ez-ZİYÂDÂT

(الزيادات)

Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin (ö. 189/805) “zâhirü’r-rivâye” diye bilinen eserlerinden biri.

Şeybânî’nin daha sonra Hanefî hukuk öğretisinin temeli/kurucu metinleri olarak kabul edilecek zâhirü’r-rivâye eserleri, ez-Ziyâdât’ın yanında en hacimlileri olan el-Aśl (el-Mebsûŧ), bunu özetleyen yahut tamamlayan ve nisbeten daha kısa olan el-CâmiǾu’ś-śaġīr ile el-CâmiǾu’l-kebîr ve tek bir konuya ayrılan es-Siyerü’l-kebîr’den oluşmaktadır. Bunlardan es-Siyer en son telif edilmiş, ez-Ziyâdât ise ondan önce ve diğerlerinden sonra kaleme alınmıştır (İbn Âbidîn, I, 9). Dolayısıyla müellif ez-Ziyâdât’ı hayatının son dönemlerinde yazmış olmalıdır. ez-Ziyâdât, sistematik ve kapsamlı bir fıkıh eseri olmaktan çok İmam Muhammed’in önceki eserlerine yaptığı ilâvelerden meydana gelen bir çalışmadır. Kâtib Çelebi, ez-Ziyâdât’ın mahiyeti ve yazılış sebebiyle ilgili gelenekteki dört farklı rivayeti kaydeder. Bunlardan ilkine göre ez-Ziyâdât, Ebû Yûsuf’un el-Emâlî adlı, fıkıh konularını ayrıntılı biçimde işlediği eserlerine İmam Muhammed’in yaptığı eklerdir. İkincisine göre İmam Muhammed el-CâmiǾu’l-kebîr’i bitirince burada kaydetmediği ve sonradan çözdüğü bazı fer‘î meseleleri ez-Ziyâdât içinde toplamıştır. Daha sonra başka fer‘î meselelerle karşılaştığında onlarla ilgili görüşlerini de kaydedip Ziyâdâtü’z-Ziyâdât adıyla bir başka eser yazmıştır. Üçüncü rivayete göre Ebû Yûsuf’un imlâlarını (el-Emâlî) İmam Muhammed’in oğlu yazmakta ve kendisi de bu çalışmadaki konu başlıkları altına Ebû Yûsuf’un görüşlerini tamamlayan ilâveler yapmaktaydı. Bu arada Muhammed konu başlıklarını Ebû Yûsuf’un yaptığı gibi düzensiz bırakmış ve sonraki âlimler bu durumu hocasının imlâlarıyla “teberrük” isteğine bağlamıştır. Nihayet dördüncü sebebe göre İmam Muhammed, ez-Ziyâdât’ı kendi muhtasar eserleri olan el-CâmiǾlerde zikretmediği meselelere ilâve şeklinde kaleme almış ve bu sebeple eser ez-Ziyâdât diye anılmıştır.

Bu açıklamalardan hangisi doğru olursa olsun değişmeyen nokta, ez-Ziyâdât’ın sistematik ve kapsamlı bir fıkıh eseri olmayıp bir tür çalışma notları şeklinde tasarlanmış olduğudur. ez-Ziyâdât’ın zâhirü’r-rivâye grubuna dahil edilmesi, o kapsamdaki diğer eserlerle birlikte Mâverâünnehir’e İmam Muhammed’in iki öğrencisi Ebû Süleyman el-Cûzcânî ve Ebû Hafs el-Kebîr tarafından getirilmesinden ve bu eserler aracılığı ile Hanefî hukuk öğretisinin klasik yapısının teşekkül etmesindendir. Mezhebin teşekkül ve olgunlaşma sürecinde Orta Asyalı Hanefî âlimleri İmam Muhammed’in bu eserleri üzerine pek çok çalışma yapmıştır. Bu şerh vb. faaliyetlerden nasibini alan ez-Ziyâdât üzerine Kâtib Çelebi’nin kaydettiğine göre on üç kadar şerh ve ihtisar gibi çalışma yapılmıştır. Buhara Hukuk Mektebi’nin önemli bir mensubu olan Muhammed b. İbrâhim el-Hasîrî mezhep doktrininin öğrenilmesini tanımlayan üç aşamalı sürecin üçüncü aşamasında okutulan kitaplar arasında ez-Ziyâdât’la birlikte en-Nevâdir’i ve Uśûlü’l-fıķh’ı sayar (el-Ĥâvî fi’l-Fetâvâ, vr. 1b-2b). Bu aşamada fıkıh melekesi oldukça gelişen öğrenciler, bu son eserler aracılığıyla mezhebin kurucu görüşlerinden elde edilen ilkelerin (asıl) ez-Ziyâdât ve en-Nevâdir’deki görüşlerle irtibatını kurmayı öğrenirler. Gerçekten de nevâdir ve ziyâdât türü eserlerde sistematik olmayan bir şekilde serdedilen görüşlerin daha sistematik diğer eserlere nazaran tutarlı ve anlamlı bir biçimde okunması gerekli olup bu sebeple, Şemsüleimme es-Serahsî, Ebü’l-Usr el-Pezdevî, Ahmed b. Muhammed el-Attâbî ve Kādîhan gibi ez-Ziyâdât şârihlerinin her bir başlığın altında öncelikle bir asıl bulma çabaları dikkat çekicidir.

