İSMET HÂTUN

(عصمت خاتون)

İsmetüddîn Âmine bint Üner ed-Dımaşkıyye (ö. 581/1186)

Nûreddin Mahmud Zengî ve daha sonra Selâhaddîn-i Eyyûbî ile evlenen hanım.

Dımaşk nâibi Muînüddin Üner’in kızıdır. 541 (1147) yılında Nûreddin Mahmud Zengî ile evlendi ve bu evlilikten bir kızıyla iki oğlu dünyaya geldi. Nûreddin Zengî vefat edince (569/1174) yerine on bir yaşındaki oğlu el-Melikü’s-Sâlih İsmâil geçti. Selâhaddîn-i Eyyûbî bölgeyi hâkimiyeti altına aldıktan sonra İsmet Hâtun’la evlenmek istedi ve Şâfiî fakihi Şerefeddin İbn Ebû Asrûn ile İsmet Hâtun’un kardeşi Emîr Sa‘deddin Mes‘ûd b. Üner’in de hazır bulunduğu bir mecliste nikâh kıydırdı (Safer 572/Ağustos 1176). İsmet Hâtun, Dımaşk’ta çıkan ve pek çok kişinin ölümüne sebep olan veba salgını sonucu öldü (Zilkade 581 / Şubat 1186) ve Kāsiyûn dağı eteklerinde kendi yaptırdığı türbeye defnedildi.

İbn Kesîr, hayır sever bir kadın olan İsmet Hâtun’un aynı zamanda ibadete çok düşkün olduğunu ve geceleyin uyanamayıp teheccüt namazını kılamadığında çok üzüldüğünü, bu sebeple Nûreddin Zengî’nin gece namazı kılmak isteyenleri uyandırmak için davul çalınmasını emrettiğini kaydeder (el-Bidâye, XII, 279).

İsmet Hâtun’un çok sayıda vakfı bulunduğu bildirilmektedir. 573 (1177) yılında Dımaşk’ta Hacerüzzeheb mahallesinde inşa ettirdiği el-Medresetü’l-Hâtûniyye el-Cevvâniyye, genellikle Hanefî fakihlerinin ders verdiği bir ilim merkezi olarak uzun yıllar hizmet görmüştür. Bu medreseye kardeşi Emîr Sa‘deddin Mes‘ûd vakıflar tahsis etmiş, idaresini İsmet Hâtun’a ve onun soyundan gelenlere bırakmıştır. İsmet Hâtun ayrıca birçok medreseyi tahsis ettiği vakıflarla desteklemiştir. Nûreddin Zengî tarafından Dımaşk’ta yaptırılan dârülhadis de bunlar arasında yer almaktadır (Elisséeff, III, 763). Ancak Hâtûniyye el-Berrâniye Medresesi’nin yanlışlıkla İsmet Hâtun’a nisbet edildiği, burayı aslında Zümrüd Hâtun bint Çavlı’nın vakfettiği rivayet edilmektedir (İbn Kesîr, XII, 318). İsmet Hâtun ayrıca biri Halep, diğeri Dımaşk’ta Banyas nehri kıyısında iki hankah yaptırmış, Dımaşk’ta 578 (1182-83) yılında inşa ettirdiği hankah Hankāhü’l-Hâtûniyye (Hankāhü’s-Sit Ümmi’l-Meliki’s-Sâlih) adıyla tanınmıştır.

Nûreddin Zengî’nin yerine geçen oğlu el-Melikü’s-Sâlih İsmâil henüz çocuk yaşta olduğu için annesinin etkisi altında kalmış, bu da İsmet Hâtun’un siyasete karışmasına yol açmıştır. Onun Selâhaddîn-i Eyyûbî ile evlenmesi, Haçlılar’a karşı mücadele veren müslümanlar arasındaki birliğin sağlanmasında önemli rol oynamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Adîm, Zübdetü’l-ĥaleb, III, 20; Ebû Şâme, Kitâbü’r-Ravżateyn (nşr. İbrâhim ez-Zeybek), Beyrut 1997, I, 34; II, 431-432; III, 243-244, 247-248; İbn Kesîr, el-Bidâye, XII, 279, 295, 317-318; Nuaymî, ed-Dâris fî târîħi’l-medâris (nşr. Ca‘fer el-Hasenî), Kahire 1988, I, 507-511; Ömer Rıza Kehhâle, AǾlâmü’n-nisâǿ, Dımaşk 1959, III, 285-286; N. Elisséeff, Nūr ad-Dīn, Damas 1967, III, 763, 769; Ramazan Şeşen, Salâhaddîn Devrinde Eyyûbîler Devleti, İstanbul 1983, s. 207, 243, 261, 265; Mahmûd Fâyiz İbrâhim es-Sertâvî, Nûrüddîn Zenkî fi’l-edebi’l-ǾArabî fî Ǿaśri’l-ĥurûbi’ś-Śalîbiyye, Amman 1990, s. 49-51; Bahattin Kök, Nureddin Mahmud Bin Zengî ve İslâm Kurumları Tarihindeki Yeri, İstanbul 1992, s. 187, 193.

Hilal Görgün