KEREKÎ, Burhâneddin

(برهان الدين الكركي)

Ebû İshâk Burhânüddîn İbrâhîm b. Mûsâ b. Bilâl el-Kerekî (ö. 853/1449)

Kıraat ve nahiv âlimi.

776’da (1374) Ürdün’ün doğusundaki Kerek’te doğdu. Kur’an’ı hıfzederek başladığı tahsil hayatı boyunca pek çok eser ezberledi. Hadiste Zeynüddin el-Irâkī’nin el-Elfiyye’si, nahivde İbn Mâlik’in el-Elfiyye’si ile İbnü’l-Hâim’in Nažmü ķavâǾidi’l-iǾrâb’ı, kıraatte Şâtıbî’nin eş-Şâŧıbiyye diye anılan Ĥırzü’l-emânî’si onun ezberlediği ve bazılarını bizzat müelliflerinden arz yoluyla okuduğu eserler arasında yer alır. Yetiştiği dönemde birer ilim merkezi olan Kudüs, Kahire, Şam, Halîl gibi şehirlere giderek başta kıraat olmak üzere sarf-nahiv, mantık, fıkıh, hadis gibi alanlarda öğrenim gördü. Şehâbeddin İbn Müsbit ve Sirâceddin İbnü’l-Helîs’ten kırâat-i seb‘ayı, Şemseddin Ebû Abdullah Muhammed b. Osman’dan kırâat-i aşereyi okudu. eş-Şâŧıbiyye’yi Fahreddin el-Bilbîsî gibi hocalara arzettikten sonra zamanla kıraat ilmindeki yetişmişliğiyle meşhur oldu.


Hac görevini yerine getiren Kerekî çeşitli zamanlarda Kahire’ye gidip geldi ve 808’de (1405) oraya yerleşti. Bir ara Emîrü’l-cüyûş çarşısında bir iş yeri açtıysa da ticareti bırakarak kadılık ve öğretim görevlerinde bulunmayı tercih etti. Abdurrahman b. Ömer el-Bulkīnî’nin ardından Kahire’de, daha sonra da Menûf’ta (829/1426) kadılık yaptı, ayrıca Kur’an ve kıraat okuttu, İbn Nasrullah Medresesi’nde ders verdi. Kerekî daha çok kıraat ve Arap dili konularında tedrîsatta bulundu. Bilbîs’te ve diğer bazı yerlerde Şehâbeddin b. Esed, Zeynüddin Abdülganî el-Heytemî ve Burhânüddin el-Fâkūsî gibi şahsiyetler ondan kırâat-i seb‘a okudular. Ayrıca Cemâleddin el-Bedrânî’nin 826 (1423) yılında Saîdü’s-suadâ Hankahı’nda ondan Śaĥîĥ-i Buħârî’yi okuduğu bildirilmektedir. Kerekî 11 Ramazan 853’te (29 Ekim 1449) Kahire’de vefat etti. Sehâvî, Kerekî’nin değerli bir âlim, önde gelen bir kıraat ve Arapça üstadı olduğunu belirtmiş, ancak ahlâkî bakımdan ilim adamı kişiliğine sahip bulunmadığını, sözlerinde mübalağalı ifadeler kullandığını, İbnü’l-Cezerî’nin hocalarından birinden kıraat aldığı şeklindeki iddiası sebebiyle ağır bir şekilde eleştirildiğini ileri sürmüştür.

