İBN HAMÎS

(ابن خميس)

Ebû Abdillâh Muhammed b. Ömer b. Muhammed b. Ömer el-Himyerî el-Hacrî er-Ruaynî et-Tilimsânî (ö. 708/1309)

Endülüslü şair.

650’de (1252) Cezayir’in Tilimsân şehrinde doğdu. Soyu, Yemen’deki Himyer kabilesinden Zû Ruayn lakabıyla anılan Hacr b. Yerîm’e dayandığından Himyerî, Hacrî, Ruaynî nisbeleriyle de anılır. İyi bir eğitim gören İbn Hamîs, 681 (1282) yılında Tilimsân Sultanı I. Ebû Saîd Osman b. Yağmurasan el-Abdülvâdî’nin özel kâtipliği görevine tayin edildi. 688’de (1289) Tilimsân’dan geçen Belensiyeli (Valencia) seyyah Ebû Muhammed el-Abderî onun bu tarihte yoksulluk içinde bulunduğunu söyler. İbn Hamîs, Merînî Hükümdarı Ebû Ya‘kūb Yûsuf tarafından Tilimsân muhasara edildiği sırada doğduğu şehirden ayrılarak Sebte’ye (Ceuta) gitti. Bu sırada Sebte, Ebû Tâlib Abdullah b. Muhammed el-Azefî ve kardeşi Ebû Hâtim tarafından yönetiliyordu. Burada kendisini hoca olarak kabul ettirmeye çalışan İbn Hamîs girişiminin sonuçsuz kalması üzerine Cezîretülhadrâ’ya (Algéciras) gitti; daha sonra Mâleka’ya (Malaga) geçti. Gittiği her yerde ders vererek ve zamanın büyüklerine kasideler yazarak geçimini sağlamaya çalıştı. Bu yıllarda Tilimsân’da, Gırnata (Granada) Hükümdarı III. Muhammed’in veziri İbnü’l-Hakîm Muhammed b. Abdurrahman ile tanıştı. Devrinin önemli bir şahsiyeti, aynı zamanda âlim ve ediplerin hâmisi olan vezir İbn Hamîs’i Gırnata’ya davet etti (703/1304). Vezir için yazdığı kasideler sayesinde rahat bir hayata kavuşan İbn Hamîs 706’da (1306) bir ziyaret amacıyla Mâleka’ya döndü, daha sonra el-Meriye’ye (Almeria) gitti. Burada İbnü’l-Hakîm’e tâbi kumandan Ebü’l-Hasan İbn Kümâşe’nin yakın ilgisine mazhar oldu. 708 (1309) yılında III. Muhammed’in kardeşi Ebü’l-Cüyûş Nasr b. Muhammed Gırnata’nın idaresini ele geçirdi. İbn Hamîs bu sırada Vezir İbnü’l-Hakîm ile birlikte öldürüldü.

İbn Hamîs kaynaklarda filozof, hakîm, astrolog, simyager, itikadî mezhepler arasındaki ayrılıklarda derin bilgi sahibi bir âlim ve bir edebiyatçı olarak tanıtılır. Ahmed b. Muhammed el-Makkarî, Ebû Abdullah Muhammed b. İbrâhim el-Hadramî’nin onun şiirlerini toplayarak ed-Dürrü’n-nefîs fî şiǾri İbn Ħamîs adıyla bir divan haline getirdiğini söyler. Ancak bu eser günümüze ulaşmamıştır. İbn Hâtime, Meziyyetü’l-Meriyye Ǿalâ ġayrihâ mine’l-bilâdi’l-Endelüsiyye adlı eserinde bu divanda yer alan şiirlerin bir kısmının İbn Hamîs’in Vezir İbnü’l-Hakîm hakkında yazdığı kasidelerden oluştuğunu bildirir. İbn Hamîs’in şiirlerinin birçoğu onun biyografisine yer veren Muhammed el-Abderî, İbnü’l-Kādî, Makkarî, Lisânüddin İbnü’l-Hatîb ve Ebû Zekeriyyâ İbn Haldûn’un kitaplarında dağınık halde bulunmaktadır. Bu şiirler, Abdülvehhâb b. Mansûr tarafından el-Münteħabü’n-nefîs min şiǾri İbn Ħamîs adıyla bir araya getirilmiştir (bk. bibl.). Bu derlemede on altı kaside yer almaktadır.

