GABON

Batı Afrika’da İslâm Konferansı Teşkilâtı’na üye bir ülke.

I. FİZİKÎ ve BEŞERÎ COĞRAFYA

II. TARİH

III. ÜLKEDE İSLÂMİYET

Resmî adı Gabon Cumhuriyeti (République gabonaise) olup batıdan Atlas Okyanusu, kuzeyden Ekvator Ginesi ve Kamerun, güneyden ve doğudan Kongo ile çevrilmiştir. Ekvator çizgisinin ortaladığı ülkenin yüzölçümü 267.667 km2, nüfusu 1.280.000 (1993), başşehri 352.000 nüfuslu Libreville’dir. Adını, XV. yüzyılın sonlarına doğru bölge kıyılarına ulaşan Portekizli denizcilerin, biçiminden dolayı Como nehrinin derin ve geniş halicine


verdikleri kukuletalı bir tür balıkçı kabanının adı olan gabāodan almıştır.

I. FİZİKÎ ve BEŞERÎ COĞRAFYA

Ülkenin yaklaşık 800 km. uzunluğundaki kıyı kesimi kuzeye doğru genişleyen bir birikim alanıdır ve alüvyonlarla kum taşlarından ve yer yer yüzeye çıkan kretase yaşlı kayaçlardan oluşur. Buna karşılık ülkenin büyük kısmını, kıyı ovasının gerisinde yer alan prekambriyen temele ait gnays, granit, metamorfik şistler ve kum taşlarından meydana gelen 300-600 m. yükseklikteki platolar kaplar. Bu platoların üzerinde kuzeyde Cristal dağı (1200 m.), orta kesimde granitik bir kütle olan İbuci (Iboudji) dağı (1375 m.) yükselir. Ülkenin kuzeyinden ve güneyinden gelen kolların birleşmesiyle oluşan Ogue (Ogooué) ırmağı, Gabon’un en büyük kısmının sularını toplayarak okyanusa boşaltır. Kıyı çizgisinin güney ve orta kesimi, Benguela akıntısının sürüklediği lagünlerin oluşmasına yol açan maddelerin birikmesiyle, eski masifin kıyıya ulaştığı kuzey kesimi ise ria biçimli girintilerle şekillenmiştir. Gabon’da iki yağışlı (ekim-kasım, şubat-nisan) ve iki kurak (mayıs-eylül, aralık-ocak) mevsimin birbirini takip ettiği tipik bir subekvatoral iklim hüküm sürer. Yıllık yağış miktarı, kuzeybatı kıyılarına doğru daha da artmak üzere 1600-3000 milimetre arasında değişir. Nem oranının çok yüksek olduğu ülkede ortalama sıcaklık 26 derece dolayında seyreder ve yıl boyunca ancak 1-2 derece kadar oynar. Bu iklim şartları altında Gabon topraklarının % 85 gibi büyük bir kısmını floristik bakımdan çok zengin olan ve okume (Gabon maunu), akarju gibi kerestesi kıymetli ağaç türleri içeren ekvatoral yağmur ormanları kaplar.

Ülke nüfusunun hemen hemen yarısı, her biri birer ticaret ve yönetim merkezi olan şehirlerde yaşar. Bu şehirlerin başlıcaları kıyıda Libreville ile Port Gentil, iç kesimlerde de Franceville, Moanda ve Lambaréné’dir. Nüfusun geri kalan kısmı ise sayıları yaklaşık 4000 kadar olan kırsal yerleşmelerde yaşar. Halkı meydana getiren kırk dolayındaki etnik gruptan önde gelenler Fanglar (nüfusun yaklaşık % 30 kadarı), Echirler (% 25), Adumalar (% 17), Mieneler ve Punular’dır. Fransa ile sıkı bir ekonomik, siyasî ve kültürel ilişki içinde bulunan Gabon’un resmî dili Fransızca’dır. Bunun yanı sıra Bantu dil ailesine giren çeşitli mahallî diller de konuşulmaktadır. Dil ve kültür alanında olduğu gibi dinî bakımdan da Fransa’nın etkisinde kalan Gabon’da nüfusun yaklaşık % 40’ı hıristiyan, yarıya yakını animist, geri kalanı da müslümandır. Hıristiyanlık buraya Avrupalı sömürgeciler tarafından desteklenen misyonerlerce getirilmiş ve sömürge yönetiminin planlı gayretleri sonucu yayılmıştır.

