İBNÜ’l-ESÎR, Mecdüddin

(مجد الدين ابن الأثير)

Ebü’s-Seâdât Mecdüddîn el-Mübârek b. Esîrüddîn Muhammed b. Muhammed eş-Şeybânî el-Cezerî (ö. 606/1210)

Hadis ve tefsir âlimi, edebiyatçı ve biyografi yazarı.

Rebîülevvel 544’te (Temmuz-Ağustos 1149) Cizre’de (Cezîre-i İbn Ömer) doğdu. Hayatının önemli bir kısmı Musul’da geçtiği için Mevsılî, dedelerinden sahâbî Müsennâ b. Hârise eş-Şeybânî’nin mensup olduğu Şeybân kabilesine nisbetle Şeybânî nisbeleriyle anıldı. Zengin ve faziletli bir kimse olduğu belirtilen, idarecilerle yakın ilişkiler kurarak önemli görevler üstlenen babası, Esîr (Esîrüddin) lakabı ile anıldığından İbnü’l-Esîr künyesiyle meşhur oldu. Kardeşleri İzzeddin ve Ziyâeddin İbnü’l-Esîr de tanınmış birer âlimdir. İlk öğrenimini kardeşleriyle birlikte Cizre’de gördü. 565’te (1169-70) ailesiyle beraber Musul’a göç edince burada öncelikle nahiv, edebiyat, hadis ve fıkıh dersleri aldı. Arap dili ve edebiyatını Ebû Muhammed Saîd b. Dehhân el-Bağdâdî, Ebû Bekir Yahyâ b. Sa‘dûn el-Mağribî, Ebü’l-Harem Mekkî b. Reyyân b. Şebbe el-Makdisî gibi âlimlerden öğrendi. Cemâleddin Ebû Abdullah b. Serâyâ, muhaddis ve mutasavvıf Ebû Yâsir Abdülvehhâb b. Hibetullah, İbn Sükeyne, Ebü’l-Kāsım Yaîş b. Sadaka el-Furâtî ve İbn Sa‘dûn’dan çeşitli hadis kitaplarını okudu. Ayrıca şeyhülkurrâ diye bilinen İbn Züreyķ Mübârek b. Mübârek b. Ahmed’le bazı eserleri mütalaa ederek ondan bu eserlerin rivayet iznini aldı. Talebeleri arasında ise kaynaklarda adı belirtilmeyen oğlu, bütün eserlerinin rivayet icâzetini verdiği İbnü’l-Kıftî, İbn İlalmış, Tâceddin Abdülmuhsin b. Muhammed el-Bâcerbekî, Ebü’l-Feth Şehâbeddin Muhammed b. Mahmûd et-Tûsî ve Kādılkudât Ebû Tâlib Ali b. Ali el-Buhârî gibi şahsiyetler sayılabilir.

İbnü’l-Esîr, istekli olmamasına rağmen Selçuklu Atabegleri döneminde idarî görevler aldı. Musul’a ilk gidişinde bir müddet Seyfeddin Gāzî (II.) b. Mevdûd b. Zengî’nin hazinedarlığını ve Cezîre-i İbn Ömer civarının divan kâtipliğini yaptı. Musul Veziri Celâleddin Ebü’l-Hasan Ali b. Mansûr el-İsfahânî tarafından divan başkâtipliğine getirildi. Emîr Mücâhidüddin Kaymaz’ın (595/1198-99) ve onun hapse atılmasının ardından Musul Emîri İzzeddin Mes‘ûd b. Mevdûd el-Atabegî’nin yakın çevresinde yer aldı. Daha sonra İzzeddin Mes‘ûd’un oğlu Nûreddin Zengî Arslanşah’ın yanında bulunan İbnü’l-Esîr onlara inşâ kâtipliği ve müşavirlik yaptı, resmî yazışmalarda sır kâtipliğine kadar yükseldi. Nûreddin Zengî Arslanşah, bir ara kendisini vezirlik görevine getirdiyse de İbnü’l-Esîr bundan rahatsızlık duyunca onu bu görevden affetti. İbnü’l-Esîr felç yüzünden elleri ve ayakları tutmayınca eser yazamaz hale geldi. Musul’un köylerinden Derbüdderrâc’daki geniş arazisinde bir ribât yaptırarak bütün mal varlığını buraya vakfetti. Kasru Harb diye anılan bu ribâtta hastalığı boyunca talebelerinin yardımıyla çalışmalarını sürdürdü ve önemli eserlerinden bir kısmını bu dönemde yazdı. 29 Zilhicce 606’da (24 Haziran 1210) vefat edince ribâta defnedildi. Daha sonraları bu ribât tasavvuf ehlinin uğrak yeri olmuştur.

