HÂRİS b. MİSKÎN

(الحارث بن مسكين)

Ebû Amr el-Hâris b. Miskîn b. Muhammed el-Ümevî el-Mısrî (ö. 250/864)

Mâlikî fakihi.

154 (771) yılında doğdu. Emevîler’in Mısır valisi Abdülazîz b. Mervân’ın torunu olan Muhammed b. Zebbân b. Abdülazîz’in mevlâsıdır. İlim tahsiline ileri yaşlarda başladı. Süfyân b. Uyeyne, Eşheb el-Kaysî, İbn Vehb, İbnü’l-Kāsım gibi âlimlerden hadis rivayet etti; ayrıca bu son iki hocasından fıkıh öğrendi. Güvenilir bir râvi kabul edilen Hâris Mısır ve Bağdat’ta hadis dersleri verdi; kendisinden Ebû Dâvûd, Nesâî, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî, İbn Vaddâh, Ebû Hâtim er-Râzî gibi âlimler rivayette bulundular.

Halife Me’mûn’un Mısır seferi esnasında vezir Fazl b. Mervân’ın başkanlığında mezâlim mahkemesi kuruldu, Hâris de kadılık görevi verilmek üzere meclise çağrıldı. Yöneticilerin haksızlığına uğrayan bir kişinin Hâris’i şahit göstermesi ve onun da idareciler aleyhine ifade vermesi üzerine halk galeyana geldi. Halifenin huzuruna çıkarılan Hâris, idarecilerin halka zulmettiğini burada da tekrar edince isyana sebebiyet verebileceği endişesiyle Bağdat’a sürüldü (217/832). Daha sonra burada halku’l-Kur’ân’la ilgili resmî görüşü benimsemediği için hapsedildi. Mütevekkil-Alellah halife olunca onu serbest bırakarak (232/847) Mısır (Kahire) kadılığı ile görevlendirdi. Hâris’in bu görevi sürekli reddetmesi üzerine kadılık makamı beş yıl boyunca boş kaldı. Nihayet arkadaşlarının ısrarı üzerine Fustat’a giderek göreve başladı (10 Cemâziyelevvel 237/9 Kasım 851).

Devlet adamlarından mümkün olduğu kadar uzak duran, görüştüğü zamanlarda da doğruyu söylemekten çekinmeyen Hâris, kadılığı sırasında adaletten sapmamaya büyük özen gösterdi ve bid‘atlarla mücadele etti. Mensubu bulunduğu Mâlikî mezhebinin görüşlerine uygun olarak verdiği bir hükmün, huzurundaki fakihlerle istişare ettikten sonra halife tarafından bozulması üzerine görevinden ayrıldı (245/859). Hâris b. Miskîn 27 Rebîülevvel 250 (8 Mayıs 864) tarihinde vefat etti.

Hâris’in Eşheb el-Kaysî, İbn Vehb ve İbnü’l-Kāsım’ın ittifak ettiği görüşlerle ilgili bir eser kaleme almış olduğu kaynaklarda zikredilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Buhârî, et-Târîħu’ś-śaġīr, II, 392; Vekî‘, Aħbârü’l-ķuđât, III, 240, 326; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, III, 90; Kindî, el-Vülât ve’l-ķuđât, s. 353-359; a.e. (Guest), s. 462, 467-475, 502-505; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, VIII, 182; Hatîb, Târîħu Baġdâd, VIII, 216-218; Şîrâzî, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿ, s. 158; Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik, I, 569-577; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 56-57; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, V, 281-285; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelaǿ, XII, 54-58; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, II, 514-515; Sübkî, Ŧabaķāt, II, 113-114; İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müźheb, s. 107; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, II, 156-158; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, II, 289, 331; Süyûtî, Ĥüsnü’l-muĥâđara, I, 308; II, 144; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, II, 121; Mahlûf, Şeceretü’n-nûr, I, 67.

Mehmet Erdoğan