KARRÂB

(القرّاب)

Ebû Ya‘kūb İshâk b. İbrâhîm b. Muhammed el-Karrâb es-Serahsî el-Herevî (ö. 429/1038)

Hadis hâfızı, tarihçi.

352’de (963) Herat’ta doğdu. Muhtemelen ailesinde cam eşya yapımı ile uğraşan biri sebebiyle Karrâb veya İbnü’l-Karrâb lakabıyla meşhur oldu. Babası ile, Şâfiî fakihi olarak tanınan ve pek çok eserin müellifi olan (Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 380) ağabeyi Ebû Muhammed İsmâil de ilimle meşgul olmuşlardır. Karrâb kısa bir süre için Nîşâbur’a gidip geldi ve bir daha Herat’tan ayrılmadı. Hadis öğrenimine büyük önem verdi, birçok hocadan istifade etti ve Herat muhaddisi unvanıyla anıldı. Başta anne tarafından dedesi Muhammed b. Ömer b. Hafsûye olmak üzere Serahs hatibi Abdullah b. Ahmed b. Hammûye es-Serahsî, Ahmed b. Abdullah en-Nuaymî, Semerkant kadısı Halîl b. Ahmed es-Siczî, Ebü’l-Fazl Muhammed b. Abdullah İbn Hamîrûye gibi âlimlerden faydalandı. Ahmed b. Ebû Âsım es-Saydalânî, Hüseyin b. Muhammed b. Mette ve Hâce Abdullah el-Herevî onun talebelerinden bazılarıdır. Aynı zamanda bir zâhid olarak da tanıtılan Karrâb, Şâban 429’da (Mayıs 1038) Herat’ta vefat etti.

Eserleri. 1. Feżâǿilü (Fażlü)’r-remy fî sebîlillâhi teǾâlâ. Ok atmanın fazileti, yarış düzenlemenin önemi, silâh kullanmayı öğrenmenin teşvik edilmesi gibi konulara dair otuz beş hadisi ihtiva eden bir risâle olup bibliyografik kaynaklarda yer almayan bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Fâtih, nr. 3520; diğer nüshalar için bk. Kettânî, s. 50; Üsâme Nâsır en-Nakşibendî, XII [1983], s. 305-306). Avvâd’ın bu eseri hem Karrâb’a hem ağabeyi İsmâil’e ait iki ayrı risâleymiş gibi göstermesi ve her ikisi için de Köprülü Kütüphanesi’ndeki kayıt numarasını (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 384) vermesi (Meśâdirü’t-türâŝi’l-Ǿaskerî Ǿinde’l-ǾArab, II, 219) doğru değildir. Risâle, önce Fazlurrahman Bâkī’nin genişçe bir inceleme yazısıyla birlikte Islamic Culture’de (XXXIV [1960], s. 195-218), ardından Üsâme Nâsır en-Nakşibendî tarafından tahkik edilerek el-Mevrid’de (bk. bibl.) neşredilmiş, daha sonra Meşhûr Hasan Mahmûd Selmân’ın tahkikiyle yayımlanmıştır (Zerkā 1409/1989). 2. Târîħu’s-sinîn (sünen).


Hz. Peygamber döneminden itibaren müellifin vefatına kadar yaşamış âlimlerin ölüm tarihlerini tesbit etmek üzere kaleme alınmış iki ciltlik bir eser olup İbn Hacer’in Tehźîbü’t-Tehźîb’inin kaynakları arasındadır (II, 147; IV, 142; V, 288; IX, 243). 3. Şemâǿilü’l-Ǿulemâǿ (Ǿubbâd). Eserin adının Keşfü’ž-žunûn’da Şemâǿilü’l-etķıyâǿ ve vefeyâtü’l-Ǿulemâǿ şeklinde verilmesi ikinci sıradaki kitapla aynı eser olabileceği ihtimalini akla getirmekte, Ziriklî’nin el-AǾlâm’da (I, 293) müellifin en meşhur eserinin adını Târîħu vefeyâti’l-Ǿulemâǿ diye zikredip muhteva olarak Târîħu’s-sinîn için verilen bilgileri kaydetmesi de bu ihtimali güçlendirmektedir. 4. Nesîmü’l-mühec. Fazlurrahman Bâkī, Zehebî’nin AǾlâmü’n-nübelâǿ (XVII, 571) ve Sübkî’nin Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye (IV, 264) adlı eserleri başta olmak üzere birçok kaynakta bu şekilde harekelenen kitabın adındaki ikinci kelimenin “menhec” olması gerektiğini söylemektedir (IC, XXXIV/3 [1960], s. 197). Müellifin ayrıca el-Üns ve’s-selve (sülvân) adlı bir eserinin bulunduğu zikredilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Abdülgāfir el-Fârisî, Târîħu Nîsâbûr: el-Münteħab mine’s-Siyâķ (nşr. M. Kâzım el-Mahmûdî), Kum 1362 hş., s. 215; Sem‘ânî, el-Ensâb, X, 80-81; İbnü’s-Salâh, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿi’ş-ŞâfiǾiyye (nşr. Muhyiddin Ali Necîb), Beyrut 1413/1992, s. 411, 414; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 379-381, 570-572; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, III, 1100-1102; Sübkî, Ŧabaķāt (Tanâhî), IV, 264-265; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, II, 147; IV, 142; V, 288; IX, 243; Keşfü’ž-žunûn, II, 1059; Brockelmann, GAL Suppl., I, 619; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 200; Îżâĥu’l-meknûn, II, 53; Sezgin, GAS, I, 389; Ziriklî, el-AǾlâm, I, 293; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 50, 429; K. Avvâd, Meśâdirü’t-türâŝi’l-Ǿaskerî Ǿinde’l-ǾArab, Bağdad 1401/1981, II, 219; Fazlur Rahman Baqī, “Kitābu Fađāǿil irramyi fī sabīlillāh”, IC, XXXIV/3 (1960), s. 195-218; Üsâme Nâsır en-Nakşibendî, “Feżâǿilü’r-remy fî sebîlillâhi teǾâlâ”, el-Mevrid, XII, Bağdad 1983, s. 305-318.

Abdülkadir Şenel