İHTİLÂM

(الإحتلام)

Rüyada cinsel haz duyup cünüp olmak anlamında fıkıh terimi.

Sözlükte hulm (hulum) ve bu kökten türeyen ihtilâm “rüya görmek, ergenlik çağına ulaşmak” mânalarına gelir. Hulm rüya ile eş anlamlı olmakla birlikte rüya daha çok hayırlı ve güzel olan, hulm da şer ve kötü olan şeyleri görme anlamında kullanılır. İhtilâm, sözlükteki kullanımına paralel olarak fıkıh ilminde “rüyada cinsel zevk veren bir ilişki ve davranışta bulunduğunu görme, ergenlik çağına ulaşma” şeklinde terim anlamı kazanmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de hulum kelimesi “ergenlik çağı” mânasında iki âyette (en-Nûr 24/58-59), “rüya” anlamında ve çoğul olarak (ahlâm) yine iki âyette geçmektedir (Yûsuf 12/44; el-Enbiyâ 21/5). Hadislerde de gerek bu kelimeler gerekse ihtilâm sözlük ve terim anlamlarında sıkça kullanılmıştır (Wensinck, el-MuǾcem, “ĥulm” md.).

İhtilâm, guslü gerektiren mânevî kirlilik (cenâbet) hallerinden biri olup çeşitli hadislerde, bir kimsenin uyandıktan sonra rüyada ihtilâm olduğunu hatırlamasına rağmen ıslaklık (meni) görmemesi durumunda guslün gerekmeyeceği, ihtilâm olduğunu hatırlamasa bile uyandığında meni gören kimsenin ise gusletmesi gerektiği belirtilmiştir (Ebû Dâvûd, “Ŧahâret”, 94; Tirmizî, “Ŧahâret”, 82; İbn Mâce, “Ŧahâret”, 112; Dârimî “Vuđûǿ”, 77). Fakihlerin büyük çoğunluğu bu hüküm üzerinde ittifak etmekle birlikte uykudan uyanınca görülen ıslaklığın meni mi, cinsel organın sertleşmesinden kaynaklanan mezi mi veya bir hastalık sebebiyle gelen bir akıntı mı olduğu hususunda şüpheye düşen kimsenin durumuyla ilgili farklı görüşler ileri sürülmüştür. Hanefî, Mâlikî ve Hanbelî fakihlerine göre böyle bir kişi gusletmek zorundadır. Ancak Hanefîler’den Ebû Yûsuf, kişinin rüyada ihtilâm olduğunu hatırlamaması halinde gusletmesi gerekmediğini ileri sürmüştür. Mücâhid, Katâde ve bazı Şâfiî fakihlerine göre ise bu durumda gusül vâcip olmamakla birlikte şüpheden kurtulmak için gusletmek ihtiyata daha uygun bir davranıştır. Şâfiî mezhebinde meşhur görüş, ıslaklığı değerlendirme ve ona göre hareket etme hususunun kişinin kendi tercihine bırakılması yönündedir. İdrar yollarında herhangi bir tıbbî müdahale sebebiyle menisi dışarıya akmayan kimsenin de rüyada orgazm olması halinde ihtiyaten gusletmesi uygun olur.

