FÜLLÂNÎ

الفلّاني

Sâlih b. Muhammed b. Nûh b. Abdillâh b. Ömer el-Ömerî (ö.1218/1803)

Mâliki fakihi ve muhaddis.

1166’da (1753) Gine Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Futa Calon bölgesindeki Nus kasabasında doğdu. Soyundan bazılarının yaşadığı Sudan’da bir kabile olan Füllân’a (Füllâne) nisbetle Füllânî, bu kabilenin bulunduğu Mesûf bölgesine nisbetle de Mesûfî diye anılır. Ayrıca Medine’ye yerleşmesinden dolayı Medenî, soyu Hz. Ömer’e ulaştığı için Ömerî nisbeleriyle de tanınmıştır. Hayatının ilk yıllarını dayısı Osman b. Abdullah ve yörenin âlimlerinden Sâlih b. Muhammed Abdülkādir el-Ömerî’nin yanında geçiren Füllânî, on iki yaşında iken tahsil maksadıyla memleketinden ayrıldı. Güney Moritanya’da Muhammed b. Bûne’nin yanında yaklaşık bir yıl, Bâgī’de Muhammed b. Sinne el-Füllânî’nin yanında altı yıl, Tinbüktü’de Muhammed Zeyn’in yanında da bir yıl öğrenim gördü. Der‘â’daki Nâsıriyye Zâviyesi’nde bir yıl kaldıktan sonra Şinkīt, Merakeş, Tunus ve Mısır’a gidip Mâlikî fakihi Ali es-Saîdî el-Alevî ve Ahmed ed-Derdîr gibi tanınmış hocalardan ders aldı. 1187 (1773) yılında Hicaz’a gitti ve Medine’ye yerleşti. 5 Cemâziyelâhir 1218’de (22 Eylül 1803) vefatına kadar burada çok sayıda öğrencinin yetişmesine yardımcı oldu.

Füllânî, fıkıh ve diğer İslâmî ilimlerde müctehid derecesinde bir âlim olmakla birlikte özellikle hadis alanında devrinin imamlarından kabul edilmiş, bu konuda Şevkânî’nin övgüsüne mazhar olmuştur (Sıddîk Hasan Han, ed-Dînü’l-ħâliś, IV, 179; Füllânî’nin ilmî kapasitesiyle ilgili geniş bilgi için bk. Hunwick, s. 142-144). Kettânî, bundan dolayı Fî men iddeǾa’l-ictihâd ev üddüǾiye fîh adlı eserinde ona yer verdiğini kaydetmektedir (Fihrisü’l-fehâris, II, 901). Sıddîk Hasan Han ise onu XII. (XVIII.) yüzyılın başında yetişen müceddidler arasında zikreder (el-Ħıŧŧa fî źikri śıĥâĥi’s-sitte, s. 153). Ebû Dâvûd’un es-Sünen’inin şerhi ǾAvnü’l-maǾbûd’da da Zebîdî ile birlikte Füllânî müceddid olarak sayılmaktadır (Azîmâbâdî, XI, 395).

Hayatını, Şah Veliyyullah ve Şevkânî gibi taklid anlayışı ile mücadeleye vakfeden Füllânî ictihada büyük önem vermiş ve bu konuda eser telif etmiştir. Takıyyüddin İbn Teymiyye ekolünden


etkilenen müellif (İbn Kayyim el-Cevziyye’den yaptığı nakiller için bk. Füllânî, s. 33, 57, 113, 121, 165 vd.) Mâlikî mezhebine mensup olduğu halde tek mezhebin görüşleri içinde sıkışıp kalmaya şiddetle karşı çıkmıştır. Ona göre bu tavır körü körüne tarafgirlikten başka bir şey değildir. Kitap ve Sünnete uymadığı anlaşılan mezhep görüşü hemen terkedilmelidir (a.e., s. 94). Resûlullah’a uymakla taklidin aynı şey olmadığını savunan Füllânî (a.e., s. 40-41), doğrudan sünnete uymanın dini yabancı tesirlere karşı koruyacağını belirtir. Bu sebeple hadis tahsili onun hayatında mühim bir yer tutmuştur.

