EŞDAK

الأشدق

Ebû Ümeyye Amr b. Saîd b. el-Âs el-Eşdak el-Emevî (ö. 70/690)

Emevî valisi ve kumandanı, tâbiî.

Babası Saîd b. Âs Hz. Peygamber vefat ettiği zaman sekiz dokuz yaşlarında bir çocuktu. Bu sebeple Eşdak’ın sahâbî olduğuna dair rivayet doğru değildir. Annesi Ümmü’l-Benîn Emevî Halifesi Mervân b. Hakem’in kız kardeşidir. Avurdunu doldurarak konuştuğu için “Eşdak” lakabıyla meşhur olmuştur. Muâviye tarafından Mekke valiliğine tayin edildi ve bu göreve I. Yezîd devrinde de kısa bir süre devam etti. Daha sonra Velîd b. Utbe b. Ebû Süfyân’ın yerine Medine valiliğine getirildi. Yezîd’in emriyle, o sırada Mekke’de halifeliğini ilân eden Abdullah b. Zübeyr’e karşı onun kardeşi Amr b. Zübeyr kumandasında bir ordu sevketti. 61 yılı sonuna doğru (Ağustos 681) Emevî ailesi içinde cereyan eden bir entrika neticesinde azledildi ve yerine selefi Velîd b. Utbe tayin edildi. Bunun üzerine Eşdak Dımaşk’a giderek haksız yere azledildiğini halifeye anlattı ve haklı bulundu. Medineliler 683’te isyan edip aralarında Mervân’ın da bulunduğu Emevîler’e saldırınca Mervân durumu halifeye bildirdi. Halife Yezîd göndermeye karar verdiği orduya Eşdak’ı kumandan tayin etmek istediyse de Eşdak Kureyş kanı dökmek istemediğinden kumandanlığın Kureyş’ten olmayan birine verilmesini tavsiye etti. Bunun üzerine halife Müslim b. Ukbe’yi görevlendirdi.

II. Muâviye’nin ölümünün ardından (64/684) Mervân b. Hakem Abdullah b. Zübeyr’e biat etmeye hazırlanırken Ubeydullah b. Ziyâd ile Eşdak onu halifelik için mücadele etmeye ikna ettiler. Câbiye’de toplanan halk Mervân’a biat ettikten sonra Mervân Hâlid b. Yezîd b. Muâviye ile büyük yardımlarını gördüğü Eşdak’ı veliaht ilân etti. Eşdak Mervân’ın karşı çıkmasına rağmen Mekke’ye Abdullah b. Zübeyr üzerine asker sevketmeye devam etti. Sahâbî Ebû Süreyh el-Huzâî, Mekke’de kan dökmenin haram olduğunu ifade eden hadisi hatırlatınca bu konuyu ondan daha iyi bildiğini ve Mekke’nin hiçbir âsiyi kurtaramayacağını söyleyerek ona karşı çıktı. Mervân ile Dahhâk b. Kays arasında vuku bulan Mercirâhit Savaşı’nda büyük yararlıklar gösterdi. Mısır seferinde de halifenin yanında yer aldı ve halkın Emevîler’e itaatini sağladı. Mervân’ın Mısır seferine çıkmasını fırsat bilen Abdullah b. Zübeyr kardeşi Mus‘ab’ı Filistin üzerine sevkedince halife de Eşdak’ı ona karşı gönderdi. Eşdak Mus‘ab’ı Suriye topraklarına girmeden mağlûp etti ve geri çekilmek zorunda bıraktı. Bu başarıları üzerine sonra etrafındakilere Mervân’dan sonra hilâfete kendisinin geçeceğini söylemesi halifeyi kuşkulandırdı ve yakın adamı Hassân b. Mâlik’in de desteğiyle Eşdak’ı veliahtlıktan azledip yerine sırasıyla iki oğlu Abdülmelik ile Abdülazîz’i veliaht tayin etti. Eşdak, Abdülmelik halife


olunca ondan sonra kendisinin halife olması şartıyla Abdülmelik’e biat etti. Ancak bir müddet sonra Abdülmelik’in de kendi oğullarını veliaht ilân etmek istediğini anladı. Halifenin Züfer b. Hâris üzerine yürümek için Dımaşk’tan ayrılmasını fırsat bilen Eşdak isyan ederek Dımaşk’a girdi ve hazineleri ele geçirdi (69/689). Seferden vazgeçip Dımaşk’a dönmek zorunda kalan Abdülmelik Dımaşk’ı kuşattı. Eşdak halifeden eman alarak teslim oldu. Ancak Abdülmelik ileride tekrar isyan edebileceğini düşünerek onu sarayına davet etti ve kendi eliyle öldürdü.

Eşdak cesur ve kibirli bir kumandan, iyi bir hatipti. Saîd b. Müseyyeb onu İslâmî devrin en meşhur hatipleri arasında sayar. Abdullah b. Zübeyr’e muhalefet maksadıyla namazda besmelenin âşikâre okunmasını yasaklayan ilk şahıs odur. Babasından, Hz. Ömer, Osman, Ali ve Hz. Âişe’den hadis rivayet etmiştir. Kendisinden de oğulları Saîd, Mûsâ, Ümeyye ile Yahyâ b. Saîd el-Ensârî ve Ebû Ümeyye Abdülkerîm b. Muhârık gibi muhaddisler rivayette bulunmuşlardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Vâkıdî, el-Meğâzî, II, 845; İbn Sa‘d, et-Tabakât, V, 237-238; Zübeyrî, Nesebü Kureyş, s. 176-180; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), Kahire 1981, s. 145, 296, 615; Belâzürî, Ensab, V, 131-132, 135-136, 140-141, 149-150, ayrıca bk. İndeks; Ya‘kubî, Târîh, II, 253, 255-258, 264, 270, 274; Taberî, Târîh (Ebü’l-Fazl), tür.yer.; Mes‘ûdî. Mürûcü’z-zeheb (Abdülhamîd), III, 94, 109-111; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, bk. İndeks; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, XXI, 100-108; Kütübî, Fevâtü’l-Vefeyât, III, 161; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, VIII, 37-39; a.mlf., el-İsâbe, II, 175; Tecrid Tercemesi, I, 101-102; İbn Fehd, Gayetü’l-merâm, s. 106-114; Ziriklî, el-AǾlâm, V, 246; J. Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1963, s. 69-71, 73, 82-84, 86, 89, 90, 104; M. Ebül-Fazl İbrâhim - Ali M. el-Bicâvî, Eyyâmü’l-ǾArab fi’l-İslâm, Kahire 1394/1974, s. 414, 418, 419; Abdülmün‘im Mâcid, et-Târîhu’s-siyâsî li’d-devleti’l-ǾArabiyye, Kahire 1982, II, 109-111; K. V. Zetterstéen, “ǾAmr b. SaǾıd”, İA, I, 415; a.mlf., “ǾAmr b. SaǾîd”, EI² (İng.), I, 453; Hakkı Dursun Yıldız, “Yezîd b. Mu’âviye”, İA, XIII, 412; Wensinck, el-MuǾcem, VIII, 210.

Abdülkerim Özaydın