Hiç ihtilâm olmamak veya sıkça ihtilâm olmak kişilerin fizikî ve biyolojik yapıları, cinsel ihtiyaç ve arzularıyla yakından ilgili olup bu durum hem erkekler hem de kadınlar için söz konusudur. Kadın sahâbîlerden Ümmü Süleym, Hz. Peygamber’e gelerek ihtilâm olan kadının erkekler gibi gusledip etmeyeceğini sormuş, Resûl-i Ekrem de, “Suyu gördüğü zaman gusletmelidir” demiştir (Buhârî, “Ġusül”, 22; “Ǿİlim”, 50; Müslim, “Ĥayıż”, 32; Nesâî, “Ŧahâret”, 130). Kadınlara guslün gerekli olması için genellikle fakihler, hadiste işaret edilen ve meni diye adlandırdıkları sıvının cinsel organın dış bölümüne kadar çıkmasını şart koşarken kadınlardaki akıntının erkeklerdeki gibi görülemeyeceğini, bunun işaretinin cinsel haz olduğunu söyleyen diğer bazı fakihler ise hadiste geçen “görme” ifadesini “bilme, anlama” şeklinde yorumlamıştır. Bunlara göre kadın rüyada orgazm hazzını duymuşsa gusletmesi gerekir (Kādîhan, I, 43; Nevevî, Ravżatü’ŧ-ŧâlibîn, I, 196; Aynî, III, 132). Esasen günümüzde tıbbî açıdan, kadının erkek gibi bir menisinin bulunmadığı ve orgazmına özel bir sıvının eşlik etmediği, rahim ağzı çevresindeki salgı bezlerinin cinsel organı ıslak tutmak için normal olarak salgıladığı sıvının cinsel temas halinde biraz daha arttığı ve bunun da kadının fizyolojik durumuna veya rahim ağzında bir hastalık bulunup bulunmamasına göre azalıp çoğaldığı bilinmektedir. Bundan dolayı son görüş daha isabetli görünmekte olup hadisteki ifadeyle de orgazm sırasında söz konusu sıvıdaki artışın kastedildiği veya kadının durumunun erkeğin durumuna benzetildiği söylenebilir. Nitekim bazı hadislerde sudan söz edilmeyip erkek gibi kadının da rüyada ihtilâm olması halinde gusletmesi gerektiği belirtilmiştir (Müslim, “Ĥayıż”, 29).

İhtilâm olma kişinin ergenliğe ulaşmasının, dinî ve hukukî hükümlerden sorumlu tutulmasının (mükellef) alâmetlerinden biri kabul edilmiştir. Kişi ihtilâm olmakla çocukluk döneminden çıkıp anne veya baba olabilecek bir olgunluğa ulaşmış, böylece bütün hukukî ve dinî hükümler açısından tam ehliyete sahip olmuştur (bk. BULÛĞ; EHLİYET). Bu sebeple ergenlik çağına ulaşan çocukların anne ve babalarının yatak odasına habersiz girmemeleri istenmiştir (en-Nûr 24/59).

İhtilâm olan kimse cünüp sayıldığı için namaz kılma, Kur’an okuma ve Kur’an’a dokunma, Kâbe’yi tavaf etme gibi ibadetleri yerine getirebilmesi için gusletmesi gerekir (bk. CENÂBET; GUSÜL). Ancak ihtilâm oruç, hac veya itikâf gibi ibadetleri bozmaz ve bunların ifa edilmesi için bir engel teşkil etmez.


BİBLİYOGRAFYA:

Lisânü’l-ǾArab, “ĥulm” md.; Wensinck, el-MuǾcem, “ĥulm” md.; Dârimî, “Vuđûǿ”, 77; Buhârî, “Ġusül”, 22, “Ǿİlim”, 50; Müslim, “Ĥayıż”, 29, 32; Ebû Dâvûd, “Ŧahâret”, 94; İbn Mâce, “Ŧahâret”, 112; Tirmizî, “Ŧahâret”, 82; Nesâî, “Ŧahâret”, 130; Cezîrî, el-Meźâhibü’l-erbaǾa, I, 107-109; Gazzâlî, el-Vasîŧ fi’l-meźheb (nşr. Ahmed Mahmûd İbrâhim), Kahire 1417/1997, I, 341-344; Kādîhân, el-Fetâvâ, I, 43-45; İbn Kudâme, el-Muġnî (Herrâs), I, 201-203; Nevevî, el-MecmûǾ, II, 138-140, 142; a.mlf., Şerĥu Müslim, III, 198-199, 219-225; a.mlf., Ravżatü’ŧ-ŧâlibîn (nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd - Ali Muhammed Muavvaz), Beyrut 1412/1992, I, 196; Aynî, ǾUmdetü’l-ķārî, Kahire 1392/1972, III, 131-132; İbnü’l-Hümâm, Fetĥu’l-ķadîr, I, 41, 42, 44; Buhûtî, Keşşâfü’l-ķınâǾ, I, 139-141; el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 14-15; Muhammed b. Ahmed ed-Desûkī, el-Ĥâşiye Ǿale’ş-Şerĥi’l-ķebîr, Kahire 1328, I, 126-127; “İĥtilâm”, Mv.Fİ, III, 200-207; “İĥtilâm”, Mv.F, II, 95-99.

Orhan Çeker