Kitap ve Sünnete dönüş çağrısı, Füllânî’nin Vehhâbîlik hareketine yakınlığını akla getirirse de kendisinin Hanbelî değil Mâlikî mezhebine mensubiyeti ve tasavvufa olumlu bakışı bu ihtimali zayıflatmaktadır (Hunwick, s. 149).

Eserleri. 1. Îķāžu himemi üli’l-ebśâr. Uzun bir giriş, dört bölüm ve bir sonuç kısmından meydana gelen eser, mezhep taassubuna karşı ilim ehlini uyarmak ve taklid yerine doğrudan doğruya Hz. Peygamber’e uymaya teşvik için yazılmıştır. Her bölümü, dört mezhep imamından birinin bu konudaki görüşlerine ayrılan kitap Hindistan’da (1298), M. Münîr ed-Dımaşkī tarafından da Kahire’de (1354) neşredilmiş, daha sonra ofset baskıları yapılmıştır. 2. eŝ-Ŝimârü’l-yâniǾ fî refǾi ŧuruķi’l-müselselât ve’l-eczaǿ ve’l-cevâmiǾ. Kendisine ulaşan çeşitli eserleri liste halinde kaydeden ve bunların kimlerden geldiğini belirten dokümanter bir çalışma olup daha sonra Ķaŧfü’ŝ-ŝemer fî refǾi esânîdi’l-muśannefât fi’l-fünûn ve’l-eŝer adıyla ihtisar edilmiştir (Haydarâbâd 1328). Bu muhtasarın müellif nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (AY, nr. 3412, 28 varak). Bu iki eser eŝ-Ŝebetü’l-kebîr ve eŝ-Ŝebetü’ś-śaġīr adlarıyla da anılmaktadır. 3. Tuĥfetü’l-ekyâs bi-ecvibeti’l-İmâm Ħayriddîn İlyâs. Medine müftüsü Tâceddin İlyâs’ın bazı sorulara verdiği cevaplara dair olan bu eser, kaynakların bir kısmında Nažmü esǿileti’s-Süyûŧî fî elifbâǿ adıyla zikredilmektedir (Brockelmann, II, 523).

Füllânî’nin ayrıca el-Ecvibetü’l- muǾribe Ǿan me’staǾceme mine’l-esǿileti’l-vâride fî ĥurûfi’l-muǾcem, Mâ verede fî taĥrîmi’l-ħamri ve’l-emri bi’l-maǾrûf ve’n-nehyi Ǿani’l-münker adlı eserleriyle kutsî hadisleri toplayan bir kitabı bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Sâlih el-Füllânî, Îķāžu himemi üli’l-ebśâr (nşr. M. Münîr ed-Dımaşkī), Kahire 1354; Sıddîk Hasan Han, ed-Dînü’l-ħâliś (nşr. M. Zührî en-Neccâr), Kahire, ts. (Dârü’t-Türâs), IV, 179; a.mlf., el-Ħıŧŧa fî źikri’ś-śıĥâĥi’s-sitte, Beyrut 1405/ 1985, s. 153; a.mlf., Ebcedü’l-Ǿulûm, Beyrut, ts. (Dârü’l-Kütübi’l-ilmiyye), III, 170-171; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 287-288; II, 901-906; Serkîs, MuǾcem, II, 1186, 1458; Brockelmann, GAL Suppl., II, 523; III, 1311; Îżâĥu’l-meknûn, I, 28, 160, 242; II, 236, 421; Hediyyetü’l-Ǿarifîn, I, 424-425; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifin, V, 12; Azîmâbâdî, ǾAvnü’l-maǾbûd, XI, 395; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), III, 195; J. O. Hunwick, “Sālih al-Fullānī (1752/ 3-1803): The Career and Teachings of A West African ǾĀlim in Medina”, In Quest of an Islamic Humanism, Arabic and Islamic Studies in Memory of Mohamed al-Nowaihi (nşr. A. H. Green), Kahire 1984, s. 139-153.

Salim Öğüt