Gabon, çeşitli doğal kaynakları sebebiyle Afrika’nın en zengin ve kişi başına millî gelirin en yüksek (1985’te 3500 dolar) olduğu ülkelerinden biridir. Millî gelirde en büyük payı (% 55 dolayında) faal nüfusun ancak % 6 kadarının uğraştığı madencilik sağlar. Buna karşılık faal nüfusun % 55’ini bünyesinde toplayan tarım sektörünün millî gelirdeki payı ancak % 8, faal nüfusun % 14’ünün uğraşı alanı olan endüstrinin payı ise % 14 kadardır. Başlıca tarım ürünleri manyok, şeker kamışı, kakao, kahve, kauçuk, muz ve pirinçtir. Besin maddeleri ihtiyacının % 85 kadarı ithalât yoluyla dışarıdan temin edilir. Değerli ağaç türlerinin işlenip ihraç edildiği ormanlar ülkenin önemli bir gelir kaynağıdır. Çoğu denizde açılmış kuyulardan olmak üzere yılda 8 milyon ton kadar petrol çıkarılır; manganez, uranyum, demir ve kurşun da işletilen başlıca yer altı kaynaklarındandır. Gabon’un ihracatında en büyük geliri petrol (% 82), orman ürünleri (% 6), manganez (% 6) ve uranyum sağlar. Mamul eşya, motorlu taşıt, makine ve besin maddeleri dışarıdan alınan başlıca mallardır. Dış ticarette Fransa’yı Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve Almanya takip eder.

BİBLİYOGRAFYA:

The Illustrated Encyclopedia of Mankind, London 1978, V, 607-608; The Cambridge Encyclopedia of Africa, London 1984, s. 233; D. M. Fremy, Quid, Paris 1988, s. 918; Africa South of the Sahara 1992, London 1991, s. 467-487; R. Cornevin, “Gabon”, EI² (Fr.), II, 992; “Gabon”, EBr., IX, 1067-1068.

