İBN EBÛ AVN

(ابن أبي عون)

Ebû İshâk İbrâhîm b. Muhammed b. Ahmed b. Ebî Avn el-Bağdâdî (ö. 322/934)

Mülhid olduğu iddiasıyla idam edilen edip ve kâtip.

Muhtemelen Abbâsî Halifesi Mu‘tez-Billâh döneminde (866-869) Bağdat’ın güneybatısında tarihî bir şehir olan Enbâr’da dünyaya geldi. Ebû İmrân ve Ebû Amr künyeleriyle de anılır. Dedeleri Ebû Avn Ahmed ile Ebü’n-Necm Hilâl tanınmış birer şair ve kâtipti. Emîr Muhammed b. Abdullah b. Tâhir’in hizmetinde mâbeyinciliğe, Mu‘tezz’in halifeliği döneminde Vâsıt valiliğine tayin edilen babası Muhammed ile amcaları Sâlih ve Mâcid de başarılı şairlerden sayılmaktadır.

İbn Ebû Avn aile geleneğine bağlı kalarak kâtiplik mesleğini seçti. Ayrıca bir süre güvenlik teşkilâtında âmirlik, orduda kumandanlık görevlerinde bulundu. Tenâsüh akîdesini savunan Ebû Ca‘fer Muhammed b. Ali eş-Şelmegānî’nin yakın dostu ve kurduğu mezhebin aşırı bir taraftarı olan İbn Ebû Avn, bu mezhep yayılmaya başlayınca Halife Râdî-Billâh’ın


emri üzerine Şelmegānî ile birlikte tutuklandı. Sorgulanması sırasında hakkında ileri sürülen iddiaları reddetti. Ancak Şelmegānî’ye hakaret etmesi ve onu tokatlaması istenince buna râzı olmadı ve her şeyini üstadına borçlu olduğunu söyledi. Bunun üzerine Şelmegānî ile birlikte Bağdat’ta idam edildi (1 Zilkade 322/13 Ekim 934). Başları bir meydanda asılarak teşhir edildi, cesetleri yakılıp külleri Fırat nehrine atıldı. Eserlerinin hiçbirinde ilhâd ve tenâsühe dair fikirlerin yer almadığından hareketle onun bir siyasî entrika sonucu idam edilmiş olabileceği ileri sürülmüştür (EI2 [İng.], III, 683).

Abbâsî devlet teşkilâtında görev yapan her kâtip gibi dil, edebiyat, felsefe, coğrafya, tarih, İran ve Hint irfanı ile eski Yunan felsefesi gibi alanlarla yakından ilgilenen, dolayısıyla İslâm kültürü yanında önceki kültürlere de vâkıf olan İbn Ebû Avn’ın günümüze ulaşan eserlerinden çok iyi yetişmiş geniş kültüre sahip bir âlim ve edip olduğu anlaşılmaktadır. İbnü’n-Nedîm onu cesur fakat aklı kıt bir kimse olarak niteler. Ancak kâtiplik gibi geniş bilgi ve kültür gerektiren bir meslek sahibi olması ve önemli eserler kaleme alması bu nitelemenin doğru olmadığını ispatlamaktadır.

