KÜÇÜKÇEKMECE KÖPRÜSÜ

Küçükçekmece gölünün denize kavuştuğu yerde XVI. yüzyılda yapılan köprü.

İstanbul’u Rumeli’ye bağlayan ana yolun üzerinde Küçükçekmece gölünün Marmara deniziyle birleştiği yerde inşa edilen uzun bir köprüdür. Herhalde bu köprünün olduğu yerde Roma döneminde büyük bir ihtimalle ahşap olan bir köprü bulunuyordu. Bizans devrinde başşehri batıya bağlayan ünlü Via Egnetia yolunun bu köprünün üzerinden geçtiği ve aynı yerde göl manzarasına hâkim bir tepenin üzerinde, imparatorluğun büyük bir sayfiye sarayı ve buna bağlı yapıların yer aldığı Regium (Region) adındaki yerleşim yerinin bulunduğu bilinmektedir. VI. yüzyılın ortalarında meydana gelen iki ayrı depremden zarar gören, yarısı kâgir, yarısı ahşap köprünün İmparator Iustinianos (527-565) tarafından inşa ettirildiğini o dönemin tarihçisi Procopuis şöyle anlatır: “Burada o kadar dar bir toprak parçası vardır ki buna ‘karınca’ anlamında Myrmeks denilir. Bu boğazdan Eskiçağ’larda ahşap bir köprü vasıtası ile geçilirdi. Ağacın çürümesi ile köprü bozulduğundan buradan geçiş tehlikeli oluyordu. Fakat İmparator Iustinianos, taşlardan yapılan geniş bir kemer üzerine köprüyü oturtarak bu tehlikeyi gidermiştir.” 813 yılında Bulgar Kralı Krum’un ordusu tarafından tahrip edilen köprüyü İmparator I. Basileios (867-886) tamir ettirmiştir. Haçlı seferleri sırasında da zarar gören köprünün fetih yıllarına sağlam durumda ulaşmadığı anlaşılmaktadır. 1433 yılı içinde burayı gören Bertrandon de la Broquière köprüden ve bunun iki başında yıkılmış iki kuleden bahseder. J. Covel’ın 1675 yılındaki gözlemleri ise şöyledir: 312 adım (~ 230 m.) uzunluğundaki bu taştan yapılma yapının yanlarında ince ahşap korkuluklar vardır. Köprünün en eski görsel tasviri 1840 yılında yayımlanan Jouannin ve J. van Gaver’in kitabının içinde yer alır (La Turquie, lv. 71).

Fâtih Sultan Mehmed, stratejik önemi büyük olan köprüyü Büyükçekmece Köprüsü gibi 1455 yılının kış mevsiminde onartmıştır. Arşiv belgelerinden anlaşıldığı kadarıyla köprü 904 (1498-99), 1148 (1735-36) ve 1278 (1861-62) yıllarında da tamir görmüştür. Evliya Çelebi köprünün yapımına Kanûnî Sultan Süleyman tarafından başlandığını, ancak II. Selim zamanında bitirildiğini belirtir (Seyahatnâme, III, 289). Mimar Sinan’ın yaptığı köprülerle ilgili bir doçentlik çalışması hazırlayan Orhan Bozkurt, Sinan’ın inşa ettiği yapıların listesinde bulunmayan bu köprünün ondan önce başmimar olan Acem Alisi’ne ait olabileceğini belirtir (Koca Sinan’ın Köprüleri, s. 8).

Batı kaynaklarında Büyükçekmece Köprüsü ile kıyas yapıldığından Ponte Piccolo (Küçükköprü) adıyla anılan bu köprü, Osmanlı döneminde Rumeli’ye gidiş ve dönüşlerin denetlendiği bir bostancı karakolu hüviyeti kazanmıştır.

Uzunluğu 210 m., genişliği 7,60 m. olan Küçükçekmece Köprüsü’nün en geniş merkezî kemer açıklığı 10 metredir. I. Dünya Savaşı sırasında eninde genişleme yapıldığı ve eğiminin düzlendiği bilinmektedir. Bugün orijinal mimari özelliklerini büyük ölçüde kaybetmiş durumdadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Bertrandon de la Broquière, Denizaşırı Seyahat (trc. İlhan Arda), İstanbul 2000, s. 228; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, III, 289; Extracts from the Diaries of Dr. J. Covel (1670-1679), Early Voyages in the Levant (ed. Th. Bent), London 1892, s. 174-176; J. M. Jouannin - J. van Gaver, La Turquie, Paris 1840, lv. 71; Orhan Bozkurt, Koca Sinan’ın Köprüleri, İstanbul 1952, s. 8; Cevdet Çulpan, Türk Taş Köprüleri, Ankara 1975, s. 137-138, rs. 82/1-2; Gülgûn Tunç, Taş Köprülerimiz, Ankara 1978, s. 129; Aziz Ogan, “Regium Hafriyatı”, TTK Belleten, III/11-12 (1939), lv. CVIII; Semavi Eyice, “Bertrandon de la Broquière ve Seyahatnâmesi (1432-1433)”, İTED, IV (1975), s. 104; a.mlf., “Tarihte Küçükçekmece”, GDAAD, sy. 6-7 (1978), s. 57-87, rs. 6.

Enis Karakaya