Kaynaklar ahlâkı, ilmi ve tevazuu ile tanınan İbnü’l-Esîr’den övgü ile söz etmiş, üslûbundaki sadeliğe, başarılı idareciliğine, özellikle Arap dili, Kur’an ve hadis ilimlerindeki üstün mevkiine dikkat çekmiş, ayrıca matematik gibi bilimlerle de ilgilendiğini belirtmiştir. İbnü’ş-Şa“âr’ın onu cimri olmakla itham etmesini doğru bulmayan Zehebî, bütün mallarını vakfeden bir kimsenin cimri sayılamayacağını söylemiştir (AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXI, 491).

Eserleri. 1. CâmiǾu’l-uśûl li-eĥâdîŝi’r-Resûl*. Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İmam Mâlik’in eserlerinden derlenip konularına göre alfabetik olarak sıralanan hadislerden meydana gelen, çeşitli âlimler tarafından üzerinde çalışmalar yapılan eser Abdülmecîd Selîm’le Muhammed Hâmid el-Fıkī (I-XIII, Kahire 1370/1950, 1400/1980), Abdülkādir el-Arnaût ve diğerleri (I-XV, Dımaşk 1389/1969, 1403/1983) tarafından neşredilmiştir. İbnü’l-Kıftî’nin müellife nisbet ettiği Kitâb fî Ǿilmi’l-ĥadîŝ, muhtemelen CâmiǾu’l-uśûl’e giriş mahiyetindeki hadis terimlerini ihtiva eden kısımdır (Hâris Süleyman ed-Dârî, s. 14). 2. en-Nihâye* fî ġarîbi’l-ĥadîŝ ve’l-eŝer. Hadislerdeki nâdir kelimeleri alfabetik sırayla açıklayan ve garîbü’l-hadîs konusunun önemli kaynaklarından olan eseri Tâhir Ahmed ez-Zâvî ve Mahmûd Muhammed et-Tanâhî yayımlamıştır (I-V, Kahire 1383/1963). 3. el-Menâlü’ŧ-ŧâlib fî şerĥi Ŧıvâli’l-ġarâǿib (Menâl fî şerĥi Ŧıvâli’l-ġarâǿib, Şerĥu ġarîbi’ŧ-Ŧıvâl). Müellifin öldüğü yıl,


