İBN ABDÜLBER en-NEMERÎ

(ابن عبد البر النمريّ)

Ebû Ömer Cemâlüddîn Yûsuf b. Abdillâh b. Muhammed b. Abdilberr en-Nemerî (ö. 463/1071)

Endülüslü muhaddis, münekkit, edip, tarihçi ve Mâlikî fakihi.

5 Rebîülâhir 368’de (10 Kasım 978) Kurtuba’da (Cordaba) doğdu. Dedelerinden Nemir b. Kāsıt’a nisbetle Nemerî diye anılmıştır. Ataları diğer Arap kabileleri ve Berberî müslümanlarla birlikte Endülüs’e gelip Reyye’ye (Raiyo) yerleşmişti (İbn Hazm, Cemhere, s. 302). İbn Abdülberr’in ilmî ve ahlâkî kişiliğinin gelişmesinde büyük payları olan dedesi Muhammed devrinin tanınmış sûfîlerinden, babası Abdullah da Kurtuba’nın önde gelen kıraat, tefsir, fıkıh ve hadis âlimlerindendi.

İbn Abdülber, ilk öğrenimi sırasında Abbas b. Asbağ el-Hemedânî ve Abdurrahman b. Ebân gibi hocalardan faydalandı. Daha sonra tefsir, fıkıh, hadis, cedel ve sîret tahsil etti. Tahsil amacıyla Endülüs dışına çıkmadı. 100 kadarı Endülüslü olmak üzere 107 âlimden icâzet aldı. Ebü’l-Kāsım İbnü’d-Debbâğ, İbn Battâl el-Batalyevsî, Abdülvâris b. Süfyân, Ahmed b. Kāsım el-Bezzâr, Ebû Ömer Ahmed b. Abdullah el-Bâcî, İbnü’l-Mekvî diye bilinen Ebû Ömer Ahmed b. Abdülmelik el-İşbîlî ve İbnü’l-Faradî önde gelen hocalarıdır. Öğrencileri arasında, başta Ebû Ali el-Gassânî ile İbn Hazm olmak üzere Muhammed b. Fütûh el-Humeydî ve Abdurrahman b. Attâb gibi tanınmış isimler vardır. İbn Hazm, İbn Abdülberr’in akranı olmasına ve aynı hocalardan ders almalarına rağmen hadis ilmini ondan öğrenmiş ve bazan semâ, bazan icâzet yoluyla kendisinden rivayette bulunmuştur. İbn Abdülber, çeşitli ülkelerden yanına gelen çok sayıda talebe ve âlim vasıtasıyla gidemediği merkezlerdeki ilmî birikimden istifade etme imkânı bulmuş ve Mısır’dan Abdülganî el-Ezdî ile Ebû Muhammed İbnü’n-Nehhâs, Mekke’den Ebû Zer el-Herevî, Kayrevan’dan Ebû Nasr ed-Dâvûdî gibi hocalardan icâzet almıştır. Ebû Dâvûd’un es-Sünen’ine sadece iki râvi ile ulaşan âlî isnada sahip olan İbn Abdülber, İmam Mâlik’in el-Muvaŧŧaǿına “es-senedü’l-Endelüsî” adı verilen Abdülvâris b. Süfyân - Kāsım b. Asbağ - Muhammed b. Vaddâh - Yahyâ b. Yahyâ senediyle ulaşmıştır. İslâmî ilimler yanında coğrafya, tıp, matematik, astroloji gibi alanlarda da çalışmalar yapmış, icâzet yoluyla rivayet hakkını elde ettiği birçok eseri talebelerine okutmuştur. İbn Hayr el-İşbîlî’nin Fehrese’si, onun rivayet ettiği eserlerin bir kütüphane meydana getirecek kadar çok olduğunu göstermektedir.

Tanınmış bir aileden gelmesi ve değerli eserler yazması sebebiyle İbn Abdülber Endülüs’te büyük şöhrete ulaşmış, onun bu şöhretinden faydalanmak isteyen devrin yöneticileri kendisini saraylarına davet etmişlerdir. Âmirîler’den Mücâhid el-Âmirî ile Eftasî Emîri Muhammed el-Muzaffer, İbn Abdülberr’in ilim meclislerine katılan idareci âlimler arasında yer almıştır. İbn Abdülber, bu ilgi sebebiyle önce Mücâhid el-Âmirî’nin idaresinde bulunan Dâniye’ye (Denia) giderek kıraat ilmine dair eserlerini burada yazdı. Âmirî’nin vefatından sonra Muhammed el-Muzaffer’in idaresinde bulunan Batalyevs’e (Badajoz) gitti ve emîr tarafından Üşbûne (Lizbon) ve Şenterîn (Santarem) kadılıklarına getirildi. el-Kâfî adlı eseriyle Behcetü’l-mecâlis’i burada kaleme aldı. Endülüs’te idareciler arasındaki çatışmaların şiddetlenip Muhammed el-Muzaffer’in tasarrufları tasvip edemeyeceği boyutlara ulaşınca İbn Abdülber Belensiye’ye (Valencia) dönerek Âmirîler’den Abdülazîz b. Abdurrahman el-Mansûr’un himayesinde öğretim faaliyetlerine devam etti. Abdülazîz’in ölümü üzerine Şâtıbe’ye (Jativa) gidip ömrünün son on yılını “bustânü İbn Abdilber” diye anılan bahçe içindeki evinde yine öğretim ve telif faaliyetleriyle geçirdi. 463 yılı Rebîülâhir ayının sonlarına doğru (1071 Şubat başları) Şâtıbe’de vefat etti.