İbn Hamîs’in, genellikle uzun olan kasidelerinde medih, hicâ, fahr gibi geleneksel şiir temalarını işlediği görülür. Tilimsân’da hüküm süren Zeyyânîler’i, seyyah İbn Rüşeyd’i ve özellikle hâmisi Vezir İbnü’l-Hakîm’i metheden şair, Tilimsân’da zalimce hüküm süren ve buradan ayrılmasına sebep olan Yağmurîler’i de hicvetmiştir. Onun şiirlerinde özel isimlere ve yer adlarına sık rastlandığı gibi Tilimsân’ın yerli kültürünün derin izleri ve etkileri görülür. Eski Arap, İran ve Yunan hikâye ve efsanelerinden, destanlardan esintiler, bazı tarihî olaylara telmihler göze çarpar. Üslûp ve biçim bakımından Ebü’l-Alâ el-Maarrî’den etkilenen İbn Hamîs çok sayıda nâdir ve garîb kelime kullanmış ve bu tür kelimeleri kullanmayı bir sanat ve belâgat anlayışı olarak benimsemiştir. Bir beytinde, “Garîb ve nâdir kelimelere alışmamış kimse belâgatın tadına eremez” diyerek bu görüşünü açıkça ifade etmiştir. Onun bazı şiirlerini kelime hazinesi zengin olmayanların anlaması mümkün değildir. İbn Hamîs sanatlı nesirle bazı edebî mektuplar da kaleme almıştır (İbnü’l-Hatîb, II, 557-562).

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Hatîb, el-İĥâŧa, II, 528-562; Ebû Zekeriyyâ İbn Haldûn, Buġyetü’r-ruvvâd (nşr. Alfred Bel), Alger 1904, I, 10-43, 117; İbn Kunfüz, el-Vefeyât (nşr. H. Pérès), Cezayir, ts., s. 53; İbn Hacer, ed-Dürerü’l-kâmine, IV, 231; İbn Meryem, el-Bustân fî źikri’l-evliyâǿ ve’l-Ǿulemâǿ bi-Tilimsân, Cezayir 1326/1908, s. 225; İbnü’l-Kādî, Dürretü’l-ĥicâl, II, 27-33; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, V, 359-378; a.mlf., Ezhârü’r-riyâż (nşr. Mustafa es-Sekkā v.dğr.), Kahire 1939, II, 301-340; J.-J.-L. Bargès, Complément de l’histoire des Béni-Zeiyan, Paris 1887, s. 22-24; Abdesselam Meziane, “Ibn Khamis, poète tlemcenien du XIIIe siècle”, Deuxième congrès de la fédération des sociétés savantes de l’Afrique du nord à Tlemcen 14-17 Avril 1936, Cezayir 1936, II, 1057-1066; Abdülvehhâb b. Mansûr, el-Münteħabü’n-nefîs min şiǾri İbn Ħamîs, Tlemsen 1365; Abdurrahman el-Cilâlî, Târîħu’l-Cezâǿiri’l-Ǿâm, Cezayir 1955, II, 146; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, XI, 92; Ömer Ferruh, Târîħu’l-edeb, VI, 361; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullâh), VI, 314; Hifnâvî, TaǾrîfü’l-ħalef bi-ricâli’s-selef, Beyrut 1402/1982, II, 375-390; M. Hadj-Sadok, “Ibn Қћamīs”, EI² (İng.), III, 833-834.

Süleyman Tülücü