İBN NÂSIR es-SELÂMÎ

(ابن ناصر السلامي)

Ebü’l-Fazl Muhammed b. Nâsır (Tekin) b. Muhammed el-Fârisî es-Selâmî el-Bağdâdî (ö. 550/1155)

Hadis hâfızı.

15 Şâban 467’de (5 Nisan 1075) Bağdat’ta dünyaya geldi. 490’da (1097) doğduğuna dair kayıt (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 92) yanlıştır. Farslı olduğu için Fârisî, Medînetüsselâm da denilen Bağdat’a nisbetle Selâmî nisbesiyle anıldı. Bir Türk muhaddisi olan babası genç yaşta vefat edince anne tarafından dedesi fakih Ebû Hâkim el-Habrî’nin himayesinde yetişti. İlk hadis dersini 473’te (1080) Ebü’l-Kāsım Ali b. Ahmed İbnü’l-Büsrî’den ve Ebû Tâhir İbn Ebü’s-Sakr el-Enbârî’den aldı. Önce Şâfiî fıkhını öğrendi. Hatîb et-Tebrîzî’den lugat ve edebiyat dersleri aldı. Çeşitli ilim merkezlerinde Muhammed b. Abdüsselâm b. Şândüh, Ebû Abdullah Hüseyin b. Ahmed en-Niâlî, Ebü’l-Ganâim b. Ebû Osman, Ebü’l-Vefâ İbn Akīl, Rızkullah b. Abdülvehhâb et-Temîmî, Ebû Abdullah Mâlik b. Ahmed el-Bâniyâsî ve Âsım b. Hasan el-Âsımî gibi hocalardan hadis ve diğer ilimleri tahsil etti. Ricâl ve ilelü’l-hadîs alanlarında üstün bir seviyeye ulaştı. Âlî isnadlarıyla tanınan âlimlerden rivayetlerinin icâzetini aldı. Kendisinden Abdülkerîm b. Muhammed es-Sem‘ânî, Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, Ebü’l-Kāsım İbn Asâkir, Ebû Tâhir es-Silefî, Ebû Mûsâ el-Medînî, İbn Sükeyne, Ebü’l-Yümn el-Kindî ve İbnü’l-Ahdar gibi âlimler hadis okudu. İlmî seyahatlerinden sonra Bağdat’a yerleşen İbn Nâsır güzel Kur’an okuyan, fasih konuşan, Arapça’yı iyi bilen, fıkıh, hadis, nahiv ve lugat ilimlerinde otorite kabul edilen bir âlimdi. Onun önceleri Şâfiî mezhebine mensup olduğu, 493’te (1100) gördüğü bir rüya üzerine Hanbelî mezhebini seçtiği kaydedilmektedir. İbn Nâsır 12 veya 18 Şâban 550’de (11 veya 17 Ekim 1155) Bağdat’ta vefat etti. Üç camide ayrı ayrı kılınan cenaze namazından sonra Bâbü Harb Kabristanı’nda Ebû Mansûr İbnü’l-Enbârî’nin (veya Ahmed b. Hanbel’in) yanına defnedildi.

Sem‘ânî’nin güvenilir bir muhaddis, güçlü bir âlim ve dindar bir kimse olarak nitelediği İbn Nâsır’ı insanların aleyhine konuşmakla itham ettiği belirtilmekteyse de İbnü’l-Cevzî bu iddiayı reddetmekte ve hocasının sika, hâfızası sağlam ve Ehl-i sünnet mezhebine bağlı bir âlim olduğunu, birini cerhetmekle gıybet etmek arasında fark bulunduğunu, hadisçinin hem cerh hem ta‘dîl yapabileceğini söyleyerek Sem‘ânî’nin bu sözlerini Hanbelî mezhebi mensuplarına karşı duyduğu taassuba bağlamaktadır (el-Muntažam, X, 163). İbnü’l-Cevzî’nin Sem‘ânî hakkındaki sözlerini aşırı bulan Zehebî ise İbn Nâsır’ın bazı kimselere karşı katı davrandığını söylemiş, ayrıca Sem‘ânî’nin tarihi ve diğer bazı ilimleri İbnü’l-Cevzî’den ve İbn Nâsır’dan daha iyi bildiğini kaydederek onu savunmuştur (Teźkiretü’l-ĥuffâž, IV, 1289).


