EŞEC el-ABDÎ

الأشجّ العبدي

Münzir b. Âiz b. el-Hâris el-Eşecc el-Abdî

Sahâbî.

Bahreyn taraflarındaki Abdülkays kabilesine mensuptur. Adının Münkız olduğu da söylenmektedir. Eşec lakabını başında veya alnındaki derin bir yara izi sebebiyle almıştır. Bu lakabın ona Hz. Peygamber tarafından verildiği de rivayet edilmektedir. Asar aşiretine nisbetle ayrıca Aşarî diye anılır. Babasının adının Hâris veya Amr olduğu da kaydedilmektedir.

Eşec el-Abdî, kız kardeşinin oğlu ve damadı olan Amr b. Abdülkays el-Abkasî’yi (veya Münkız b. Hibbân) hicretten önce hurma satmak üzere Mekke’ye gönderdi. Bazı rivayetlere göre de Eşecc’in dostu olan bir rahip ona Mekke’de bir peygamberin ortaya çıktığını haber vermiş ve bazı özelliklerinden bahsetmişti. Eşec rahibin söylediğinin doğru olup olmadığını anlamak üzere Amr’ı Mekke’ye gönderdi. Amr Hz. Peygamber’de bu özelliklerin mevcut olduğunu, onun ayrıca kendi kabilesi ve kabile ileri gelenleri hakkında geniş bilgiye sahip bulunduğunu gördü. Bu bilgilerin ancak ilâhî bir destekle elde edilebileceğini anlayan Amr İslâmiyet’i kabul ederek Resûl-i Ekrem’in kabilesine hitaben yazdığı bir mektupla geri döndü. Amr’ın karısı Ümâme ile kayınpederi Eşec İslâmiyet’i kabul etmekle beraber Hz. Peygamber’in mektubunu kabile halkına vermeye cesaret edemediler. Fakat bir süre sonra mektubu açıklayarak İslâmiyet’i yaymaya başladılar. Hicretin 8. yılında Mekke fethinden bir müddet önce veya 10. yılda, başta Eşec olmak üzere İslâmiyet’i kabul edenlerden Suhâr b. Abbas, Amr b. Mercûm el-Abdî, Şihâb b. Abdullah b. Asar, Hârise b. Câbir, Hemmâm b. Rebîa el-Asarî gibi kabile ileri gelenlerinin içinde bulunduğu bir heyet Resûl-i Ekrem’i görmek üzere Medine’ye gitti. Kafileye Eşecc’in veya Abdullah b. Avf el-Abdî’nin başkanlık ettiği rivayet edilmektedir. Bu iki rivayeti telif ederek Eşecc’in adının Abdullah b, Avf el-Abdî olduğunu söyleyenler de vardır. Kafile Medine’ye girmeden önce Resûl-i Ekrem’in onlardan bahsederek İslâmiyet’i kendiliklerinden kabul ettiklerini ve Eşec el-Abdî ile birlikte Medine’ye gelmekte olduklarını haber verdiği kaydedilmektedir. Kafile Mescid-i Nebevî’ye vardığında heyette bulunanlar hemen Resûlullah’ın yanına koştukları halde Eşec el-Abdî temizlenip yeni bir elbise giydikten sonra Resûl-i Ekrem’in huzuruna çıktı. Hz. Peygamber ona, kendisinde görülen yumuşak huyluluk ve ihtiyatkârlığın Allah ve Resulü tarafından sevilip beğenildiğini söyledi (Müslim, “Îmân”, 25, 26; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 149; Tirmizî, “Bir”, 66; İbn Mâce, “Zühd”, 18). Bu iltifata çok sevinen Eşec, değerli iki özelliğe sahip olarak yaratıldığı için Allah’a hamdetti. On gün kadar Medine’de kalarak Kur’an’ı ve İslâmiyet’i öğrenmeye çalışan Abdülkays heyeti, Hz. Peygamber’in kendilerine verdiği değerli hediyelerle memleketlerine döndüler. Eşec el-Abdî’nin bundan sonraki hayatı ve ölüm tarihi hakkında kaynaklarda bilgi yoktur.

BİBLİYOGRAFYA:

Müslim, “Îmân”, 25, 26; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 149; Tirmizî, “Bir”, 66; İbn Mâce, “Zühd”, 18; İbn Sa‘d, et-Tabakât, V, 557-566; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 338; Hatîb, el-Esmâǿü’l-mübheme fi’l-enbâǿi’l-muhkeme (nşr. İzzeddin Ali Seyyid), Kahire 1405/1984, s. 442-445; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, I, 118-119; 111, 461; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gabe, I, 116-117; III, 359; V, 150-151, 267-268; İbn Hacer, el-İsâbe, I, 87, 613; III, 408-411; IV, 203, 657-658, 679; VI, 224; VII, 524; Mehmed Zihni, el-Hakâik, İstanbul 1310-11, I, 157-158; Tecrid Tercemesi, I, 61-63; Wensinck, el-MuǾcem, VIII, 264.

M. Yaşar Kandemir