İBNÜ’l-CEVHERÎ

(ابن الجوهري)

Ebû Hâdî Muhammed b. Ahmed b. Hasen el-Kerîmî el-Hâlidî el-Mısrî (ö. 1215/1801)

Şâfiî fakihi ve dil âlimi.

1151’de (1738) doğdu. Kıymetli taş alım satımıyla meşgul olan dedesine nisbetle İbnü’l-Cevherî lakabıyla tanınır. Kendisi gibi ilimle uğraşan üç kardeşin en küçüğü olduğu için de Cevherî es-Sagīr diye anılır. Babası Ezher âlimlerinden muhaddis, fakih ve usulcü Ahmed el-Cevherî’dir. İbnü’l-Cevherî ilk eğitimini babasından ve ağabeyinden aldıktan sonra Halîl el-Mağribî, Muhammed el-Fermâvî, Hasan b. İbrâhim el-Cebertî, Ali es-Saîdî ve Muhammed el-Melevî gibi âlimlerden ilim tahsil etti. Atıyye el-Üchûrî’nin fıkıh ve usul derslerine katılarak icâzet aldı. 1168 (1755) yılında babasıyla birlikte gittiği Mekke’de Seyyid Abdullah b. İbrâhim el-Mîrganî ile görüşerek ondan faydalandı. Tahsilini tamamladıktan sonra Kahire’de Eşrefiyye Medresesi’nde müderris oldu. Babasının 1182’de (1768-69) ölümünün ardından onun yerine ders veren büyük ağabeyi de 1187 (1773-74) yılında vefat edince Ezher’de ve ramazan süresince Meşhed-i Hüseynî’deki ders halkalarının başına İbnü’l-Cevherî geçirilmek istenmişse de kendisi bunu kabul etmeyerek Eşrefiyye Medresesi’ndeki derslerine devam etti. 1187’de (1774) ikinci defa hacca gitti ve bir yıl kadar Hicaz’da kaldı. Bu süre içerisinde Harem-i şerif’te ders okuttu. Memleketine döndükten sonra vaktinin çoğunu inzivâda geçirmeye başladı. Sade bir hayat yaşamasına rağmen halk kendisine büyük teveccüh gösterdi ve şöhreti Mısır dışındaki İslâm ülkelerinde de yayıldı.

İbnü’l-Cevherî, 1199 (1784-85) yılında Mısır emîrleri arasında çıkan iktidar mücadelelerinden bunalınca ailesini de yanına alarak tekrar hacca gitti ve Mekke’de ikamet etmeye karar verdi. Ancak bir yıl sonra Kahire’ye döndü. Burada inzivâ hayatını devam ettirmekle birlikte Eşrefiyye’de ve diğer bazı yerlerde derslerini sürdürdü. Bu arada Ezher şeyhi seçimlerinde de belirleyici bir rol üstlendi. Ahmed ed-Demenhûrî’nin 1192’de (1778) vefatı üzerine İbrâhim Bey ve diğer bazı önde gelen kişiler anlaşarak Hanefî müftüsü Abdurrahman el-Arîşî’yi onun yerine getirmek istediler. O zamana kadar Ezher şeyhleri Şâfiîler’den seçildiği için bu mezhebe mensup âlimler İbnü’l-Cevherî’ye Ezher şeyhi olmasını teklif ettiler. İbnü’l-Cevherî bu görevi kabul etmemekle birlikte yönetimi etkileyerek Ahmed el-Arûsî’nin Ezher şeyhi seçilmesini sağladı (Ali Paşa Mübârek, IV, 70-72). Daha sonraki şeyhlerin görevlendirilmesinde de önemli rol oynadı. Ahmed el-Arûsî’nin vefatı sırasında Mısır dışında bulunduğundan yeni şeyhü’l-Ezher’in tayini İbnü’l-Cevherî’nin dönüşüne kadar bekletildi ve ardından onun tasvibiyle bu göreve Abdullah eş-Şerkāvî getirildi.

Fransızlar 1213 (1798) yılında Mısır’ı işgal edince birçokları gibi İbnü’l-Cevherî’nin de evi ve kitapları yağma edildi. Çeşitli sıkıntılarla karşılaştı ve 11 Zilkade 1215’te (26 Mart 1801) vefat etti; Derbişemsüddevle’deki Kādiriyye Zâviyesi’nde babasının ve ağabeyinin yanına defnedildi. İbnü’l-Cevherî ilminin yanı sıra zekâsı, güzel ahlâkı, zühd ve takvâsıyla toplumun teveccühünü kazanmış, yöneticiler katında etkili olmakla birlikte makam ve mevkiye önem vermediği için o dönemde Mısır’da idareyi elinde tutan Memlük beylerine fazla yaklaşmamıştır.

