KĀDÎHAN
(قاضيخان)
Ebü’l-Mehâsin Fahrüddîn Hasen b. Mansûr b. Mahmûd el-Özkendî el-Fergānî (ö. 592/1196)
Fetâvâ’sıyla tanınan Hanefî fakihi.
Mâverâünnehir’de Fergana bölgesinde bulunan Özkent (Özcend) şehrindendir. Bir ulemâ ailesine mensup olup Kādîhan lakabıyla tanınmıştır. Babasının amcazadesi
Zahîrüddin Hasan b. Ali el-Mergīnânî’den ders aldı. Diğer hocaları arasında Ebû İshak es-Saffâr ve Ebû İshak Nizâmeddin İbrâhim b. Ali el-Mergīnânî’nin adları geçmektedir. Kendisinden Şemsüleimme el-Kerderî, Mahmûd b. Ahmed el-Hasîrî, Muhammed b. Es‘ad el-Fergānî gibi âlimler faydalandı. Kādîhan 15 Ramazan 592’de (12 Ağustos 1196) vefat etti.
Talebesi Hasîrî’nin “fahrülmille, rüknülislâm, müfti’ş-Şark, bakıyyetü’s-selef” gibi lakaplarla övdüğü Kādîhan’ı (Temîmî, III, 116) İbnü’l-Fuvatî üstün kadılardan ve seçkin râvilerden biri olarak anar. İbn Kutluboğa, Hanefî mezhebi içindeki görüşlerden onun “sahih” olarak değerlendirdiklerinin (meselâ bk. Fetâvâ, III, 26, 34, 39, 221, 259, 261, 265, 280, 290, 293, 298, 482, 538) diğer âlimlerce bu şekilde kabul edilen görüşlere tercih edileceğini belirtirken (Leknevî, s. 65) Kemalpaşazâde yaptığı müctehid tasnifinde kendisini “mesâilde müctehid” grubunda gösterir. Gerek Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin eserlerine yazdığı şerhler, gerekse Fetâvâ’sında Ebû Hanîfe ve talebeleriyle diğer Hanefî âlimlerinin görüşlerini zikrederken yaptığı değerlendirme ve tercihler onun ictihad ehliyetini göstermektedir.
Eserleri. 1. Fetâvâ Ķāđîħân. Kaynaklarda el-Fetâva’l-Ħâniyye veya kısaca el-Ħâniyye olarak da anılan eser, Hanefî mezhebinde yazılan en muteber ve yaygın fetva kitaplarından biridir. Kâtib Çelebi eserin imlâsına 10 Muharrem 578’de (16 Mayıs 1182) başlandığını belirtmekte (Keşfü’ž-žunûn, II, 1227), girişten ve çeşitli yerlerdeki, “Musannif dedi, efendimiz dedi” gibi ifadelerden imlâ yoluyla yazıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim Berlin Staatsbibliothek’te esere ait bir nüshada (nr. Lbg. 459) “Kādîhan’ın Fetâvâ’sı olan el-Emâlî’nin dördüncü cildi” ibaresi yer almakta (Ahlwardt, IV, 258), Fetâvâ’dan seçmeler yapan Mahmûd b. Edhem de gerek baş taraftaki fihristte gerekse ferâğ kaydında eserden “Fetâvâ Ķāđîħân diye bilinen el-Emâlî” şeklinde söz etmektedir. Fetva verme usulüyle ilgili kısa bir girişle başlayan ve klasik fıkıh kitaplarının sistematiğine göre düzenlenen eserde sıkça vuku bulan meseleler toplanmış, Hanefî imamlarıyla mütekaddimîn ve müteahhirîn ulemânın fikirlerine yer verilmiştir. Ebû Hanîfe ile talebeleri arasındaki görüş ayrılıkları kaydedilirken bir konuda müteahhirîn ulemâdan farklı görüşler nakledilmişse bunlardan yalnız bir iki tanesi zikredilmiş; sahih, kuvvetli, fetvaya esas olan, ihtiyata daha yakın sayılan görüşlere işaret edilmiştir. Eserde hükümlerin delillerine yer verilmemiş, diğer mezhep imamlarından Şâfiî’nin görüşleri bazan (meselâ bk. I, 73, 75, 81, 343, 354, 355, 358, 363-366, 393, 416-417, 438-440; III, 52, 104, 125, 194, 199, 229-230, 248), İmam Mâlik ile (meselâ bk. I, 331, 335, 355, 356) bir kısım tâbiîn ulemâsının görüşleri de nâdiren zikredilmiştir. Müteahhir âlimlerin görüşleri verilirken Irak, Buhara, Belh ve Semerkant gibi bölge ve şehir ulemâsına atıfta bulunulması bunların görüşleri, usul ve metotlarının tesbiti bakımından önem taşımaktadır. Müellifin kendi görüş ve değerlendirmeleri yanında (II, 40, 56-57, 60, 202, 438, 445, 446-449; III, 181, 254, 266) dönemindeki örfe ve uygulamada tercih edilen görüşlere de işaret