metinleri uzun olan hadislerde ve sahâbe sözlerinde yer alan garîb ve nâdir ifadeleri açıklamak üzere imlâ ettiği eser Mahmûd Muhammed et-Tanâhî tarafından neşredilmiştir (Dımaşk-Mekke-Kahire 1400-1403/1980-1983). 4. el-MuraśśaǾ fi’l-âbâǿ ve’l-ümmehât ve’l-benîn ve’l-benât ve’l-eźvâǿi ve’ź-źevât. “Eb, üm, ibn, bint, zû, zât” gibi kelimelerle başlayan, çocuklara, yakınlara ve insan dışındaki varlıklara nisbet edilerek meşhur olan, darbımesel veya deyim halinde kullanılagelen, cümle halinde alem olan ve anlamı bilinmeyen nâdir isimlerin alfabetik sıraya göre ele alındığı bir çalışmadır. İstanbul (1304) baskısı ve Christian Friedrich Seybold neşrinde (Weimar 1896; Amsterdam 1981), Ziyâeddin İbnü’l-Esîr’e nisbet edilen eseri İbrâhim es-Sâmerrâî (Bağdad 1391/1971) ve Fehmî Sa‘d (Beyrut 1412/1992) tahkik ederek yayımlamışlardır. Süyûtî kitabın künyelerle ilgili kısmını ihtisar etmiştir (Muhammed Abdullah el-Hamdân, s. 386). 5. Tecrîdü es-mâǿi’ś-śaĥâbe. Brockelmann, sadece Ziriklî tarafından kaydedilen eserin (el-AǾlâm, VI, 152) Hindistan’da neşredildiğini (Haydarâbâd 1315) ifade etmişse de (GAL Suppl., I, 609) bu tesbit yanlış olup aynı tarihte orada yayımlanan eser Zehebî’ye ait Tecrîdü esmâǿi’ś-śaĥâbe’dir. Bu kitabın İzzeddin İbnü’l-Esîr’e nisbet edilmesi de doğru değildir. 6. eş-Şâfî Şerĥu Müsnedi’ş-ŞâfiǾî (eş-Şâfi’l-Ǿay fî şerĥi Müsnedi’ş-ŞâfiǾî). Yaklaşık 100 “kürrâse” hacminde olduğu söylenen ve hadisleri ahkâm, dil ve mâna açısından ele alan bir eserdir (Hindistan 1306; Kahire 1327). 7. el-İnśâf fi’l-cemǾ beyne’l-Keşf ve’l-Keşşâf (fî tefsîri’l-Ķurǿân). Sa‘lebî’nin el-Keşf ve’l-beyân fî tefsîri’l-Ķurǿân’ı ile Zemahşerî’nin el-Keşşâf Ǿan ĥaķāǿiķi’t-tenzîl adlı tefsirinin bir araya getirildiği eserin dört cilt olduğu kaydedilmektedir (Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, XVII, 76). 8. el-Muħtâr fî menâķıbi’l-aħyâr. Sahâbeden itibaren meşhur kişilerin hayatını ve menkıbelerini anlatan ve dört cilt olduğu belirtilen eserin (a.g.e., XVII, 77) Leiden (nr. 1090, I. cilt), Kayseri Râşid Efendi (nr. 951), Süleymaniye (Cârullah Efendi, nr. 1624; Fâtih, nr. 4472), Hacı Selim Ağa (Aziz Mahmud Hüdâyî, nr. 1054), Köprülü (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1136, I. cilt) ve Millet (Feyzullah Efendi, nr. 1516, II. cilt) kütüphanelerinde yazmaları mevcuttur. 9. es-Sîretü’n-nebeviyye (Dımaşk 1971). 10. el-BedîǾ fî Ǿilmi’l-ǾArabiyye (el-BedîǾ fî şerĥi’l-fuśûl, el-BedîǾ fi’n-naĥv). İbnü’d-Dehhân’ın el-Fuśûl fi’n-naĥv adlı eserinin şerhi olup sarf, nahiv, şiir, hitabet vb. konuları yirmi babda ele alan kitap üzerinde Sâlih b. Hüseyin el-Âyid doktora çalışması yapmıştır (1406, Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye). Müellife Kitâb Laŧîf fî śanǾati’l-kitâbe ve Tehźîbü Fuśûli İbni’d-Dehhân (Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, IV, 141) adıyla nisbet edilen eserler de muhtemelen bu kitaptır (Zehebî, Târîħu’l-İslâm, s. 217). 