HAMMÂD b. ZEYD

(حمّاد بن زيد)

Ebû İsmâîl Hammâd b. Zeyd b. Dirhem el-Ezrak el-Ezdî (ö. 179/795)

Hadis hâfızı ve kıraat âlimi.

Kaynakların çoğuna göre 98 (717) yılında dünyaya geldi. 99 (718) veya 97’de (716) doğduğuna dair rivayetler de vardır. Dedesi Dirhem Sicistanlı esirlerden olup babası Zeyd de Ebû Cerîr Hâzim b. Hâzim’ın kölesiydi. Hâzim ölünce oğulları onu âzat ettiler. Ezdî nisbesini, mevlâsı olduğu ailenin Ezdoğulları’na mensubiyeti sebebiyle aldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Cehdamî nisbesiyle de zikredilmesi, Basra’da bulunan ve Cehdamîler’e nisbetle anılan bir mahallede oturması veya Cehdamîler’in Ezdoğulları’nın bir kolunu teşkil etmesiyle açıklanabilir. “Ezrak” lakabını ise görmeyen gözlerine beyaz rengin hâkimiyeti dolayısıyla almış olmalıdır.

Sâbit el-Bünânî, Eyyûb es-Sahtiyânî, Enes b. Sîrîn, Amr b. Dînâr gibi tâbiî neslinin ileri gelenlerinden hadis tahsil eden Hammâd b. Zeyd bunlardan Eyyûb’un ders halkasına yirmi yıl devam etti. Kırâat-i seb‘a imamlarından olan Âsım b. Behdele, Ebû Ma‘bed İbn Kesîr ve Ebû Amr b. Alâ’dan bazı kıraat vecihlerini rivayet etti. Kendisinden de hocalarından İbrâhim b. Ebû Able, Süfyân es-Sevrî ve Şu‘be b. Haccâc ile Süfyân b. Uyeyne, Abdullah b. Mübârek, Vekî‘ b. Cerrâh, Abdurrahman b. Mehdî, Ali b. Medînî hadis, Şeybe b. Amr b. Meymûn el-Mıssîsî kıraat rivayet ettiler. Hammâd’ın rivayetleri Kütüb-i Sitte’de yer almıştır.

Hammâd b. Zeyd’in gözlerini ne zaman kaybettiği bilinmemektedir. Yahyâ b. Maîn, Eyyûb es-Sahtiyânî’den sadece Hammâd’ın hadis yazdığını söylemiş, İbn Hacer el-Askalânî de bu bilgiye dayanarak onun doğuştan kör olmadığı ve hayatının belli bir döneminden sonra gözlerini kaybettiği neticesini çıkarmıştır. Zehebî bunun hayatının sonlarına doğru meydana geldiğini belirtirse de İbn Hibbân, âmâ olması sebebiyle bütün hadisleri ezberden okuyarak rivayet ettiğini söylediğine göre körlüğün ona daha erken yaşlarda ârız olduğu anlaşılmaktadır.

İbn Sa‘d ve Ebü’l-Hasan el-İclî, ezberinde 4000 kadar hadis bulunduğunu ve rivayetlerinde tedlîs* yapmadığını belirttikleri Hammâd b. Zeyd’i sika olarak değerlendirmiş, Abdurrahman b. Mehdî, sünneti ve fıkhı ondan daha iyi bilen bir kimseyi görmediğini söylemiştir. Yahyâ b. Maîn de Eyyûb es-Sahtiyânî’den gelen en sağlam rivayetlerin Hammâd’ın rivayetleri olduğunu kaydetmiştir. Süfyân es-Sevrî’nin, kendisine Şu‘be b. Haccâc’ın vefat haberi ulaşınca onun yerini ancak Hammâd b. Zeyd’in doldurabileceğini söylemesi de Hammâd’ın ilmî şahsiyetinin belirlenmesi açısından önem arzetmektedir. Hammâd’ın Basra’daki ilmî itibarı Süfyân es-Sevrî’nin Kûfe’de, Mâlik b. Enes’in Hicaz’da, Evzâî’nin Şam’daki itibarına denk tutulmuş ve bunlar o devrin meşhur dört imamı olarak birlikte zikredilmiştir.

Osmâniyye’den sayılan Hammâd b. Zeyd, Hz. Ali’nin Hz. Osman’dan daha faziletli olduğunu iddia etmeyi doğru bulmadığını söylemiş, hatta bunun Hz. Osman’a biat eden ashabı ihanetle suçlamak anlamına gelebileceğini ileri sürmüştür. Diğer taraftan Hammâd’ın Ebû Hanîfe hakkında olumsuz bir tavır ortaya koyduğu, onun sünneti yıkmak için hadisleri birbiriyle karşılaştırmaya kalktığını söylediği rivayet edilmiştir.

Bazı âlimler, “Hammâdeyn” olarak anılan Hammâd b. Zeyd b. Dirhem’le Hammâd b. Seleme b. Dînâr’ı mukayese etmişler, genelde Hammâd b. Zeyd’in hadiste daha sağlam ve güçlü, Hammâd b. Seleme’nin ise daha dindar bir kişi olduğunu belirtmişlerdir. Aralarındaki farkı dirhemle dinar arasındaki farka benzeten görüş de aynı anlayışla yorumlanmıştır. Öte yandan iki Hammâd, pek çok hocadan müştereken rivayette bulunduğu gibi her ikisine de talebe olmuş muhaddisler vardır. Bundan dolayı, bazı râvilerin kendilerinden hadis rivayet ederken baba adlarını zikretmemeleri seneddeki Hammâd’ın kimliğinin belirlenmesini zorlaştırmıştır. Bu durumda senedde yer alan Hammâd -başka bir karine de yoksa- genellikle Hammâd b. Seleme olarak takdir edilmiş ve hadisin Müslim’in şartına uygun olduğuna dikkat çekilmiştir. Çünkü Müslim her iki Hammâd’ın rivayetlerine eś-Śaĥîĥ’inde yer vermiştir.

Hammâd b. Zeyd 19 Ramazan 179’da (6 Aralık 795) vefat etti; cenaze namazı Basra Valisi İshak b. Süleyman b. Ali el-Hâşimî tarafından kıldırıldı. Bu tarih 17 Ramazan 177 (26 Aralık 793) olarak da zikredilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VII, 286-287; Buhârî, et-Târîħu’l-kebîr, III, 25; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 502-503; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, I, 176-183; III, 137-139; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, VI, 217-219; Ebû Nuaym, Ĥilye, VI, 257-267; Sem‘ânî, el-Ensâb, I, 121; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, VII, 239-252; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, VII, 456-466; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, I, 228-229; Safedî, Nektü’l-himyân (nşr. Ahmed Zekî Bek), Kahire 1329/1911, s. 147-148; İbn Receb el-Hanbelî, Şerĥu Ǿİleli’t-Tirmiźî (nşr. Nûreddin Itr), Dımaşk 1390/1978, I, 189-192; İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-nihâye, I, 258; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, III, 9-11; Ch. Pellat, “Ibn Dirham”, EI² Suppl. (İng.), s. 384.

Tayyar Altıkulaç