HADÛR

(حضور)

Yemen’de San‘a’nın batısında bir dağ.

Serâtü Elhân’ın doğu kıyısı üzerinde yer almakta olup San‘a’nın yaklaşık 19 km. batısında Vâdîsihâm ile Vâdîsürdûd arasında uzanmaktadır. Batıdan, Hemdân’ın bir kolu olan Suleyh kabilesinin oturduğu Beledülehrûc ile (bugün Hayme veya Haymetülhâriciye)


Harâz dağlarından ayrılmaktadır. Bu dağ adını, Şuayb b. Mehdem’in atalarından Hadûr b. Adî’den almıştır. Hadûr b. Adî, Medyen halkına peygamber olarak gönderilen (el-A‘râf 7/85) Şuayb ile karıştırıldığından bu dağ Hadûr Nebîşuayb diye adlandırılmıştır. Bazı İslâm kaynaklarında, kavminin Şuayb’ı bu dağda öldürmesi üzerine Allah’ın Buhtunnasr’ı musallat ederek onları cezalandırdığı ve Enbiyâ sûresinin 11, 12 ve 15. âyetlerinin onlarla ilgili olduğu kaydedilirse de (İbnü’l-Kelbî, II, 539; Yâkūt, II, 272) Buhtunnasr’ın Yemen’e sefer düzenlediğine dair kesin bilgi yoktur (DİA, VI, 380-381).

Rivayete göre Hadûr Nebîşuayb, Nûh tufanı esnasında sular altında kalmayan üç dağdan biridir. Diğer iki dağ ise 3400 m. yüksekliğindeki Şehâre ile Kenin dağlarıdır. Hadûr’un 3750 m. yükseklikteki tepesinde Şuayb’a ait olduğu söylenen bir mezar ve yanında bir mescid bulunmaktadır. Bu mezar ve mescid bölgede en çok ziyaret edilen yerlerdendir. Arefe günleri burada yöre halkı tarafından büyük şenlikler düzenlenmektedir.

Birkaç köyün bulunduğu Hadûr’un eteklerinde verimli araziler ve meyve ağaçları ile kaplı vadiler uzanmaktadır. En meşhurları Vâdîdâvud ve Vâdîyâzil’dir. Hadûr’un iç kesimlerinde mısır ve buğday yetiştirilmektedir. Doğusunda ise denizden 2800 m. yükseklikte verimli Kāatsahmân ovası bulunmaktadır. Ancak bölgenin en önemli yerleşme alanı Mütenne’dir (Matna). Burası Osmanlılar zamanında Hân-ı Sinan Paşa diye adlandırılmaktaydı; zira Sinan Paşa XVI. yüzyılda burada bir kervansaray yaptırmıştır.

Hemdânî’nin bildirdiğine göre Hadûr civarında yaşayan halk bozuk bir Arapça ile (Himyerîce) konuşmaktaydı.

Hadûrüşşeyh (Hadûru Benîezd) dağı, Hadûr Nebîşuayb’ın kuzeybatısında yer alan ayrı bir dağdır. Hadûrüşşeyh, Serât grubundan Cebelülmesânea’nın en büyük dağı olup yüksekliği 3310 metredir.

BİBLİYOGRAFYA:

Hemdânî, Śıfâtü Cezîreti’l-ǾArab (nşr. D. H. Müller), Leiden 1884-91, s. 67, 72, 82, 106, 108, 109, 125, 126, 135, 193, 197; Bekrî, MuǾcem, I, 355-356; İbnü’l-Kelbî, Nesebü MeǾad ve’l-Yemeni’l-kebîr (nşr. Nâcî Hasan), Beyrut 1408/1988, II, 539; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, II, 272; İbn Abdülhak el-Bağdâdî, Merâśıdü’l-ıŧŧılâǾ (nşr. Ali Muhammed el-Bicâvî), Beyrut 1954, I, 410; J. Schleifer, “Hadûr”, İA, V/1, s. 60-61; a.mlf. - [A. K. Irvine], “Ĥađūr”, EI² (İng.), III, 53; Ömer Faruk Harman, “Buhtunnasr”, DİA, VI, 380-381.

Zekeriya Kurşun