İBRÂHİM et-TEYMÎ

(إبراهيم التيمي)

Ebû Esmâ İbrâhîm b. Yezîd b. Şerîk et-Teymî el-Kûfî (ö. 92/710-11)

Muhaddis ve fakih tâbiî.

53 (673) yılı civarında doğdu. Teym kabilesinin Ribâb koluna mensuptur. Babası hem Câhiliye hem İslâm döneminde yaşayan ve Hz. Ömer, Hz. Ali, Ebû Zer el-Gıfârî, Abdullah b. Mes‘ûd gibi sahâbîlerden rivayette bulunan bir fakihti. İbrâhim de babasından, Enes b. Mâlik’ten, Amr b. Meymûn ve Hâris b. Süveyd gibi tâbiîlerden hadis rivayet etti. Hz. Âişe ile Hafsa’nın zamanına yetişmediği için onlardan yaptığı rivayetler mürseldir. Kendisinden İbrâhim en-Nehaî, Hakem b. Uteybe, Zübeyd b. Hâris, Yûnus b. Ubeyd, Hasan b. Ubeydullah en-Nehaî, A‘meş ve Beyân b. Bişr rivayette bulunmuştur.

Rivayetleri Kütüb-i Sitte’de yer alan İbrâhim et-Teymî’yi Yahyâ b. Maîn ve Ebû Zür‘a er-Râzî “sika”, Ebû Hâtim er-Râzî “sâlihu’l-hadîs” olarak değerlendirmiş, Ebû Zür‘a’nın “sika mürciî” veya “sika mardî” dediği de belirtilmiştir (İbn Ebû Hâtim, II, 145). Bazı nüshalarda görüldüğü üzere buradaki “mürciî” sözü bir istinsah hatası değilse onun, günahkârların bağışlanabileceğini veya amelin imandan cüz olmadığını söyleyen bazı Ehl-i sünnet âlimlerine denildiği anlamda mürciî olduğu anlaşılmaktadır. İbrâhim et-Teymî çok ibadet etmesiyle ünlü bir zâhid, etkili konuşmasıyla tanınan bir vâizdi. Vaazlarında kıssalar anlattığı için İbnü’l-Cevzî onu Kûfeli kıssacı ve vâizler arasında zikretmiştir. İbrâhim en-Nehaî, Teymî’nin kıssalarıyla Allah’ın rızâsını gözettiğini söylemiş, babasının ise onun kıssa anlatmasına karşı çıktığı nakledilmiştir. Emevî Valisi Haccâc b. Yûsuf, İbrâhim en-Nehaî’nin yakalanmasını emrettiği zaman görevli memur İbrâhim et-Teymî’nin yanına giderek Nehaî’yi aradıklarını söylemiş, o da yerini haber vermeyi doğru bulmadığı için “İbrâhim benim” demiş, Haccâc’ın emri üzerine iki kişiyle birlikte zincire vurularak Vâsıt’taki Dîmâs Hapishanesi’ne atılmıştır. 92’de (710-11) öldürülmüş veya hapishanede ölmüş, Haccâc onun cesedini çöplüğe attırmıştır (İbn Sa‘d, VI, 285). Bu olayın 93 (711-12) veya 94’te (713-14) meydana geldiği de kaydedilmektedir. Güzel sözleriyle de tanınan İbrâhim et-Teymî’nin bu sözlerinden bazıları şöyledir: “Sözümü amelimle karşılaştırdığımda yalancı durumuna düşmekten korkuyorum”; “Bana zulmedene bile acıyorum”; “Allah katında en büyük günah O’nun kimseye göstermediği bir suçu ifşa etmektir”.

BİBLİYOGRAFYA:

Ebû Dâvûd, “Ŧahâre”, 68; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VI, 285-286; Yahyâ b. Maîn, et-Târîħ, II, 15; Buhârî, et-Târîħu’l-kebîr, I, 334-335; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, II, 145; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, IV, 7-8; Ebû Nuaym, Ĥilye, IV, 210-219; İbnü’l-Cevzî, el-Ķuśśâś ve’l-müźekkirîn (nşr. Ebû Hâcir Muhmmed Zağlûl), Beyrut 1406/1986, s. 57; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, II, 544; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, II, 232-233; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, V, 60-62; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 81-100, s. 283-284; İbn Hacer, el-İśâbe, III, 674; a.mlf., Tehźîbü’t-Tehźîb, I, 176-177; Hazrecî, Ħulâśatü Teźhîb, s. 23; Abdüssettâr eş-Şeyh, AǾlâmü’l-ĥuffâž ve’l-muĥaddiŝîn, Dımaşk-Beyrut 1417/1997, IV, 30-40.

Selahattin Polat