Eserleri. 1. Ĥâşiye Ǿalâ Ġāyeti’l-vüśûl şerĥi (ilâ) Lübbi’l-uśûl. Zekeriyyâ el-Ensârî’nin, Tâceddin es-Sübkî’ye ait CemǾu’l-cevâmiǾi ihtisar ettiği Lübbü’l-uśûl’e kendi yazdığı şerhin hâşiyesidir (Kahire 1310, 1330, 1360/1941). 2. İtĥâfü üli’l-el-bâb bi-şerĥi mâ yeteǾallaķu fî şeyǿin mine’l-iǾrâb (Kahire 1278). 3. Ĥilyetü źevi’l-efhâm bi-taĥķīķi delâleti’l-Ǿâm (Mektebetü’l-Haremi’l-Mekkî, nr. 3915/9 [mikrofilm]). 4. er-Ravżü’l-vesîm fi’l-müftâ bih mine’l-meźhebi’l-ķadîm (Dımaşk, Mektebetü’l-Esedi’l-vataniyye, nr. 6026). 5. İtĥâfü’r-râġıb bi-şerĥi Nehci’ŧ-ŧâlib li-eşrefi’l-meŧâlib (Mektebetü’l-Esedi’l-vataniyye, nr. 6347). 6. Ħulâśatü’l-beyân fî keyfiyyeti ŝübûti śıyâmi ramażân. 7. Nažmü’l-cevâhiri’l-îmâniyye fî şerĥi’l-ǾAķāǿidi’n-Nesefiyye. 8. İtĥâfü’r-rifâķ bi-beyâni aķsâmi’l-iştiķāķ. 9. Menŝûrü’l-menŝûr fî mesǿeleti’s-sâcûr. 10. Fetĥu’r-rahmân fî sühûlâti’t-teveccüh ve itmâmi’l-erkân. 11. Merķa’l-vüśûl ilâ maǾne’l-uśûlî ve’l-uśûl (bu eserlerin yazma nüshaları için bk. GAL Suppl., II, 744).

İbnü’l-Cevherî’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Şerĥu’l-MuǾcemi’l-vecîz li’s-Seyyid ǾAbdillâh el-Mîrġanî, Nehcü’ŧ-ŧâlib fî eşrefi’l-meŧâlib, Menhecü’ŧ-ŧâlibîn fî muħtaśari Minhâci’l-Ǿâbidîn, Şerĥu’l-Cezeriyye, Şerĥu Lâmiyyeti Ebi’l-ǾAbbâs el-Cezâǿirî, Şerĥu Münķıźeti’l-Ǿabîd (babasının akaide dair eserinin şerhidir), Şerĥu ǾAķīdeti’t-tevĥîd, el-LemǾatü’l-elmaǾiyye fî ķavli’ş-ŞâfiǾî bi-İslâmi’l-Ķaderiyye, ed-Dürrü’n-nažîm fî taĥķīķi’l-kelâmi’l-ķadîm, İtĥâfü’s-sâǿil bi-ecvibeti’l-mesâǿil.

BİBLİYOGRAFYA:

Cebertî, ǾAcâǿibü’l-âŝâr, II, 440-442; Ali Paşa Mübârek, el-Ħıŧaŧü’t-Tevfîķıyye, Kahire 1306, IV, 70-72, 165-166; Fihrisü’l-kütübi’l-ǾArabiyyeti’l-maĥfûža bi’l-Kütübħâneti’l-Mıśriyye, Kahire 1306, III, 225; Serkîs, MuǾcem, I, 486, 722;


Brockelmann, GAL Suppl., II, 106, 744; Îżâĥu’l-meknûn, I, 453; II, 116, 411; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 352-353; Fihrisü’l-Ħızâneti’t-Teymûriyye, Kahire 1367/1948, III, 66; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, I, 558; Halîl Merdem Bek, AǾyânü’l-ķarni’ŝ-ŝâliŝ Ǿaşer fi’l-fikr ve’s-siyâse ve’l-ictimâǾ, Beyrut 1977, s. 161; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VI, 16; Abdullah b. Abdurrahman el-Muallimî, MuǾcemü müǿellifî maħŧûŧâti Mektebeti’l-Ĥaremi’l-Mekkiyyi’ş-şerîf, Riyad 1416/1996, s. 52; el-Ķāmûsü’l-İslâmî, I, 662-663.

H. Mehmet Günay