İBNÜ’l-HÂC en-NÜMEYRÎ

(ابن الحاجّ النميري)

Ebû İshâk (Ebü’l-Kāsım) İbrâhîm b. Abdillâh b. İbrâhîm (ö. 780/1378 [?])

Endülüslü kâtip, edip ve muhaddis.

Köklü bir ailenin çocuğu olarak 713’te (1313) Gırnata’da (Granada) doğdu. Ailenin atası Sevvâbe b. Hamza en-Nümeyrî Endülüs’e geçtiğinde Vâdîâş’a (Guadix) yerleşmişti. Dedesi İbrâhim en-Nümeyrî Nasrîler’in hizmetine girdi ve Dîvânü’l-cünd kâtipliğinde bulundu; babası Abdullah en-Nümeyrî de Sebte (Ceuta) ve Gırnata’da bazı önemli görevler üstlendi. İbnü’l-Hâcc’ın Gırnata’daki tahsil hayatı hakkında fazla bir şey bilinmemektedir; ancak genç yaşında edebiyat, hat sanatı ve kitâbet alanlarında temayüz edişi ciddi bir eğitim gördüğünü göstermektedir. 737 (1337) ve 748 (1348) yıllarında iki defa hac maksadıyla Doğu İslâm dünyasına gitti ve kendisi için ilim öğrenme açısından büyük fırsat oluşturan bu seyahatlerinde Dımaşk, Kahire ve İskenderiye gibi ilim merkezlerinde Abdurrahman el-Mizzî, Birzâlî, Zehebî, İmâdüddin el-Kindî, Kadı Vecîhüddin es-Sanhâcî başta olmak üzere birçok Şâfiî ve Mâlikî âlimiyle görüştü; onlardan hadis dinledi ve bazılarından hadis rivayeti için icâzet aldı. Memuriyet hayatında sırasıyla Nasrî, Hafsî, Merînî ve tekrar Nasrî saraylarında kâtip olarak hizmet verdi. Hafsî sarayında çalışırken Mağrib’de meydana gelen siyasî buhran, kendisini görevinden ayrılarak Tilimsân yakınlarındaki Şeyh Ebû Medyen Tekkesi’nde inzivâya çekilmeye sevkettiyse de bu durum fazla sürmedi ve Sultan Ebû İnân’ın ısrarıyla Merînî sarayında yeniden kâtipliğe başladı. Ebû İnân’ın ölümü üzerine (759 /1358) yirmi iki yıl aradan sonra döndüğü Gırnata sarayında iyi karşılandı ve Dîvân-ı İnşâ kâtipliğine tayin edildi; bir süre de kadılık yaptı ve ayrıca Nasrî sultanlarını temsilen bazı devletlere elçi olarak gönderildi. 768’de (1367) elçi sıfatıyla Abdülvâdî sarayına gitmekte iken Franklar tarafından esir alındı ve kısa süre sonra yüklü bir fidye karşılığında serbest bırakıldı. İbnü’l-Hâcc’ın vefat tarihi hakkında ihtilâf vardır. Ancak öğrencilerinden İbn Azîm’in 780’de (1378) yirmi yaşlarında iken kendisinden ders aldığı bilinmekte ve buna göre söz konusu tarihte veya daha sonra öldüğü anlaşılmaktadır.

Kaynaklarda İbnü’l-Hâcc’ın edebiyat, tasavvuf, usûlü’d-din, fıkıh, hadis, seyahat gibi çeşitli alanlarda kaleme aldığı birçok eserin adı verilmekte ve içeriğine atıfta bulunulmaktadır. Onun aynı zamanda şairliğiyle de tanındığı bilinmektedir. Bir divanda toplamak yerine çeşitli eserlerine serpiştirdiği anlaşılan şiirlerinden bazılarını Lisânüddin İbnü’l-Hatîb, İbnü’l-Ahmer, Safedî, İbnü’l-Kādî ve Makkarî gibi müellifler günümüze ulaştırmışlardır; bunların büyük bölümü hocaları ve önemli kişiler için yazdığı methiyelerdir. Özellikle İbnü’l-Kādî tarafından yetmiş


dokuz beyti nakledilen Hz. Peygamber’in kabri başında söylediği kasidesi diğerleri arasında ayrı bir yere sahiptir. Bazı şiirlerinin zamanla Endülüs’te bestelenerek şarkı haline getirildiği de bildirilmiştir.

