İMÂDÜDDİN el-İSFAHÂNÎ

(عماد الدين الإصفهاني)

Ebû Abdillâh İmâdüddîn Muhammed b. Safiyyiddîn Muhammed b. Hâmid el-Kâtib el-İsfahânî (ö. 597/1201)

Edip ve tarihçi.

2 Cemâziyelâhir 519’da (6 Temmuz 1125) İsfahan’da doğdu. İsfahanlı tanınmış bir aileye mensuptur. Amcası Azîzüddin el-Müstevfî vezir, babası Safiyyüddin Muhammed ise kâtipti. İsfahan, Bağdat, Rey, Kâşân’da çeşitli medreselerde öğrenim gören İmâdüddin 534 (1139) yılında ailesiyle beraber Bağdat’a gitti. Nizâmiye Medresesi’nde Ebü’l-Kāsım İbnü’l-Husayn, Ebû Abdullah el-Furâvî, Cemâleddin İbnü’l-Uhuvve eş-Şeybânî, İbnü’l-Bennâ el-Bağdâdî, Ebü’l-Berekât en-Nîsâbûrî el-Bağdâdî, Ebü’l-Fütûh el-İsferâînî, İbnü’r-Rezzâz el-Bağdâdî gibi âlimlerden fıkıh, hadis, gramer, lugat ve edebiyat dersleri aldı. 542’de (1148) Musul’a yaptığı kısa bir seyahatten sonra 543 (1149) yılında İsfahan’a döndü ve ileride yazacağı eserler için malzeme topladı. 549 (1154) yılında tekrar Bağdat’a giden İmâdüddin, 552’de (1157) Abbâsî Veziri Ebü’l-Muzaffer İbn Hübeyre tarafından Vâsıt şehri nâibliğine tayin edildi. 556’da (1161) Basra nâibi oldu. 558-560 (1163-1165) yılları arasında Bağdat’ta Dîvânü’l-hilâfe’de görev yaptı.

13 Cemâziyelevvel 560’ta (28 Mart 1165) Ebü’l-Muzaffer İbn Hübeyre’nin öldürülmesi üzerine takibata uğrayıp hapsedilenler arasında bulunan İmâdüddin, bir ay kadar sonra serbest bırakıldı. Bu sırada Nûreddin Mahmud Zengî’nin âlimlere değer verdiğini öğrenince Dımaşk’a gitmeye karar verdi. Şâban 562’de (Haziran 1167) Dımaşk’a ulaştı ve el-Medresetü’n-Nûriyye’de ders vermeye başladı. 562 (1167) yılı sonlarına doğru Nûreddin Mahmud Zengî ile tanıştı ve divanda önemli bir göreve tayin edildi. Bu görevi sırasında Selâhaddîn-i Eyyûbî ve diğer önemli kişilerle görüşme imkânı buldu. 564 (1169) sonlarında üçüncü Mısır seferi hazırlıklarında görev aldı. Aynı yıl Nûreddin tarafından Ahlat Hükümdarı Zahîrüddin Sökmen’e gönderildi. Ardından Dîvân-ı İnşâ’nın başkanlığına getirildi. Çeşitli yerlere gönderilen önemli mektupları ve evrakı kaleme aldı. 566’da (1170) Musul’un temliknâmesini götürmesi için Abbâsî Halifesi Müstencid-Billâh’a elçi olarak görevlendirildi. 568 yılı başlarında (1172 yılı ortaları) divan müşrifliğine (müfettişlik) tayin edildi.

İmâdüddin, Nûreddin Mahmud ölünce 11 Şevval 566’da (17 Haziran 1171) kâtiplik dışındaki görevlerinden azledildi. Aynı yılın sonlarında Halep’e gitti. 570 yılı başlarında (Ağustos 1174) Bağdat’a dönmek üzere Musul’a hareket etti. Musul Atabegi II. Seyfeddin Gazi’nin kendisine teklif ettiği görevi kabul etmedi. Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin Mısır’dan Şam’a geldiğini öğrenince Bağdat’a gitmekten vazgeçip onun hizmetine girmeye karar verdi. Dımaşk’a dönerek eski medresesinin mütevelliliğini geri aldı. Daha sonra Humus’ta


bulunan Sultan Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin yanına gitti. Bir müddet onun ordugâhında bulundu. Vezir ve Dîvân-ı İnşâ başkanı Kādî el-Fâzıl’ın da isteğiyle Dîvân-ı İnşâ başkan yardımcılığına getirildi ve Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin sır kâtibi oldu. 573 (1177) yılındaki Remle seferiyle hastalığından dolayı katılamadığı Kudüs’ün fethi hariç bütün seferlerinde Selâhaddin’in yanında bulundu.