Sırrı Erinç





II. TARİH

Gabon’un ilk sakinleri Bantu dillerini konuşan Pigmeler’dir; sonraları bunlara çoğunluğu Kongo’dan gelen başka kabileler katılmış ve bugünkü halkı oluşturmuşlardır. Avrupalılar’dan ilk yerleşenler, 1472 yılında Gabon kıyılarını keşfeden Portekizliler’dir; onları 1580-1600 yılları arasında Hollandalılar, XIX. yüzyıl ortalarına doğru da kıyıda müstahkem bir yerleşme merkezi kuran Fransızlar takip ettiler. Avrupalılar köle, fildişi ve başta abanoz olmak üzere kıymetli kereste ticaretiyle ilgilenmişler, köle ticaretini 1880’e kadar sürdürmüşlerdir. Gabon’da Fransız himaye idaresi 1837’de başladı ve zamanla kabile yöneticileriyle yapılan çeşitli antlaşmalarla güçlendirilerek nüfuz alanı genişletildi. Tüccar ve askerlerin arkasından gelen Protestan ve Katolik misyonerler yerli halka Hıristiyanlığı benimsetmeye çalıştılar. Fransa, iç kesimlere yapılan keşif gezilerinin ardından buraya bir genel vali tayin etti, böylece o tarihe kadar Fransız Batı Afrikası’na bağlı olarak deniz subayları tarafından yönetilen ülke Fransız Kongosu içinde yer aldı (1888). XX. yüzyılın başlarına kadar çeşitli tarihlerde yerliler birçok defa ayaklandılarsa da bu ayaklanmalar her seferinde kanlı şekilde bastırıldı. 1910 yılında oluşturulan Fransız Ekvator Afrikası içinde Orta Kongo, Ubangi-Şari ve Çad’la birlikte yer alan Gabon sömürgesine 1946’da Fransa’nın deniz aşırı toprakları statüsü verildi. 1958’de Fransız Topluluğu içinde özerk bir cumhuriyet halini alan Gabon 17 Ağustos 1961 tarihinde bağımsızlığına kavuştu. Ülkenin ilk cumhurbaşkanlığına, bağımsızlık mücadelesinde önemli hizmetleri geçen Leon Maba seçildi. Maba 1964’te bir darbeyle devlet başkanlığından uzaklaştırıldı; fakat Fransa’nın gönderdiği askerî birliğin müdahalesiyle görevine geri döndü. 1967’de Maba’nın ölümü üzerine devlet başkanlığına Albert Bernard Bongo getirildi. Bernard 1968’de bütün siyasî partileri kapatarak kendi başkanlığı altında Parti démocratique Gabonais’yi kurdu ve böylece ülkeye tek partili yönetimi getirdi. Halen yürürlükte olan anayasa, çok partili dönemin 21 Şubat 1961 tarihli anayasası ise de 1967, 1975, 1981 ve 1986 yıllarında bazı maddeleri değiştirilmiş durumdadır. Albert Bernard 1973 yılında İslâmiyet’i kabul ederek Ömer adını aldı ve arkasından hacca gitti. Ömer Bongo, 9 Kasım 1986 tarihinde anayasa gereği doğrudan halkın oylarıyla üçüncü defa yedi yıllık bir süre için devlet başkanlığına seçildi, 5 Aralık 1993’te yapılan seçimlerde de % 51 oy alarak görevde kaldı.

III. ÜLKEDE İSLÂMİYET

İslâmiyet Gabon’a, XIX. yüzyılın sonlarına doğru ayaklanmaları bastırmak için Senegal’den getirilen müslüman askerler, yine Fransızlar’ın elinde bulunan Batı Sudan ile bu bölge arasında gidip gelen tâcirler ve buraya sürgüne gönderilen Şeyh Ahmedü Bamba ile Samori Turi vasıtasıyla girmiştir. Aumale Kalesi’nde


bir garnizona yerleştirilen Senegalli askerler daha sonra Libreville’de bir kamp kurdular. Bunların bir kısmı görevlerinin bitiminde ülkelerine dönmeyerek Ogue sahillerine yerleşip ticaret hayatına atıldılar ve Gabonlu kadınlarla evlenerek ülkede İslâm’ın ilk temsilcileri oldular. Diğer taraftan, Senegal’de Fransız sömürgeciliğine karşı ciddi bir engel teşkil eden Mürîdiyye tarikatının kurucusu Şeyh Ahmedü Bamba tutuklandıktan sonra buraya sürülmüş (1895) ve bir Katolik din adamının gözetimi altında 1902’ye kadar Mayumba ve Lambaréné’de hıristiyanlaştırılmış yerliler arasında ikamete mecbur edilmiştir. Aynı şekilde Gine’de halkı Fransızlar’a karşı teşkilâtlandıran ve İslâm’ı yaymaya çalışan Samori Turi de 1890’da tutuklanarak Gabon’un Ndjole şehrine gönderilmiş ve ölümüne kadar burada kalmıştır. Bu iki zat ülkede İslâm’ın tanınmasında önemli rol oynamışlarsa da Gabon’da bu dinin hızlı bir şekilde yayıldığı ve halk tarafından benimsenmiş olduğu pek söylenemez; hâlâ buradaki müslümanların çoğunu Gabonlular değil dışarıdan gelen yabancılar oluşturmaktadır. Ülkedeki müslümanların toplam nüfus içerisindeki oranıyla ilgili rakamlar birbirinden farklıdır. 1974 yılında tam üye sıfatıyla İslâm Konferansı Teşkilâtı’na alınmasına rağmen en iyimser rakamlar dahi Gabon’daki müslüman nüfusun oranını ancak % 10 olarak göstermektedir (M. Ali Kettani, s. 163). Batılı kaynaklar ise % 1 ile 5 arasında değişen oranlar vermektedirler (Balta, s. 347; A Map ofthe Muslims in the World Today, s. 13; Cornevin, Africa South ofthe Sahara 1992, s. 483). Müslümanlar ülkenin her tarafına yayılmış halde bulunmakla beraber özellikle Gabon körfezi çevresiyle N’Gounié ve Nyanga idarî birimlerinde toplanmışlardır ve sayılarının azlığına rağmen yönetim ve ticarette eskiden beri önemli rol oynamaktadırlar. Halen devlet kademelerinde cumhurbaşkanından başka en üst makamlara çıkmış ve bakan, general, genel müdür, polis şefi mevkiine yükselmiş pek çok müslüman idareci bulunmaktadır.

