FÂSÎ, Takıyyüddin
تقي الدين الفاسي
Ebü’t-Tayyib Takıyyüddîn Muhammed b. Ahmed b. Alî el-Hasenî el-Fâsî (ö. 832/1429)
Mekke tarihi hakkındaki eserleriyle tanınan Mâlikî fakihi.
10 Rebîülevvel 775te (30 Ağustos 1373) Mekke’de doğdu. Kendisinin bildirdiğine göre nesebi Ebû Tâlib’e varmaktadır. Fâsî nisbesi aslen Faslı olduğunu, Hasenî nisbesi de nesebinin Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hasan’a dayandığını göstermektedir. Annesi, Mekke başkadısı Ebü’l-Fazl Kemâleddin Muhammed b. Ahmed en-Nüveyrî’nin kızıdır. Kur’an’ı ezberledikten sonra Mekke ve Medine’den başka defalarca gittiği Şam ve Kahire’de tahsilini sürdürdü. Ayrıca Yemen’de ve seyahatleri sırasında uğradığı Gazze, Remle, Nablus ve İskenderiye’de bazı hocalardan ders aldı. Şehâbeddin İbnü’n-Nâsih, Nûreddin en-Nüveyrî, Cemâleddin İbn Zahîre, Nûreddin el-Heysemî, Zeynüddin el-Irakī ve Ebû Hüreyre b. Şemseddin ez-Zehebî gibi tanınmış hocalardan hadis; Sirâceddin el-Bulkīnî, İbnü’l-Mülakkın, Şemseddin el-Kalyûbî, Şerif Abdurrahman b. Ebü’l-Hayr el-Fâsî, Zeynüddin Halef b. Ebû Bekir et-Tahrîrî’den fıkıh ve fıkıh usulü; ayrıca bazı hocalarından kendi eserlerini veya hocalarının eserlerini, Burhâneddin İbn Ferhûn’dan da Matarî’nin Târîħu’l-Medîne’sini okudu. Bizzat kendisi, hadis dinlediği ve icâzet aldığı hocalarının 500 civarında olduğunu söylemektedir (el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn, I, 340). 799 (1396) yılında Kahire’de İbn Haldûn ile görüştü. Bu görüşme onun tarih araştırmalarına ilgi duymasında etkili oldu.
Takıyyüddin el-Fâsî, Memlükler’den Sultan el-Melikü’n-Nasır Ferec b. Berkuk tarafından 807 Şevvalinde (Nisan 1405) Mekke’de Mâlikî kadılığına getirildi. Bu vazife Mekke’de kendisinden önce kimseye müstakil olarak verilmemişti. 813’te (1410) Bengal Sultanı Mansûr Gıyâseddin Ebü’l-Muzaffer A‘zamşah tarafından Mekke’de yaptırılan el-Medresetü’s-Sultâniyyetü’l-Gıyâsiyyetü’l-Bencaliyye’ye Mâlikî müderrisi olarak tayin edildi (814/1411). Ayrıca Mescid-i Harâm’da dört mezhebe göre fıkıh dersleri verdi. 817 (1414) ve 819 (1416) yıllarında kadılık görevinden iki defa azledilmişse de aynı yıllar içinde görevine iade edildi. 828’de (1425) gözleri görmez oldu ve 3 Şevval 832 (6 Temmuz 1429) tarihinde vefat etti.
Fâsî çeşitli âlimlerin övgüsüne mazhar olmuştur. Makrîzî el-ǾUķūd’da, Mekke ve Medine’de iken sık sık görüştüğü Fâsî’nin Hicaz bölgesinde benzeri bulunmayan bir bilgi hazinesi olduğunu zikretmektedir. İbn Hacer el-Askalânî Mısır, Şam, Yemen ve diğer memleketlerde hadis tahsil ederken Fâsî’nin kendisiyle ders arkadaşlığı ettiğini, şer‘î meseleleri birlikte çözdüklerini, onun gibi bir âlimin kaybına çok üzüldüğünü söylemektedir. İbn Hacer’in öğrencisi Şemseddin es-Sehâvî de Fâsî’nin büyük bir âlim, fakih ve hafız; hadis, tarih, fıkıh ve usûl-i fıkıhta söz sahibi; iyi huylu, din ve dünya işlerini iyi bilen bir kişi; deha sahibi ve tatlı dilli bir kimse olduğunu kaydeder.
