ESNEME

Arapça’daki tesâüb kelimesinin karşılığı olup hadislerde ve ahlâk kitaplarında gerek zihnen gerekse bedenen tembellik, gevşeklik ve dikkatsizliğin tezahürü sayılmış ve tasvip edilmeyen bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Özellikle büyükler karşısında veya bir topluluk içinde esnemek görgü kurallarına aykırı kabul edilmiş, ibadet sırasında esnemek de ibadet âdabına uygun görülmemiştir.

Âlimler, “Esnemek şeytandandır” (Buhârî, “Bedǿü’l-ħalķ”, 11, “Edeb”, 125; Müslim, “Zühd”, 56) anlamındaki hadisi açıklarken burada esnemeye yol açan tembellik, usanma, bıkkınlık, uyuşukluk gibi ciddiyetle bağdaşmayan veya gaflet işareti olan hallerin insana yakışmadığına dikkat çekilmek istendiğini belirtirler. Zebîdî, esnemenin genellikle bedene ağırlık çökmesinin bir sonucu olduğunu, bunun da çoğunlukla tıka basa yiyip içmekten ileri geldiğini, bundan dolayı söz konusu hadiste esnemenin şeytana nisbet edildiğini ifade eder (Tâcü’l-Ǿârûs, “ŝǿeb” md). Hadisin devamında geçen, “Biriniz esnediği vakit şeytan ona güler” şeklindeki açıklamada da yine gaflet halinin kötülenmek istendiği belirtilir.

Hadislerde bir yandan esnemenin ve esnemeye yol açan hallerin önlenmesi tavsiye edilirken bir yandan da buna engel olamayan kimsenin esneme sırasında eliyle ağzını kapatması öğütlenmiştir (Buhârî, “Edeb”, 125, 128; Müslim, “Zühd”, 56-58). Bu tavsiyenin, esneme sırasındaki hoş olmayan görünüşü gizlemeyi amaçladığı açıktır. Ayrıca bu hadiste, esnerken ağzı el veya mendille perdelemek suretiyle vücuda mikrop girmesini yahut vücuttan dışarıya mikrop saçılmasını önleme amacının da güdüldüğü, bu bakımdan söz konusu hadisin tıbb-ı nebevî açısından önem taşıdığı düşünülebilir. Nitekim esneme ile birlikte şeytanın vücuda girdiğini ifade eden hadisteki (Müsned, III, 37) şeytan kavramıyla esnerken vücuda girme ihtimali bulunan mikroplar arasında zararlı olmaları açısından bir ilişki kurulmak istenmiştir.


BİBLİYOGRAFYA:

Lisânü’l-ǾArab, “sǿeb” md.; İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, “sǿeb” md.; Tâcü’l-Ǿarûs, “sǿeb”, md.; Wensinck, el-MuǾcem, “tesâǿebe” md.; a.mlf., Miftâhu künûzi’s-sünne, “tesâǿüb” md.; Müsned, III, 37; Buhârî, “Edeb”, 125, 128, “Bedǿü’l-halk”, 11; Müslim, “Zühd”, 56-59; İbn Hacer, Fethu’l-bârî (Sa‘d), XXII, 424, 429-431.

Selman Başaran