Eserleri. el-Kâtibü’l-Bağdâdî unvanıyla tanınan İbn Ebû Avn’ın günümüze ulaşan başlıca eserleri şunlardır: 1. Kitâbü’t-Teşbîhât. İbn Ebû Avn’ın Arap şiirinden seçtiği teşbih örneklerini ihtiva etmektedir. Müellif eserin mukaddimesinde daha önceki ediplerin de şiir derlediklerini, ancak bunları herhangi bir tasnife tâbi tutmadıklarını belirttikten sonra şiirin mesel, istiare ve teşbih olmak üzere üç temel sanatı bulunduğunu, bunların en güç ve en önemlisinin derin bir düşünce, ince bir duygu ve engin bir seçme zevki gerektiren teşbih sanatı olduğunu söyler. Kur’an’daki teşbihlerden hareketle çeşitli örneklere işaret ettikten sonra başlıca teşbih edatları hakkında bilgi verir. İbn Ebû Avn, Abbâsîler dönemine kadar tanınmış şairlerin kullandığı yaygın ve nâdir teşbihlerin başlıcalarını ihtiva eden eserini mukaddime dahil doksan iki bölüme ayırarak konularına göre tertip etmiş, ayrıca “Letâif” başlığı altında İbnü’l-Mukaffâ‘ın Kelîle ve Dimne’si başta olmak üzere çeşitli eserlerden seçtiği mensur teşbih örneklerine de yer vermiştir. İbn Ebû Avn, eserin mukaddimesinde mesel ve istiarelere dair de müstakil eserler yazacağını söylemektedir. Arap edebiyatında edebî tenkidin gelişme sürecinin tesbiti ve İbnü’l-Mu‘tezz’in (ö. 296/909) Kitâbü’l-BedîǾi ile Ebû Hilâl el-Askerî’nin (ö. 400/1009-10’dan sonra) Dîvânü’l-meǾânî’si arasındaki dönemin anlaşılabilmesi için İbn Ebû Avn’ın bu eserde ortaya koyduğu görüşlerin iyi tahlil edilmesi gerekir. Gustave Edmund von Grunebaum, İbn Ebû Avn’ın kullandığı teşbihle ilgili terimlerin ve teşbihi tasnif gayretlerinin o günkü eserlerde bir benzeri bulunmadığını söyler (Dirâsât fi’l-edebi’l-ǾArabî, s. 121). Kitâbü’t-Teşbîhât, Muhammed Abdülmuîd Han tarafından İngilizce geniş bir incelemeyle birlikte neşredilmiştir (London 1950). 2. Kitâbü’l-Ecvibeti’l-müskite. Yunan ve İran bilgeleriyle zâhid ve mutasavvıfların, bedevî Araplar’ın, kadınların, zarif ve nüktedan kimselerin çeşitli konularda kendilerine sorulan sorulara veya muhatap oldukları sözlere verdikleri esprili pratik cevapları ihtiva eder. İbn Ebû Avn bu cevapları Yunanca, Farsça ve Sanskritçe’den Arapça’ya tercüme edilen kitaplarla din, dil, nevâdir ve edebiyata dair Arapça eserlerden derlemiştir. Günümüze ulaşmayan bu kitapları kısmen de olsa tanıtan, geniş bir kültür ve bilgi birikiminin eseri olan Kitâbü’l-Ecvibeti’l-müskite Müberred, Sûlî, Ebû Ali el-Kālî ve Ebü’l-Ferec el-İsfahânî gibi müelliflere de örnek teşkil etmiştir. Nevâdir konusunda eser yazanlar da bu kitaptan faydalanmışlardır. Meselâ Ebû Ali et-Tenûhî, el-Müstecâd min faǾalâti’l-ecvâd’ının sonundaki ilâvelerin çoğunu Kitâbü’l-Ecvibeti’l-müskite’den almış, Husrî el-Kayrevânî CemǾu’l-cevâhir fi’l-mülaĥ ve’n-nevâdir, Mâverdî Edebü’d-dünyâ ve’d-dîn, Ebü’l-Abbas el-Cürcânî el-Münteħab min kinâyâti’l-üdebâǿ ve işârâti’l-büleġāǿ, İbnü’l-Cevzî el-Eźkiyâǿ ve Aħbârü’ž-žırâf ve’l-mütemâcinîn, Nüveyrî Nihâyetü’l-ereb ve Şehâbeddin el-İbşîhî Müsteŧraf fî külli fennin müstežraf’ında el-Ecvibe’den yaptıkları nakil ve seçmelere geniş yer vermişlerdir. Lübbü’l-âdâb (el-bâb veya lübâb) fî (reddi) cevâbâti (cevâbi) źevi’l-elbâb adlı eser muhtemelen bu kitabın diğer bir adıdır. Dönemin sosyal hayatını yansıtan orijinal bilgiler ihtiva etmesi açısından da önemli olan eser Muhammed Abdülkādir Ahmed tarafından müellifin hayatı, ilmî şahsiyeti, eserleri hakkında bir mukaddime ile isim, kabile ve yer indeksleri ilâve edilerek yayımlanmıştır (Kahire 1983, 1985). Eseri ayrıca May A. Yousef, Berlin’deki Preubischer Kulturbesitz’te bulunan nüshaya dayanarak müellif ve eser hakkında bir incelemeyle birlikte yayımlamıştır (Berlin 1988). İbn Ebû Avn’ın kaynaklarda adı geçen diğer eserleri şunlardır: Kitâbü Beyti mâli’s-sürûr, Kitâbü’d-Devâvîn, Kitâbü’n-Nevâĥî ve’l-büldân, Kitâbü’r-Resâǿil, et-Teşbîhâtü’l-meşrıķıyye.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Ebû Avn, Kitâbü’t-Teşbîhât (nşr. M. Abdülmuîd Han), London 1950, neşredenin girişi, s. XIII-XXI; a.mlf., Kitâbü’l-Ecvibeti’l-müskite (nşr. M. Abdülkādir Ahmed), Kahire 1983, neşredenin girişi, s. 3-22; İbnü’n-Nedîm, Fihrist (Teceddüd), s. 164-165; Merzübânî, Müveşşaĥ, Kahire 1343, s. 349-350; Bağdâdî, el-Farķ (Abdülhamîd), s. 265-266; Seâlibî, Yetîmetü’d-dehr, Kahire 1377, III, 133-134; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VIII, 290-291; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, I, 234-253; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 156; Ebü’l-Fidâ, el-Muħtaśar fî aħbâri’l-beşer, Beyrut, ts. (Dârü’l-Ma‘rife), II, 80-81; Safedî, el-Vâfî (nşr. H. Ritter v.dğr.), Wiesbaden 1962, V, 307; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 5; Brockelmann, GAL Suppl., I, 188-189; Ziriklî, el-AǾlâm, I, 60-61; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, I, 9-10; G. E. von Grunebaum, Dirâsât fi’l-edebi’l-ǾArabî (trc. İhsan Abbas v.dğr.), Beyrut-New York 1959, s. 121-129; Sezgin, GAS, II, 76; May A. Yousef, Das Buch der Schlagfertigen Antworten von Ibn Abī ǾAwn. Ein werk der klassisch-arabischen Literatur. Einleitung, Edition und Quellenanalyse, Berlin 1988; M. Abdülmuid Han, “Ibn Abī ǾAwn: A Litterateur of the Third Century”, IC, XVI/2 (1942), s. 202-212; a.mlf., “Ibn Abī ǾAwn”, EI² (İng.), III, 683; Fuâd Tarzî, “Kitâbü’t-Teşbîhât”, el-Ebĥâŝ, XXVII, Beyrut 1979, s. 149 vd.; G. C. Anawati, “Textes arabes”, MIDEO, XVIII (1988), s. 257-258; Janusz Danecki, “Das Buch der Schlagfertigen Antworten von Ibn Abī ǾAwn”,WI, XXXI (1991), s. 102-103; C. Gilliot, “Das Buch der Schlagfertigen Antworten von Ibn Abī ǾAwn”, Arabica, XXXVIII/3, Leiden 1991, s. 398-400; Ebü’l-Feth Hâkimiyân, “İbn Ebî ǾAvn”, DMBİ, II, 690.

Mustafa Kılıç