KİRMÂNÎ, Hamîdüddin

(حميد الدين الكرماني)

Ebü’l-Hasen Hamîdüddîn Ahmed b. Abdillâh b. Muhammed el-Kirmânî (ö. 411/1020’den sonra)

İsmâilî dâîsi.

Bütün İsmâilî-Fâtımî dâîleri gibi kendilerine muhalif halk tabakaları arasında faaliyetlerini büyük bir gizlilikle yürüten Kirmânî’nin hayatına dair fazla bilgi yoktur. Çağdaşı olan tarihçiler tarafından adı dahi zikredilmez. Ancak kendi yazdığı eserlerden ve daha sonraki Müsta‘lî İsmâilî dâîlerinin çalışmalarından ona dair bazı bilgiler edinilmektedir. İran asıllı olan Kirmânî’nin nisbesi dikkate alınarak İran’ın Kirman şehrinde doğduğu söylenebilir. el-Ĥâviye adlı risâlesini Kirman’daki bir dâîye göndermesi, el-Kâfiye’sini Kirman’daki vekili dâî Abdülmelik b. Mahmûd el-Mâzinî’ye hitaben yazması onun Kirman’la yakın ilişki içinde olduğunu gösterir (Hamîdüddin el-Kirmânî, MecmûǾa, s. 102-112, 148-182). Bununla birlikte günümüze ulaşmayan, sadece Kitâbü’r-Riyâż adlı eserinde ismi geçen (s. 108) el-Mecâlisü’l-Baśriyye ve’l-Baġdâdiyye adlı çalışması her iki şehirde de meclis kurduğuna işaret etmekte, dolayısıyla hayatının büyük bölümünü Basra ve Bağdat’ta geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu dönemde, Irak’taki Fâtımî dâîleri, Abbâsîler’i zayıflatarak ortadan kaldırmak amacıyla bütün faaliyetlerini mahallî idarecilere ve nüfuzlu Arap kabilelerinin liderlerine yönelterek onları kendi taraflarına çekmeye çalışıyordu. Kirmânî’ye verilen “hüccetü’l-Irâkeyn” unvanı, onun Irâk-ı Acemî denen İran’ın batısında da faaliyet gösterdiğini ortaya koyar. Kirmânî,


Fâtımî davetinin merkezdeki liderlerince devrinin en bilgili İsmâilî ilâhiyatçısı olarak kabul edilmiş ve Hâkim-Biemrillâh devrinde büyük itibar kazanmıştır. Geniş ilmî kapasitesiyle, Kahire’de Fâtımî davetinden ayrılarak Dürzîlik adıyla bilinen bir sistem kuran bazı dâîlerin aşırı fikirlerine karşı çıkan Kirmânî onların düşüncelerinin reddedilmesinde önemli rol oynamıştır.

V. (XI.) yüzyılın başlarında Hâkim-Biemrillâh’ın ilâhlığına dayanan aşırı Dürzîlik hareketi, Mısır İsmâilîleri’nden bir kısmının katılmasıyla güçlenmeye başlayınca Kahire’deki resmî Fâtımî davetinin yetkili kurumları buna karşı çıkmışlardı. Bu münasebetle gerçekleşen davet üzerine Kahire’ye gelen Kirmânî, Fâtımî davetinin imâmet doktriniyle ilgili görüşlerini ortaya koyduğu el-Meśâbîĥ fî iŝbati’l-imâme adlı eseriyle İsmâiliyye’yi destekleme faaliyetlerine katılmış, Kahire’de bulunduğu süre içinde ayrılıkçı dâîlere karşı çeşitli eserler yazmıştır. Genel olarak imâmetten bahseden, özellikle Hâkim-Biemrillâh’ın imâmetinin açıklandığı ve onun devrinin gerçek imamı olduğu, babası ve dedeleri gibi ilâhî irade ile tayin edildiği, fakat ilâh olmadığı düşüncelerini ortaya koyduğu Risâletü Mebâsimi’l-bişârât bunlardan biridir (Hamîdüddin el-Kirmânî, MecmûǾa, s. 113-133; M. Kâmil Hüseyin, s. 55-74). Kirmânî, el-VâǾiža adlı risâlede de (Hamîdüddin el-Kirmânî, MecmûǾa, s. 134-147) Hâkim’in ulûhiyyetini iddia edenleri gulüv ve küfürle itham etmiştir. ed-Dürriyye adını verdiği bir diğer risâlesinde ise (a.g.e., s. 19-34) tevhid konusunu tartışmakta ve aradaki zıtlıkları ele almaktadır. Bütün bu çalışmalarında Kirmânî kıyametin Hâkim-Biemrillâh’ın zuhuruyla gerçekleştiğini, dolayısıyla İslâm’ın çağının sona erdiğini ileri süren Dürzî propagandalarını reddetmiş, İslâm devrinin geçerliliğini ve onun kutsal hukukunun Hâkim-Biemrillâh ve onun ardından imam olacak halefleriyle devam edeceğini savunmuştur. Kirmânî’nin yayılma imkânı bulan çalışmaları sayesinde Fâtımî daveti bünyesindeki aşırı doktrinler bir dereceye kadar durdurulabilmiş, ayrılan dâîlerin bir kısmının Fâtımî İsmâilîliğine dönmesi sağlanmıştır. Daha sonra Kahire’den Irak’a dönen Kirmânî en önemli eseri olan Râĥatü’l-Ǿaķl’ı 411 (1020) yılında tamamlamış ve bir süre sonra burada ölmüştür. Çalışmalarında genellikle İsmâiliyye’nin imâmet doktrinini işleyen, Eski Ahid’in İbrânîce, Yeni Ahid’in Süryânîce metinlerine ve diğer yahudi yazmalarına da âşina olduğu nakledilen Kirmânî (Baumstark, s. 308-313) muhtelif eserlerinde Zeydiyye, İsnâaşeriyye ve diğer muhalif İslâm fırkalarının düşüncelerine, özellikle de ruhî tedavi konusunda Ebû Bekir Zekeriyyâ er-Râzî’ye karşı çıkmıştır.