etmesi (I, 335, 375, 426, 429, 434; II, 13, 51, 83, 92, 110, 465; III, 8, 57, 297) ve yine çevrenin etkisiyle başta nikâh, talâk, ıtk ve yemin bölümleri olmak üzere Farsça kelime ve terkiplere sıkça yer vermesi eserin dikkat çeken diğer özellikleridir. Fetâvâ’da nakledilen görüşler için genellikle müellif adı verilmiş olup kitap adı çok az zikredilmiş, Ebû Bekir Muhammed b. Fazl el-Buhârî, Ebü’l-Leys el-Fakīh es-Semerkandî, Şemsüleimme el-Halvânî, Şemsüleimme es-Serahsî, Hâherzâde, Hassâf, Ebü’l-Kāsım es-Saffâr, Ali b. Hüseyin es-Suğdî, Nâtıfî, Ebû Bekir el-Belhî gibi âlimlere sıkça atıfta bulunulmuştur. İlmî kıymeti, üslûbunun güzelliği ve muhtevasının özlü oluşu bakımından çok tutulan, daha sonraki eserlerde ve özellikle el-Fetâva’l-Hindiyye’de sık sık anılan Fetâvâ Ķāđîħân’ın çeşitli baskıları yapılmıştır (I-IV, Kalküta 1251; Hint 1272; I-IV, Leknev 1293-1295, Sirâceddin el-Ûşî’nin el-Fetâva’s-Sirâciyye’sinin kenarında; I-III, Kahire 1282; Bulak 1310-1311, el-Fetâva’l-Hindiyye’nin ilk üç cildinin kenarında). Nakşî meşâyihinden olduğu kaydedilen Şeyh Mahmûd b. Edhem Amasyevî (Osmanlı Müellifleri, I, 160; ayrıca bk. Keşfü’ž-žunûn, II, 1505, 1770), en çok karşılaşılan meselelerle ilgili fetvaları Fetâvâ Ķāđîħân’dan derleyerek telif ettiği eseri II. Bayezid’e ithaf etmiştir. Müellifin bir ad vermediği kitap müellif hattı nüshanın kapağında Muħtaśaru Ķāđîħân (Süleymaniye Ktp., Yozgat, nr. 317, istinsah yılı 896), diğer bir nüshada Münteħabü’l-Fetâva’l-Ħâniye (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1080) şeklinde kaydedilmiştir.
Saraybosna Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’nde kayıtlı (nr. 724) Muħtaśaru Fetâvâ Ķāđîħân da bu eser olmalıdır. Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki ikinci nüshada müellif adı anılmamakla birlikte bunun muhtevası müellif nüshasıyla aynı olup kütüphane kayıtlarında her iki nüshanın Ahîzâde Yûsuf Efendi’ye nisbet edilmesi yanlıştır. Bu hata Keşfü’ž-žunûn’da mevcut (II, 1227), Ahîzâde’nin bu eseri ihtisar ettiğine dair kayıttan kaynaklanmış olmalıdır. Kimliği bilinmeyen bir kişi tarafından eserin fihristi hazırlanarak ana başlıklar ve alt bölümler halinde meseleler kaydedilmiş, bu arada birçok meselenin hükmü zikredildiğinden eser aynı zamanda bir ihtisar niteliği kazanmıştır. Nitekim çeşitli nüshaların kapağında adı Tertîbü Ķāđîħân (Süleymaniye Ktp., Kasîdecizâde Süleyman Sırrı, nr. 296, eksik nüsha), Muħtaśaru Ķāđîħân (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 1235), Muħtasaru Fetâvâ Ķāđîħân (Gazi Hüsrev Bey Ktp., nr. 3931) ve Zübdetü Fetâvâ Ķāđîħân (yazma nüshada Fetâvâ Zübdeti Ķāđîħân, Nuruosmaniye Ktp., nr. 1959) olarak kaydedilmiştir. Son nüshanın başlığında eser Çivizâde Mehmed Efendi’ye nisbet edilmiş olup Keşfü’ž-žunûn’da, Fetâvâ Ķāđîħân’ın meselelerinin Çivizâde Mehmed Efendi’nin isteği üzerine talebesi Muhammed b. Mustafa es-Sûfî tarafından tertip edildiğine dair verilen bilgi de (II, 1227) bu kaydı destekler mahiyettedir. VIII. (XIV.) yüzyıl âlimlerinden Ebû Ahmed Eşref b. Yûsuf b. İnâl et-Tırâzî eseri Maĥkemetü’s-Sulŧân Muħtaśaru (fî muħtaśari) Fetâvâ Ķāđîħân adıyla ihtisar etmiştir (Hidîviyye Ktp., nr. 1353; telif tarihi 11 Şevval 761 [25 Ağustos 1360]; ayrıca bk. Îżâĥu’l-meknûn, II, 444; Brockelmann, GAL, I, 465; Suppl., I, 644). Bazı kütüphane kayıtlarında görülen Münteħabü Fetâvâ Ķāđîħân (İÜ Ktp., nr. 5355) ve Ħulâśa-i Fetâvâ-yı Ķāđîħân (Çorum İl Halk Ktp., nr. 1703) adlı eserler de anılan ihtisarlardan biri olmalıdır.
