HÂVÎ

(حاوي)

Türk mûsikisi usullerinden.

Arapça’da “ihtiva eden, içeren” anlamına gelen kelime, bünyesinde muhtelif zamanlı usullerin yer aldığı altmış dört zamanlı bir usulün adıdır. İki adet dört zamandan sonra iki adet altı zamanın ve ardından yedi adet dört zamana bir nîmhafif (dört tane dört zaman) usulünün veya diğer bir ifadeyle başta iki sofyana iki yürük semâi ve ardından yedi sofyan ile bunlara bir nîm-hafifin (dört sofyan) eklenmesinden meydana gelmiştir. Usule başka bir gözle bakıldığında, değişik


şekillerde sıralanmış ilk otuz iki zamanın ardından bir fer‘ usulü ile bunu takip eden bir nîm-hafif usulünün birleşmesinden oluştuğu görülür. 64/4’lük ikinci ve 64/2’lik üçüncü mertebeleri kullanılmıştır. Daha çok kullanılan 64/2’lik mertebesine “ağır hâvî” adı verilmiştir. Usulün eski yapısı, özellikle üçüncü mertebede bazı vuruşların velvelelendirilmesiyle zaman içinde birtakım değişikliklere uğramıştır.

Hâvî usulü peşrevlerde ve I. bestelerde kullanılmıştır. Bu usul ile ölçülmüş I. bestelerin her hânesi birer usuldür. Hânenin ilk otuz iki zamanında mısra, bunu takip eden otuz iki zamanda, yani fer‘ usulünün başından itibaren ise terennüm kısmı başlar. Terennüm sonunda mısra tekrarı yoktur.

BİBLİYOGRAFYA:

Ezgi, Türk Musikisi, II, 165-171; Özkan, TMNU, s. 681-682; Rauf Yekta, Türk Musikisi, s. 131-132; Sadeddin Heper, “Türk Musikisinde Usuller -4-”, MM, sy. 347 (1978), s. 14-15.

İsmail Hakkı Özkan