Eserleri. 1. Râĥatü’l-Ǿaķl. Varlık ve oluşumu, tabiat ve mahiyeti, madde, ulvî ve süflî cisimler, yeryüzü ve üzerindeki bitki ve canlıların nefisleri ve çeşitleri gibi konuları felsefî bir üslûpla inceleyen eser, M. Kâmil Hüseyin ile M. Mustafa Hilmî (Kahire 1953) ve Mustafa Gālib (Beyrut 1967, 1983) tarafından neşredilmiştir. 2. MecmûǾatü resâǿili’l-Kirmânî. Kirmânî’nin çeşitli zamanlarda kaleme aldığı ed-Dürriyye, en-Nažm, er-Rażiyye, el-Muđîǿe, el-Lâzim, er-Ravża, ez-Zâhire, el-Ĥâviye, Mebâsimü’l-bişârât, el-VâǾiža, el-Kâfiye, er-Red Ǿalâ men yünkirü’l-Ǿâleme’r-rûĥânî ve Ħâzâǿinü’l-edille adlı on üç risâleyi ihtiva etmektedir. Eseri Mustafa Gālib bir mukaddime ile birlikte yayımlamıştır (Beyrut 1403/1983; risâlelerin muhtevaları hakkında bk. Ivanow, Ismaili Literature, s. 43-44). 3. el-Meśâbîĥ fî iŝbati’l-imâme. Allah’ın varlığı, nefis, ceza, şeriat, te’vilin gerekliliği, Hz. Peygamber’in varlığının zarureti, imâmet konuları, İsmâil b. Ca‘fer es-Sâdık’ın ve onun neslinden gelen imamların gerçek imam olduğu, ayrıca Hâkim-Biemrillâh’ın imâmetinin gerçekliğini ele alan, bir mukaddime ile iki bölüm ve on dört alt bölümden (misbah) meydana gelen eser Mustafa Gālib tarafından neşredilmiştir (Beyrut 1969). 4. Tenbîhü’l-hâdî ve’l-müstehdî. İsmâiliyye’nin imâmet telakkisini diğer mezheplerle karşılaştırmalı olarak ortaya koyan bir çalışmadır (a.g.e., s. 41-42). 5. el-Aķvâlü’ź-źehebiyye. Ebû Zekeriyyâ er-Râzî’nin eŧ-Ŧıbbü’r-rûĥânî adlı eserinde İsmâilî dâîlerinden Ebû Hâtim er-Râzî’ye yönelik tenkitlerini cevaplandırmak amacıyla yazılmıştır. Kitabın üç ayrı neşrini Mustafa Gālib (Beyrut 1977), Salâh es-Sâvî (Tahran 1977) ve Abdüllatîf el-Abd (Kahire 1978) gerçekleştirmiştir. 6. MeǾâśımü’l-hüdâ ve’l-iśâbe fî tafżîli ǾAlî Ǿale’ś-śaĥâbe. Mu‘tezile âlimlerinden Câhiz’in el-ǾOŝmâniyye adlı eserinde yer alan Hz. Ali’ye dair düşüncelerini reddedip onun bütün ashabın en faziletlisi olduğunu kanıtlamak amacıyla yazılmıştır (Poonawala, s. 98). 7. er-Riyâż. Ebû Hâtim er-Râzî’nin Nahşebî’ye ait bazı düşünceleri tashih için yazdığı el-Iślâĥ üzerine en-Nuśre adıyla bir kitap yazarak tenkitlerini ortaya koyan Ebû Ya‘kūb es-Sicistânî’nin eserini eleştiren bir çalışmadır. Günümüze ulaşmayan el-Maĥśûl ve en-Nuśre’den iktibasların yer aldığı, on bölüm ve 157 alt bölümden meydana gelen eser Ârif Tâmir tarafından yayımlanmıştır (Beyrut 1960; muhtevası hakkında geniş bilgi için bk. Ivanow, Studies in Early Persian Ismailism, s. 87-122). 