2. Şerĥu’l-CâmiǾi’ś-śaġīr. Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin, “zâhirü’r-rivâye” diye anılan ve Hanefî mezhebinin ilk temel kaynaklarını oluşturan eserlerinden el-CâmiǾu’ś-śaġīr’in önemli şerhlerinden biridir. Eserde metin ve şerh birbirinden ayırt edilmeyecek şekilde karışık olarak verilmiş, müellif Fetâvâ’da olduğu gibi Ebû Hanîfe ve talebeleri yanında diğer Hanefî âlimleri, İmam Şâfîî ve bazan da İmam Mâlik ve tâbiîn müctehidlerinin görüşlerini zikrederek kendi görüş ve tercihlerini de kaydetmiştir (Süleymaniye Ktp., Yenicami, nr. 436, Fâtih, nr. 1687, 1690; ayrıca bk. Sezgin, I, 429). 3. Şerĥu’z-Ziyâdât. Şeybânî’nin zâhirü’r-rivâye eserlerinden ez-Ziyâdât’ın şerhidir (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 974, Fâtih, nr. 1706, 1708; ayrıca bk. a.g.e., I, 423). Kitap, Kādîhan’ın talebelerinden Hasîrî’nin öğrencisi olan Süleyman b. Ebü’l-İz el-Ezraî tarafından (Kureşî, II, 237; Leknevî, s. 80-81) el-Münteħabü’s-Süleymânî adıyla ihtisar edilmiş (Süleymaniye Ktp., Çorlulu Ali Paşa, nr. 238, vr. 1-53; Yenicami, nr. 395, vr. 1-99), bu muhtasara da Muhammed b. Mahmûd es-Sedîdî ez-Zevzenî Melâkü’l-ifâdât fî şerĥi’z-Ziyâdât adıyla bir şerh yazmıştır (Süleymaniye Ktp., Çorlulu Ali Paşa, nr. 238, vr. 54-216).
Kaynaklarda Kādîhan’ın ayrıca el-Emâlî, Şerĥu Edebi’l-Ķāđî li’l-Ħaśśâf, el-VâķıǾât, el-Mehâđır, Şerĥu’l-CâmiǾi’l-kebîr adlı eserlerinin bulunduğu belirtilmiş, Zehebî el-Emâlî’yi gördüğünü söylemiştir. Ancak bu kitabın, yine imlâ yoluyla telif edilen ve bazan el-Emâlî diye anıldığı görülen Fetâvâ’dan başka bir eser olup olmadığı bilinmemektedir.
BİBLİYOGRAFYA:
Kādîhan, Fetâvâ, tür.yer.; İbnü’l-Fuvatî, Telħîśu MecmaǾi’l-âdâb (nşr. Mustafa Cevâd), Dımaşk 1965, IV/3, s. 153; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXI, 231-232; Kureşî, el-Cevâhirü’l-muđıyye, II, 37, 93, 237; İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim fî men śannefe mine’l-Ĥanefiyye (nşr. İbrâhim Sâlih), Beyrut 1412/1992, s. 89; Temîmî, eŧ-Ŧabaķātü’s-seniyye, I, 185-186, 216; III, 116-117; Keşfü’ž-žunûn, I, 135, 569; II, 1227, 1505, 1770; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 62-63, 64-65, 80-81, 121, 122, 185; Bahâ Ahmed el-Meyhî - Muhammed el-Biblâvî, Fihristü’l-kütübi’l-ǾArabiyyeti’l-maĥfûža bi’l-Kütübħâneti’l-Ħidîviyye, Kahire 1306, III, 124-125; Ahlwardt, Verzeichnis, IV, 258; Serkîs, MuǾcem, I, 498, 500; II, 1487; Brockelmann, GAL, I, 465; Suppl., I, 289, 644; II, 270; Îżâĥu’l-meknûn, II, 444; Sezgin, GAS, I, 423, 429; Yusuf Ziya Kavakcı, XI ve XII. Asırlarda Karahanlılar Devrinde Māvāra’ al-Nahr İslâm Hukukçuları, Ankara 1976, s. 126-128; Kasım Dobraca, Katalog Arapskih, Turskih i Perzijskih Rukopisa, Sarajevo 1979, II, 727-730; Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Âlimleri, Ankara 1990, s. 56-57; Th. W. Juynboll - Y. Linant de Bellefonds, “Ķāđī Қћān”, EI² (İng.), IV, 377.
Ahmet Özel