kasideleri ihtiva etmektedir. Hamdûnî, divana şairin oğlu Ebü’l-Ferec’in rivayet ettiği bazı şiirleri de eklemiştir. İlk defa Beyrut’ta basılan eser (1313/1895) Hayriyye Muhammed Mahfûz (Bağdat 1970) ve Nebevî Abdülvâhid Şa‘lân (Kahire 1997) tarafından neşredilmiştir. 2. Edebü’n-nedîm. Nedimlerin fazilet, ahlâk, hizmet ve görevlerinden bahseden risâle Bulak’ta (1298/1881), Edebü’n-nüdemâǿ ve leŧaǿifü’ż-żurefâǿ adıyla İskenderiye’de (1329/1911) basılmıştır. 3. el-Meśâyid ve’l-maŧârid. Avcılığın faziletiyle av silâh ve gereçlerinden, tuzak çeşitlerinden, şahin ve atmaca gibi av kuşlarından, bunların yetiştirilmesi, hastalıklarının teşhis ve tedavisinden, geyik, tavşan, tilki, arslan vb. hayvanların özelliklerinden söz eden eser, avcılıkla ilgili başka kaynaklarda bulunmayan bir kısım şiirler de ihtiva ettiğinden Arap edebiyatında ayrı bir önem taşımaktadır. Kitabı Muhammed Es‘ad Tales yayımlamıştır (Bağdat 1954). 4. en-Nüzeh. Yine avcılığa dair olup el-Meśâyid’e göre daha muhtasar olan eser at ve doğanlar hakkındadır (Sezgin, III, 378). 5. el-Beyzere. Avcılıkta kullanılan yırtıcı hayvan ve kuşların hastalık ve tedavisine dairdir (Küveyt 1985). Eserin atları ve hastalıklarını anlatan bir bölümünün yazma nüshası mevcuttur (Brockelmann, GAL Suppl., I, 137). Küşâcim’in kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Kenzü’l-küttâb (kâtiplerin bilmesi gerekli terimleri ihtiva eder), Kitâbü’ŧ-Ŧabîħ (aşçılık sanatına dairdir), eŧ-Ŧardiyyât fi’l-ķaśâǿid ve’l-eşǾâr (av şiirleri), Ħaśâǿiśu’ŧ-ŧareb, er-Resâǿil.

BİBLİYOGRAFYA:

Küşâcim, Dîvân (nşr. Nebevî Abdülvâhid Şa‘lân), Kahire 1997, tür.yer.; neşredenin girişi, s. 5-56; a.mlf., el-Meśâyid ve’l-maŧârid (nşr. M. Es‘ad Tales), Bağdad 1954, neşredenin girişi, s. 5-15; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist, s. 206; Mes‘ûdî, Mürûcü’ź-źeheb (Meynard), VIII, 318, 319, 394, 396, 399, 404, 406; Se‘âlibî, Yetîmetü’d-dehr, I, 358-360; İbn Manzûr, Muħtaśaru Târîħi Dımaşk, XXIV, 117; Kütübî, Fevâtü’l-Vefeyât, IV, 99-100; Kalkaşendî, Śubĥu’l-aǾşâ, I, 150, 154, 162, 163; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, III, 37-38; Brockelmann, GAL, I, 85; Suppl., I, 137; Sezgin, GAS, II, 499-500; III, 378; Tâhir el-Cezâirî, et-Tibyân (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Beyrut 1412/1991, s. 218; İsrâîl Ebû Züeyb, “Kitâbü’l-Meśâyid ve’l-maŧârid”, MMİADm., XVIII/5-6 (1943), s. 210-222; Ch. Pellat, “Kuѕћāғјim”, EI² (İng.), V, 525.

Mehmet Sami Benli