KERDERÎ, Şemsüleimme

(شمس الأئمة الكردري)

Şemsüleimme Muhammed b. Abdissettâr b. Muhammed el-İmâdî el-Berâtekīnî el-Kerderî (ö. 642/1244)

Hanefî fakihi.

18 Zilkade 559’da (7 Ekim 1164) Hârizm bölgesinin idarî merkezi olan Gürgenç’e (Cürcâniye) bağlı Kerder şehrinin Berâtekīn kasabasında dünyaya geldi. Kureşî’nin verdiği bu bilgiye karşılık Kefevî onun aynı yıl Kerder’de doğduğunu belirtir. En tanınmış hocaları olan Kādîhan ve Burhâneddin el-Mergīnânî’nin sırasıyla 592 (1196) ve 593 (1197) yıllarında vefat ettikleri göz önüne alınırsa Kerderî’nin doğumu için Leknevî’nin kaydettiği 599 (1203) tarihinin yanlış olduğu ortaya çıkar. Bu yanlışın, onun eserinin temel kaynağını oluşturan Kefevî’nin Ketâǿibü aǾlâmi’l-aħyâr’ına ait elindeki nüshada mevcut istinsah hatasından ileri geldiği anlaşılmaktadır. Zira Leknevî, başka bir kaynakta gördüğü 559 (1164) tarihini Kefevî’nin verdiği yıla aykırı bularak dikkate almazken Kefevî bu tarihi esas alır. Ayrıca Kureşî, Kerderî’nin künyesini Ebü’l-Vecd olarak verirken Zehebî, İbn Kutluboğa ve el-Melikü’l-Eşref er-Resûlî Ebü’l-Vahde şeklinde kaydederler. Son kaynağın Kerdûzî diye verdiği nisbe de Kerderî’nin yanlış yazılmış şekli olmalıdır. İbnü’l-İmâd,


Şemsüleimme el-Kerderî’yi Tâceddin el-Kerderî ile karıştırdığından babasının adını Abdülgaffâr diye kaydetmiştir. Kerderî’nin İmâdî nisbesi ise büyük dedelerinden biriyle ilgilidir.

Kerderî Hârizm’de yetişti. Burada el-Muġrib müellifi Mutarrizî’den Arap dili ve edebiyatı öğrendikten sonra gittiği Semerkant’ta Burhâneddin el-Mergīnânî’den meşhur eseri el-Hidâye’yi okudu; ayrıca ŞirǾatü’l-İslâm müellifi Rüknülislâm İmâmzâde’den fıkıh dersi aldı. Ardından tahsilini sürdürdüğü Buhara’da Bedreddin el-Versekî, Şerefeddin Ömer b. Muhammed el-Akīlî, İmâdüddin ez-Zerencerî, Ahmed b. Muhammed el-Attâbî, Nûreddin es-Sâbûnî, Kādîhan gibi hocaların fıkıh, hadis ve tefsir derslerini takip etti. Başta fıkıh ve usulü olmak üzere dinî ilimlerde derin bilgi sahibi oldu. Debûsî ve Şemsüleimme es-Serahsî’den sonra fıkıh usulünü onun ihya ettiği söylenir. Büyük bir üne kavuşan Kerderî’nin yetiştirdiği talebeler arasında kız kardeşinin oğlu olduğu için Hâherzâde lakabıyla tanınan Bedreddin Muhammed b. Mahmûd el-Kerderî, Seyfeddin el-Bâharzî, Hamîdüddin ed-Darîr, Ebü’l-Berekât en-Nesefî, Fahreddin Muhammed b. Muhammed el-Maymergî, Sirâcüddin Muhammed b. Ahmed el-Karnebî, Zahîrüddin Muhammed b. Ömer en-Nevcâbâzî gibi âlimler bulunmaktadır. Kerderî 9 Muharrem 642 (17 Haziran 1244) tarihinde Buhara’da vefat etti ve buraya yarım fersah mesafedeki Sebezmûn’da defnedildi.

Zamanında Hanefî fukahasının önde gelen âlimlerinden biri olan Kerderî’nin Hüsâmeddin el-Ahsîkesî’ye ait el-Münteħab fî uśûli’l-meźheb’i şerhettiği (İbn Kutluboğa, s. 64) ve Teǿsîsü’l-ķavâǾid (Keşfü’ž-žunûn, I, 333) adıyla bir eser yazdığı zikredilirse de bunların günümüze ulaşan nüshaları bilinmediği gibi diğer kaynaklarda da herhangi bir eserinden söz edilmez. Fakat Hanefî mezhebine ve Ebû Hanîfe’ye yönelik eleştirilere cevap verdiği bir risâlesinin çeşitli nüshaları zamanımıza ulaşmıştır. Müellif önsözde Ebû Hanîfe’yi kötüleyen bir kimseye rastlamadığını, ancak Halep’e gittiğinde Gazzâlî’nin el-Menħûl adlı fıkıh usulüne dair eserinin sonunda İmam Şâfiî ve mezhebinin diğerlerinden üstünlüğünü dile getirdiğini ve bu vesileyle Ebû Hanîfe’ye ağır ithamlarda bulunduğunu (el-Menħûl, s. 495-504) görünce risâleyi kaleme alarak ona cevap verdiğini söyler. Leknevî bu risâlenin iyi bir çalışma olduğunu, müellifin bazı yerlerde İmam Şâfiî ve mensuplarına yönelik ağır ifadeler kullanmakla birlikte Gazzâlî’nin yazdıklarına göre bunun hafif bile kaldığını belirtir (el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 177).