İbn Abdülberr’in daha çok edebiyat ve belâgat alanında tanınan oğlu Abdullah, Abbâdî Hükümdarı Mu‘tazıd-Billâh döneminde vezirliğe kadar yükseldi. Bir ara hapse atıldıysa da babasının aracılığı ile hapisten çıktı. Kızı Zeyneb ise babasının yanında yetişerek onunla birlikte seyahat etti ve rivayetlerinin icâzetini aldı. İbn Abdülber, vefatından bir yıl önce doğan ilk torunu Abdullah’a bütün rivayetlerinin ve eserlerinin rivayet icâzetini verdi. İbn Beşküvâl’in hocalarından olan Abdullah Endülüs ve Mağrib’in önde gelen âlimlerinden biridir.

Tanınmış âlimlere ve özellikle akranlarına karşı aşırı tenkitleriyle tanınan İbn Hazm’ın İbn Abdülberr’i hadis ilminin imamı diye övmesi bu âlim hakkında önemli bir değerlendirmedir. İbn Ayyâd’ın Ŧabaķātü’l-fuķahâǿ fî Ǿaśri İbn ǾAbdilber adlı eserinde V. (XI.) yüzyılı “İbn Abdülber asrı” olarak anması da dikkat çekicidir. Zehebî onun bir ilim denizi, Süyûtî de hıfz ve itkān açısından zamanının önde gelen muhaddisi olduğunu söylemektedir. Hadis ve sünnete bağlılığı sebebiyle “eserî” diye nitelendirilen İbn Abdülberr’in, Hz. Ali’nin diğer sahâbîlerden daha üstün olduğunu savunduğu iddiasıyla İbn Teymiyye tarafından Şîa yanlısı olarak gösterilmesi kabul görmemiştir. el-İstîǾâb’ın mukaddimesinde, sahâbîlerden herhangi birinin diğerlerine üstünlüğüne dair Hz. Peygamber’den bir rivayet gelmediğini belirtmesi (I, 18), onun Hz. Ali’yi diğer üç halifeye ve sahâbeye tercih etmediğini göstermektedir. Öte yandan bazı konularda İmam Mâlik’in görüşünü bırakıp Şâfiî’nin görüşünü benimsemesi, bazı eserlerinde, “Bana göre doğru olan budur”; “Bu, rivayetlerin en doğrusudur”; “Bu doğruya daha yakındır”; “Bu bana daha uygun gelmektedir” gibi ifadeleri sıkça kullanması onun fıkıhta müctehid mertebesine ulaştığını ortaya koymaktadır.

Eserleri. A) Hadis ve Fıkıh. 1. et-Temhîd limâ fi’l-Muvaŧŧaǿ mine’l-meǾânî ve’l-esânîd. Müellifin, el-Muvaŧŧaǿın Yahyâ b. Yahyâ el-Leysî rivayetinde doğrudan Hz. Peygamber’e nisbet edilen hadisleri esas alarak esere yazmış olduğu şerhtir. Ancak Yahyâ b. Yahyâ nüshasında bulunmadığı halde diğer hadis mecmualarında geçen mütâbi‘ ve şâhid olabilecek rivayetleri de başka senedlerle eserine almıştır. Hadisleri sırasıyla muttasıl, münkatı‘ ve mürsel diye düzenlemiş, başka tariklerden muttasıl senedle gelen maktû‘ ve mürsel rivayetleri de zikretmiştir. Hadisleri şerhederken senedde


