İBNÜ’l-MEVVÂZ

(ابن الموّاز)

Ebû Abdillâh Muhammed b. İbrâhîm b. Ziyâd el-İskenderânî (ö. 269/883)

Mâlikî fıkhının temel kaynaklarından el-Mevvâziyye’nin müellifi olan âlim.

İskenderiyeli olup Receb 180’de (Eylül 796) doğdu. İmam Mâlik’in talebeleri İbnü’l-Mâcişûn ve Ebû Muhammed Abdullah b. Abdülhakem’den fıkıh öğrendi. Ancak bu konudaki asıl hocası, İmam Mâlik’in diğer talebeleri İbnü’l-Kāsım, İbn Vehb ve Eşheb el-Kaysî’nin öğrencisi olan Asbağ b. Ferec’dir. İbnü’l-Kāsım’dan (ö. 191/806) rivayette bulunduğu belirtiliyorsa da o sırada henüz küçük yaşta idi. Yahyâ b. Abdullah b. Bükeyr el-Mısrî, Hâris b. Miskîn ve Nuaym b. Hammâd’dan hadis rivayet etti. Derin fıkıh bilgisiyle Mısır Mâlikî fukahasının önde gelenlerinden biri oldu. Bundan dolayı Mısır’da Ebû Abdullah İbn Abdülhakem ve İbnü’l-Mevvâz, Kayrevan’da İbn Abdûs ve İbn Sahnûn gibi hepsi de Muhammed adını taşıyan dört Mâlikî imamının benzerlerinin hiçbir dönemde bir araya gelmediği söylenir (Kādî İyâz, II, 119).

Bazı kaynaklarda mihne olayı sebebiyle (Kādî İyâz, II, 72; Şîrâzî, s. 154), bazılarında ise zühd ve inzivâ arzusuyla (Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIII, 6) İbnü’l-Mevvâz’ın hayatının sonlarına doğru Şam bölgesindeki kalelerden birine sığındığı ve orada vefat ettiği kaydedilir. Ebû Ömer el-Kindî ise Mısır Valisi Ahmed b. Tolun’un, kendisiyle buluşmak için Mısır’a gelmeye çalışan Halife Mu‘temid-Alellah’a engel olan kardeşi Muvaffak’ı veliahtlıktan düşürmek amacıyla Dımaşk’ta ulemâyı toplayarak 11 veya 12 Zilkade 269 (22 veya 23 Mayıs 883) tarihinde onu azlettirdiğini, Mısır’dan gelen Bekkâr b. Kuteybe, İbnü’l-Mevvâz ve Fehd b. Mûsâ’nın bu karara karşı çıktıklarını belirtir (el-Vülât ve’l-ķuđât, s. 252; Kādî İyâz, II, 73). İbn Asâkir, Kādî İyâz ve İbn Ferhûn, İbnü’l-Mevvâz’ın 11 Zilkade 269’da (22 Mayıs 883) Dımaşk’ta öldüğünü kaydederler. Adı geçen üç âlimin Dımaşk’ta hapse atılması (Makrîzî, V, 88) ve anılan vefat tarihinin Muvaffak için azil fetvasının verildiği tarihle aynı olması dikkat çekicidir. Mesleme b. Kāsım da İbnü’l-Mevvâz’ın 269 yılında Dımaşk’ta vefat ettiğini belirttikten sonra 271’de (884) İskenderiye’de öldüğüne dair zayıf bir rivayeti de kaydeder ve bunu İbnü’l-Mevvâz’ın talebesi İbn Ebû Matar’dan (Ali b. Abdullah b. Ebû Matar) duyduğunu söyler (a.g.e., a.y.). Safedî ve İbn Kunfüz gibi bazı müellifler İbnü’l-Mevvâz’ın 281 (894) yılında öldüğünü belirtiyorsa da iki eserinde bu tarihi kaydeden Zehebî (el-Ǿİber, I, 404; Târîħu’l-İslâm, s. 250) diğer bir eserinde 269’da vefat ettiğine dair rivayetin doğru olduğuna dikkat çeker (AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIII, 6).

İkinci nesil Mâlikî âlimleri içinde önemli bir yere sahip olan İbnü’l-Mevvâz, İmam Mâlik ve talebelerinin görüşlerini el-Mevvâziyye adlı eserinde bir araya getirmiştir. Bu eser ihtiva ettiği meselelerin sahih rivayetlere dayanması, ayrıntılı ve kapsamlı olması bakımından Esed b. Furât’ın el-Esediyye, İbn Habîb es-Sülemî’nin el-Vâđıĥa ve Muhammed b. Ahmed el-Utbî’nin el-ǾUtbiyye’si gibi Mâlikî mezhebinin ilk kaynakları (ümmehât) arasında önemli bir yere sahiptir. Ebü’l-Hasan el-Kābisî’nin, diğer âlimlerin sadece rivayetleri toplayıp nakle çalıştığını, İbnü’l-Mevvâz’ın ise fıkhî hükümleri mezhep imamı ve talebelerinin ortaya koydukları esaslara dayandırarak temellendirdiğini belirterek el-Mevvâziyye’yi öteki eserlere tercih ettiği kaydedilir (Kādî İyâz, II, 74; İbn Ferhûn, II, 166). Makrîzî de onun Ebû Abdullah İbn Abdülhakem ve İbn Sahnûn’dan üstün olduğunu, hâfızasındaki rivayetlerin çokluğu bakımından


