EBÛ SUFRE

أبو صفرة

Ebû Sufre Zâlim b. Serrâk b. Subh el-Ezdî el-Atekî

Tanınmış emîr ve Horasan Valisi Mühelleb’in babası, sahâbî.

Uman’la Bahreyn arasındaki Debâ’da yaşayan Ezdliler’dendir. Adının Katı‘, babasının adının Sârik olduğu da söylenmektedir. Atekî nisbesini Ezd’in bir kolu olan Atîk’ten almıştır. Bazı Şiî kaynakları onun aslen İranlı olduğunu kaydeder. Kabilesi İslâmiyet’i kabul ettiği zaman Medine’ye gönderilen heyet içinde o da vardı. Ebû Sufre uzun boyu, iri cüssesi, güzel yüzü, fasih konuşması ve sarı renkli uzun elbisesiyle Resûl-i Ekrem’in dikkatini çekti; biat etmek üzere yanına geldiğinde kendisiyle ilgilendi ve adını, sarı renkli elbisesinden dolayı “Ebû Sufre” olarak değiştirdi. Bir rivayete göre ise on sekiz oğlu ve Sufre adında bir kızı olduğunu söylemesi üzerine Hz. Peygamber ona bu künyeyi verdi. Kendileri gibi Ezdli olan Huzeyfe b. Yemân’ı, başka bir rivayete göre hemşehrileri Huzeyfe b. Mihsan’ı (Yâkūt, II, 435) onlarla birlikte zekât âmili olarak gönderdi. İbn Abdülber, Ebû Sufre’nin Hz. Peygamber zamanında müslüman olmakla beraber sözü edilen heyetin içinde bulunmadığını, on çocuğuyla birlikte Hz. Ömer’in (bazı rivayetlere göre ise Hz. Ebû Bekir’in) yanına geldiğini söylemektedir. Onun Asr-ı saâdet’te küçük bir çocuk olduğunu ileri sürenler de vardır (aş. bk.).

Hz. Peygamber’in vefatından sonra zekât vermeyi kabul etmeyerek irtidad edenlerin arasına Ebû Sufre’nin kabilesi de katıldı. Halife Ebû Bekir onların üzerine İkrime b. Ebû Cehil kumandasında bir ordu gönderdi. Müslümanlarla savaşa giren kabile mensuplarının çoğu bu savaşta öldü. Kalanların bir kısmı Medine’ye, bir kısmı da başka yerlere gönderildi. O sıralarda Ebû Sufre’nin henüz bülûğa ermemiş bir çocuk olduğu, Hz. Ebû Bekir’e teslim edilmek üzere Huzeyfe b. Yemân tarafından Medine’ye gönderildiği de söylenmektedir (İbn Sa‘d, VII, 102; İbn Hacer, IV, 108). Ebû Sufre yeniden İslâmiyet’e dönünce halife onu serbest bıraktı. Kabile halkının bir kısmı tekrar Debâ’ya dönerken Ebû Sufre’nin de aralarında bulunduğu başka bir grup Basra’ya yerleşti.

Ebû Sufre’nin Hz. Ebû Bekir ve Ömer’le görüşmeler yaptığı, çocuklarıyla Hz. Ömer’in huzuruna çıktığı zaman, daha sonra Basra’yı Hâricîler’e karşı koruyacak ve Horasan valiliği yapacak olan en küçük oğlu Mühelleb’i halifenin beğendiği ve, “Bu senin çocuklarının önderidir” dediği kaydedilmektedir.

Basra’da vefat eden ve cenaze namazı Hz. Ali tarafından kıldırılan Ebû Sufre’nin ölüm tarihi bilinmemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Vâkıdî, Kitâbü’r-Ridde (nşr. Yahyâ el-Cebûrî), s. 55-57, 59, 201; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 399; İbn Hazm, Cemhere, s. 367-368; İbn Sa‘d, et-Tabakat, VII, 101-102; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, IV, 109-110; Yâkut, MuǾcemü’l-büldân, II, 435-436; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gābe, III, 103; IV, 379; VI, 174; İbn Hacer, el-İsâbe, IV, 108-109; Abbas el-Kummî, el-Künâ ve’l-elkāb, Beyrut 1983, s. 97-99; Reckendorf, “Ezd”, İA, IV, 430.

Raşit Küçük