KAYLE bint MAHREME

(قيلة بنت مخرمة)

Kayle bint Mahreme et-Temîmiyye

Kadın sahâbî.

Benî Temîm kabilesinin Anberoğulları koluna mensuptur. Benî Cenâb kabilesinden Habîb b. Ezher’le evlendi ve bu evlilikten üç kızı, bir oğlu dünyaya geldi. Kocasının ölümünden sonra çocuklarını amcaları Esveb b. Ezher zorla elinden aldı. Çocuklarını geri alabilmek için 8 (629) yılında Hz. Peygamber’den yardım istemek üzere Bekir b. Vâil kabilesinden Hureys b. Hassân eş-Şeybânî ile birlikte Medine’ye gitti ve müslüman oldu. Bu arada mesciddeki sohbetlere katıldı, Resûlullah’a çeşitli sorular sordu. Hureys b. Hassân eş-Şeybânî’nin müracaatı üzerine Benî Temîm kabilesinin de ortaklaşa kullandığı Dehnâ bozkırlarının Hz. Peygamber tarafından Benî Şeybân’a verilmesi düşünülürken kabilesinin haklarını başarıyla savundu ve arazinin Benî Temîm’in elinden çıkmasına engel oldu. Ayrıca zorla alınan kızlarının iade edilmesi ve kendisine yardımcı olunması hususunda Resûl-i Ekrem’den bir yazı aldı. Kayle bint Mahreme’nin Medine’ye gidişi ve İslâm’a girişiyle ilgili olarak kendi ifadesiyle nakledilen ve dilcileri hayli meşgul eden uzun rivayet (İbn Sa‘d, I, 317-320) edebî yönü yanında sabah namazının vaktinin tayini, hanımların mescidde namaz kılacakları yerin tesbiti, rızâsı alınmadan kadınların nikâha zorlanamayacağı, sahipsiz sular, araziler ve ağaçların halkın müşterek malı olduğu gibi konularda fıkhî hükümler getirmiştir. Ayrıca müslümanların kardeş olduğuna, birbirleriyle yardımlaşmaları gerektiğine dair ahlâkî kurallar, Hz. Peygamber’in şemâiline dair çeşitli bilgiler ihtiva etmektedir. Düzgün konuşan ve haksızlığa boyun eğmeyen Kayle zühd hayatı ve özellikle gece ibadetine düşkünlüğü ile tanıtılmaktadır. Seher vakitlerinde vird olarak okuduğu söylenen münâcâtında (Taberânî, XXV, 12) bunu görmek mümkündür. Uzun müddet yaşadığı anlaşılan Kayle’nin ne zaman ve nerede vefat ettiği bilinmemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ebû Dâvûd, “İmâre”, 36, “Edeb”, 22; Tirmizî, “Edeb”, 50; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, I, 317-321; VIII, 312; a.mlf., eş-Şemâǿilü’l-Muĥammediyye (nşr. İzzet Ubeyd ed-Deâs), Beyrut 1405/1985, s. 41; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, III, 349; Taberânî, el-MuǾcemü’l-kebîr (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî), Beyrut, ts. (Dâru ihyâi’t-türâsi’l-Arabî), XXV, 7-13; Ebû Nuaym el-İsfahânî, MaǾrifetü’ś-śaĥâbe,


TSMK, III. Ahmed, nr. 497, II, vr. 265b; İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, I, 117; İbn Abdülber, el-İstîǾab (Bicâvî), IV, 1906; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), VII, 245-246; Zehebî, Tecrîdü esmâǿi’ś-śaĥâbe, Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife), II, 299; İbn Hacer, el-İśâbe (Bicâvî), VIII, 83-87; Heysemî, MecmaǾu’z-zevâǿid, VI, 120; X, 125; Muhammed Hamîdullah, el-Veŝâǿiķu’s-siyâsiyye, Beyrut 1405/1985, s. 256-258; Hâlid Abdurrahman el-Akk, Śuver min ĥayâti śaĥâbiyyâti’r-resûl, Dımaşk 1409/1989, s. 596-597; M. Saîd Mübeyyaz, MevsûǾatü ĥayâti’ś-śaĥâbiyyât, İdlib [Suriye] 1410/1990, s. 664-667.

Mehmet Efendioğlu