Selâhaddin-i Eyyûbî’nin ölümünden (25 Safer 589 / 2 Mart 1193) sonra İmâdüddin gözden düştü ve idarî görevinden ayrıldı. Bir müddet Dımaşk’ta kalarak medresesinde ders verdi. 596 (1200) yılında Mısır nâibliğine tayin edilen el-Melikü’l-Kâmil Muhammed’in yanında Mısır’a giden İmâdüddin, Mısır’da veba salgını ve büyük bir kıtlık olduğundan ertesi yıl Dımaşk’a geri döndü. 1 Ramazan 597’de (5 Haziran 1201) Dımaşk’ta vefat etti. Bâbünnasr dışındaki Sûfiye Mezarlığı’na gömüldü.

İmâdüddin el-İsfahânî aynı zamanda ünlü bir şair, edip, münşî ve tarihçidir. İlk bakışta sıradan bir kişi gibi göründüğü için Kādî el-Fâzıl’ın, “İmâd çakmak gibidir; dışı soğuk görünür, içinde ise ateş vardır” dediği rivayet edilir.

Kādî el-Fâzıl’dan sonra zamanın en büyük münşî ve kâtibi olarak tanınmış, Selâhaddîn-i Eyyûbî de onun münşîliğini takdir etmiştir. Birçok Arapça, Farsça münşeat (resmî evrak) yazmış, bunların bir kısmını eserlerine de almış, edebî münşeatını bir divanda toplamıştır. Edebî sanatlara düşkün olduğundan eserlerinin anlaşılması oldukça güçtür. Şairliği münşîliği kadar güçlü değildir. Arapça ve Farsça’yı çok iyi bildiğinden kendisine “zü’l-belâgateyn” denilmiştir. İmâdüddin amelde Şâfiî, itikadda Eş’ariyye mezhebine mensuptu.