Eserleri. 1. Şifâǿü’l-ġarâm bi-aħbâri’l-beledi’l-ĥarâm. Ezrakī’nin Aħbâru Mekke ve mâ câǿe fîhâ mine’l-âŝâr’ı ile Fâkihî’nin Târîħu Mekke’sinden sonra bu alanın en önemli eseri sayılmaktadır. Fâsî, kırk bab üzerine tertip ettiği eserin önsözünde Ezrakī’den sonra gelen Mekkeli âlimlerin Ezrakī’nin tarihine benzer bir eser telif etme konusundaki ihmallerine şaştığını söyledikten sonra Şifâǿü’l-ġarâm’ı yazarken bazı bilgileri kitâbelerden, bazılarını sözüne güvenilir kişilerden, bazılarını bizzat şahit olduğu olaylardan, bazılarını da vakfiyelerden elde ettiğini belirtmiştir. Eser Câhiliye devrinden IX. (XV.) yüzyılın başlarına kadarki Mekke hakkında dinî, kültürel, siyasî, iktisadî ve içtimaî bilgiler vermektedir. Bu çerçevede Mekke’nin topografyası, Kâbe’nin örtüsü, Kâbe’ye hizmet edenler, buraya gönderilen hediyeler, Mekke’deki medreseler, ribâtlar, sular ve kuyular, Hz. Peygamber devrinden müellifin zamanına kadar görev yapan Mekke valileri, şehrin uğradığı sel felâketleri ve salgın hastalıklar, Mekke’nin isimleri, haremin sınırları ve Mescid-i Harâm’ın imarı, bölgedeki diğer mukaddes mekân ve makamlar, Kâbe’nin özellikleri, zemzem ile ilgili haberler, haccın menâsiki, Câhiliye döneminde Kureyş kabilesi, Mekke’nin fethi, Câhiliye ve İslâm devirlerinde Mekke çarşıları gibi konular ele alınmaktadır. Bizzat müellifi tarafından Tuĥfetü’l-kiram bi-aħbâri’l-beledi’l-ĥarâm, Tahsîlü’l-merâm min târiħi’l-beledi’l-ĥaram, Hâdî źevi’l-efhâm ilâ târiħi’l-beledi’l-ĥaram ve ez-Zühûrü’l-muķteŧafe min târiħi Mekkete’l-müşerrefe adlarıyla dört defa ihtisar edilen Şifâǿü’l-ġarâm’ın bazı bölümleri 1859’da Leiden’de basılmış, bazı bölümleri de F. Wüstenfeld tarafından Leipzig’de yayımlanmıştır (De Chroniken der Stadt Mekka [serisi içinde], 1857-1861, II, 55 vd.). Daha sonra Kahire’de (1956) ve Ömer Abdüsselâm Tedmürî tarafından Beyrut’ta iki cilt halinde neşredilmiştir (1405/1985). 2. el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn fî târiħi’l-beledi’l-emîn. Mekke’nin tarihi, valileri, burada yetişen veya buraya gelip yerleşen âlim, fakih, şair, edip vb. şahsiyetler hakkında yazılmış en hacimli ansiklopedik eserdir. Müellif kitabına, Şifâǿü’l-ġarâm ve ez-Zühûrü’l-muķteŧafe min târîħi Mekkete’l-müşerrefe adlı eserlerinden kısalttığı bir girişle başlamaktadır. Bu kısımda Mekke’deki evlerin satılması ve kiralanmasıyla ilgili şer‘î hükümler, Mekke’nin isimleri, Kâbe ve müştemilâtına dair bilgiler, haccın menâsiki, hacılarla ilgili haberler ve siyere dair konular yer almaktadır. Fâsî siyerle ilgili bilgileri Alâeddin Moğultay b. Kılıç el-Hanefî’nin es-Sîretü’ś-śuġrâ’sından almıştır. Girişten sonra müellif kitabına aldığı şahısların hal tercümelerini alfabetik sıraya göre kaydetmiş, ancak Muhammed ve Ahmed isimlerini öne almıştır. Bu arada kendi hal tercümesine de Muhammed adını taşıyan kişiler arasında 38. sırada geniş bir şekilde yer vermiştir (I, 331-363). Bizzat müellifi tarafından ǾUcâletü’l-ķırâ li’r-râġıb fî târiħi ümmi’l-ķurâ adıyla kısaltılan el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn’e Fâsî’nin öğrencilerinden Necmeddin İbn Fehd ed-Dürrü’l-kemin bi-źeyli’l-Ǿİķdi’ŝ-ŝemîn ismiyle bir zeyil yazmıştır. Eser dört cilt halinde iki defa basılmış (Kahire 1289-1290; Mekke 1314), daha sonra M. Fuâd Seyyid tarafından sekiz cilt olarak yayımlanmıştır (Kahire 1378/1958-1388/1969). Bu baskının ilk cildini Muhammed Hâmid el-Fıkī, son cildini de Fuâd Seyyid’in vefatından sonra Mahmûd Muhammed et-Tanâhî tahkik etmiştir. 