İBRÎ

(العبرى)

Burhânüddîn Abdullāh (Ubeydullāh) b. Muhammed b. Gānim el-Fergānî et-Tebrîzî el-İbrî (ö. 743/1342)

Fıkıh âlimi.

Tebriz’de doğdu. Hüseynî ve Hâşimî nisbelerinden soyunun Kureyş’e ulaştığı sonucu çıkarılabilirse de İbrî nisbesini niçin aldığı bilinmemektedir. Bir müddet Sultâniye’de ikamet ettikten sonra Tebriz’e yerleşerek vefatına kadar burada kadılık yaptı; ayrıca kādılkudâtlık görevinde bulunduğu da kaydedilir. Birkaç defa Bağdat’a gittiği bilinmekle beraber gidiş amacı ve orada kaldığı süre içindeki faaliyetlerine dair kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur. İbrî 13 Receb 743’te (12 Aralık 1342) Tebriz’de vefat etti. Irak, İran, Azerbaycan ve Diyarbekir bölgelerinde ortaya çıkan ve altı ay kadar süren aşırı pahalılık dönemiyle irtibatlandırılarak ölümünün 742 Recebinde (Aralık 1341) olduğu da belirtilir (İbn Hacer, II, 433-434; Şevkânî, I, 412).

Aklî ve naklî ilimlerde, özellikle fıkıh usulü, fıkıh ve kelâmda geniş bilgi sahibi olan İbrî hem Hanefî hem Şafiî fıkhını öğrenmiş ve öğretmiştir. Bu sebeple kaynaklarda hangi mezhebe mensup olduğu konusunda çelişkili bilgiler yer alır. Takıyyüddin et-Temîmî, Hanefî olduğunu kaydetmekte ve her iki mezhepte de eser kaleme aldığını belirtmektedir (et-Ŧabaķātü’s-seniyye, IV, 428-429; ayrıca bk. Yâfiî, IV, 306; İbn Kādî Şühbe, III, 31). İsnevî ise onun önce Hanefî iken sonradan Şâfiî mezhebine geçtiğini söyler (Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, II, 236). Bazı kaynaklarda, İbrî’nin eserlerinde yer alan birtakım ibarelerin Şîa mezhebine meyilli olduğu kanaatini uyandırdığı kaydedilmektedir.

Eserleri. 1. Şerĥu ŦavâliǾi’l-envâr min meŧâliǾi’l-enžâr. Beyzâvî’nin kelâm ilmine dair eserinin şerhidir. Şehâbeddin Mübârek Şah adına telif edilmiş olup kütüphanelerde çok sayıda yazma nüshası mevcuttur (meselâ bk. Fas Hizânetü’l-Karaviyyîn, nr. 1296; Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1656, Serez, nr. 1416, Fâtih, nr. 3044-3051, Ayasofya, nr. 2296, Esad Efendi, nr. 1226, Lâleli, nr. 2299; İÜ Ktp., AY, nr. 297, 4341, 5249; ayrıca bk. Brockelmann, GAL, I, 533). 2. el-Îżâĥ fî şerhi’l-Miśbâĥ. Beyzâvî’ye ait Miśbâĥu’l-ervâĥ’ın şerhi olup mukaddimesinde kelâmın mantık ilmine bağlı olduğu belirtilerek mantıkla ilgili mâlumat verildikten sonra kelâm konuları ele alınır (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1674; TSMK, III. Ahmed, nr. 3394; Râgıb Paşa Ktp., nr. 793, 794). Kâtib Çelebi, İbrî’nin Nâsır b. Abdüsseyyid el-Mutarrizî’nin nahve dair el-Miśbâĥ adlı eserini de şerhettiğini kaydederse de Keşfü’ž-žunûn nâşiri dipnotta Beyzâvî’nin eseriyle karıştırılmış olması ihtimaline dikkat çeker (Keşfü’ž-žunûn, II, 1709). Ayrıca Süleymaniye Kütüphanesi’nde