Eserleri. A) Edebî Eserleri. 1. Ħarîdetü’l-ķaśr ve cerîdetü’l-Ǿaśr. V. (XI.) yüzyıl sonlarından 572 (1176) yılına kadar İslâm dünyasında yetişen önemli şair ve ediplerin biyografilerini ve eserlerinden örnekleri içeren bir antolojidir. Müellifin en önemli kitaplarından olup 573 yılı başlarında (1177) on cilt halinde tertip edilmiştir. İmâdüddin bu eserini, Ebû Mansûr es-Seâlibî’nin (ö. 429/1038) Yetîmetü’d-dehr’i ile onun Bâharzî (ö. 467/1075) tarafından yazılan Dümyetü’l-ķaśr adlı zeyline zeyil olarak kaleme almıştır. Kitabın birinci kısmı Irak ve çevresinde, ikinci kısmı İran-Horasan’da, üçüncü kısmı Suriye, el-Cezîre, Diyarbekir, Arap yarımadası ve Yemen’de, dördüncü kısmı Mısır, Kuzey Afrika, Endülüs, Sicilya bölgelerinde yetişen şair ve ediplere ayrılmıştır. Eserin birinci kısmı Muhammed Behcet el-Eserî ve Cemîl Saîd (I-V, Bağdat 1955-1978; Tekmiletü Ħarîdeti’l-ķaśr ve cerîdeti’l-Ǿaśr, I-II, Bağdat 1976, 1981), üçüncü kısmı Şükrü Faysal (I-III, Dımaşk 1955-1968), dördüncü kısmın Mısır’a ait bölümü Ahmed Emîn, Şevkī Dayf ve İhsan Abbas (I-II, Kahire 1951-1952), Sicilya, Mağrib (Kuzey Afrika), Endülüs’e ait kısımlar Ömer ed-Desûkī ile Ali Abdülazîm (Kahire 1960-1969) ve Âzertâş Âzernûş (Tunus 1971-1972), Mağrib’e ait kısım da Muhammed Merzûkī, Muhammed el-Arûsî, Cîlânî b. Hâc Yahyâ (Tunus 1966) tarafından yayımlanmıştır. Kitabın ikinci kısmı henüz basılmamıştır. İmâdüddin eseri hazırlarken hadisçilerin usulüne benzer bir metot kullanmış, elindeki malzemeyi çeşitli kaynaklardan kontrol etmiştir. Başta İbn Hallikân olmak üzere sonraki müellifler kitaptan faydalanmış ve alıntılar yapmıştır. Ħarîdetü’l-ķaśr, Münzirî (ö. 656/1258) ve Ali b. Muhammed er-Rızâî er-Rûmî (ö. 1039/1630) tarafından ihtisar edilmiş, Ali er-Rûmî’nin ǾAvdü’ş-şebâb adını taşıyan muhtasarı günümüze ulaşmıştır. İmâdüddin eserine Źeylü’l-Ħarîde ve seylü’l-cerîde adıyla üç ciltlik bir zeyil yazmıştır. Zamanımıza kadar gelen bu zeyle onun es-Seyl Ǿale’ź-Źeyl adlı bir zeyil daha yazdığı kaydedilmektedir. 2. Dîvânü’ş-şiǾr. Müellifin 571 (1175) yılında dört cilt halinde düzenlediği eser günümüze ulaşmamıştır. İmâdüddin’in el-Berķu’ş-Şâmî, Ħarîdetü’l-ķaśr, er-Ravżateyn adlı eserlerinde bulunan şiirler Nâzım Reşîd tarafından derlenerek yayımlanmıştır (Musul 1404/1983). 3. Dîvânü’r-resâǿil. 571’de (1175) üç cilt halinde tertip edilen bu eser de zamanımıza intikal etmemiştir. el-Berķu’ş-Şâmî, el-Fetĥu’l-ķussî ve er-Ravżateyn’de müellifin edebî ve resmî münşeatından çok sayıda örnek bulunmaktadır. 4. Dîvânü Dü Beyt. İmâdüddin’in rubâîlerini içeren eser, Arapça rubâî tarzının en eski örneklerini ihtiva etmekte olup Charles Pellat tarafından yayımlanmıştır (Ĥavliyyâtü’l-CâmiǾati’t-Tûnisiyye, Tunus 1975, s. 5-31).