8. Faślü’l-ħiŧâb ve ibânetü’l-ĥaķķı’l-mütecellî Ǿani’l-irtiyâb. Ehl-i beyt’in imâmetinin dinen gerekli olduğuna dair bir eserdir. Kirmânî’nin bunlardan başka Tâcü’l-Ǿuķūl, Mîzânü’l-Ǿaķl, İklîlü’n-nefs, el-Meķāyîs ve el-MeǾâric gibi eserleri kaynaklarda zikredilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Hamîdüddin el-Kirmânî, Kitâbü’r-Riyâż (nşr. Ârif Tâmir), Beyrut 1960, s. 108; a.mlf., MecmûǾatü resâǿili’l-Kirmânî (nşr. Mustafa Gālib), Beyrut 1403/1983, s. 19-34, 102-182; a.mlf., Râĥatü’l-Ǿaķl (nşr. Mustafa Gālib), Beyrut 1983, neşredenin girişi, s. 40-47; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam, VII, 255-256; İbn Haldûn, The Muqaddimah (trc. F. Rosenthal), Princeton 1967, I, 45-46; İdrîs İmâdüddin, ǾUyûnü’l-aħbâr ve fünûnü’l-âŝâr (nşr. Mustafa Gālib), Beyrut 1405/1985, s. 281-287; İsmâil b. Abdürresûl el-Üceynî, Fehresetü’l-kütüb ve’r-resâǿil (nşr. Ali Nakī Münzevî), Tahran 1344 hş./1966, bk. İndeks; H. Corbin, Itinéraire d’un enseignement, Paris 1933, s. 38-39, 44-46; a.mlf., Cyclical Time and Ismail Gnosis, London 1983, bk. İndeks; P. H. Mamour, Polemics on the Origins of the Fatimi Caliphs, London 1934, s. 16-29; W. Ivanow, Ismaili Tradition Concerning the Rise of the Fatimids, Bombay 1942, s. 142-145; a.mlf., Studies in Early Persian Ismailism, Bombay 1955, s. 87-122; a.mlf. Ismaili Literature, Tahran 1963, s. 40-45; Hüseyin b. Feyzullah el-Hemdânî, eś-Śuleyĥiyyûn ve’l-ĥareketü’l-Fāŧımiyye fi’l-Yemen, Kahire 1955, s. 258-261; a.mlf., “Some Unknown IsmāǾīlī Authors and Theirnî, eś-Śuleyĥiyyûn ve’l-ĥareketü’l-Fāŧımiyye fi’l-Yemen, Kahire 1955, s. 258-261; a.mlf., “Some Unknown IsmāǾīlī Authors and Their Works”, JRAS (1933), s. 372-375; M. Kâmil Hüseyin, Ŧâǿifetü’d-Dürûz, Kahire 1962, s. 55-74; Mustafa Gālib, el-AǾlâmü’l-İsmâǾîliyye, Beyrut 1964, s. 99-102; Hasan İbrâhim Hasan, Târîħu’d-devleti’l-Fâŧımiyye, Kahire 1964, s. 488-492; M. Goriawala, A Desciriptive Catalogue of the Fyzee Collection of Manuscripts, Bombay 1965, s. 55-57; Sezgin, GAS, I, 580-582; Abdurrahman Bedevî, Meźâhibü’l-İslâmiyyîn, Beyrut 1973, II, 197-201; Ismail K. Poonowala, Biobibliography of IsmāǾīlī Literature (ed. T. Joseph), California1977, s. 94-102; Farhad Daftary, The IsmāǾīlīs: Their History and Doctrines, Cambridge 1990, s. 113, 192-193, 196-197, 218, 227, 229-230, 235-236, 240, 245-246, 287, 291, 298; A. Baumstark, “Zu den Schriftzitaten al-Kirmānīs”, Isl., XX (1932), s. 308-313; P. Kraus, “Raziana”, Orientalia, new series: V, Roma 1936, s. 35-56, 358-378; W. Madelung, “Das Imamat in der frühen Ismailitischen Lehre”, Isl., XXXVII (1961), s. 114-127; J. van Ess, “Bibliographische Notizen zur Islamischen Theologie”, WO, IX (1978), s. 255-261; J. T. P. de Bruijn, “al-Kirmānī”, EI² (İng.), V, 166-167.

Farhad Daftary