İBNÜ’t-TÜRKMÂNÎ, Alâeddin

(علاء الدين ابن التركماني)

Ebü’l-Hasen Alâüddîn Alî b. Osmân b. İbrâhîm et-Türkmânî el-Mardînî (ö. 750/1349)

Hanefî kādılkudâtı, muhaddis ve müfessir.

683’te (1284) doğdu. Aslen Mardinli olup ailesi Kahire’ye göç ettiği için orada yaşadı. Pek çok âlim yetiştiren ailenin diğer fertleri gibi kendisi de İbnü’t-Türkmânî diye tanındı. Babası Mısır’ın meşhur Hanefî fakihlerinden olup Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin el-CâmiǾu’l-kebîr’ine şerh yazan bir âlimdir. Kardeşi Tâceddin Ahmed ve onun oğlu Muhammed de ulemâdandı. Oğulları Cemâleddin Abdullah ve İzzeddin Abdülazîz Hanefî fakihi, torunlarından Hammâd b. Abdürrahîm, Zehebî’den icâzet alan bir muhaddistir (Leknevî, s. 123). İbnü’t-Türkmânî başta babası olmak üzere İbnü’l-Kāsım, Abdülmü’min b. Halef ed-Dimyâtî, İbnü’s-Savvâf, Şehâbeddin el-Muhsinî, Ebü’l-Abbas Ahmed b. İbrâhim es-Serûcî ve İbn Kayyim el-Cevziyye’den istifade etmiş; kendisinden de oğullarından başka Abdülkādir b. Muhammed el-Kureşî, Zeynüddin el-Irâkī, Abdullah b. Yûsuf ez-Zeylaî gibi âlimler ilim öğrenmiştir. Aklî ve naklî ilimlerin pek çoğunu iyi bilen, özellikle Hanefî fıkhında otorite sayılan İbnü’t-Türkmânî hadis, tefsir, kelâm, fıkıh, tasavvuf, tarih, edebiyat, şiir, matematik, ferâiz gibi alanlarda eserler yazmış olmakla birlikte bunların çoğunu tamamlayamamıştır. Şevval 748 (Ocak 1348) tarihinden ölümüne kadar Zeynüddin el-Bistâmî’den boşalan Mısır Hanefî kādılkudâtlığı görevinde bulundu. Kendisinden sonra bu görev oğlu Cemâleddin Abdullah’a verildi. İbnü’t-Türkmânî 10 Muharrem 750’de (31 Mart 1349) vefat etti. Süyûtî bu tarihi 745 (1344) olarak zikretmiştir.

Eserleri. 1. el-Cevherü (ed-Dürrü)’n-naķī fi’r-reddi Ǿale’l-Beyhaķī. Büyük ölçüde Beyhakī’nin es-Sünenü’l-kübrâ’sına yönelik eleştirilerle bunların tartışılmasının ele alındığı bir şerh olup müellifin Beyhakī’ye yaptığı itirazların bir kısmının yersiz olduğu ifade edilmiştir (Necm Abdurrahman Halef, eś-ŚınâǾatü’l-ĥadîŝiyye, s. 8, 121, 122). Eser iki cilt halinde Kahire’de (1316, 1329) ve Beyhakī’nin es-Sünenü’l-kübrâ’sı ile birlikte on cilt olarak Haydarâbâd’da (1344-1357/1925-1938) yayımlanmıştır. Ebü’l-Fazl Feyzürrahman Sevrî, Reddü’l-Cevheri’n-naķī fi’r-reddi Ǿale’l-Beyhaķī li’bni’t-Türkmânî adıyla esere bir reddiye yazmıştır. İbn Kutluboğa, el-Cevherü’n-naķī’yi TercîǾu (TerśîǾu)’l-Cevheri’n-naķī fi’r-red Ǿale’l-Beyhaķī ismiyle ihtisar edip alfabetik olarak düzenlemeye başlamışsa da vefatı üzerine çalışma “mîm” harfinde kalmıştır. Adem Dölek, İbnü’t-Türkmânî’nin Beyhakî ile Hadis Sahasındaki İlişkileri adlı bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (1992, EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü). 2. Behcetü’l-erîb fî beyâni mâ fî Kitâbillâhi mine’l-ġarîb (Behcetü’l-eǾârîb [edîb] bimâ fi’l-Ķurǿân [fî Kitâbillâh] mine’l-ġarîb). Kur’ân-ı Kerîm’deki garîb kelimeleri sûre ve âyetlerin tertibine göre kısaca açıklayan eser Ali Hüseyin el-Bevvâb tarafından yayımlanmıştır (Ürdün 1410/1990). 3. Taħrîcü eĥâdîŝi’l-Hidâye. Burhâneddin el-Mergīnânî’nin eserindeki hadisleri konu alan kitabın bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Cârullah Efendi, nr. 261). Bazı kaynaklarda et-Tenbîh Ǿale’l-eĥâdîŝi’l-Hidâye (Ħulâśatü’n-nihâye fî fevâǿidi [ķavâǾidi]’l-Hidâye) adıyla müellife nisbet edilen eser (Brockelmann, GAL, II, 64) Mahmûd b. Abdullah b. Saîd el-Hârisî el-Mervezî’ye aittir (Keşfü’ž-žunûn, II, 2039). 4. Manžûme fi’l-kebâǿir. Yetmiş kadar büyük günahın sayıldığı eserin bir nüshası Berlin Staatsbibliothek’tedir (nr. 2639, We. 1720). 5. el-Cevâhirü’l-ferd fi’l-münâžara beyne’n-nercis ve’l-verd (Mektebetü’l-Esed, Şiir, nr. 16734, 13 varak). 6. el-Münteħab fî Ǿulûmi’l-ĥadîŝ (Muħtaśaru ǾUlûmi’l-ĥadîŝ). İbnü’s-Salâh’a ait eserin muhtasarı olup bir nüshası Dımaşk’ta Mektebetü’l-Esed’de (Mustalahu’l-hadîs, nr. 13509, 26 varak), iki nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Lâleli, nr. 390; Şehid Ali Paşa, nr. 2762, vr. 90a-115a) kayıtlıdır. 7. el-Kifâye fî muħtaśari’l-Hidâye. Müellif bu eserini Şerĥu’l-Hidâye adıyla şerhetmeye başlamış, vefatı üzerine yarım kalan çalışma oğlu Cemâleddin Abdullah tarafından tamamlanmıştır. 8. Muħtaśaru Telħîśi’l-müteşâbih. Hatîb el-Bağdâdî’nin Telħîśü’l-müteşâbih fi’r-resm ve himâyetü mâ eşkele minhü Ǿan bevâdiri’t-taśĥîf ve’l-vehm adlı eserinin özetidir. 9. ed-Dürretü’s-seniyye fi’l-Ǿaķīdeti’s-Sünniyye (Keşfü’ž-žunûn, I, 459). ed-Dürretü’s-seniyye fi’l-Ķaśîdeti’s-sîniyye adıyla da kaydedilmiştir (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 720). 10. Muħtaśarü’l-Muĥaśśal. Fahreddin er-Râzî’nin fıkıh usulüne dair eserinin muhtasarıdır (İbn Hacer, IV, 101).

