FİRDA

فرضه

Mısır’da XVIII. yüzyıldan itibaren yaygınlık kazanan bir çeşit şahıs vergisi.

Faraza (vergi tarhetmek) kelimesinin Mısır lehçesinde aldığı biçim olan firda veya furda, Ortaçağ İslâm tarihlerinde ve kitâbelerde farz ve bilhassa farîza (çoğulu ferâiz) şeklinde geçer. Osmanlı belgelerinde de şahıs vergisi, gelir üzerinden alınan vergi olarak firda (firza) adıyla anılır.

Bu vergi çeşidi Mısır’da özellikle 1775’ten sonra geniş ölçüde yaygınlık kazanmıştır. Önceleri mahallî yöneticiler ve askerler tarafından köylülerden alınan gayri


meşru (bid’at) vergilerden biri olan fir-da, 1792’de firdatü’t-tahrîr adı altında diğer meşru olmayan bütün vergilerin yerini alan genel bir vergi haline geldi. Firda düzenli şekilde alınan bir vergi olmadığı gibi her yerde de aynı zamanda uygulanmamaktaydı. Mahallî yöneticiler paraya ihtiyaçları olduğu zamanlarda firda toplarlardı. Her mahallî birime veya şahsa yüklenen verginin miktarı ödeme gücüne ve idarenin para ihtiyacına göre değişmekteydi. Bununla birlikte Mısır hükümetinin bazan bütün Mısır halkına firda vergisi yüklediği de oluyordu. Bu vergi Kahire’ye gönderilmeksizin mahallî idareler tarafından harcandığı halde merkezî hazinenin gelir gider hesaplarına dahil edilirdi. Diğer taraftan firda Mısır beylerinin yani kâşiflerin “keşûfiyye-i cedîd” vergilerinin içinde yer almaktaydı. 1798’de bu şekilde 7.096.194 para tahsil edilmişti. Bu miktar toplam hazine gelirlerinin yaklaşık yirmide biriydi. Mısır’ı işgal eden Fransızlar 1801’de firdayı ve Osmanlı dönemi vergilerinin büyük bölümünü kaldırdılar.

Fransızlar’ın Mısır’dan ayrılmasından sonra Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa firdayı tekrar koydu. Artan ordu ve donanma masraflarını karşılamak için müslüman olan ve olmayan her erkeğin gelirinden (fırdatü’r-ruûs) yıllık olarak % 8 veya 12 nisbetinde ve âzami 500 kuruşu geçmeyecek şekilde firda tahsil edilmeye başlandı. Avrupalılar ve yabancı konsolosların hizmetlisi olarak çalışan yerli görevliler bu vergiden muaf tutuldular. Büyük şehir merkezlerinde esnaf ve işçilerin gelir vergileri memurların maaşı üzerinden toplanmaktaydı. Köy ve kasabalarda aileler ödeme güçlerine göre üç grup halinde sınıflandırıldı. Bu dönemde firda hazine gelirlerinin yaklaşık altıda birini oluşturuyordu. Özellikle 1822’den sonra süratle artan ordu ve donanma masrafları bununla karşılanıyordu. Nitekim bu masraflar azalınca firda kaldırılmış veya aşağı seviyede tutulmuştur. Meselâ Reşîd’de bir pirinç üretim alanının nâzırı 1244’te (1828) 467 işçiden kazanç vergisi olarak 9220 kuruş firda tahsil etmişti. Ürünün az olduğu yıl 319 işçi 6309 kuruş firda ödemişti.

Mısırlılar 1833’te Suriye’yi işgal ettikleri zaman buradaki şehirlerden ve köylerden de firda vergisi aldılar. Bu amaçla vergiyi ödeyecek halk sicillere kaydedilmişti. Firda ayrıca Mısır ve Nübye’de gümrük geliri için de kullanılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

R. Dozy, Supplément aux dictionnaires arabes, Leiden 1881, “farż”, “farîża” md.leri; Cebertî, ǾAcâǿibü’l-âŝâr, Kahire 1306-12, II, 82, 104; E. W. Lane, Manners and Customs of the Modern Egyptians, London 1954, s. 134, 388, 547-548; S. J. Shaw, The Financial and Administratiue Organisation and Deuelopment of Ottoman Egypt 1517-1798, Princeton 1962, s. 72-93; Studies in the Economic History of the Middle East (ed. M. A. Cook), London 1970, s. 22-23; A. Marsot, Egypt in the Reign of Muhammed Ali, Cambridge 1984, s. 104-105, 286; M. Sobemheim, “Firde”, İA, IV, 642; S. J. Shaw, “Furđa”, EI² (Fr.), II, 970.

Atilla Çetin