B) Tarihe Dair Eserleri. 1. Nuśretü’l-fetre ve Ǿuśretü’l-ķaŧre (fıŧre). 569 (1174) yılına kadar gelen İran-Irak Selçukluları tarihidir. İmâdüddin bu eseri hazırlarken önce, Irak Selçukluları vezirlerinden Enûşirvân b. Hâlid’in Melikşah’ın tahta çıkışından (1072) II. Tuğrul’un ölümüne kadar (1134) gelen Fütûru zamâni’ś-śudûr adlı Farsça tarihini Arapça’ya çevirmiş, çevirinin baş tarafına daha önceki Selçuklu tarihini, sonuna da kendi zamanındaki İran-Irak Selçukluları’yla ilgili olayları ilâve etmiştir. 579’da (1183) tamamlanan ve dört ciltten meydana gelen eserin tek nüshası Paris’te Bibliothèque Nationale’dedir (nr. 2145). Nuśretü’l-fetre’nin Bündârî tarafından Zübdetü’n-Nuśra ve nuħbetü’l-Ǿuśra adıyla yapılan muhtasarını Martinus Theodorus Houtsma yayımlamıştır (Leiden 1889; Kahire 1318; Beyrut 1980). Kıvâmüddin Burslan, Selçuklu tarihinin en sağlam ve en eski kaynaklarından olan Zübdetü’n-Nuśra’yı Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi adıyla Türkçe’ye çevirmiştir (İstanbul 1943). 2. el-Fetĥu’l-ķussî fi’l-fetĥi’l-ķudsî. Eserde Hittîn Savaşı, Kudüs’ün fethi, III. Haçlı Seferi sırasında Selâhaddin’in mücadelesi, Aslan Yürekli Richard ile yaptığı barış, Selâhaddin’in son günleri ve ölümü etraflıca anlatılmıştır. İmâdüddin eserini 588 (1192) yılında yazıp Selâhaddin’e okuduğunu kaydeder. Müellif Selâhaddin adına kaleme aldığı bazı mektupları da kitabına almıştır. Sağlam bilgilere, belge ve gözlemlere dayanan kitap, Haçlı seferleri ve Selâhaddîn-i Eyyûbî tarihiyle uğraşanların başlıca kaynaklarındandır. I. cildi Carlo de Landberg tarafından yayımlanan eserin (Leiden 1888) tamamı Kahire’de basılmış (1321-1322), ayrıca Muhammed Mahmûd Subh tenkitli neşrini gerçekleştirmiştir (Kahire 1962, 1965). Henri Massé kitabı Conquète de la Syrie et la Palestine par Saladin adıyla Fransızca’ya tercüme etmiştir (1972). 3. el-Berķu’ş-Şâmî. İmâdüddin’in 562’de (1167) Bağdat’tan Dımaşk’a gelişinden 589 (1193) yılında Selâhaddin’in ölümüne kadarki hâtıralarını, Nûreddin ile Selâhaddin devirlerini ve Eyyûbîler tarihini ihtiva eder. Kitap gözlemlere ve belgelere dayanan son derece sağlam tarihî bir kaynaktır. Müellif, Nûreddin ve Selâhaddin gibi iki şahsiyetin yanında geçen günlerini parlayıp sönen bir şimşeğe benzettiği için kitabına bu adı (Şam şimşeği) verdiğini belirtir. İmâdüddin eserine kendisinin ve Kādî el-Fâzıl’ın kaleme aldığı pek çok resmî evrakı, menşuru, mektubu, bazı önemli şiirleri de almıştır. 593-594 (1197-1198) yıllarında tamamlanan ve yedi ciltten meydana gelen kitabın sadece, 573-575 (1177-1180) yılları olaylarından bahseden III. cildi ile 578-579 (1182-1184) yılları olaylarını içine olan V. cildi zamanımıza kadar gelmiştir. Bu ciltler Oxford Bodleian Library’de bulunmaktadır


(Bruce, nr. 11; Marsh, nr. 425). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde eserin, üzerinde Ramazan Şeşen tarafından doktora çalışması yapılan (1979) V. cildini Fâlih Sâlih Hüseyin (Amman 1987), III. cildini de Mustafa el-Hayyânî (Amman 1987) neşretmiştir. el-Berķu’ş-Şâmî’nin II. cildinin Bündârî tarafından 620 (1223) yılı civarında Sene’l-Berķı’ş-Şâmî adıyla yapılan muhtasarının 583 (1187) yılı sonuna kadarki kısmı günümüze ulaşmıştır (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2249/2, vr. 163b-242a). Muhtasarın 575 yılı sonuna (1180) kadar gelen kısmı Ramazan Şeşen (Beyrut 1971), tamamı Fethiyye en-Nebrâvî (Kahire 1979, 1982) tarafından yayımlanmıştır. İmâdüddin el-Berķu’ş-Şâmî’ye, Selâhaddin’in vefatından kendi ölümüne kadarki zaman içinde geçen hâtıralarını ve Eyyûbîler tarihiyle ilgili olayları ihtiva eden ǾUtbe’z-zamân fî Ǿuķbe’l-ĥadeŝân, Niĥletü’r-riĥle, Ħatfetü’l-bâriķ ve Ǿaŧfetü’ş-şâriķ adlı üç zeyil yazmıştır. Zamanımıza intikal etmeyen bu eserlerin özetleri Ebû Şâme el-Makdisî’nin Kitâbü’r-Ravżateyn fî aħbâri’d-devleteyn adlı eserinin sonunda yer almaktadır. Ebû Şâme’nin adı geçen kitabı büyük ölçüde İmâdüddin’in eserlerine dayanır. Ayrıca İbnü’l-Esîr, el-Melikü’l-Mansûr, İbn Vâsıl ve diğer pek çok tarihçi İmâdüddin’in eserlerinden alıntılar yapmıştır.

