KĀRİÜLHİDÂYE

(قارىء الهداية)

Ebû Hafs Sirâcüddîn Ömer b. Alî b. Fâris el-Kinânî el-Mısrî (ö. 829/1426)

Hanefî fakihi.

Kahire’de doğdu. Kendisiyle birlikte Alâ es-Seyrâmî’den ders okuduğu Sirâceddin adlı bir arkadaşından ayırt edilmesi için Kāriülhidâye diye anılmıştır. Hanefî fıkhının meşhur metinlerinden el-Hidâye’yi Ekmeleddin el-Bâbertî’den on altı defa okuduğu ve bu konuda hocasından daha yetenekli bir duruma geldiği için bu lakapla anıldığı (Sehâvî, VI, 109), kendisine bu lakabı hocası Seyrâmî’nin verdiği kaydedilir (İbn İyâs, II, 105). Kāriülhidâye ilim hayatına atılmadan önce terzilik yaptı. Ardından Berkūkiyye Medresesi’nde öğrenime başladı. Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledikten sonra Arap dili, fıkıh, usul ve tefsir gibi ilimleri tahsil etti. Alâ es-Seyrâmî, Ekmeleddin el-Bâbertî, Bedreddin İbn Hâs Bek, Ömer b. Raslân el-Bulkīnî ve Zeynüddin el-Irâkī belli başlı hocalarındandır. Zamanında Hanefî ulemâsının önde gelenlerinden biri olan Kāriülhidâye, İbn Tolun Camii’nde muîdlik, Berkūkiyye, Nâsıriyye, Şeyhûniyye, el-Eşrefiyye el-Kadîme, ez-Zâhiriyye el-Kadîme ve Akboğaviyye medreselerinde müderrislik yaptı. 827 Saferinde (Ocak 1424) Şeyhûniyye meşihatine tayin edildi. Öğrencileri arasında en tanınmışları İbnü’l-Hümâm, İbn Kutluboğa ve Nâsırüddin İbnü’l-Adîm’dir. Celâleddin Abdurrahman b. Ömer el-Bulkīnî, Kāriülhidâye’nin döneminin Ebû Hanîfe’si olduğunu, Makrîzî de ondan sonra Hanefî fıkhını kendisi kadar bilen bir kimsenin gelmediğini söyler. Kāriülhidâye, seksen yaşını aşmış olarak 22 Rebîülâhir 829’da (3 Mart 1426) Kahire’de vefat etti ve Berkūkıyye’nin sahra tarafında Eşref Barsbay’ın avlusuna defnedildi.

Kâriülhidâye’nin günümüze ulaşan tek eseri Fetâvâ Ķāriǿi’l-Hidâye’dir (el-Fetâva’s-Sirâciyye). Çeşitli konularda verdiği fetvaları içeren eser öğrencisi İbnü’l-Hümâm tarafından derlenmiştir. Fetvalar fıkıh sistematiğine göre sıralanmakla birlikte fıkhın bütün konularını değil bazı meselelerini kapsamaktadır. Sayfaların ebadına göre yirmi ile elli varak arasında bir hacme sahip olan ve İstanbul’daki kütüphanelerde çok sayıda nüshası bulunan eser (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1064, Şehid Ali Paşa, nr. 936, 947, 948, Ayasofya, nr. 1423, Lâleli, nr. 1269, Cârullah Efendi, nr. 2095; Köprülü Ktp., nr. 652) Muhammed er-Rahîl Garâyibe ve Muhammed Ali ez-Zagūl tarafından yayımlanmıştır (Amman 1999). Kâtib Çelebi’nin bu eseri Sirâceddin Ömer b. İshak el-Gaznevî’ye (ö 773/1372) nisbet etmesi (Keşfü’ž-žunûn, II, 1227) doğru değildir. Kāriülhidâye’nin ayrıca Sindî’nin Lübâbü’l-menâsik adlı eserine bir şerh ve el-Hidâye’ye bir ta‘lik yazdığı belirtilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Makrîzî, es-Sülûk, XI, 730; İbn Hacer, İnbâǿü’l-ġumr, VIII, 115-116; İbn Tağrîberdî, ed-Delîlü’ş-Şâfî (nşr. Fehîm M. Şeltût), Kahire 1399/1979, I, 501-502; İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim fî men śannefe mine’l-Ĥanefiyye (nşr. İbrâhim Sâlih), Beyrut 1412/1992, s. 330; Sehâvî, eđ-Đavǿü’l-lâmiǾ, VI, 109-110; İbn İyâs, BedâǿiǾu’z-zühûr, II, 105; İbnü’ş-Şemmâ‘ el-Halebî, el-Ķabesü’l-ĥâvî li-ġureri Đavǿi’s-Seħâvî (nşr. Hasan İsmâil Merve - Haldûn Hasan Merve), Beyrut 1998, II, 19-21; Keşfü’ž-žunûn, II, 1227, 2034; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VII, 191; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 180; Brockelmann, GAL, II, 98; Suppl., II, 91; Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Âlimleri, Ankara 1990, s. 92-93.

Hüseyin Kayapınar