Şâfiî ulemâsından İbn Hacer el-Heytemî, Ebû Hanîfe’nin biyografisine dair el-Ħayrâtü’l-ĥisân adlı eserinde Gazzâlî’nin İĥyâǿü Ǿulûmi’d-dîn’de Ebû Hanîfe hakkında son derece saygılı ifadeler kullandığını (I, 43), dolayısıyla Ebû Hanîfe’ye dair ağır ithamların yer aldığı kitabın Gazzâlî’ye ait olamayacağını ve kendi gördüğü nüshanın üzerinde Mahmûd el-Gazzâlî diye bir Mu‘tezilî âlimin adının bulunduğunu belirterek Kerderî’nin bu eserin Gazzâlî’ye ait olduğu var sayımından hareketle risâlesini yazdığını söyler (s. 11; krş. Keşfü’ž-žunûn, I, 837). el-Menħûl’deki ifadelerin zındıklar tarafından kitaba eklenerek Gazzâlî’ye maledildiğini belirten İbn Hacer, bazı Hanefî âlimlerinin bu sözlerin Gazzâlî’ye ait olması halinde bile olgunluk döneminden önceki yıllarda söylenmiş olacağını düşündüklerini kaydeder (el-Ħayrâtü’l-ĥisân, s. 11, 26-27). Bu durum, el-Menħûl’ün Gazzâlî’ye ait olup olmadığı hususunda bazı tartışmaların doğmasına zemin hazırlamıştır (el-Menħûl, neşredenin girişi, s. 31-40; Abdurrahman Bedevî, s. 6-9).

Kerderî’nin risâlesinin günümüze ulaşan ve muhtemelen müstensih tercihlerini yansıtan farklı isimdeki belli başlı nüshaları şunlardır: el-Haķķu’l-mübîn fî idĥâđi şübehi’l-mübŧılîn (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2424, vr. 1a-67b); Risâle fî teǿyîdi meźhebi Ebî Ĥanîfe (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 780); Risâle fi’r-red Ǿale’l-İmâm el-Ġazzâlî (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 2768, vr. 1-43); Kitâb fi’r-red Ǿalâ men yuǾânid Ebâ Ĥanîfe ve aśĥâbeh (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 779); er-Red ve’l-intiśâr Ǿalâ meźhebi imâmi’l-eǿimme ve sirâci’l-ümme (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 2732, vr. 153-176; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 5196); el-Fevâǿidü’l-münîfe fi’ź-źebbi Ǿan Ebî Ĥanîfe (Brockelmann, GAL, I, 474). Süleymaniye Kütüphanesi tasnif fişlerinde ve Brockelmann tarafından (GAL Suppl., II, 316) bazı nüshaların Hâfızüddin el-Bezzâzî’ye nisbet edilmesi, Bezzâzî’nin aynı zamanda Kerderî nisbesini de taşımasından kaynaklanmış olmalıdır (risâlenin yazmaları için ayrıca bk. a.g.e., I, 654; II, 316).

BİBLİYOGRAFYA:

Gazzâlî, İĥyâǿ, Kahire 1387/1967, I, 43; a.mlf., el-Menħûl (nşr. M. Hasan Heyto), Dımaşk 1400/1980, s. 495-504; ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 31-40; el-Melikü’l-Eşref er-Resûlî, el-ǾAscedü’l-mesbûk (nşr. Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im), Bağdad 1395/1975, s. 533; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXIII, 112-114; Safedî, el-Vâfî, III, 254; Kureşî, el-Cevâhirü’l-muđıyye, III, 61, 228-230; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, VI, 351; İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim fî ŧabaķāti’l-Ĥanefiyye, Bağdad 1962, s. 64; İbn Hacer el-Heytemî, el-Ħayrâtü’l-ĥisân (nşr. Halîl el-Meys), Beyrut 1403/1983, s. 11, 26-27; Mahmûd b. Süleyman el-Kefevî, Ketâǿibü aǾlâmi’l-aħyâr min fuķahâǿi meźhebi’n-NuǾmâni’l-muħtâr, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 548, vr. 144-145; Keşfü’ž-žunûn, I, 333, 837; İbnü’l-İmâd, Şeźerât (Arnaût), V, 376-377; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 176-177; Brockelmann, GAL, I, 474; Suppl., I, 653-654; II, 316; Abdurrahman Bedevî, Müǿellefâtü’l-Ġazzâlî, Küveyt 1977, s. 6-9, 331; Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Âlimleri, Ankara 1990, s. 64-65.

Ahmet Özel