11. Divânü resâǿil (er-Resâǿil). Süleymaniye (Kılıç Ali Paşa, nr. 723), Beyazıt (Veliyyüddin Efendi, nr. 2461) ve Köprülü (nr. 1058) kütüphanelerinde nüshaları bulunmaktadır. Nahve dair el-Bâhir fi’l-furûķ ile (el-Furûķ ve’l-ebniye) (Süyûtî, II, 275) Vezir Celâleddin Ebü’l-Hasan Ali b. Cemâleddin el-İsfahânî’nin risâlelerinin bir araya getirildiği el-Cevâhir ve’l-leǿâlî min imlâǿi’l-mevle’l-vezîr el-Celâlî, el-Muśŧafe’l-muħtâr fi’l-edǾiyeti ve’l-eźkâr, çeşitli grafiklerden oluştuğu ifade edilen Resâǿil fi’l-ĥisâb (Resâǿil fi’l-ĥisâb mücedvelât) adlı eserler de kaynaklarda İbnü’l-Esîr’e nisbet edilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Mecdüddin İbnü’l-Esîr, en-Nihâye (nşr. Mahmûd M. et-Tanâhî - Tâhir Ahmed ez-Zâvî), Kahire 1383/1963, neşredenlerin girişi, I, 9-20; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, IV, 141; XVII, 71-77; a.mlf., MuǾcemü’l-büldân, II, 138; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IX, 302; İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, III, 257-260; Münzirî, et-Tekmile, II, 191-192; İbn Hallikân, Vefeyât, IV, 141-143; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXI, 488-491; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 601-610, s. 216-217; Sübkî, Ŧabaķāt (Tanâhî), VIII, 366-367; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, II, 60-62; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, VI, 198-199; Sehâvî, Fetĥu’l-muġīŝ, Beyrut 1403/1983, III, 49; Süyûtî, Buġyetü’l-vuǾât, II, 274-275; Taşköprizâde, Mevzûâtü’l-ulûm, I, 284; Keşfü’ž-žunûn, I, 256; II, 1383; Mehmed Zihni, Kitâbü’t-Terâcim, İstanbul 1887, s. 8-10; Şerefeddin [Yaltkaya], İbn-i Esîrler ve Meşâhîr-i Ulemâ, İstanbul 1322, s. 7-38; Brockelmann, GAL, I, 438-439; Suppl., I, 607-609; Ziriklî, el-AǾlâm, VI, 152; Muhammed Abdullah el-Hamdân, Benü’l-Eŝîr: el-Fürsânü’ŝ-ŝelâŝe, Tâif 1394/1974, s. 23-60, 386; Ramazan Şeşen, Nevâdirü’l - maħŧûŧâti’l - ǾArabiyye fî mektebâti Türkiye, Beyrut 1975, s. 31-32; Hâris Süleyman ed-Dârî, “el-İmâm Mecdüddîn İbnü’l-Eşîr ve cühûdühû fi’l-ĥadîşi’ş-şerîf”, Buĥûŝü nedveti ebnâǿi’l-Eŝîr, Bağdad 1983, s. 5-40; J. R. Strayer, Dictionary of the Middle Ages, New York 1989, I, 634-635; Imtiaz Ahmad, “Ibn al-Athir al-Muhaddithhis Life and Works”, IS, XXIII/1 (1984), s. 33-43; Kemal Sandıkçı, “İbnü’l-Esîr Kardeşler”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 6, Samsun 1992, s. 62-71; Semîr Saîd Keccû, “Mecdüddîn İbnü’l-Eşîr ve menhecühû fi’t-teǿlîf”, MMLADm., LXV/4 (1992), s. 620-650; Me’mûn es-Sâgırcî, “CâmiǾu’l-uśûl fî eĥâdîşi’r-resûl ve tetimmetüh”, a.e., LXVII/2 (1992), s. 337-341; F. Rosenthal, “Ibn al-Aґћīr”, EI² (İng.), III, 723-724; Hasan Yûsufî Eşkûrî, “İbn Eşîr”, DMBİ, II, 704-705.

Ali Osman Koçkuzu