İBN İLALMIŞ

(ابن إللمش)

Ebû Hafs Kemâlüddîn Ömer b. el-Hızır b. İlalmış ed-Düneysirî et-Türkî eş-Şâfiî (ö. 640/1242 [?])

Ĥilyetü’s-seriyyîn min ħavâśśi’d-Düneysiriyyîn adlı eseriyle meşhur olan tarihçi, tıp ve hadis âlimi.

574’te (1178) Mardin’in bugün Kızıltepe denilen ve eskiden Koçhisar adıyla da bilinen Düneysir beldesinde doğdu. Tahsiline küçük yaşlarda burada başladı. İbnü’z-Zâmir Ali b. Muhammed b. Debbâs en-Nîlî, Ebû Amr Osman b. Kutluğ en-Nasîbî ve Ebû Amr Osman es-Siirdî’den kıraat, Ebû Bekir b. Abdullah b. Revâha et-Türkî el-Hanefî’den ferâiz okudu. Küçük bir şehir olmakla birlikte ilim hayatının oldukça ileri bir seviyede bulunduğu Düneysir’e uğrayan âlimlerin derslerine katıldı. Abdülhâliķ en-Neştebirî, Ebû Bekir Atîk b. Ebü’l-Kāsım el-Mısrî, İbn Ebü’r-Reyyân, İsmâil es-Sîbî, Yûsuf es-Sevvâr, İbn Bâseveyh, İbn Müflih el-Makdisî, Ca‘fer b. Muhammed b. Abbas, Mecdüddin İbnü’l-Esîr el-Cezerî, Ebü’l-Hasan Ali b. Hasan el-Hillâvî (Hillî) ve Ebû Ali Hanbelî er-Rusâfî’den hadis; Seyfeddin el-Merâgī, Kadı Ebû İmrân el-Mâkisinî ve Kadı Atîk b. İbrâhim el-Eyzûlî’den fıkıh tahsil etti. 595 (1199) yılında Kadı Ebû İmrân el-Mâkisinî ile birlikte hacca gitti. Mekke ve Medine’de hadis dinledi. 602’de (1205-1206) hadis âlimi Ömer b. Muhammed b. Taberzed’in Erbil’e geldiğini haber alınca ondan hadis dinlemek için Erbil’e gitti. Kendisi bu hocasından övgüyle bahsetmiş, hadis ilminde en çok ondan istifade ettiğini belirtmiştir.

İbn İlalmış Düneysir’de tıpla da ilgilendi. Muhtemelen tıbba dair ilk bilgilerini babasının yakın arkadaşı tabip Ebü’l-Bekā Sâbit b. Ahmed el-Harrânî’den aldı. Musul’da tabip Ebü’l-Hasan Ali b. Ahmed b. Hübel el-Bağdâdî ile tanıştı ve ondan tıpla ilgili bazı bilgiler edindi. Bu arada onun el-Muħtâr fi’ŧ-ŧıb adlı kitabını okudu. 605 (1208) yılından önce Bağdat’a gitti. Burada tabip Ebü’l-Hayr el-Mesîhî’den istifade etti. Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, Abdülmün‘im b. Küleyb, Mübârek b. Ma‘tûş ve başkalarından hadis dinledi.

Hac dönüşü Erbil, Musul ve Bağdat’a yaptığı seyahatlerin ardından Düneysir’e yerleşen İbn İlalmış burada talebe yetiştirmekle meşgul oldu. Onun Düneysir’e ne zaman döndüğü bilinmemektedir. İbn İlalmış’ın vefat tarihi belli değildir. Safedî onun 640 (1242) yılında öldüğünü kaydeder (el-Vâfî, XXII, 458).