(Şehid Ali Paşa, nr. 1674) el-Îżâĥ fî şerĥi’l-Miśbâĥ li’l-Muŧarrizî adıyla kayıtlı nüshanın incelenmesinden kitabın Mutarrizî’nin eseriyle bir ilgisinin bulunmadığı ve Beyzâvî’nin eserinin şerhi olduğu anlaşılmıştır. 3. Şerĥu Minhâci’l-vüśûl ilâ (fî) Ǿilmi’l-uśûl. Yine Beyzâvî’ye ait eserin şerhidir. İbrî, Beyzâvî’nin diğer muhtasar eserlerine de şerh yazmaya karar verdiğini, usulün fürûa önceliği bulunduğundan evvelâ Minhâcü’l-vüśûl’ü şerhedeceğini, daha sonra el-Ġāyetü’l-ķuśvâ için de bir şerh kaleme alacağını belirtir. Minhâcü’l-vüśûl üzerine yazılan şerhlerin en güzeli olduğu kaydedilen eserin İstanbul kütüphanelerinde çok sayıda yazma nüshası mevcuttur (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 544, 545, Kılıç Ali Paşa, nr. 309, Yenicami, nr. 342, Turhan Vâlide Sultan, nr. 89, Damad İbrâhim Paşa, nr. 470-471, Lâleli, nr. 772; Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 623; Murad Molla, nr. 700; Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 268; ayrıca bk. Brockelmann, GAL, I, 533). 4. Şerĥu’l-Ġāyeti’l-ķuśvâ. Gazzâlî’nin Şâfiî fıkhına dair el-Vasîŧ adlı eserine Beyzâvî’nin el-Ġāyetü’l-ķuśvâ fî di-râyeti’l-fetvâ adıyla yazdığı özetinin şerhidir (TSMK, Koğuşlar, nr. 768; Kütahya Vahîd Paşa Ktp., nr. 182; Paris Bibliothèque Nationale, nr. 1024). 5. Ĥavâşî Ǿale’l-edviyeti’l-mürekkebe mine’l-Mûcez. İbn Sînâ’nın el-Ķānûn’una İbnü’n-Nefîs’in el-Mûcez fi’ŧ-ŧıb ismiyle yazdığı muhtasarın “el-Edviyetü’l-mürekkebe” başlıklı kısmının hâşiyesidir (Köprülü Ktp., nr. 985, vr. 75b-77a). 6. Risâle fi’l-baĥŝ Ǿan evveli ĥadîŝin min bâbi’l-ķunût. Hz. Peygamber’in namazda rükûdan sonra bazı kişiler için dua ettiği ve bunun üzerine Âl-i İmrân sûresinin 128. âyetinin indirildiğine dair nakledilen hadisle ilgili olarak yazılan, insanların hidayeti konusunun ele alındığı bir risâledir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1215, vr. 118-119).

İbrî’nin ayrıca MuǾtemedü’l-ħalâǿiķ fî Ǿilmi’l-veŝâǿiķ (Keşfü’ž-žunûn, II, 1732; Îżâĥu’l-meknûn, II, 508) ve el-Emâlî (Yâfiî, IV, 306; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 649) adlı eserleri bulunduğu belirtilmişse de Sirâcüddin Ali b. Osman el-Ûşî el-Fergānî’nin el-Emâlî’si (Ķaśîdetü bedǿi’l-emâlî) yanlışlıkla İbrî’ye nisbet edilmiş olmalıdır. Şevkânî de Şerĥu’l-Miśbâĥ’tan başka Şerĥu’l-meśâbîĥ adlı bir eserinden söz etmekte (el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, I, 412), ancak hakkında bilgi vermemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Beyzâvî, el-Ġāyetü’l-ķuśvâ (nşr. Ali Muhyiddin el-Karadâğî), Kahire 1402/1982, I, 141; Yâfiî, Mirǿâtü’l-cenân, IV, 306; İsnevî, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, II, 236; a.mlf., Nihâyetü’s-sûl, giriş, I, s. y; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, III, 31-32; İbn Hacer, ed-Dürerü’l-kâmine, II, 433-434; Temîmî, eŧ-Ŧabaķātü’s-seniyye, IV, 428-429; Keşfü’ž-žunûn, I, 213; II, 1116, 1192-1193, 1704-1705, 1709, 1732, 1879-1880; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VI, 139; Şevkânî, el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, I, 411-412; Fihristü’l-kütübi’l-ǾArabiyyeti’l-maĥfûža bi’l-kütübħâneti’l-Ħidîviyye, Kahire 1308, VII, 649; Brockelmann, GAL, I, 532-533; II, 254; Suppl., II, 271; Ziriklî, el-AǾlâm, IV, 271, 338; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 649; Îżâĥu’l-meknûn, II, 508; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, VI, 136; a.mlf., el-Müstedrek, Beyrut 1406/1985, s. 451; Celâleddin Abdurrahman, el-Ķāđî Nâśırüddîn el-Beyżâvî ve eŝeruhû fî uśûli’l-fıķh, Kahire 1401/1981, s. 339-340; M. Âbid el-Fâsî, Fihrisü maħŧûŧâti Ħizâneti’l-Ķaraviyyîn, Dârülbeyzâ 1403/1983, III, 344-345.

Tahsin Özcan