geçen râvilerin hal tercümelerini vermiş, hadisler hakkında âlim ve şairlerin sözlerinden nakiller yapmış ve bunlardan çıkardığı fıkhî hükümleri yazmıştır. İbn Abdülberr’in, Mâlik’in hocalarını Mağrib alfabesi tertibinde sıraladığı ve her alandaki ilmî birikimini ortaya koyduğu ansiklopedi niteliğindeki eser Saîd Ahmed A‘râb ve diğerleri tarafından sonuna iki ciltlik bir fihrist eklenerek yayımlanmıştır (I-XXVI, Muhammediye-Tıtvân 1387-1412/1967-1992). Özellikle Endülüs’te büyük kabul gören eser, V. (XI.) yüzyılda Ebû Abdullah Muhammed b. Hüseyin el-Ensârî tarafından et-Taķrîb li-Kitâbi’t-Temhîd adıyla şerhedilmiştir. Bu şerh ile Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî’nin yaptığı ihtisarın birer nüshası Fas Karaviyyîn Kütüphanesi’nde (nr. 519, 523) bulunmaktadır (Brockelmann, GAL Suppl., I, 298). Eser ayrıca Kāsım b. Fîrruh eş-Şâtıbî tarafından 500 beyit halinde nazma çekilmiştir (İbn Ferhûn, II, 149). Muhammed b. Abdurrahman el-Mağrâvî, Feŧhu’l-ber fi’t-tertîbi’l-fıķhî li-Temhîdi İbn ǾAbdilber adlı çalışmasında et-Temhîd’i fıkıh konularına göre yeniden düzenlemiş, hadislerini tahrîc ederek bir mukaddime ve on iki cilt halinde yayımlamıştır (Riyad 1416/1996). Mustafa Sumeyde, Fetĥu’l-mâlik bi-tebvîbi’t-Temhîd li’bni ǾAbdilber Ǿalâ Muvaŧŧaǿi Mâlik adlı eserinde (I-X, Beyrut 1418/1998) et-Temhîd’i farklı bir şekilde düzenlemiş, hadislerini de tahrîc etmiştir. Nevzat Tartı, İbn Abdülber ve et-Temhîd’indeki Şerh Metodu adlı bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (1994, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü). 2. et-Teķaśśî li-ĥadîŝi’l-Muvaŧŧaǿ ve şüyûħi’l-İmâm Mâlik. et-Temhîd’e kısa bir giriş niteliğindedir. Müellifin sadece Hz. Peygamber’in hadislerini alıp âlimlerin görüşlerine, mezheplerin anlayışlarına ve ihtilâflarına temas etmemesi sebebiyle eser Tecrîdü’t-Temhîd limâ fi’l-Muvaŧŧaǿ mine’l-meǾânî ve’l-esânîd adıyla da anılmaktadır. et-Temhîd’in bir sözlüğü niteliğinde olduğu için âlimlerin, muhtasar oluşundan dolayı da hadis talebelerinin büyük ilgisini kazanan eserdeki biyografiler müellif tarafından Mağrib alfabesine göre sıralanmış, fakat yayımlanırken yaygın alfabetik sıra esas alınmıştır. Eser Kahire’de (1350/1931) ve Beyrut’ta (ts. [Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye]) neşredilmiş olup sonunda müellifin ez-Ziyâdât adlı risâlesi yer almaktadır. 3. el-İstiźkârü’l-CâmiǾ li-meźâhibi fuķahâǿi’l-emśâr ve Ǿulemâǿi’l-aķŧâr fîmâ teżammenehü’l-Muvaŧŧaǿ min meǾâni’r-reǿy ve’l-âŝâr. Son baskıda adı bu şekilde tesbit edilen eser bazı kaynaklarda el-İstiźkâr li-meźâhibi ... veya el-İstiźkâr fî şerĥi meźâhibi ... şeklinde de anılmaktadır. Müellif, et-Temhîd’den sonra yaptığı bu çalışmada el-Muvaŧŧaǿda yer alan mevkūf ve maktû‘ rivayetleri, ayrıca farklı mezheplere mensup olup değişik bölgelerde yaşayan kimselerin sözlerini şerhetmiştir. İki cildi Ali en-Necdî Nâsıf tarafından yayımlanan (Kahire 1391-1393/1971-1973) eserin tamamını Abdülmu‘tî Emîn Kal‘acî üç cildi fihrist olmak üzere otuz cilt halinde neşretmiştir (Beyrut 1414/1993). 4. ez-Ziyâdât elletî lem teķaǾ fi’l-Muvaŧŧaǿ Ǿinde Yaĥyâ b. Yaĥyâ ve ravâhâ ġayruhû fi’l-Muvaŧŧaǿ. İbn Abdülber bu küçük risâlesinde, İmam Mâlik tarafından on yedi hocasından nakledildiği halde el-Muvaŧŧaǿın Yahyâ b. Yahyâ el-Leysî nüshasında yer almayan altmış dört rivayeti derlemiştir. Leys Suûd Câsim eseri “Žâhiretü’z-ziyâdât fi’t-türâŝi’l-İslâmî” adlı makalesinde incelemiştir (bk. bibl.). Eser bazı müstensihler tarafından et-Teķaśśî’nin sonuna ilâve edildiği için bu eserle birlikte yayımlanmıştır. 5. el-Ecvibetü’l-müstevǾibe fi’l-mesâǿili’l-müstaġribe fî kitâbi’l-Buħârî. İbn Abdülberr’in el-Ecvibe Ǿani’l-mesâǿili’l-müstaġribe min kitâbi’l-Buħârî diye andığı bu eserin (el-İstiźkâr, I, 265) Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi’nde (nr. 12213) elli üç varaklık bir nüshası bulunmaktadır. 6. CâmiǾu beyâni’l-Ǿilm* ve fażlihî ve mâ yenbaġī fî rivâyetihî ve ĥamlihî. İlmin ve ilim öğrenme ve öğretmenin fazileti konularına dair olup aynı zamanda bir hadis usulü kitabı niteliğindedir. Eserin Ebü’l-Eşbâl ez-Züheyrî tarafından yapılan neşri (I-II, Riyad 1414/1994) rivayetlerin değerlendirilmesi açısından önemlidir. 7. el-CâmiǾ. Küçük bir risâle hacmindeki eserde müslümanların ve özellikle talebelerin sahip olması gereken güzel huylarla görgü kuralları ele alınmıştır. el-Kâfî fi’l-fıķh’ın sonunda neşredilen eser (Beyrut 1407/1987) Muhammed el-Morîtânî tarafından ayrı bir kitap halinde de yayımlanmıştır (Kahire 1398/1978). 8. el-Kâfî fî fürûǾi’l-Mâlikiyye. Müellifin, talebelerinin isteği üzerine yazdığı bu muhtasar fıkıh kitabı fetva verirken dikkat edilmesi gereken hususları da ihtiva etmektedir. Muhammed el-Morîtânî doktora tezi olarak tahkik ettiği eseri Kitâbü’l-Kâfî fî fıķhi ehli’l-Medîne el-Mâlikî adıyla yayımlamıştır (I-II, Riyad 1398/1978, 1400/1980; Beyrut 1407/1987). 9. İħtilâfâtü aśĥâbi Mâlik b. Enes ve iħtilâfü rivâyetihim Ǿanh. İmam Mâlik’in talebeleri ve mezhebine mensup kimselerin fıkhî ihtilâflarını fıkıh kitapları tertibine göre ele alan muhtasar bir çalışmadır. Eserde mezhebin önde gelenlerinin bu kabil görüşlerine işaret edilmekle yetinilmiş, ihtilâfların delilleri zikredilmemiştir. Eserin “Kitâbü’ŧ-Ŧahâre” ve “Kitâbü’ş-Śalât” adlı bölümlerinin bazı kısımları Fas Hizânetü’l-Melikiyye’de bulunmaktadır (Mahtûtâti’l-Mağribi’l-ûlâ, nr. 4). 10. el-İnśâf fîmâ beyne’l-muħtelifîne (Ǿulemâǿi’l-müslimîne) fî (ķırâǿati) bismillâhi’r-raĥmâni’r-raĥîm fî Fâtiĥati’l-kitâb mine’l-iħtilâf. Fâtiha’nın baş tarafındaki besmelenin namazda okunup okunmaması konusunda âlimlerin farklı görüşlerine yer verdiği bu risâlede müellif Mâlikî olmasına rağmen Şâfiî’nin görüşünü tercih etmiştir. Eser İbn Abdülberr’e ait risâleler arasında yayımlanmıştır (Kahire 1343/1924).

