İBNÜ’l-İHŞÎD

(ابن الإخشيد)

Ebû Bekr Ahmed b. Alî b. Ma‘cûr (Bağcûr) (ö. 326/938)

Mu‘tezile âlimi.

270 (883) yılında doğdu. Soğd veya Fergana bölgesinde idarecilik yaparak daha sonra Bağdat’a yerleşen Türk asıllı bir aileye mensuptur. Bazı kaynaklarda İbnü’l-Ahşâd, İbnü’l-Ahşâz ve İbnü’l-İhşîz şeklinde de geçen künyesini dedelerine verilen unvandan almıştır. Babası, Abbâsî halifelerinden el-Mu‘tazıd-Billâh ve Müktefî-Billâh dönemlerinde sınır bölgelerinde valilik görevinde bulunmuştur. Bağdat’ın ilim çevresinde yetişen İbnü’l-İhşîd, Abbâsî Veziri Ebü’l-Feth İbnü’l-Furât’ın huzurunda Ebû Saîd es-Sîrâfî ile Ebû Bişr Mettâ b. Yûnus arasında cereyan eden münazaralara şahit oldu. Bir süre Mısır’da ve hac amacıyla Mekke’de bulundu. İbnü’l-İhşîd’in kelâm dersleri aldığı en önemli hocası, önceleri Bağdat Mu‘tezilesi’ne bağlı iken daha sonra dönemin Basra ekolü reisi Ebû Ali el-Cübbâî’ye intisap eden ve vefatından sonra onun yerine geçen (İbnü’n-Nedîm, s. 219; Kādî Abdülcebbâr, Fażlü’l-iǾtizâl, s. 308-309) Ebû Abdullah Muhammed b. Ömer es-Saymerî’dir. Ayrıca Ebü’l-Hasan el-Kerhî’nin meclisinde bulundu. Saymerî gibi İbnü’l-İhşîd de Cübbâî’nin oğlu Ebû Hâşim’e sert bir şekilde muhalefet etti. Ebû İmrân Mûsâ b. Rebâh es-Sayrafî, Ebü’l-Hasan el-Ensârî ve Ebü’l-Hasan Ali b. Îsâ er-Rummânî


gibi kelâm ve dil âlimlerine hocalık yaptı. Fıkıhta Şâfiî mezhebinden olduğu naklediliyorsa da (İbn Hacer, I, 231), Sübkî tarafından Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye’de zikredilmemesi şüphe uyandırmaktadır. 21 Şâban 326’da (23 Haziran 938) Bağdat’ta vefat etti. Tabakat kitapları İbnü’l-İhşîd’in Arap dili ve edebiyatına derin vukufunu, ayrıca zühd ve ilim ehli oluşunu öne çıkarırlar. Kendisine ait bir çiftliğin gelirini ilim hizmetine tahsis etmesi onun ilme verdiği değeri gösterir.

Mu‘tezile’nin dokuz ve onuncu tabakaları içinde sayılan (İbnü’l-Murtazâ, s. 100, 108), Ebû Hâşim el-Cübbâî ve Kâ‘bî ile birlikte döneminin üç büyük Mu‘tezile imamından biri kabul edilen (İbn Hazm, V, 70-71) İbnü’l-İhşîd’in kendi eserleri kaybolduğundan onun kelâmî düşüncesi hakkında yalnızca nakil yoluyla bazı bilgilere ulaşılabilmektedir. Meselâ İbnü’l-İhşîd, arazların değişken olması sebebiyle süreklilik arzetmemesine karşılık cevherlerin tek tip olmadığı ve bir kısmının süreklilik gösterirken diğerlerinin varlıklarını sürdürebileceği kanaatini taşıyordu (Ebû Reşîd en-Nîsâbûrî, s. 87-88). Büyük günah konusundaki yaklaşımına göre günahı işlemenin hemen ardından pişmanlık duyanlar tövbe etmiş ve günahtan kurtulmuş sayılır. Günahın tekrar işlenmesi durumunda da pişmanlık halinde tövbe geçerli kabul edilir (İbn Hazm, V, 71). İbnü’l-İhşîd’in, Mu‘tezile âlimlerinin mezhep içinde müstakil düşünme geleneğine uygun olarak bazan Bağdat ekolünün görüşlerini tercih ettiği ve farklı fikirler arasında sentez yaptığı anlaşılmaktadır. Onun bu fikirleri ve Ebû Hâşim’in görüşlerine yönelik itirazları Basra ekolü içinde Behşemiyye’ye rakip olarak İhşîdiyye kolunun ortaya çıkmasına yol açmıştır (Fahreddin er-Râzî, s. 46).