İbnü’t-Türkmânî’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: eđ-ĐuǾafâǿ ve’l-metrûkîn (min aśĥâbi’l-ĥadîŝ), Muħtaśaru Risâleti’l-Ķuşeyrî, Muķaddime fî uśûli’l-fıķh, el-Müǿtelif ve’l-muħtelif (fî ensâbi’l-ǾArab), Muķaddimât fi’l-fünûn, es-SaǾdiyye (el-MaǾden) fî uśûli’l-fıķh. Bursalı Mehmed Tâhir’in İbnü’t-Türkmânî’ye nisbet ettiği es-Sünenü’ś-śaġīr ve es-Sünenü’l-kebîr adlı eserler Beyhakī’ye aittir (Keşfü’ž-žunûn, II, 1007).


BİBLİYOGRAFYA:

Kureşî, el-Cevâhirü’l-muđıyye, II, 581-583; İbn Hacer, ed-Dürerü’l-kâmine, III, 84-85; IV, 101; Takıyyüddin İbn Fehd, Laĥžü’l-elĥâž (Źeylü Teźkireti’l-ĥuffâž li’ź-Źehebî içinde, nşr. M. Zâhid el-Kevserî), Dımaşk 1347, s. 125-126; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, X, 246-247; İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim (nşr. Muhammed Hayr Ramazan Yûsuf), Dımaşk 1413/1992, s. 211; Süyûtî, Ĥüsnü’l-muĥâđara, I, 469-470; Keşfü’ž-žunûn, I, 256, 459, 473, 736; II, 991, 1007, 1087, 1162, 1208, 1614, 1637, 1849, 2035, 2039; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 123; Ahlwardt, Verzeichnis, II, 630; Osmanlı Müellifleri, I, 218; Serkîs, MuǾcem, I, 50; Brockelmann, GAL, II, 64, 76; Suppl., II, 67-68; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 720; A. J. Arberry, The Chester Beatty Library, A Handlist of the Arabic Manuscripts, Dublin 1959, IV, 17; Sarton, Introduction, III/1, s. 700; Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî, Fihrisü eĥâdîŝi’s-Süneni’l-kübrâ, Beyrut 1406/1986, giriş, s. 9; Necm Abdurrahman Halef, ǾUlûmü’l-isnâd mine’s-Süneni’l-kübrâ dirâse ve naķd, Riyad 1409/1989, s. 23-25; a.mlf., eś-ŚınâǾatü’l-ĥadîŝiyye fi’s-Süneni’l-kübrâ li’l-İmâm el-Beyhaķī, Mansûre 1412/1992, s. 8, 121, 122; Hasan Yûsufî Eşkûrî, “İbn Türkmânî”, DMBİ, III, 149.

Selahattin Polat