B) Tarih ve Tabakat. 1. ed-Dürer fi’ħtiśâri’l-meġāzî ve’s-siyer. Siyer alanında Endülüs’teki ilk çalışmalardan biri olan eser altı bab halinde düzenlenmiştir. İbn Abdülberr’e nisbet edilen el-Meġāzî muhtemelen ed-Dürer’den ibarettir. İbn İshak’ın el-Meġāzî’sini esas alan müellif Mûsâ b. Ukbe ve Vâkıdî’den de faydalandığını söylemektedir. İbn Abdülber, eserde yer alan bilgileri senedleriyle birlikte naklederek bu senedlerin sağlamlık derecesini belirtmiş, zaman zaman siyerle ilgili olaylardan hareketle fıkhî hükümlere de işaret etmiş, tartışmalı konularda ihtilâfları gidermeye çalışmış ve kendi tercihini ortaya koymuştur. Ayrıca olayları anlatırken Kur’an âyetlerini ve es-bâb-ı nüzûlü dikkate almıştır. Endülüs’te ve Doğu’da kazandığı şöhret sebebiyle eserden İbn Hazm CevâmiǾu’s-sîre’de, Süheylî er-Ravżu’l-ünüf’te, Kelâî el-İķtifâǿ bi-sîreti’l-Muśŧafâ’da, Doğulu âlimlerden İbn Seyyidünnâs ǾUyûnü’l-eŝer’de, Ali b. Muhammed el-Hâzin er-Ravż ve’l-ĥadâǿiķ’ta, Şemseddin eş-Şâmî Sübülü’l-hüdâ ve’r-reşâd’da önemli iktibaslarda bulunmuşlardır. ed-Dürer Şevkī Dayf (Kahire 1386/1966, 1403/1983), Mustafa Dîb Buğa (Dımaşk 1405/1984) ve Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye (Beyrut 1405/1984) tarafından yayımlanmıştır. 2. el-İstî‘âb* fî maǾrifeti’l-aśĥâb. Sahâbe biyografisine


dair günümüze ulaşan ilk eserlerden biri olup tarih ve tabakat alanındaki yirmi kadar kitaptan faydalanılarak kaleme alınmıştır. Eser ilk defa Haydarâbâd’da (I-II, 1318-1319/1900-1901) ve Mağrib alfabesi tertibine göre el-İśâbe’nin kenarında (I-IV, Kahire 1328/1910) yayımlanmış, daha sonra tahkikli neşirleri yapılmıştır. Eserin çeşitli muhtasarları bulunmaktadır. 3. el-İstiġnâǿ fî esmâǿi’l-meşhûrîn min ĥameleti’l-Ǿilmi bi’l-künâ (Kitâbü’l-İstiġnâ fî maǾrifeti’l-künâ). Şahısların Mağrib alfabesi tertibine göre sıralandığı eser isimleri bilinmeyip künyeleriyle tanınan ashap, tâbiîn ve diğer meşhur kimselere dair olup Abdullah Merhûl es-Sevâlime tarafından Câmiatü Ümmi’l-kurâ’da (Külliyyetü’ş-şerîa) doktora tezi olarak hazırlandıktan sonra (1403-1404/1983-1984) neşredilmiştir (Riyad 1405/1985). 4. el-İntiķāǿ fî feżâǿili’ŝ-ŝelâŝeti’l-eǿimmeti’l-fuķahâǿ Mâlik, Ebî Ĥanîfe ve’ş-ŞâfiǾî. Müellifin üç büyük mezhep imamının hal tercümelerini, yetişme şartlarını, fıkhî yöntemlerini ve müslümanların onlara olan itimatlarının sebeplerini ortaya koymaya çalıştığı bir eserdir. Birinci bölümde İmam Mâlik’e, talebelerine ve mezhebin önde gelenlerine, ikinci bölümde Şâfiî’ye mezhebinin önde gelenlerine, üçüncü bölümde Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf, İmam Muhammed ve Züfer’le ilgili haberlere yer verilmiştir. el-İntiķāǿ Kahire’de (1350/1931) ve Beyrut’ta (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde, 1417/1997) yayımlanmıştır. 5. el-İnbâh Ǿalâ ķabâǿili’r-ruvât. el-İstîǾâb’ın mukaddimesi mahiyetinde olup el-İstîǾâb’da geçen râvilerin nesebi ve kabilelerine dair geniş bilgilerin yer aldığı eserde Arap kabilelerinin Câhiliye ve İslâm dönemindeki durumu, fetihlerdeki rolleri ve coğrafî dağılımları gibi konulara temas edilmiştir. Eser önce müellifin el-Ķaśd ve’l-ümem’inin sonunda (Kahire 1350), daha sonra İbrâhim el-Ebyârî tarafından muhtelif fihristleri yapılmak suretiyle müstakil olarak neşredilmiştir (Beyrut 1405/1985). 6. el-Ķaśd ve’l-ümem fi’t-taǾrîf bi-uśûli en-sâbi’l-ǾArab (fî maǾrifeti ensâbi’l-ǾArab) ve’l-ǾAcem min evveli (ve evvelü) men tekelleme bi’l-ǾArabiyyeti mine’l-ümem (Kahire 1350/1931). Arap kabilelerine ve coğrafyaya dair küçük bir risâle olan eserde insan türünün ortaya çıkışı, farklı kabilelere ayrılışı, yeryüzüne dağılışı gibi konular ele alınmaktadır. Şarkiyatçıların özel bir ilgi gösterdiği eser, Rus şarkiyatçısı Kratchkovsky tarafından hadislerin coğrafya yardımıyla açıklanması çabalarının tamamlanması bakımından önemli bir adım olarak değerlendirilmiştir (Târîħu’l-edebi’l-coġrâfiyyi’l-ǾArabî, I, 273). 7. Tercümetü’l-İmâm Mâlik b. Enes. Eserin Rabat’ta el-Mektebetü’l-âmme’de bir nüshası, Kahire’de Ma‘hedü’l-mahtûtâti’l-Arabiyye’de bir mikrofilmi bulunmaktadır. 8. et-TaǾrîf bi-cemâǾa min fuķahâǿi’l-Mâlikiyye. İbn Abdülber, önde gelen yirmi Mâlikî fakihinin biyografisine dair olan bu küçük risâleyi bazı talebelerinin isteği üzerine kaleme almıştır. Eserde yer alan fakihlerin herhangi bir tertip gözetilmeksizin sıralanması, risâlenin bizzat müellif tarafından yazılmayıp bir talebesi tarafından kitap haline getirildiği kanaatini uyandırmaktadır. Risâlenin Kahire Ma‘hedü’l-mahtûtâti’l-Arabiyye’de bir fotokopisi bulunmaktadır (Tarih, nr. 629).