İbn Abdûs çapında, kavramlara hâkimiyeti bakımından ise ondan üstün olduğunu söyledikten sonra Kayrevan ve Endülüs’te Sahnûn’un, Mısır’da İbnü’l-Mevvâz’ın görüşüne göre amel edildiğini kaydeder (el-Muķaffa’l-kebîr, V, 87). İbn Ebû Zeyd el-Kayrevânî’nin en-Nevâdir ve’z-ziyâdât Ǿalâ mâ fi’l-Müdevvene ve ġayrihâ mine’l-ümmehât adlı kitabının önemli kaynaklarından biri olan el-Mevvâziyye’deki rivayet ve görüşler daha sonraki Mâlikî eserlerinde de nakledilmiştir. Özellikle Venşerîsî’nin el-MiǾyârü’l-muǾrib ve’l-câmiǾu’l-muġrib Ǿan fetâvâ Ǿulemâǿi İfrîķıyye ve’l-Endelüs ve’l-Maġrib’inde ( nşr. M. Haccî v.dğr., I-XII, Beyrut 1401/1981; XIII, 1403/1983, [İndeks]) İbnü’l-Mevvâz’ın birçok rivayet ve görüşüne yer verilmiştir.

Bütün olarak günümüze ulaşmayan el-Mevvâziyye’yi müellifinden Ebû Bekir İbn Müyessir ve İbn Ebû Matar el-Meâfirî rivayet etmiştir. Eser Endülüs’te İbn Müyessir ve Muhammed b. Battâl b. Vehb et-Temîmî, Kuzey Afrika’da Ebü’l-Kāsım Ziyâd b. Yûnus el-Yahsubî ve Derrâs el-Fâsî vasıtasıyla yayılmıştır. Nitekim İbn Ebû Zeyd el-Kayrevânî de eseri Derrâs’tan rivayet etmiştir. Kayrevan Ulucamii Kütüphanesi’ne ait 693 (1294) tarihli bir defterde iki ayrı kayıt halinde el-Mevvâziyye’den kırk ve altmış yedi defter bulunduğu (İbrâhim Şebbûh, II/2 [1376/1956], s. 359, 362), esere ait bir parçanın da Tunus’ta Muhammed Tâhir b. Âşûr’un kütüphanesinde olduğu (Sezgin, I, 474; Ziriklî, V, 294) belirtilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Kindî, el-Vülât ve’l-ķuđât (Nassâr), s. 252; Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik, II, 72-74, 119; Şîrâzî, Tabaķātü’l-fuķahâǿ, s. 154; İbn Manzûr, Muħtaśaru Târîħi Dımaşķ, XXI, 330-331; İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müźheb, II, 166-167; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIII, 6; a.mlf., el-Ǿİber, I, 404; II, 66; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 281-290, s. 250; Safedî, el-Vâfî, I, 335-336; İbn Kunfüz, el-Vefeyât (nşr. Âdil Nüveyhiz), Beyrut 1971, s. 191; Makrîzî, el-Muķaffa’l-kebîr (nşr. Muhammed Ya‘lâvî), Beyrut 1411/1991, V, 87-88; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, II, 177; Muhammed Ebû Zehre, el-Mâlik, Kahire 1952, s. 207-208; Sezgin, GAS, I, 474; Hacvî, el-Fikrü’s-sâmî, II, 101; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), V, 294; M. Muranyi, Dirâsât fî meśâdiri’l-fıķhi’l-Mâlikî (trc. Saîd Buhayrî v.dğr.), Beyrut 1409/1988, s. 14, 69, 70, 103-105, 149-153, 207; Hâdî ed-Derkâş, Ebû Muĥammed b. Ebî Zeyd el-Ķayrevânî: ĥayâtühû ve âŝâruhû ve Kitâbü’n-Nevâdir ve’z-ziyâdât, Beyrut 1409/1989, s. 371, 375-376, 405, 408, 411, 413, 415, 416, 431; İbrâhim Şebbûh, “Sicillün ķadîm li-Mektebeti CâmiǾi’l-Ķayrevân”, MMMAr. (Kahire), II/2 (1376/1956), s. 339-372.

Ahmet Özel