İbn İlalmış, Düneysirli olan ya da Düneysir’le herhangi bir şekilde münasebeti bulunan âlimlerin biyografilerini ihtiva eden Ĥilyetü’s-seriyyîn min ħavâśśi’d-Düneysiriyyîn adlı eseriyle meşhurdur. Kitabın, Ahmed b. Sa‘dullah el-Harrânî adlı müstensih tarafından 743 (1342) yılında müellif hattı bir nüshadan bazı kısımları çıkarılmak suretiyle istinsah edilen tek yazma nüshası Berlin Staatsbibliothek’te (nr. 9851) bulunmaktadır (Ahlwardt, IX, 334-335). Safedî ve Zebîdî eserin adını Târîħu Düneysir; İbnü’ş-Şa“âr, İbnü’l-Adîm, İbnü’l-Fuvatî ve Sehâvî Ĥilyetü’s-seriyyîn olarak kaydetmişlerse de bu nüshanın sonunda


Ĥilyetü’s-seriyyîn min ħavâśśi’d-Düneysiriyyîn şeklinde yazılmıştır. Eserin mevcut nüshasında giriş kısmı yer almamaktadır. Sekiz bölümden meydana gelen eserde Düneysir’de oturan veya orayı ziyaret etmiş olan altmış âlimin biyografisine yer verilmiştir. Müstensih Ahmed b. Sa‘dullah kitabın sonunda eserin aslında mevcut olan kasideleri kitaba almadığını söyler. Müstensihin, “Ĥilyetü’s-seriyyîn min ħavâśśi’d-Düneysiriyyîn kitabından seçtiklerimin sonudur” şeklindeki ifadesinden eserin üslûbuna dokunmadığı anlaşılmaktadır. Ahmed el-Harrânî ayrıca eseri Ömer b. Muhammed b. Hacı Sökmen el-Artukî’nin teşvikiyle hazırladığını ifade etmektedir. Ĥilyetü’s-seriyyîn’deki biyografilerin büyük bir kısmı başka hiçbir eserde bulunmamaktadır. Kitapta yer alan çeşitli şairlere ait 500’ü aşkın beyit de hiçbir divanda mevcut olmadığından eser Arap edebiyatı tarihi açısından da dikkate değer bir nitelik taşımaktadır. İbn Saîd, Zebîdî, Kıftî, İbnü’ş-Şa“âr, İbnü’l-Adîm ve İbnü’l-Fuvatî gibi müelliflerin faydalandığı Ĥilyetü’s-seriyyîn İbrâhim Sâlih tarafından neşredilmiştir (Dımaşk 1406/1986, 1413/1992).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn İlalmış, Ĥilyetü’s-seriyyîn min ħavâśśi’d-Düneysiriyyîn (nşr. İbrâhim Sâlih), Dımaşk 1413/1992, neşredenin girişi, s. 5-18; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, II, 478; İbnü’l-Müstevfî, Târîħu Erbil (nşr. Sâmî es-Sakkār), Bağdad 1980, I, 234; İbnü’l-Kıftî, İħbârü’l-Ǿulemâǿ (Lippert), s. 290; İbnü’ş-Şa“âr, Ķalâǿidü’l-cümân fî ferâǿidi şuǾarâǿi hâźe’z-zamân (nşr. Fuat Sezgin), Frankfurt 1410/1990, V, 355-356; Zehebî, Târîħu’l-İslâm: sene 631-640, s. 438-439; Safedî, el-Vâfî, XXII, 458; Sehâvî, el-İǾlân bi’t-tevbîħ, s. 126; Keşfü’ž-žunûn, I, 690; Ahlwardt, Verzeichnis, IX, 334-335; Brockelmann, GAL, I, 406; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 785; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, VII, 283-284; Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, İstanbul 1969, s. 367; a.mlf., Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, İstanbul 1973, s. 221-223; Nihat Keklik, Felsefenin İlkeleri, İstanbul 1982, s. 123; Ramazan Şeşen, Salâhaddîn Devrinde Eyyûbîler Devleti, İstanbul 1983, s. 384; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), V, 45.

Cevat İzgi