C) Edebiyat ve Ahlâk. 1. Behcetü’l-mecâlis* ve ünsü’l-mücâlis ve şaĥźü’ź-źâhini ve’l-hâcis. İbn Abdülberr’in edebî kişiliğini ortaya koyan eser büyük ilgi görmüş, rivayetine ve ihtisarına önem verilmiştir. Muhammed Mürsî el-Hûlî’nin tahkikiyle yayımlanan eseri (I-II, Kahire 1382/1962; I-III, Beyrut 1402/1982) Ebû Abdurrahman Sahr el-Mâdî el-Münteķāǿ min Behceti’l-mecâlis adıyla ihtisar etmiştir (Riyad 1415/1995). Brockelmann’ın müellife nisbet ettiği (GAL Suppl., I, 629) el-Emŝâlü’s-sâǿire ve’l-ebyâtü’n-nâdire ile (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Edeb, nr. 1963) (Risâle fî) Edebi’l-mücâlese (nşr. Semîr Halebî, Kahire 1409/1989) ayrı eserler olmayıp Behcetü’l-mecâlis’in bazı bölümlerinden (“Bâbü edebi’l-mücâlese ve ĥaķķi’l-celîs”ten “Bâbü’l-ĥaķ ve’l-bâŧıl”a kadar) ibarettir. Brockelmann’ın kayıtlarından hareketle Risâle fi’l-edebi’l-mücâlese’nin yegâne nüshasını tesbit ettiğini ileri sürerek eseri tahkik eden Fâyez Abdünnebî el-Kaysî ve onu ikinci defa tahkik eden Semîr Halebî (Tanta 1409/1989) aynı hatayı tekrarlamışlardır. 2. el-İhtibâl bimâ fî şiǾri Ebi’l-ǾAtâhiye mine’l-ĥikemi ve’l-emŝâl. Ebü’l-Atâhiye’nin (ö. 210/825 [?]) şiirlerinin toplandığı eserde şiirler Mağrib alfabesi esas alınarak kafiye harflerine göre sıralanmıştır. Eserin Medine Ârif Hikmet Kütüphanesi’nde bir nüshası (Edeb, nr. 18), Kahire Ma‘hedü’l-mahtûtâti’l-Arabiyye’de ise (nr. 1036) bunun bir fotokopisi bulunmaktadır. el-İhtibâl, Ebü’l-Atâhiye’nin şiirlerini yayımlayan Luvîs Şeyho ve Şükrü Faysal’ın çalışmaları içerisinde de yer almaktadır (DİA, X, 295). 3. Muħtârât mine’ş-şiǾr ve’n-neŝr (Brockelmann, GAL Suppl., I, 629). 4. Nüzhetü’l-müstemtiǾîn ve ravżü’l-ħâǿifîn (a.g.e., a.y.).

Kaynaklarda İbn Abdülberr’e nisbet edilen daha başka eserler de vardır. Bunlar arasında hadisle ilgili olarak İstižhâr fî ŧuruķi ĥadîŝi ǾAmmâr (el-İstîǾâb, II, 448), İħtiśâru Kitâbi’t-Taĥrîr (Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik, III, 810), İħtiśâru Kitâbi’t-Temyîz (a.g.e., a.y.), et-Teġaŧŧâ bi-ĥadîŝi’l-Muvaŧŧaǿ (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 55), Ĥadîŝü Mâlik ħârice’l-Muvaŧŧaǿ (Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik, I, 200), eş-Şevâhid fî iŝbâti ħaberi’l-vâĥid (et-Temhîd, I, 2), ǾAvâlî İbn ǾAbdilber fi’l-ĥadîŝ (Kādî İyâz, el-Ġunye, vr. 94), Vaślü mâ fi’l-Muvaŧŧaǿ mine’l-mürsel ve’l-münķaŧıǾ ve’l-muǾđal (Kettânî, s. 15), Manžûme fi’s-sünne (İbnü’l-Ebbâr, el-MuǾcem, s. 32), Müsnedü İbn ǾAbdilber (Huzâî, s. 741) gibi eserleri saymak mümkündür. Fıkıh ilmine dair el-İşrâf Ǿalâ mâ fî uśûli’l-ferâǿiż mine’l-icmâǾ ve’l-iħtilâf (Kādî İyâz, el-Ġunye [nşr. Mâhir Züheyr Cerrâr], s. 123) ve Cevâǿizü’s-sulŧân da (İbn Hacer, Hedyü’s-sârî, s. 425) halen mevcudiyeti tesbit edilememiş eserleridir. Tarih ve tabakat alanında Aħbâru eǿimmeti’l-emśâr (Humeydî, s. 368), Feżâǿilü Münźir b. SaǾîd adıyla da anılan Aħbârü’l-Ķāđî Münźir b. SaǾîd el-Bellûŧî (İbnü’l-Ebbâr, et-Tekmile, III, vr. 149), Aħbârü’l-ķuđât (Nübâhî, s. 44, 54, 55), İħtiśâru Târîħi Aĥmed b. SaǾîd b. Ĥazm eś-Śadefî (İbnü’l-Faradî, I, 43-44), AǾlâmü’n-nübüvve (ed-Dürer fi’l-meġāzî ve’s-siyer, s. 31), Târîħu şüyûħi İbn ǾAbdilber (Makkarî, III, 69) ve Fehresetü’ş-Şeyħ Ebî ǾÖmer b. ǾAbdilber (İbn Hayr, s. 249), Tevâlîfü’l-faķīh Ebî ǾÖmer b. ǾAbdilber (a.e., s. 444), Miĥanü’l-Ǿulemâǿ (ed-Dürer fi’l-meġāzî ve’s-siyer, s. 49); kıraat ilmine dair olanlar arasında el-Medħal fi’l-ķırâǿât (Keşfü’ž-žunûn, II, 1644; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 55), el-İktifâǿ fî ķırâǿati NâfiǾ ve Ebî ǾAmr b. el-ǾAlâǿ bi-tevcîhi mâ’ħtelefâ fîh (Humeydî, s. 368), et-Tecvîd ve’l-medħal ilâ Ǿilmi’l-Ķurǿân bi’t-taĥdîd (a.e., s. 368), el-Beyân Ǿan tilâveti’l-Ķurǿân (İbn Hayr, s. 72); edep ve ahlâka dair olanlar arasında ise el-İnśâf fî esmâǿillâh (Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, III, 1129), el-Büstân fi’l-iħvân (Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik, III, 810), er-Reķāǿiķ, el-ǾAķlü ve’l-Ǿuķalâǿ ve mâ câǿe fî evśâfihim Ǿani’l-Ǿulemâǿi ve’l-ĥükemâǿ (Behcetü’l-mecâlis, I, 532) bulunmaktadır.