Eserleri. İbnü’l-İhşîd’e nisbet edilen eserler şunlardır: 1. Kitâbü’l-MaǾûne fi’l-uśûl. En önemli eseri olup hıristiyanlara reddiyelerinin yer aldığı bir bölümü de ihtiva eder (Kādî Abdülcebbâr, Teŝbîtü delâǿili’n-nübüvve, I, 148, 198). Büyük ölçüde Ebû Ali el-Cübbâî’nin görüşlerine yer verilen esere talebesi Rummânî bir şerh yazmıştır (Sezgin, VIII, 113). 2. Ŧabaķātü’l-MuǾtezile. İbnü’n-Nedîm’in, Mu‘tezile mezhebinin kuruluşu ve âlimleri hakkında verdiği bilgileri yer yer İbnü’l-İhşîd’in bir eserine dayandırması (meselâ bk. el-Fihrist, s. 113, 201, 214) onun böyle bir kitap kaleme aldığını gösterir. Bu esere sonraki tabakat kitaplarında isim zikredilmeden referanslar yapılmaktadır (İbnü’l-Murtazâ, s. 70). 3. Kitâbü Nažmi (Naķli)’l-Ķurǿân. İbnü’n-Nedîm’in müellife nisbet ettiği bu eser (el-Fihrist, s. 41, 221) onun, Ebû Ca‘fer Muhammed et-Tûsî’nin Tibyân’ında çokça zikredilen tefsiri olmalıdır. İbnü’l-İhşîd’e kaynaklarda ayrıca Kitâbü’l-Mübtedî, Kitâbü’l-İcmâǾ, en-Naķż Ǿale’l-Ħâlidî fi’l-ircâǿ, İħtiśâru Kitâbi Ebî ǾAlî fi’n-nefy ve’l-iŝbât ve İħtiśâru Tefsîri’ŧ-Ŧaberî gibi diğer bazı eserler de nisbet edilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 41, 113, 201, 214, 219-221; Ebû Reşîd en-Nîsâbûrî, el-Mesâǿil fi’l-ħilâf beyne’l-Baśriyyîn ve’l-Baġdâdiyyîn (nşr. Ma‘n Ziyâde - Rıdvân es-Seyyid), Beyrut 1979, s. 87-88, 215; Ebû Hayyân et-Tevhîdî, el-İmtâǾ ve’l-muǿânese, Beyrut 1373/1953, I, 107-108; III, 196; Kādî Abdülcebbâr, Fażlü’l-iǾtizâl ve Ŧabaķātü’l-MuǾtezile (nşr. Fuâd Seyyid), Tunus 1393/1974, s. 308-309, 329-333; a.mlf., Teŝbîtü delâǿili’n-nübüvve, Beyrut, ts. (Dârü’l-Arabiyye), I, 148, 198; Bağdâdî, el-Farķ (Abdülhamîd), s. 193; İbn Hazm, el-Faśl (Umeyre), V, 70-71; Hatîb, Târîħu Baġdâd, IV, 309; Tabersî, MecmaǾu’l-beyân fî tefsîri’l-Ķurǿân (nşr. Hâşim Mahallâtî - Fazlullah et-Tabâtabâî), Beyrut 1406/1986, I, 669; Fahreddin er-Râzî, İǾtiķādât (nşr. Muhammed el-Mu‘tasım-Billâh el-Bağdâdî), Beyrut 1407/1986, s. 46; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ (nşr. D. S. Margoliouth), London 1911-13, V, 281; VI, 73; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XV, 217-218; İbnü’l-Murtazâ, Ŧabaķātü’l-MuǾtezile, s. 70, 100, 108; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, I, 231; Sezgin, GAS, VIII, 113; Albert N. Nader, Le système philosophique des Mu‘tazila, Beyrouth 1984, s. 45, 307, 406; Josef van Ess, Theologie und Geselschaft im 2. und 3. Jahrhundert Hidschra, Berlin 1992, II, 37, 337; J.-C. Vadet, “Ibn al-Iқћѕћīd”, EI² (İng.), III, 807; Ali Ekber Ziyâî, “İbn İħşîd”, DMBİ, II, 713-714; Daniel Gimaret, “Ebn al-Elšīd”, EIr., VIII, 15-16.

Mustafa Öz