Eserleri. Kerekî’nin kaynaklarda zikredilen, çoğu günümüze ulaşmamış olan eserleri şunlardır: 1. el-İsǾâf fî maǾrifeti’l-ķaŧǾi ve’l-istiǿnâf. Müellif, bir cilt olduğu zikredilen eserini Laĥžatü’ŧ-ŧarf fî maǾrifeti’l-vaķf adıyla ihtisar etmiş, daha sonra bu iki eserin yarısı kadar bir hacimde aynı konuyu yeniden kaleme almış ve buna da et-Tavassuŧ beyne’l-laĥži ve’l-isǾâf adını vermiştir. 2. el-Âletü fî maǾrifeti’l-fetĥi ve’l-imâle. Bir nüshası Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de (nr. 346) bulunmaktadır (Salâh M. el-Hıyemî, I, 113-114). 3. Dürretü’l-ķāriǿi’l-mecîd fî aĥkâmi’l-ķırâǿati ve’t-tecvîd. 4. Ĥallü’r-remz fî vaķfi Ĥamza ve Hişâm Ǿale’l-hemz. 5. Nüket Ǿale’ş-Şâŧıbiyye. 6. ǾUmdetü’l-muĥaśśıli’t-tamâm fî meźâhibi’s-sebǾati’l-aǾlâm. Büyükçe bir cilt olduğu belirtilen eser kırâat-i seb‘aya dairdir. 7. Şerĥu’l-Elfiyye. İbn Mâlik’in el-Elfiyye’sinin şerhidir. 8. İǾrâbü’l-mufaśśal. Kur’ân-ı Kerîm’in i‘rabıyla ilgili olup Hucurât sûresini ve ondan sonra gelen sûreleri ihtiva etmektedir. 9. Mirķātü’l-lebîb ilâ Ǿilmi’l-eǾârîb. 10. Şerĥu’l-fuśûli’l-ħamsîn. İbn Mu‘tî’nin el-Fuśûlü’l-ħamsûn adlı eserinin ilk yarısının şerhidir. 11. Muħtaśaru’r-Ravża. Nevevî’nin Ravżatü’ŧ-ŧâlibîn’i üzerinde ribâ bahsine kadar yapılmış bir ihtisar çalışması olup bir nüshası Musul’da Mektebetü’l-evkāfi’l-âmme’de (nr. 9/34) bulunmaktadır (Sâlim Abdürrezzâk Ahmed, III, 65). 12. Şerĥu Tenķīĥi’l-Lübâb. İbnü’l-Mehâmilî’nin Lübâbü’l-fıķh adlı eseriyle ilgili olarak İbnü’l-Irâkī’nin Tenķīĥu’l-Lübâb adıyla yaptığı ihtisar çalışmasının hac bahsine kadar olan kısmının şerhidir.

Brockelmann, Burhâneddin el-Kerekî’ye Fetâvî Feyziyye adıyla bir eser nisbet etmişse de (Brockelmann, II, 210) bu eserin müellifinin İbnü’l-Kerekî diye tanınan Ebü’l-Vefâ Burhâneddin İbrâhim b. Abdurrahman (ö. 922/1516) olduğu anlaşılmakta (Ziriklî, I, 39), kitabın bulunduğu Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki fiş bilgileri de (meselâ bk. Yenicami, nr. 649, 650, 651; Ayasofya, nr. 1574) bunu teyit etmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Sehâvî, eđ-Đavǿü’l-lâmiǾ, I, 175-178; a.mlf., et-Tibrü’l-mesbûk, Kahire, ts. (Mektebetü’l-külliyyâti’l-Ezheriyye), s. 272-274; Süyûtî, Nažmü’l-Ǿiķyân (nşr. Philip K. Hitti), New York 1927, s. 29-30; Keşfü’ž-žunûn, I, 85, 148, 154, 453, 649, 686, 742, 929; II, 1269, 1541-1542, 1547-1548, 1657, 1911; Tûnekî, MuǾcemü’l-muśannifîn, Beyrut 1344/1925, IV, 446-448; Brockelmann, GAL, II, 210; Suppl., II, 205-206; Îżâĥu’l-meknûn, II, 124; Ziriklî, el-AǾlâm, I, 39, 71; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, I, 118; Sâlim Abdürrezzâk Ahmed, Fihrisü maħŧûŧâti mektebeti’l-evķāfi’l-Ǿamme fi’l-Mevśıl, Bağdad 1396/1976, III, 65; Salâh M. el-Hıyemî, Fihrisü maħŧûŧâti dâri’l-kütübi’ž-Žâhiriyye: ǾUlûmü’l-Ķurǿân, Dımaşk 1403/1983, I, 113-114; Hasan Yûsufî Eşkûrî, “İbrâhîm Kerekî”, DMBİ, II, 525-526.

Tayyar Altıkulaç