İbn Abdülberr’in hayatı ve ilmî kişiliği çeşitli araştırmalara konu olmuştur.


Abdurrahman en-Nahlâvî’nin Yûsuf b. ǾAbdilber el-Ķurŧubî (Dımaşk 1406/1986), Muhammed b. Yaîş’in el-İmâm Ebû ǾÖmer Yûsuf b. ǾAbdilber (Rabat 1410/1990) ve Medresetü’l-imâm el-ĥâfıž Ebî ǾÖmer İbn ǾAbdilber fi’l-ĥadîŝ ve’l-fıķh ve eŝeruhû fî tedǾîmi’l-meźhebi’l-Mâlikî bi’l-Maġrib (Rabat 1414/1994) adlı eserleri, İsmâil en-Nedvî’nin İbn ǾAbdilber ve cühûdühû fi’l-ĥadîŝ ve’l-fıķh adlı yüksek lisans tezi (1384/1964, Câmiatü’l-Kahire Külliyyetü dâri’l-ulûm Kısmü’ş-şerîa), Abdullah b. Mübârek el-Bûsî’nin İcmâǾâtü İbn ǾAbdilber fi’l-Ǿibâdât cemǾan ve dirâseten (Riyad 1416/1995) ve Sâlih Ahmed Rızâ’nın Medresetü’l-ĥadîŝ fi’l-Endelüs ve imâmühâ İbn ǾAbdilber (1390/1989, Câmiatü’l-Ezher Külliyyetü usûli’d-dîn Kısmü’l-hadîs) adlı doktora tezleri, Tâhir b. Sâdık el-Ensârî’nin el-Ĥâfıž İbn ǾAbdilber en-Nemerî muĥaddiŝen (1397/1977, Câmiatü Ümmi’l-kurâ Külliyetü’ş-şerîa Fer‘u’l-Kitâb ve’s-Sünne), Abdülazîz el-Hûlî’nin el-Fikrü’t-terbevî fi’l-Endelüs beyne İbn Ĥazm ve İbn ǾAbdilber (Kahire 1398/1978) ve Ali Süleyman er-Rabî‘in İbn ǾAbdilber ve ârâǿühû et-terbeviyye (1409/1988, Câmiatü Ümmi’l-kurâ Kısmü’t-terbiye) adlı yüksek lisans tezleri, Leys Suûd Câsim’in İbn ǾAbdilber el-Ķurŧubî müǿerriħen adlı yüksek lisans tezi (Kahire 1405/1984) ve İbn ǾAbdilber el-Endelüsî ve cühûdühû fi’t-târîħ adlı eseri (Kahire 1408/1988), Süleyman b. Sâlih el-Gusn’un yüksek lisans tezi olarak hazırladıktan sonra yayımladığı ǾAķīdetü’l-imâm İbn ǾAbdilber fi’t-tevĥîd ve’l-îmân (Riyad 1416/1996) onun hadisçi, fıkıhçı, kelâmcı, tarihçi ve eğitimci yönlerini ortaya koymaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Lisânü’l-ǾArab, “nmr” md.; İbn Abdülber, Behcetü’l-mecâlis, I, 35, 243, 361, 532; a.mlf., el-İstîǾâb (Bicâvî), I, 18; II, 448, 714-715; III, 1387-1390, 1416; IV, 1552, 1559; a.mlf., el-Kâfî, I, 43-83, 130-132; a.mlf., el-Ķaśd ve’l-ümem fi’t-taǾrîf bi-uśûli ensâbi’l-ǾArab ve’l-ǾAcem, Kahire 1350/1931, s. 11, 19, 36-37; a.mlf., el-İnbâh Ǿalâ ķabâǿili’r-ruvât, Kahire 1350/1931, s. 42-43; a.mlf., ed-Dürer fi’l-meġāzî ve’s-siyer (nşr. Şevkī Dayf), Kahire 1386/1966, s. 31, 49, 63, 147, 153, 163, 220, 256; a.mlf., et-Temhîd li-mâ fi’l-Muvaŧŧaǿ mine’l-meǾânî ve’l-esânîd (nşr. Saîd Ahmed E‘râb), Tıtvân 1387-1407/1967-87, I, 2; a.mlf., Tecrîdü’t-Temhîd, Beyrut, ts. (Dârü’l-Kütübi’l-ilmiyye), s. 59; a.mlf., Fetĥu’l-ber fî tertîbi’l-fıķh li-Temhîdi İbn ǾAbdilber, Riyad 1416/1996, Mukaddime, s. 8-13; a.mlf., el-İstiźkâr (nşr. Ali Nâsıf), Kahire 1391/1971, I, 265; İbnü’l-Faradî, Târîħu Ǿulemâǿi Endelüs, Kahire 1386/1966, I, 43-44; II, 190-191; İbn Hazm, el-İĥkâm (nşr. Zekeriyyâ Ali Yûsuf), Kahire, ts. (Matbaatü’l-Âsıme), VIII, 1067, 1070; a.mlf., Cemhere, s. 302; a.mlf., CevâmiǾu’s-sîre, s. 58, 73, 146, 152, 203, 219; a.mlf., el-Faśl, Kahire, ts. (Mektebetü Hâncî), IV, 74, 112, 134; a.mlf., el-Mufâđale beyne’ś-śaĥâbe (nşr. Saîd el-Efgānî), Beyrut, ts., s. 171; Sâid el-Endelüsî, Ŧabaķātü’l-ümem, s. 96; Humeydî, Ceźvetü’l-muķtebis, Kahire 1381/1961, s. 128, 209, 254, 295, 356, 367-369, 568; Feth b. Hâkān el-Kaysî, Ķalâǿidü’l-Ǿiķyân, Kahire 1283/1866, s. 71, 181, 