İmâdüddin ayrıca amcası Azîzüddin’in divanını toplamış, Gazzâlî’nin Kimyâ-yı SaǾâdet’ini Farsça’dan Arapça’ya çevirmiştir (Bündârî, neşredenin girişi, I, 14-15). el-Bûstânü’l-câmiǾ li-cemîǾi tevârîħi ehli’z-zamân adlı muhtasar bir İslâm tarihi de İmâdüddin’e nisbet edilir. 593 (1197) yılına kadar gelen bu eser, Halepli bir tarihçi tarafından yazılmış olup Halep ve civarına dair bazı önemli bilgiler ihtiva eder. Eseri Claude Cahen yayımlamıştır (BEO, VII-VIII [1937-1938], s. 113 vd.).

BİBLİYOGRAFYA:

İmâdüddin el-İsfahânî, Ħarîdetü’l-ķaśr: el-Ķısmü’l-ǾIrâķī (nşr. Muhammed Behcet el-Eserî - Cemîl Saîd), Bağdad 1375/1955, neşredenlerin girişi, I, 9-110; a.mlf., el-Fetĥu’l-ķussî (nşr. M. Mahmûd Subh), Kahire 1965, neşredenin girişi, s. 17-37; a.mlf., el-Berķu’ş-Şâmî (nşr. Ramazan Şeşen), İstanbul 1979, neşredenin girişi, V, s. XII-XLVI; a.mlf., Dîvân (nşr. Nâzım Reşîd), Musul 1404/1983, neşredenin girişi, s. 5-57; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, XIX, 11-28; Bündârî, Sene’l-Berķı’ş-Şâmî (nşr. Ramazan Şeşen), Beyrut 1971, neşredenin girişi, I, 14-47; İbn Hallikân, Vefeyât, V, 147-153; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXI, 345-350; Safedî, el-Vâfî, I, 132 vd.; Sübkî, Ŧabaķāt, IV, 97 vd.; Nuaymî, ed-Dâris fî târîħi’l-medâris (nşr. Ca‘fer el-Hasenî), Kahire 1988, I, 408-413; Historians of the Middle East (ed. B. Lewis - P. M. Holt), London 1964, s. 67-71, 84-88, 90-93, 95, 97, 100, 103-105; Brockelmann, GAL, I, 315; Suppl., I, 549; N. Elisséeff, Nūr ad-Dīn, Damas 1967, s. 27-31; Ramazan Şeşen, Salâhaddîn Devrinde Eyyûbîler Devleti, İstanbul 1983, s. 7-10, 330-332, 348; a.mlf., Salâhaddîn Eyyûbî ve Devlet, İstanbul 1987, s. 381-382, 396-399; a.mlf., Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İstanbul 1998, s. 123-125; a.mlf., “Imâd al-Din el-Kâtib al-Isfahânî”, TED, II (1972), s. 75-98; III (1973), s. 273-300; Muhammed Kürd Ali, Künûzü’l-ecdâd, Dımaşk 1404/1984, s. 300 vd.; Hüseyin Âsî, el-Ǿİmâdü’l-İśfahânî: Ĥayâtühû ve Ǿaśrüh, Beyrut 1411/1991; Donald S. Richards, “Imād al-Din al-Isfahānī, Administrator, Literature and Historian”, Crusaders and Muslims in Twelfth Century Syria (ed. M. Shatzmiller), Leiden 1993, s. 133-146; a.mlf., “A Consideration of two Sources for the Life of Saladin”, JSS, XXV (1980), s. 46-65; a.mlf., “Emād al-Din Kateb Esfahānī”, EIr., VIII, 379-381; H. A. R. Gibb, “Al-Barq al-Shāmī the History of Saladin by the Kātib ǾImād ad-Dīn al-Iśfahānī”, WZKM, LII (1953), s. 93-115; Ali Amârî, “el-Ǿİmâd el-İśbehânî”, ME, XXXII/1 (1960), s. 37-46; Nasser Rabbat, “My Life with Śalāĥ al-Dīn: The Memoris of ǾImād al-Dīn al-Kātib al-Isfahānī”, Edebiyât, VIII/2, Amsterdam 1997, s. 267-287; “İmâd al-Dîn”, İA, V/2, s. 978-979; Henri Massé, “ǾImād al-Dīn”, EI² (Fr.), III, 1186-1187; Abdülkerim Özaydın, “Bündârî”, DİA, VI, 489-490.

Ramazan Şeşen