Bugün Gabon’daki müslümanların Oyem, Port Gentil, Franceville, Lambaréné ve başşehir Libreville’de çeşitli cami ve medreseleri bulunmakta ve bunlar dinî eğitim hayatında önemli roller oynamaktadır. Çünkü resmî okullarda İslâmî bilgiler verilmediği için din eğitimi görevi cami ve medreselere düşmekte, kitap ve öğretmen eksikliği de bu görevi ciddi biçimde güçleştirmektedir. En iyi şekilde teşkilâtlanmış medreseler Oyem ve Port Gentil şehirlerinde bulunanlardır. Fas Sultanlığı Libreville’de bir cami, Kuveyt ve Suudi Arabistan da bazı şehirlerde birer cami ile kültür merkezi yaptırmışlardır; ayrıca Râbıtatü’l-âlemi’l-İslâmî bir kültür merkezi kurmuştur. Aralarında Ticâniyye ve Mürîdiyye tarikatları mensuplarının da bulunduğu müslümanlar henüz bir dernek çatısı altında birleşmiş değildirler ve başka ülkelerdeki dindaşlarıyla da sıkı ilişki içinde oldukları söylenemez. Her yıl ortalama 200 kişi hacca gitmekte ve bu sayede diğer İslâm ülkelerinden gelenlerle yakınlık kurulmaktadır; bunun yanında ihracat-ithalâtla ilgilenen Gabonlu müslüman tüccarlar da Fas, Kuveyt ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle olan ticarî münasebetleri çerçevesinde dostluk geliştirmeye çalışmaktadırlar.

BİBLİYOGRAFYA:

E. Sik, The History of Black Africa (trc. S. Simon), Budapest 1974, I, 230-231, 331-332; IV, 250-251; M. Mahmûd Savvâf, İfrîķıyye’l-müslime, Beyrut 1975, s. 331-341; Türkkaya Ataöv, Afrika Ulusal Kurtuluş Mücadelesi, Ankara 1975, s. 270-272; Seyyid M. Bekir, el-Eķalliyâtü’l-müslime fî İfrîķıyye, Mekke 1985, s. 246-252; A Map of the Muslims in the World Today, London 1986, s. 13; M. Ali Kettani, Muslim Minorities in the World Today, London 1986, s. 163; P. Balta, L‘Islam dans le monde, Paris 1986, s. 347; P. Englebert, “Gabon, Recent History”, Africa South ofthe Sahara 1992, London 1991, s. 467-470; R. Cornevin, “History of French Equatorial Africa until Independence”, a.e., s. 74-76, 483; a.mlf., “Gabon”, EI² (Fr.), II, 992; O. Hassan Kasule, “Muslims in Gabon, West Africa”, JIMMA, VI/1 (1985), s. 192-206; H. Deschamps, “Gabon”, EUn., VII, 424-426.

Davut Dursun