FEZLEKETÜ’t-TEVÂRÎH

فذلكة التواريخ

Kâtib Çelebi’nin (ö. 1067/1657) umumî tarihe dair, Arapça eseri.

Asıl adı Feźleketü aķvâli’l-aħyâr fî Ǿilmi’t-târîħ ve’l-aħbâr olan eserden, Türkçe Fezleke’nin önsözünde bizzat müellifi tarafından sadece Feźleketü’t-tevârîh olarak bahsedilmektedir (Nuruosmaniye Ktp., nr. 3153, vr. 1a). Bazan Târîh-i Kebîr diye nitelendirilen (Şeyhî, I, 264) Arapça Feźleke Kâtib Çelebi’nin kaleme aldığı ilk eserdir. İki cilt olarak tasarlanan kitabın telifi 1052 (1642) yılında tamamlanmışsa da müellif bunu Türkçe Fezlekeyi yazdığı 1065 (1654-55) yılına kadar götürdüğünü ifade etmektedir.

Feźleketü’t-tevârîħ bir mukaddime, üç bölüm (asıl) ve bir hâtimeden oluşmaktadır. Dört fasla ayrılmış olan mukaddimenin birinci faslında eserin


bölümleri gösterilmiş, ikinci faslında tarih ilminin mânası, konusu ve faydası ele alınmıştır. Müellif burada tarihin müstakil bir ilim olup olmadığı yolundaki düşüncelerle Taşköprizâde’nin Miftâĥu’s-saǾâde’sindeki tarihin tarifini, kısımlarını ve faydasını bu eserden naklen vermektedir. Üçüncü fasılda bu konuda yazılmış 1300 kitabın isimleri alfabetik olarak sıralanmıştır. Ancak eserin günümüze ulaşan tek nüshasında bu fasıl eksiktir. Bununla birlikte gerek metnin içine serpiştirilmiş olan tarih kitaplarının adlarından, gerekse müellifin tarihe dair eserleri kronolojik olarak sıraladığı Keşfü’ž-žunûn adlı bibliyografik eserinden (I, 271 vd.) faydalanarak bu listeyi tamamlamak mümkündür. Mukaddimenin dördüncü faslında tarihçinin uyacağı şartlarla bilmesi gereken kurallar belirtilmiştir.

Kitabın ilk bölümü iki kısma ayrılmış olup her kısım üçer fasla bölünmüştür. Birinci kısmın ilk faslında yaratılışın başlangıcı, ikincisinde peygamberler, üçüncü fasılda ise Hulefâ-yi Râşidîn dönemi ele alınmıştır. İkinci kısmın ilk faslında İslâmiyet’ten önceki hükümdarların, ikinci faslında asırlara göre ve meydana çıkışları sırasıyla İslâm’ın zuhurundan sonraki hükümdarların, üçüncü faslında ise zorbaların, Hâricîler’in ve yalancı peygamberlerin adları verilmiştir.

Yine iki kısma ayrılan ikinci bölümün ilk kısmı üç fasıldır. Birinci fasıl yeryüzünün durumuna ve iklimlere ayrılmış olup burada fersah, mil vb. ölçülerden söz edilmiştir. İkinci fasıl çeşitli kavimleri ve Arap kabilelerini, üçüncü fasıl isim, lakap, künye, nesep ve vefeyât (nekroloji) kurallarını ihtiva etmektedir. İkinci kısımda ise birincisinde verilen şehirler ve buralarda yaşayan büyük şahıslar harf sırasına göre tertip edilmiştir. Burada, birinci bölümde zikredilen peygamberlerden ve hükümdarlardan başka insanların gözdesi olan şehirlerle büyük adamların ve ünlü kadınların isimleri de bulunmaktadır.

