KUNBÜL

(قنبل)

Ebû Ömer Muhammed b. Abdirrahmân b. Muhammed el-Mahzûmî el-Mekkî (ö. 291/904)

Kırâat-i seb‘a imamlarından Ebû Ma‘bed İbn Kesîr’in meşhur iki râvisinden biri.

195 (811) yılında muhtemelen Mekke’de doğdu. Mahzûmoğulları’nın mevlâsıdır. Kunbül lakabıyla meşhur olması, “kunbîl” denen ve tedavi maksadıyla sığır cinsine içirilen bir ilâcı gözleri için kullanması sebebiyledir. Mekke’de yaşayan ve Kunâbile diye anılan bir kavme mensubiyetinden dolayı bu lakapla anıldığı da ileri sürülmüştür. el-Vâfî’de künyesinin Ebû Amr olarak zikredilmesi herhalde bir baskı hatasıdır. Ebü’l-Hasan Ahmed b. Muhammed b. Avn en-Nebbâl el-Kavvâs’tan arz yoluyla kıraat öğrendi. İbn Kesîr’in diğer meşhur râvisi Bezzî’den de istifade etti. Yâkūt el-Hamevî’nin onu kırâat-i seb‘a imamlarından İbn Kesîr’in (ö. 120/738) talebesi olarak göstermesi (MuǾcemü’l-üdebâǿ, XVII, 17) bir sehiv eseri olmalıdır. Mekkeli pek çok talebe kıraat ilminde Kunbül’den faydalandığı gibi uzak yerlerden gelerek onun derslerine katılanlar da olmuştur. Kitâbü’s-SebǾa’nın müellifi İbn Mücâhid 278’de (891) Bağdat’tan gelip ondan bir müddet okumuş, yine Bağdat kurrâsından İbn Şenebûz iki yıl müddetle Mekke’de mücâvir olarak kalmış ve Kunbül’den kıraat dersleri almıştır. Muhammed b. İshak el-Cessâs, Muhammed b. Mûsâ ez-Zeynebî, Abdullah b. Ömer b. Şenebûz el-Vâsıtî, Muhammed b. Abdülazîz b. Sabbâh da bu ilimde ondan istifade edenlerden bazılarıdır. Kunbül ölümünden yedi veya on yıl önce kıraat okutmayı bıraktı. İbnü’l-Münâdî, hayatının son yıllarında onun zihnî melekelerinin bozulduğunu söylediğine göre (Zehebî, MaǾrifetü’l-ķurrâǿ, I, 453) bu dönemde derslerini kesmesinin buna bağlı olduğu anlaşılmaktadır.

Hayatının ortalarında ancak ilim ve fazilet sahibi kimselerin tayin edildiği Mekke şurta âmirliği görevinde de bulunan Kunbül için Zehebî “şeyhu’l-mukriîn, mukriü ehli Mekke” ifadelerini kullanmıştır. Yâkūt’a göre de İbn Kesîr’in kıraati onun yoluyla yayılma şansı bulmuştur. Kıraat ilmini bizzat İbn Kesîr’den tahsil etmediği halde imamların râvilerini iki ile sınırlayarak telif edilen kırâat-i seb‘aya dair eserlerde (meselâ bk. Mekkî b. Ebû Tâlib, s. 175-194) İbn Kesîr kıraatinin iki râvisinden biri olarak Kunbül’ün tercih edilmesi herhalde onun bu ilimdeki otoritesi, bu kıraati icradaki başarısı, bunun tabii sonucu olarak rivayetinin güvenle ve yaygın bir şekilde okunmasıyla doğrudan ilgilidir. Kunbül’ün kıraat rivayetini İbn Kesîr’e ulaştıran sened şöyledir: Kunbül - Ahmed b. Muhammed b. Avn en-Nebbâl - Ebü’l-İhrît Vehb b. Vâdıh - İsmâil b. Abdullah el-Kıst - Şibl b. Abbâd ve Ma‘rûf b. Müşkân - İbn Kesîr.

Muhammed b. Abdurrahman b. Îsâ er-Radî es-Sûsî, Risâle fî iħtilâfi rivâyetey el-Bezzî ve Ķunbül fî ķırâǿati İbn Keŝîr adıyla bir eser kaleme almıştır (yazma nüshası için bk. el-Fihrisü’ş-şâmil: ǾUlûmü’l-Ķurǿân, maħŧûŧâtü’l-ķırâǿât, II, 535).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Mücâhid, Kitâbü’s-SebǾa (nşr. Şevkī Dayf), Kahire 1972, s. 92; Mekkî b. Ebû Tâlib, Kitâbü’t-Tebśıra fi’l-ķırâǿâti’s-sebǾ (nşr. M. Gavs en-Nedvî), Bombay 1402/1982, s. 175-194; Dânî, et-Teysîr (nşr. O. Pretzl), İstanbul 1930, s. 3, 11; Ebû Ca‘fer İbnü’l-Bâziş, el-İķnâǾ fi’l-ķırâǿâti’s-sebǾ (nşr. Abdülmecîd Katâmiş), Dımaşk 1403, I, 79-80; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, XVII, 17-18; Zehebî, MaǾrifetü’l-ķurrâǿ (Altıkulaç), I, 452-453; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 291-300, s. 232-233; Safedî, el-Vâfî, III, 226-227; İbn Kunfüz, el-Vefeyât (nşr. Âdil Nüveyhiz), Beyrut 1971, s. 190; Fâsî, el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn, II, 109-110; İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-Nihâye, II, 165-166; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, II, 208; el-Fihrisü’ş-şâmil: ǾUlûmü’l-Ķurǿân, maħŧûŧâtü’l-ķırâǿât (nşr. el-Mecmau’l-melekî), Amman 1994, II, 535.

Tayyar Altıkulaç