182; a.mlf., Maŧmaĥu’l-enfüs ve mesraĥu’t-teǿennüs fî müleĥi ehli’l-Endelüs (nşr. M. Ali Şevâbike), Beyrut 1983, s. 294-297; İbn Bessâm eş-Şenterînî, eź-Źaħîre, III, 172-179, 189, 190; Kādî İyâz, el-Ġunye: Fihristü şüyûħi’l-Ķāđî Ǿİyâż, Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 1284, vr. 94; a.e. (nşr. Mâhir Züheyr Cerrâr), Beyrut 1402/1982, s. 94, 123; a.mlf., Tertîbü’l-medârik, I, 200; III, 810; IV, 808-810; İbn Hayr, Fehrese, s. 51-52, 72, 249, 444; Ebû Tâhir es-Silefî, Muķaddimetü’l-İstiźkâr, Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmû‘, nr. 71, vr. 12, 120; İbn Beşküvâl, eś-Śıla, I, 11, 142, 165, 168, 200-203, 240-241, 251, 316, 348, 382; II, 415; Dabbî, Buġyetü’l-mültemis, Kahire 1387/1967, s. 457, 460; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, I, 11; Ebü’l-Bekā er-Rundî, Ravżatü’l-üns, Mahtûtâtü’l-Mağribi’l-musavvere bi-Ma‘hedi’l-mahtûtâti’l-Arabiyye, Mektebetü’l-hâssa, nr. 12, vr. 7; İbnü’l-Ebbâr, el-MuǾcem fî aśĥâbi’l-imâm Ebî ǾAlî eś-Śadefî, Madrid 1302/1885, s. 32; a.mlf., et-Tekmile, Ma‘hedü’l-mahtûtâti’l-Arabiyye, II, vr. 149; a.e. (nşr. İzzet Attâr el-Hüseynî - Abdülganî Abdülhâliķ), Kahire 1376/1956, I, 371; a.mlf., İǾtâbü’l-küttâb (nşr. Sâlih el-Eşter), Dımaşk 1380/1961, s. 220, 221; a.mlf., el-Ĥulletü’s-siyerâǿ (nşr. Hüseyin Mûnis), Kahire 1383/1963, II, 37; İbn Hallikân, Vefeyât, VII, 66-72; İbn Saîd el-Endelüsî, el-Muġrib, II, 402; İbn İzârî, el-Beyânü’l-muġrib, Beyrut, ts. (Dârü’s-Sekāfe), III, 194, 225, 227; Abdurrahman b. Muhammed ed-Debbâğ, MeǾâlimü’l-îmân, Kahire, ts. (Mektebetü Hâncî), III, 159-163; İbn Rüşeyd, İfâdetü’n-naśîĥ (nşr. Muhammed b. Habîb el-Hoca), Tunus, ts., s. 96-102; Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, III, 1128-1132; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVIII, 153-163; a.mlf., el-Müştebih, I, 117; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 461-470, s. 142; a.mlf., Düvelü’l-İslâm, Beyrut 1985, s. 237; a.mlf., el-ǾUlüv li’l-Ǿaliyyi’l-ġaffâr (nşr. Ebû Muhammed Abdülmaksûd), Riyad 1416/1995, s. 249-250; İbn Kayyim el-Cevziyye, Medâricü’s-sâlikîn, Kahire, ts. (Matbaatü’s-sünneti’l-Muhammediyye), II, 323; Huzâî, Taħrîcü’d-Delâlâti’s-semǾiyye, s. 741; Nübâhî, Târîħu ķuđâti’l-Endelüs, Beyrut 1401/1980, s. 43-44, 54, 55; İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müźheb, I, 48, 149; II, 367, 370; İbn Haldûn, Muķaddime, III, 250; İbn Hacer, el-İśâbe, I, 3; a.mlf., Fetĥu’l-bârî, Kahire 1380/1960, VII, 16, 17, 58; a.mlf., Tehźîbü’t-Tehźîb, VII, 273; a.mlf., Hedyü’s-sârî, Kahire 1380/1960, s. 425; Süyûtî, Ŧabaķātü’l-ĥuffâž (Ömer), s. 432-433; Taşköprizâde, Miftâĥu’s-saǾâde, II, 143; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, II, 69-79, 113, 114; III, 69; IV, 30; Keşfü’ž-žunûn, I, 263; II, 1545, 1644; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, III, 314-316; Hânsârî, Ravżâtü’l-cennât (nşr. Esedullah İsmâiliyyân), Kum, ts. (Matbaatü’l-Hayderiyye), VIII, 333; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 55, 550-551; Y. S. Alus, Fihrisü’l-maħŧûŧâti’l-ǾArabiyye fi’l-ħizâneti’l-Ǿâmme, Rabat 1342/1923, s. 22, 60; Kettânî, er-Risâletü’l-müsteŧrafe, s. 15; a.e. (Özbek), s. 