ez-Ziyâdât’ın günümüze ulaşan müstakil bir nüshası bilinmemektedir. Süleymaniye Kütüphanesi’nde bu adla kayıtlı nüshaların (Ayasofya, nr. 1385, vr. 338b-405a; Lâleli, nr. 946) orijinal ez-Ziyâdât olmayıp Sadreddin el-Ezraî’nin ez-Ziyâdât’ıdır (aş.bk.). Esasen ez-Ziyâdât’ın aslı günümüze ulaşmadığı gibi mevcut iki şerhte (Attâbî ve Kādîhan) esas alınan metin de asıl kitabın sonraki bir âlim tarafından


elden geçirilerek fıkıh konularına göre yeniden düzenlenmiş bir versiyonudur. Çünkü orijinal metin fıkıh eserlerinin tertibine uymayan, konuların gelişigüzel sıralandığı düzensiz bir derlemedir. Kādîhan’ın şerhinin bir özeti olduğu söylenen (Zevzenî, vr. 54b; Leknevî, s. 80; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 400), fakat Kādîhan şerhinden metnin tahrîci şeklinde ortaya çıktığı için el-Münteħab adıyla meşhur olan Kadı Ebü’r-Rebî‘ Sadreddin Süleyman b. Ebü’l-İz Vüheyb el-Ezraî’nin ez-Ziyâdât’ı, bir nüshasının kenarındaki notta belirtildiğine göre (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 1385, vr. 405a) Memlük Hükümdarı el-Melikü’l-Eşref’in emriyle ez-Ziyâdât’ın orijinal metnini inşâ etmeyi hedefleyen bir çalışmanın ürünüdür ve bugün mevcut tek ez-Ziyâdât metnidir (nüshaları için bk. ez-Ziyâdât, Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 1385, vr. 338b-405a; Lâleli, nr. 946; Şerĥu’z-Ziyâdât, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 1555, 1556, 1666; Muħtaśaru Şerĥi’z-Ziyâdât, Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 679, vr. 1a-116b; Münteħabü Şerĥi’z-Ziyâdât, Süleymaniye Ktp., Çorlulu Ali Paşa, nr. 238, vr. 1-53; Yenicami, nr. 395, vr. 1-99).

Bununla birlikte Ebü’l-Usr el-Pezdevî’nin tek nüshası zamanımıza ulaşan ez-Ziyâdât şerhi sayesinde metnin orijinal tertibi de bilinmektedir. Zira bu şerhin dîbâcesinde, bir Hanefî âliminin ez-Ziyâdât’ın orijinal halini değiştirerek fıkıh sistematiğine göre belirli bir düzene koyduğunu belirten Pezdevî kendisinin, şerhinde ez-Ziyâdât’ın orijinal tertibini koruduğunu belirtir (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 1665, vr. 195b). Gerçekten de Pezdevî’nin şerhiyle ez-Ziyâdât üzerine yapılan diğer çalışmalar karşılaştırıldığında Pezdevî’nin metninin “kitab” şeklinde herhangi bir ana başlık taşımadığı, “bab” başlıkları altında birçok konuya yer verildiği ve bu babların tertibinde herhangi bir konu sıralaması yapılmadığı (meselâ bey‘ veya ibadetlerle ilgili bir konu başta, ortada, sonda yer alabilmektedir), daha mürettep diğer çalışmalarda ise orijinal alt bölümlerin (bab) ana bölümler (kitab) altında bir araya getirildiği görülür. ez-Ziyâdât’ı sonradan düzenleyen kişinin koyduğu ana bölümler şunlardır: Salât, zekât, yeminler, nikâh, talâk, ıtâk, büyû‘, şüf‘a, rehin, hibe, vekâlet, şahitlik, dava, ikrar, gasp, cinayet, vasiyet, kefalet, mezun, mükâtebe, siyer, avlanma.

