GÂŞİYE SÛRESİ

سورة الغاشية

Kur’ân-ı Kerîm’in seksen sekizinci sûresi.

Mekke’de nazil olmuştur, yirmi altı âyettir. Fâsıla*sı (ت، ة، ر، ع، م) harfleridir. Adını birinci âyette geçen ve “örten, bürüyen, kaplayan” veya “örtü, ansızın gelip insanı saran üzücü ya da sevindirici hadise” mânasına gelen gâşiye kelimesinden alır. Tefsirlerde gâşiyenin bu sûrede istiare yoluyla kıyameti, cehennem ateşini veya cehennem ateşine atılacak olanları ifade ettiği şeklinde farklı görüşler ileri sürülmüş olup bunların ilki sûrenin muhtevasına daha uygun görünmektedir.

Sûrenin ilk yedi âyeti cehennem ehlinin, ardından gelen dokuz âyeti de cennet ehlinin durumunu tasvir eder. Daha sonra ebedî saadetle ebedî bedbahtlığın temel unsurunu teşkil eden iman ve inkâr konularına geçilerek Allah’ın varlık ve kudretine inanmak için tabiatın yaratılış ve işleyişinin incelenmesi tavsiye edilir. Hz. Peygamber’den, İslâm’a davet hususunda zor kullanma yerine uyarıcı bir tutum takip etmesi istenir. Sûre, bütün insanların Allah’ın huzuruna döneceklerini ve bizzat O’nun tarafından hesaba çekileceklerini belirten âyetlerle son bulur. Bu âyetler, bazı Şîa gruplarınca kabul edilen ve mahşer halkının Hz. Ali tarafından hesaba çekileceğini ileri süren görüşle, bir kısım tarikat mensuplarının âhirette kendi hesaplarının şeyhleri tarafından görüleceği vehmini doğuran telakkilerinin yanlış olduğunu açıkça ispat etmektedir.

Hz. Peygamber’in cuma ve bayram namazlarında Gâşiye sûresini okuduğu rivayet edilmektedir. Zemahşerî ve Beyzâvî gibi bazı müfessirlerin naklettiği, “Allah Gâşiye sûresini okuyanın âhiret hesabını kolaylaştırır” mealindeki hadisin mevzu olduğu kabul edilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Râgıb el-İsfahânî. el-Müfredât, “ġşy” md.; İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, “ġşy” md.; Lisânü’l-ǾArab, “ġşy” md.; Kamus Tercümesi, “ġşy” md.; Müslim. “CumǾa, 62-63; Taberî, CamiǾü’l-beyân (Bulak), XXX, 101-102; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, Beyrut, ts. (Dâru İhyâi’t-türâsi’l-Arabî), XXXI, 150; İbn Hacer, el-Kâfi”ş-şâf (Zemahşerî, el-Keşşâf içinde), Kahire 1373/1963, IV, 595; Şevkânî. Fethu’l-kadîr, V, 422, 431; Âlûsî. Rûhu’l-meǾânî, Kahire, ts. (Dâru İhyâi’t-türâsi’l-Arabi), XXX, 111-112,118.

Bekir Topaloğlu