Eserleri. 1. Feyżü’l-Ǿubâb ve ifâżatü ķıdâĥi’l-âdâb fi’l-ĥareketi’s-saǾîde ilâ Ķosantîne ve’z-Zâb. Merînî sarayında kâtip iken Sultan Ebû İnân’ın, Kostantîne civarındaki Benî Süleym Arapları’nın isyanını bastırmak ve hac yollarının güvenliğini sağlamak amacıyla çıktığı seferin gidiş dönüş notlarını ihtiva eder. Müellif kitapta secili bir üslûp kullanmış ve böylece tarihçiden ziyade edip olduğunu göstermiştir. Merînî tarihi ve özellikle Ebû İnân dönemi için önem taşıyan eserin bugüne ulaşan tek nüshası Muhammed b. Şakrûn tarafından yayımlanmıştır (Rabat 1984; Beyrut 1990). 2. Ķarâǿinü’l-ķaśr ve meĥâsinü’l-Ǿaśr. Bilinen tek nüshası British Museum’da (Or., nr. 5670) kayıtlıdır (Brockelmann, GAL Suppl., II, 369). İbnü’l-Hâcc’ın kaynaklarda adı geçen diğer eserlerinden bazıları da şunlardır: el-Müsâhele ve’l-müsâmaĥa fî tebyîni ŧuruķi’l-müdâǾabe ve’l-mümâzeĥa, Îķāžü’l-kirâm bi-aħbâri’l-menâm, TenǾîmü’l-eşbâĥ bi-muĥâdeŝeti’l-ervâĥ, el-Vesâǿil ve nüzhetü’l-menâžır ve’l-ħamâǿil, ez-Zehrât ve icâletü’n-nažarât, Nüzhetü’l-ĥadaķ fî źikri’l-fıraķ, el-Libâs ve’ś-śuĥbe, Meŝâlîbü’l-ķavânîn fi’t-tevriye ve’l-istiħdâm ve’t-tażmîn, el-Fuśûlü’l-muķteđabe fi’l-aĥkâmi’l-münteħabe. Bunlardan başka silâh, zırh, ferâiz ve cedele dair dört risâle, kırk hadis türünde ve ism-i a‘zam konusunda kitaplar yazmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Safedî, el-Vâfî, VI, 40; İbnü’l-Hatîb, el-İĥâŧa, I, 342-363; a.mlf., el-Ketîbetü’l-kâmine (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1963, s. 266-269; İbnü’l-Ahmer, Neŝîrü ferâǿidi’l-cümân fî nažmi fuĥûli’z-zamân (nşr. M. Rıdvân ed-Dâye), Beyrut 1967, s. 314-318; İbn Hacer, ed-Dürerü’l-kâmine, I, 30; İbn Tağrîberdî, el-Menhelü’ś-śâfî, I, 86-87; İbnü’l-Kādî, Cezvetü’l-iķtibâs, Rabat 1973, s. 96; Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, Neylü’l-ibtihâc, Trablus 1408/1989, 46-47; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Kahire 1949, IX, 315-327; Brockelmann, GAL Suppl., II, 369; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 129; Ömer Ferruh, Târîħu’l-edeb, VI, 483-489; J. F. P. Hopkins, “An Andalusian Poet of the Fourteenth Century: Ibn al-Hājj”, BSOAS, XXIV (1961), s. 57-64; a.mlf, “Ibn al-Hāғјғј”, EI² (İng.), III, 780; Muhammed Züneybir, “İbnü’l-Ĥâc en-Nümeyrî, Feyżü’l-Ǿubâb ve ifâżatü ķıdâĥi’l-âdâb fi’l-ĥareketi’s-saǾîde ilâ Ķosantîne ve’z-Zâb”, el-Kitâbü’l-Maġribî, III, Rabat 1985, s. 155-158; Muhammed Seyyidî, “İbn Ĥâc”, DMBİ, III, 286.

Mehmet Özdemir