Kâtib Çelebi üçüncü bölümün başında dehr, karn, asır, sene, ay, hafta, gün ve saat gibi zaman dilimleri hakkında bilgi verdikten sonra Türkî, Kıbtî, Rûmî vb. tarihlerden, Farsî ve Celâlî takvimlerinden, hicretin başlangıcından eserin telif tarihine kadar geçen olaylardan kronolojik olarak bahsetmektedir. Osmanlı tarihine ayrılmış olan 197a-250b varakları arasında ise kuruluştan 1051 (1641) yılına kadar meydana gelen olaylar sıralanmış: IV. Mehmed’e (1648-1687) kadar padişahlar, veziriazamlar, şeyhülislâmlar, kazaskerler, İstanbul kadıları ile diğer vezirler, beylerbeyiler vb. yüksek rütbeli devlet adamlarının isimleri verilmiştir. Bu kısma ayrıca önemli olaylar için düşürülmüş manzum tarihlerle bazı vesika sûretleri, derkenar olarak da bazı önemli olaylar ilâve edilmiştir. Bunu faydalı bilgilerin yer aldığı “tetimme” takip etmekte, hâtimede ise kıyamet alâmetleri ve âhiret hakkında bilgi verilmektedir.

Feźleketü’t- tevârîħ’in başlıca kaynağı, müellifinin de belirttiği gibi Cenâbî Mustafa Efendi tarafından yazılan Arapça el-ǾAylemü’z-zâħir’dir. Bu eseri genellikle özetleyen, bazan da aynen iktibas eden Kâtib Çelebi gerek metin içinde gerekse sayfa kenarlarında faydalandığı diğer kaynakların adlarını da kaydetmektedir. Müellif özellikle Osmanlı tarihiyle ilgili kısımda Cenâbî’den ayrılmış, ancak öteki kaynaklar arasında yeri geldikçe ona da atıfta bulunmuştur.

Kâtib Çelebi’nin, eserini devrin padişahı IV. Mehmed’e takdim edilmek üzere temize çekmesi hususunda Şeyhülislâm Zekeriyyâzâde Yahyâ Efendi’nin tavsiyesine uymadığı anlaşılmaktadır. Eserin 1052 (1642) yılında müellif hattıyla yazılan, günümüze ulaşabilmiş yegâne nüshası müsvedde halinde Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (nr. 10318). Feźleketü’t-tevârîħ hicrî 1000 (1591-92) yılından itibaren genellikle Türkçe Fezleke ile paralel gitmektedir.

Feźleketü’t-tevârîħ bir tarih kaynağı olmaktan ziyade tarihin mâna ve mahiyetini, tarihçinin bilmesi gereken hususları ihtiva etmesi ve bir bibliyografya denemesi olması bakımından önemlidir. Gerçekten bir tarihçinin bilmesi gereken kronoloji, etnoloji, takvim, biyografi, ensâb, tarihî coğrafya gibi yardımcı ilimler hakkında bilgi veren eser genel bir taslak mahiyetindedir. Nitekim müellifin daha sonra tarihe ve tarihî coğrafyaya dair yazdığı eserlerin hep bu mihraktan hareketle kaleme alındığı görülmektedir.


BİBLİYOGRAFYA:

Kâtib Çelebi, Mîzânü’l-hak fî ihtiyâri’l-ehak, İstanbul 1286, s. 128, 136; a.mlf., Fezleke, Nuruosmaniye Ktp., nr. 3153, vr. la; Keşfü’ž-žunûn, I, 271 vd.; Şeyhî, Vekāyiu’l-fuzalâ, I, 264; Osmanlı Müellifleri, III, 129; Babinger (Üçok), s. 215; Orhan Şaik Gökyay, Kâtip Çelebi: Hayatı, Kişiliği ve Eserlerinden Seçmeler, Ankara, ts., s. 20-22, 301 vd.; a.mlf., “Kâtip Çelebi. Hayatı-Şahsiyeti-Eserleri”, Kâtip Çelebi: Hayatı ve Eserleri Hakkında İncelemeler, Ankara 1985, s. 40-43; a.mlf., “Kâtib Çelebi”, İA, VI, 436; a.mlf., “Kātib Čelebi”, El2 (Fr.), IV, 791; Bekir Kütükoğlu, Kâtib Çelebi «Fezleke»sinin Kaynakları, İstanbul 1974, s. 4-5, 11, 12; Mükrimin Halil Yinanç, “Fezleket Ekvâl el-Ahyâr Hakkında”, Kâtip Çelebi: Hayatı ve Eserleri Hakkında İncelemeler, Ankara 1985, s. 93-100; Ahmet Türek, “Kâtib Çelebi’nin Fezleketü’l-Akvâl’i Hakkında”, Bilgi, XI/128, İstanbul 1957.

Abdülkadir Özcan