3. el-MuķniǾ min aħbâri’l-mülûk ve’l-ħulefâǿ ve vülâti Mekkete’ş-şürefâǿ. Eserin Abbâsî halifelerinin sonuna kadar olan birinci kısmını Franciscus Erdman (Kazan 1822), tamamını ise Muhammed Altuncî (Dımaşk 1406/1986) neşretmiştir. 4. er-Rıżâ ve’l-ķabûl fî feżâǿili’l-Medîne ve ziyâreti’r-Resûl. el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn’in Mekke baskısının sayfa kenarında yayımlanmıştır (1314). 5. ErbaǾûne ĥadiŝen mütebâyinetü’l-isnâd ve’l-mütûn. Nevevî’nin kırk hadisinin tahrîci olup bir nüshası
Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Şehid Ali Paşa, nr. 541). 6. Îżâĥu Buġyeti ehlî’l-beśâǿir fî źeyli’l-İşâre. Zehebî’nin el-İşâre adlı biyografik eserine Buġyetü ehli’l-beśâǿir fî delâǿili’l-İşâre adıyla yazdığı zeyle yine kendisi tarafından yapılan şerhtir. Eserin 210 yaprak halinde 904’te (1498) istinsah edilen birinci cüzünün yazma nüshası Akhisar Zeynelzâde Kütüphanesi’nde (nr. 754) muhafaza edilmektedir (Şeşen, I, 387 vd.). 7. Źeylü’t-Taķyîd fî ruvâti’s-sünen ve’l-mesânid. İbn Nukta’nın et-Taķyîd’inin zeyli olup Kemâl Yûsuf el-Hût tarafından tahkik edilerek iki cilt halinde yayımlanmıştır (Beyrut 1410/1990). 8. eş-Şürefâǿ (Dımaşk 1406).
Fâsî’nin ilmî faaliyetleri arasında ihtisar ve zeyil çalışmaları da büyük bir yer tutmaktadır. Onun Mekke tarihiyle ilgili ihtisarlarından başka Kemâleddin ed-Demîrî’nin Ĥayâtü’l-ĥayevân’ına, İbn Râfi‘in İbn Neccâr el-Bağdâdî’nin Târîħu Baġdad’ına yaptığı zeyline ihtisarları da vardır. Zeyil çalışmaları arasında, Zehebî’nin Siyerü aǾlâmi’n-nübelâ’sına yazdığı İrşâdü źevi’l-efhâm ilâ tekmili Kitabi’l-AǾlâm zikredilebilir (Ziriklî, el-AǾlâm, VI, 228).
Kaynaklarda Fâsî’nin Şâfiî mezhebine göre ezkâr, daavât ve menâsik kitapları yazdığı, ayrıca Cevâhirü’l-uśûl fi’l-ĥadîŝ adlı bir eseri olduğu kaydedilmektedir.
BİBLİYOGRAFYA:
Fâsî, Şifâǿü’l-ğarâm bi-ahbâri’l-beledi’l-harâm (nşr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî), Beyrut 1405/1985, I, 5-22; a.mlf., el-Ǿİkdü’s-semîn, I, 331-363; İbn Hacer, İnbâǿü’l-gumr, VIII, 187-188; Ahmed b. Ömer el-Hârizmî, Tercümetü’ş-Şeyh Takıyyiddin el-Fâsî, Dârü’l-Kütübi’z-Zâhiriyye, Tarih, nr. 3863, vr. 93a-106b; İbn Tağrîberdî, el-Menhelü’s-safî, I, 403-405; Nu‘mânî, er-Ravzü’l-Ǿâtîr, Berlin Staatsbibliothek, nr. 289; Sehâvî, ed-Davǿü’l-lâmiǾ, VII, 18-20; Süyûtî, Tabakâtü’l-huffâz (Ömer), s. 545; İbnü’l-İmâd, Şezerât, VII, 199; Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, Neylü’l-ibtihâc (İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müzheb içinde), Kahire 1329, s. 304; Şevkânî, el-Bedrü’t-tâliǾ, II, 114-115; F. Wüstenfeld, Die Geschichtschrciber der Araber und ihre Werke, Göttingen 1882, s. 473; Serkis, MuǾcem, II, 1429-1430; Brockelmann, GAL, II, 172; Suppl., II, 221; a.mlf., “Fâsî”, İA, IV, 517; F. Rosenthal, A History of Muslim Historiography, Leiden 1952, s. 404, 408, 414, 524; a.mlf., “al-Fâsi”, EI² (İng.), II, 828-829; Ziriklî, el-AǾlâm, VI, 228; Ramazan Şeşen, Nevâdirü’l-mahtûtâti’l-ǾArabiyye, Beyrut 1975, I, 387-388; Abdülvehhâb İbrâhim Ebû Süleyman, Kitâbetü’l-bahsi’l-Ǿilmî, Cidde 1983, s. 592-594; Abdullah Akıl Ankavî, “el-Müǿerrih Takıyyüddin el-Fâsî ve kitâbühû Şifâǿü’l-garâm bi-ahbâri’l-beledi’l-harâm”, Sources for the History of Arabia, I (1399/1979), s. 61-67.
Cevat İzgi