HAMMÂD el-BERBERÎ

(حمّاد البربري)

Hammâd b. Bulukkîn b. Zîrî es-Sanhâcî el-Berberî (ö. 419/1028)

Hammâdîler hânedanının kurucusu ve ilk hükümdarı (1015-1028).

Fâtımî Halifesi Muiz-Lidînillâh’a tâbi olarak Merkezî Mağrib’de Zîrîler Devleti’ni kuran Berberî Sanhâce kabilesine mensup Bulukkîn b. Zîrî’nin oğludur. Bir süre Kayrevan’da fıkıh tahsil etti ve cedel kitaplarını inceledi; ancak cesur ve atılgan kişiliğiyle daha çok askerî alanda temayüz etti. Bulukkîn’in yerine geçen Mansûr’un döneminde (984-996), Ebü’l-Bahâr b. Zîrî’nin Cezayir’de istiklâlini ilân etme teşebbüsünü engelledi; asıl şöhretini ise Mansûr’dan idareyi devralan Bâdîs b. Muiz döneminde (996-1016) Sanhâce topraklarını tehdit eden Zenâteliler karşısındaki başarılarıyla kazandı. Bâdîs tarafından “nâibü’l-emîr” unvanıyla ülkenin batı kesiminde huzuru sağlamakla görevlendirildi ve kendisine Eşîr bölgesiyle zaptedeceği yeni topraklar iktâ olarak verildi.

Hammâd, hânedan mensubu Mâksin ve Zâvî kardeşlerin isyanlarını bastırarak (390/1000) ve Zenâteliler karşısında üst üste başarı sağlayarak Zâb, Mesîle ve civarını itaat altına aldı (395/1005). Ayrıca Bâdîs’in izniyle, ele geçirdiği topraklarda kurulup valiliğine getirildiği yeni vilâyetin idarî merkezi olmak üzere Mesîle yakınında toprağı tarıma elverişli bir yerde Kal‘atü Benî Hammâd denilen müstahkem ve mükemmel savunma ve haberleşme imkânlarına sahip şehri inşa etti. Bir süre sonra da asıl amacını gerçekleştirdi ve Bâdîs’in Konstantin (Kustantîne, Kusantîne) topraklarının kendisine teslimi konusundaki emrini dinlemeyerek kardeşi İbrâhim’in desteğiyle Zîrîler’e karşı bağımsızlığını ilân edip Hammâdîler Devleti’ni kurdu (405/1015); arkasından da Fâtımîler’le ilişkilerini bozup Abbâsîler’le ittifaka girdi. Bu gelişmeler üzerine Bâdîs Kal‘atü Benî Hammâd’ı kuşattı; kale altı ay sonra düşme noktasına geldiyse de Bâdîs’in âniden ölmesi üzerine kuşatma kaldırıldı (406/1016). Hammâd, iki yıl sonra da Bâdîs’in yerine geçen oğlu Muiz tarafından yenilgiye uğratıldı ve barış istemek zorunda kaldı. Ancak Muiz onu affedip bütün Merkezî Mağrib’in hükümdarı olarak tanıdı. Böylece Zîrîler biri Kal‘atü Benî Hammâd’da, diğeri Kayrevan’da olmak üzere resmen iki devlete ayrıldı. Hammâd’ın son yıllarında Abbâsîler yerine tekrar Fâtımîler’e yanaştığı anlaşılmaktadır.

Kaynaklarda Hammâd el-Berberî’nin cesur, kararlı, cömert ve zeki bir insan olduğu kaydedilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, Beyrut 1979, I, 202-203; II, 390; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IX, 128, 152, 154, 253-255, 258, 355; İbn İzârî, el-Beyânü’l-muġrib, I, 249-250, 261-266, 279; İbn Haldûn, el-Ǿİber, VI, 171 vd.; H. R. Idris, La Berbérie orientale sous les Zirides, Paris 1962; a.mlf., “Ĥammādids”, EI² (İng.), III, 137; Abdurrahman el-Cîlâlî, Târîħu’l-Cezâǿiri’l-Ǿâm, Beyrut 1400/1980, I, 275; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), II, 271; Abdülhalîm Üveys, Devletü Benî Ĥammâd, Kahire 1411/1991, s. 47-73; Yahyâ Bûazîz, “Melâmiĥ Ǿan ķalǾati Benî Ĥammâd ve’d-devleti’l-Ĥammâdiyye ve Bîcâye”, eŝ-Ŝeķāfe, VI, Cezayir 1976-77, s. 11-22; G. Yver, “Hammâd”, İA, V/1, s. 192.

Mehmet Özdemir