Eserleri. et-Tenbîh Ǿale’l-elfâži’lletî vaķaǾa ħaŧaǿ fî naķlihâ ev żabŧıhâ ev tefsîrihâ fî Kitâbi’l-Ġarîbeyn (Sezgin, VIII, 226). Kaynaklarda el-Meǿħaź (Meǿâħiź) Ǿalâ Ebî ǾUbeyd el-Herevî fî Kitâbi’l-Ġarîbeyn (Safedî, V, 105), Meǿħaź Ǿale’l-Ġarîbeyn (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 92), et-Tenbîh Ǿalâ elfâži’l-Ġarîbeyn ve et-Tenbîh Ǿalâ ħaŧaǿi’l-Ġarîbeyn gibi adlarla da zikredilen eser, Ahmed b. Muhammed el-Herevî’nin Kitâbü’l-Ġarîbeyn fi’l-Ķurǿân ve’l-ĥadîŝ adlı kitabındaki hatalara dairdir. Bir cilt hacmindeki eserin yazma nüshaları Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de (Teymûriyye, Lugat, nr. 76) ve Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de (nr. 1589) bulunmaktadır. İbn Nâsır’ın ayrıca Menâķıbü’l-İmâm Aĥmed b. Ĥanbel (İbn Receb, I, 228; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 92), el-Emâlî fi’l-ĥadîŝ (Keşfü’ž-žunûn, I, 163; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 92) ve Cüzǿ fi’r-red Ǿalâ men yeķūlü inne śavte’l-Ǿabd bi’l-Ķurǿân ġayru maħlûķ (İbn Receb, I, 228) adlı eserlerinin bulunduğu zikredilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Sem‘ânî, el-Ensâb, VII, 209; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam, X, 162-163; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, XI, 202; a.mlf., el-Lübâb, II, 161; İbn Hallikân, Vefeyât, IV, 293-294; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XX, 265-271; a.mlf., el-Ǿİber, Küveyt 1960, IV, 140; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, IV, 1289-1293; Ahmed b. Aybek ed-Dimyâtî, el-Müstefâd min Źeyli Târîħi Baġdâd (nşr. M. Mevlûd Halef), Beyrut 1406/1986, s. 129-131; Safedî, el-Vâfî, V, 104-106; İbn Kesîr, el-Bidâye, XII, 233; İbn Receb, eź-Źeyl Ǿalâ Ŧabaķāti’l-Ĥanâbile, Kahire 1372/1952-53 → Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife), I, 225-229; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, V, 320; Keşfü’ž-žunûn, I, 163; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, IV, 155-156; Îżâĥu’l-meknûn, II, 560; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 92; Kettânî, er-Risâletü’l-müsteŧrafe, s. 160; Brockelmann, GAL Suppl., I, 200; Sezgin, GAS, VIII, 226; Nuri Topaloğlu, Selçuklu Devri Muhaddisleri, Ankara 1988, s. 108; Mahmûd Muhammed et-Tanâhî, “et-Tenbîh Ǿalâ ħaŧaǿi’l-Ġarîbeyn”, Mecelletü’l-Baĥŝi’l-Ǿilmî ve’t-türâŝi’l-İslâmî, III, Mekke 1400/1980, s. 419-427; Velîd Muhammed es-Serâkıbî, “el-Ĥâfıž Muĥammed b. Nâśır es-Selâmî”, Âfâķu’ŝ-ŝeķāfe ve’t-türâŝ, III/11, Dubâi 1416/1995, s. 93-100.

Ali Osman Ateş