7, 46, 79, 233, 252, 256, 258, 401, 407, 413; Emîr Şekîb Arslan, el-Ĥulelü’s-sündüsiyye, Kahire 1358/1939, III, 218; Mahlûf, Şeceretü’n-nûr, I, 119; Brockelmann, GAL, I, 453-454; Suppl., I, 298, 628-629; A. G. Palencia, Târîħu’l-fikri’l-Endelüsî (trc. Hüseyin Mûnis), Kahire 1375/1955, s. 37; Kratchkovsky, Târîħu’l-edebi’l-coġrâfiyyi’l-ǾArabî (trc. Selâhaddin Osman Hâşim), Kahire 1377/1957, I, 273; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, Fas 1347/1928, I, 51, 81, 83, 418, 510, 523; II, 604, 611, 776, 842-843, 995, 1098, 1123; Sezgin, GAS, I, 287, 459, 461; Ahmed Şelebî, Târîħu’t-terbiyeti’l-İslâmiyye, Kahire 1973, s. 58-71; Ramazan Şeşen, Nevâdirü’l-maħŧûŧâti’l-ǾArabiyye, Beyrut 1975, I, 127; Abdurrahman Ali el-Haccî, Târîħu’l-Endelüs mine’l-fetĥ ĥattâ suķūŧi Ġırnaŧâ, Dımaşk 1396/1976, s. 414; Muhammed el-Morîtânî, İbn ǾAbdilber en-Nemerî ve risâletühû fi’l-aħlâķi’l-İslâmiyye, Riyad 1397/1977; Nâtık Sâlih el-Matlûb, Fehârisü şüyûħi’l-Ǿulemâǿ fi’l-Maġrib ve’l-Endelüs (doktora tezi, 1398/1978, Câmiatü Ayni’ş-şems Kısmü’t-târîhi’l-İslâmî), II, 55; Manuela Marin Nino, “La Obra Genealogica de Ibd Abd al-Barr”, Actas de las Jornadas de Cultura Arabe e Islamica (1978), Madrid 1981, s. 204-229; Abdülhâdî Ahmed el-Hüseysin, Mežâhirü’n-nehđati’l-ĥadîŝiyye fî Ǿahdi YaǾķūb el-Manśûri’l-Muvaĥĥidî, Tıtvân 1402/1982, I, 242; Leys Suûd Câsim, İbn ǾAbdilber el-Endelüsî ve cühûdühû fi’t-târîħ, Mansûre 1407/1986; a.mlf., “Žâhiretü’z-ziyâdât fi’t-türâşi’l-İslâmî: dirâse taĥlîliyye taŧbîķıyye min ħılâli kitâbi’l- İstîǾâb li’bn ǾAbdilber el-Ķurŧubî”, Mecelletü’l-CâmiǾati’l-İslâmiyyeti’l-âlemiyye, sy. 4, İslâmâbâd 1416-17/1996-97; Abdurrahman en-Nahlâvî, Yûsuf b. ǾAbdilber el-Ķurŧubî, Dımaşk 1406/1986, s. 9-13; Cezzâr, Medâħilü’l-müǿellifîn, II, 942-943; Süleyman b. Sâlih el-Gusn, ǾAķīdetü’l-imâm İbn ǾAbdilber fi’t-tevĥîd ve’l-îmân, Riyad 1416/1996, s. 19-63; Abderrahman Mahdjoub, “Ibn ’Abd al-Barr al-Qurt’ubî, al-Qaçd wa’l-amam fi’t-ta’rîf bi’uçûl ansâb al-’Arab wa’l-’Ajam”: “Le dessein et le projet de faire connaître les origines des races arabes et étrangères”, RAfr., sy. 101, Tunus 1957, s. 45-84; Muhammed Zuhûrülhak, “Âşâru İbn ǾAbdilber el-Ķurŧubî”, BaǾŝü’l-İslâmî, XXII/1-2, Leknev 1397/1977; Muhammed Benîîş, “İbn ǾAbdilber ĥâfıžü’l-Maġrib”, Mecelletü Dâri’l-ĥadîŝi’l-Ĥaseniyye, Rabat 1401/1981, s. 195-230; Rafael Pinilla, “Una Obra Andalusí de Adab: La Bahyat al-Mayâlis de Ibn ǾAbd al-Barr”, Sharq al-Andalus, sy. 6, Alicante 1989, s. 83-101; A. N. M. Raisuddin, “Ibn ‘Abd al-Barr and his Contribution to the Study of Ĥadīth Literature in Spain”, Muslim Education Quarterly, VII/3, Cambridge 1990, s. 28-34; Muhammed Abdünnebî, “Mülâhažât Ǿalâ taĥķīķi’t-Temhîd li’bn ǾAbdilber”, el-Muvâfaķāt, IV/4, Cezayir 1416/1995, s. 306-313; Abdüllatîf Abâde, “el-İmâm İbn Bâdis ve baǾżu eǿimmeti’l-Mâlikiyye: İbn ǾAbdilber ve’l-Ķāđî Ǿİyâż ve’ş-Şâŧıbî”, Mecelletü’l-VaǾyi’l-İslâmî, sy. 361, Küveyt 1416/1996; Nâsır Güzeşte, “İbn ǾAbdilber”, DMBİ, IV, 181-183; Ch. Pellat, “Ibn ǾAbd al-Barr”, EI² (İng.), III, 674; Erol Ayyıldız, “Ebü’l-Atâhiye”, DİA, X, 295; Mehmet Özdemir, “Endülüs”, a.e., XI, 214-216.

Leys Suûd Câsim