ez-Ziyâdât’ın Pezdevî’den sonra Ahmed b. Muhammed el-Attâbî (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 1709, 1710; Cârullah Efendi, nr. 677; Molla Çelebi, nr. 47, 48) ve Kādîhan (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 974; Fâtih, nr. 1706, 1708) tarafından yazılan şerhlerinin pek çok nüshası kütüphanelerde mevcuttur. Kādîhan’ın şerhi Abdullah Sevim tarafından doktora tezi olarak neşre hazırlanmıştır (Kādîhan’ın Şerhu’z-Ziyâdât Adlı Eserinin Tahkik ve Tahlili, 2002, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü). Sadreddin el-Ezraî’nin inşâ ettiği ez-Ziyâdât metni üzerine Muhammed b. Mahmûd ez-Zevzenî Melâkü’l-ifâdât fî şerĥi’z-Ziyâdât adıyla bir şerh yazmıştır (bk. bibl., vr. 54a-216b; ez-Ziyâdât ve üzerine yapılan çalışmaların yazma nüshaları için ayrıca bk. Sezgin, I, 422-423). Gelenekte bilinmekle birlikte Serahsî’nin şerhi günümüze ulaşmamış görünmekte, fakat Serahsî el-Mebsûŧ’unda pek çok yerde imlâ yoluyla telif ettiği Şerĥu’z-Ziyâdât adlı eserine atıfta bulunmaktadır (meselâ bk. el-Mebsûŧ, I, 252; II, 42). Şeybânî’nin ez-Ziyâdât’a yaptığı ekleri topladığı Ziyâdâtü’z-Ziyâdât adlı bir başka küçük eseri daha vardır. Bu risâle genellikle ez-Ziyâdât ile birlikte şerhedilmiş ve hemen onun şerhlerinin arkasına eklenmiştir. Günümüze Ziyâdâtü’z-Ziyâdât’ın Şemsüleimme es-Serahsî, Attâbî ve Pezdevî’ye ait olduğu sanılan üç şerhi ulaşmıştır. Bunlardan Serahsî ve Attâbî’ye ait şerhler basılmış, Pezdevî’ye nisbet edilen şerh yazma halindedir (bk. bibl.). Ziyâdâtü’z-Ziyâdât şerhlerinden anlaşıldığı kadarıyla metin yedi (Pezdevî’ye nisbet edilen şerh sekiz) babdan oluşan bazı ilâve meseleleri ele almak üzere yazılmış ve Kâtib Çelebi’nin de belirttiği gibi eser tamamlanamamıştır (Keşfü’ž-žunûn, II, 963).

BİBLİYOGRAFYA:

Ebü’l-Usr el-Pezdevî, Kitâbü Şerĥi’z-Ziyâdât, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 1665, vr. 1b-195a; a.mlf., Şerĥu Ziyâdâti’z-Ziyâdât, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 1665, vr. 195b-208b; Serahsî, el-Mebsûŧ, I, 252; II, 42; a.mlf., en-Nüket: Şerĥu Ziyâdâti’z-Ziyâdât (Ahmed b. Muhammed el-Attâbî, Şerĥu Ziyâdâti’z-Ziyâdât ile birlikte, nşr. Ebü’l-Vefâ el-Efgānî), Beyrut 1406/1986; Muhammed b. İbrâhim el-Hasîrî, el-Ĥâvî fi’l-fetâvâ, Süleymaniye Ktp., Hekimoğlu Ali Paşa, nr. 402, vr. 1b-2b; Ahmed b. Muhammed el-Attâbî, Şerĥu’z-Ziyâdât, Süleymaniye Ktp., Çorlulu Ali Paşa, nr. 185, vr. 1b-166b; a.mlf., Şerĥu Ziyâdâti’z-Ziyâdât (Serahsî, en-Nüket ile birlikte, nşr. Ebü’l-Vefâ el-Efgānî), Beyrut 1406/1986; Süleyman b. Vüheyb el-Ezraî, Muħtaśaru Şerĥi’z-Ziyâdât, Süleymaniye Ktp., Çorlulu Ali Paşa, nr. 238, vr. 1b-52b; Ebü’l-Mefâhir Muhammed b. Mahmûd es-Sedîdî ez-Zevzenî, Melâkü’l-ifâdât fî şerĥi’z-Ziyâdât, Süleymaniye Ktp., Çorlulu Ali Paşa, nr. 238, vr. 53a-216b; Keşfü’ž-žunûn, II, 962-964; İbn Âbidîn, Şerĥu ǾUķūdi resmi’l-müftî (MecmûǾatü resâǿili İbn ǾÂbidîn içinde), [baskı yeri ve tarihi yok] (Dâru ihyâi’t-türâsi’l-Arabî), I, 9-52; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 80; Sezgin, GAS, I, 422-423; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 400; II, 140; Abdullah Muhammed el-Habeşî, CâmiǾu’ş-şürûĥ ve’l-ĥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, II, 1013-1015; M. Murteza Bedir, Buhara Hukuk Okulu: Vakıf Hukuku Bağlamında 10.-13. Yüzyıl Orta Asya Hanefi Hukuku Üzerine Bir İnceleme, İstanbul 2010, s. 43-44.

Murteza Bedir